Geri Dön

Assessing the Bosphorus as a migratory corridor for Pipistrellus nathusii using acoustic monitoring methods

Akustik izleme yöntemleri kullanılarak Pipistrellus Nathusii için Boğaziçi'nin göç koridoru olarak değerlendirilmesi

  1. Tez No: 887132
  2. Yazar: TUĞÇE NUR İLBAŞ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRAH ÇORAMAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Biyoloji, Biology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yer Sistem Bilimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 79

Özet

Türkiye, Batı Palearktik Bölgesi'nin en zengin yarasa faunasına sahip ülkelerinden biridir. Şu ana kadar toplam 39 yarasa türü kayıt altına alınmıştır. Türkiye'deki yüksek çeşitliliğe rağmen, yarasaların temel ekolojileri hakkındaki bilgiler eksiktir. Yarasalar geceleri aktif oldukları için doğrudan gözlem yoluyla kayıt altına alınması zordur ve Türkiye'de yapılan çalışmaların birçoğu mağarada yaşayan yarasalar üzerinedir. Diğer yarasa türleri ile ilgili çalışmalar ise genellikle sis ağı ile örneklemeye dayanmaktadır. Bu nedenlerle, yarasaların popülasyon büyüklükleri, dağılımları ve göçleri ile ilgili bilgiler kısıtlıdır. Akustik ekoloji pasif bir izleme yöntemidir ve bu nedenle yarasa izleme çalışmaları için etkili bir yöntemdir. Akustik ekoloji, kısaca seslerin kullanılarak ekolojik analizler ve izlemeler yapılması olarak tanımlanabilir. Seslerin kayıt altına alınması ile tür tanımı yapılabilir veya bir bölgenin işitsel manzarasını belirlenebilir. Morfolojik olarak birbirine oldukça benzer olan bazı canlıların ancak seslerinin kaydedilmesi sonucunda farklı türler olduğu anlaşılmıştır. Pasif izleme yöntemlerinin (örneğin ses kayıt cihazları, fotokapanlar) doğrudan gözlemlere göre en büyük avantajı alanda bir uzman bulunmasını gerektirmez. Cihazlar kurulduktan sonra pil ve hafıza kartı kontrolleri dışında herhangi bir müdahaleye gerek yoktur, dolayısıyla birden fazla bölgede aynı anda gözlemler yapılabilir. Ayrıca izlemelerin sayısını ve süresini arttırmak daha kolaydır. Uzun süreli izleme yapılması için de akustik izleme yöntemleri oldukça kullanışlıdır. Vatandaş bilimi yöntemlerinin kullanılması ile birlikte birçok farklı bölgeden veri toplamak mümkündür. Yarasalar, akustik izleme yöntemlerinin sık kullanıldığı bir gruptur. Yarasalar karanlıkta hareket ettikleri için ekolokasyon denilen yüksek frekanslı ses dalgalarının (ekolokasyon) yansımalarını dinleyerek yönlerini bulurlar. Ayrıca yarasalar ultrasonik sesler yardımıyla avlanırlar, engellerden kaçarlar ve sosyalleşirler. Bu sesler, insan duyma aralığı dışında kaldığı için bizler tarafından duyulmaz fakat ultrasonik mikrofonlar ile kayıt altına alınabilir. Yarasaların kullandığı yüksek frekanslı seslerden, akustik ekoloji yöntemleri kullanılarak, tür veya tür grubu tanımı yapılmaktadır. Yüksek frekansta ses kaydedebilen özel ultrasonik mikrofonların kullanılması ile yarasa sesleri kayıt altına alındıktan sonra ses dosyaları görselleştirilir. Yarasa çağrılarının başlangıç ve bitiş frekansı, sesin en şiddetli olduğu frekans, çağrılar arasındaki süre ve çağrı şekli gibi parametrelere bakılarak tür tanımı yapılır. Türkiye'de yaşayan birçok yarasa, ekolokasyon çağrısından tür/tür grubu olarak tanımlanabilmektedir. Bu çalışma, İstanbul'da sistematik bir akustik izleme çalışması yapmayı hedeflemektedir. İstanbul Boğazı'nın yarasalar için bir göç koridoru olarak kullanımı incelenmiştir. Özellikle, uzun mesafe göçmen olan Pipistrellus nathusii türünün İstanbul üzerinden göçü araştırılmıştır. Ayrıca yarasa aktivitesi sıcaklık, rüzgâr hızı, rüzgâr yönü gibi meteorolojik parametrelerle karşılaştırılarak göç üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Ay fazları ve göç aktivitesi arasındaki ilişki de sorgulanmıştır. Çalışmada, ses kayıtları tam spektrumlu ultrasonik ses kayıt cihazları kullanılarak yapılmıştır. Cihazlar; Yıldız Parkı, İstanbul Teknik Üniversitesi, Atatürk Kent Ormanı ve Sarıyer Ormanı olmak üzere dört noktaya yerleştirilmiş, böylece Boğaz hattını güneyden kuzeye kapsaması hedeflenmiştir. Kayıtlar, 2022 yılının Nisan-Kasım ayları arasında toplanmıştır. Bu süreçte, cihazların pil ve hafıza kartı değişiklikleri rutin ziyaretlerle gerçekleştirilmiştir. Toplanan ses kayıtlarının analizleri ilk aşamada Kaleidoscope Pro programı kullanılarak yapılmıştır. Bu program, kendi ses kütüphanesini kullanarak tür önerilerinde bulunmaktadır. Ancak, yarasa türlerinin sesleri bulundukları coğrafya ve habitata göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle otomatik tür tanımı yapan programların önerdiği tanımlamaların doğruluk oranları bazı taksonomik gruplar ve coğrafi bölgeler için güvenilir olmayabilir. Bu kapsamda, tür tanımları ilgili literatür kaynakları göz önünde bulundurularak, ikinci aşamada manuel olarak yapılmıştır. Manuel analizler için, hava koşullarının yarasa aktivitesine uygun olduğu günler (gecelik yağış miktarı 18 mm ve altı olan geceler) belirlenmiştir. Seçilen günlerin aralıkları 3 ile 9 gün arası değişmektedir. Fakat arka arkaya gelen yağışlı günler ve cihazlarla yaşanan teknik sorunlardan dolayı bazı günlerin aralıkları daha geniştir. Bazı ses kayıtlarında aynı türden birden fazla bireye ve/veya farklı türe ait sesler tespit edilmiştir. Bu kayıtlar, tür ve birey sayısını içerek şekilde belgelenmiştir. Ekolokasyon çağrılarından ayrımı mümkün olmayan türler akustik grup olarak belirlenmiştir. Yarasa aktivitesi ile hava durumu parametreleri arasındaki ilişkiyi incelemek için, (2 metre yükseklikteki sıcaklık ve 10 metre yükseklikteki rüzgâr hızı ve yönü) yarasaların aktif olduğu saatlerin (18:00 ile 06:00 arasında) ortalaması alınarak hesaplanmıştır. Yarasa aktivitesi ve ayın evreleri arasındaki ilişkiyi incelemek için lunar R paketi kullanılarak kayıtların yapıldığı tarihlerdeki ayın evreleri, sekiz farklı evre olacak şekilde hesaplanmıştır. Ses analizleri kapsamında toplam 141,325 ses dosyası incelenmiş ve bu dosyaların 135,339'unda yarasa çağrısı tespit edilmiştir. Tüm lokasyonlarda en sık görülen yarasa türü, toplam tespit edilen yarasaların %82.6'sını oluşturan Pipistellus pipistrellus olmuştur. Bu tür, en yoğun olarak Yıldız Parkı'nda tespit edilmiştir. Pipistrellus pipistrellus kentsel alanlar da dâhil olmak üzere birçok habitata uyum sağlayabilen ve Türkiye'de oldukça yaygın görülen bir yarasa türü olduğu için kayıtlarda en fazla görülen tür olması beklenen bir sonuçtur. İkinci en yaygın grup ise hedef türümüzü de içinde barındıran P. nathusii akustik grubu (Pipistrellus nathusii and Pipistrellus kuhlii) olarak belirlenmiştir. Bu grup, tüm kayıtların %12.8'ini temsil etmektedir. Bunların %72'sinden fazlası İstanbul Teknik Üniversitesi ve Atatürk Kent Ormanı'nda gözlemlenmiştir. Atatürk Kent Ormanı, P. nathusii akustik grubun en fazla görüldüğü nokta olmuştur. Yarasa ses dosyalarının yaklaşık %0.9'u için herhangi bir tür tanımı yapılamamıştır. Geri kalan dosyalarda ise Eptesicus serotinus, Nyctalus leisleri, Nyctalus noctula, Rhinolophus hipposideros, Rhinolophus ferrumequinum, Myotis akustik grup ve Plecotus akustik gruba ait bireyler tespit edilmiştir. Tür çeşitliliğinin en yüksek olduğu lokasyon Sarıyer Ormanı olarak belirlenmiştir. Daha az yaygın olan türlerin aktivitesi, en fazla Atatürk Kent Ormanı'nda, en az ise Yıldız Parkı'nda gözlemlenmiştir. Çalışmanın ana konusu, P. nathusii'nin göç aktivitesinin belirlenmesidir. Literatürde, P. nathusii'nin geç yaz döneminde uzun mesafe göç ettiği belirtilmiştir. Fakat Türkiye üzerinden göçü hakkında bilgimiz kısıtlıdır. Bu çalışma ile P. nathusii'nin İstanbul üzerinden göç edip etmediği sorgulanmıştır. Dört lokasyonda da ağustos ortası itibariyle P. nathusii aktivitesinde artış gözlemlenmiştir. Yıldız Parkı'nda, P. nathusii sayısı diğer lokasyonlara göre daha düşük olsa da aktivite değişimi beklendiği gibi ağustos ayının ortası itibariyle artış göstermiş, ekim ayının sonlarında ise azalmıştır. İTÜ Kampüsü'nde aktivite ağustos ayının ortasında artmaya başlamıştır fakat eylül ayının sonlarına doğru artış ivmelenmiştir. Ekim ayının sonu itibariyle de aktivitede ciddi bir azalma gözlemlenmiştir. Atatürk Kent Ormanı'nda ise göç aktivitesi diğer lokasyonlardan farklılık göstermektedir. Kayıt periyodu boyunca ara ara yükselen aktivite ağustos itibari ile artmış, eylül ayında en yüksek aktiviteyi göstermiştir. P. nathusii aktivitesi eylül ayının sonlarına doğru düşüş göstermiş olsa da sonbaharın sonlarında hâlâ devam etmektedir. Sarıyer Ormanı'nda ise daha dağınık bir aktivite gözlemlense de ağustos itibariyle P. nathusii akustik grup aktivitesinde bir artış görülmüştür. Eylül ayında en yüksek aktivite gözlemlenmiş ve sonbahar ile birlikte aktivitede düşüş gözlemlenmiştir. Bu bilgiler ışığında P. nathusii türünün geç yaz döneminde İstanbul boğazı üzerinden göç ettiği söylenebilir. Yarasa aktivitesi ile sıcaklık karşılaştırıldığında, 10 ℃ ve altındaki sıcaklıklarda, yarasa aktivitesinde ciddi bir azalma gözlemlenmiştir. Hem tüm türlere ait hem de P. nathusii'ye ait aktiviteler, sonbahar aylarında sıcaklıkla pozitif korelasyon göstermiştir. Yaz mevsimindeki P. nathusii ile sıcaklık arasında, Yıldız Parkı'nda gözlemlenen pozitif ilişki dışında zayıf bir ilişki gözlemlenmiştir. Tüm türlerin aktivitesi ile sıcaklık karşılaştırıldığında ise Atatürk Kent Ormanı'nda gözlemlenen güçlü negatif ilişki haricinde herhangi bir ilişki gözlemlenmemiştir. İlkbahar mevsiminde ise Yıldız Parkı'ndaki tüm türlerin aktivitesi ile gösterdiği pozitif ilişki dışında aktivite ile sıcaklık arasında bir ilişki gözlemlenmemiştir. Özetle, düşük sıcaklıklarda yarasa aktivitesinin önemli ölçüde azaldığı gözlemlenmiş, yarasa aktivitesi ile sıcaklık arasında pozitif bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Rüzgâr hızı ve yönü ile yarasa aktivitesi arasındaki ilişki de mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. Kısaca, bahar aylarında hızı 5 m/s'nin altında olan güney rüzgârlarından tüm türlerin aktivite seviyeleri olumlu etkilenmiştir. Yaz aylarında ise doğu, güney ve kuzey rüzgârları ile yarasa aktivite düzeyleri arasında pozitif bir ilişki gözlemlenmiştir. Sonbaharda orta şiddette güneybatı ve kuzeydoğu rüzgârları yarasa aktivite düzeylerini olumlu etkilemektedir. Ay fazlarının yarasa aktivitesine etkisi incelendiğinde, Yıldız Parkı ve İTÜ Kampüsü'nde, P. nathusii aktivite düzeyi ayın evrelerinden daha fazla etkilendiği gözlemlenmiştir. Her iki lokasyonda da P. nathusius akustik grup aktivitesinin dolunay evresinde daha az olduğu belirlenmiştir. Sarıyer Ormanı ve Atatürk Kent Ormanı'nda ise ayın evreleri ile yarasa aktivitesi arasında herhangi bir ilişki gözlenmemiştir. Çalışma sonucunda: 1) İstanbul Boğazı'ndaki dört farklı lokasyondaki yarasa tür çeşitliliği belirlenmiş; 2) P. nathusii'nin İstanbul üzerinden gerçekleştirdiği sonbahar göçü tanımlanmış; 3) yarasa aktivitesi ve meteorolojik parametreler arasındaki ilişkiler sorgulanmış ve 4) yarasa aktivitesi ile ayın evreleri arasındaki ilişki tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma, Türkiye'deki yarasa göç modellerini anlamak için akustik ekoloji çalışmalarının önemini vurgulamaktadır. Bulgular, İstanbul Boğazının yarasalar için önemli bir göç yolu olduğunu göstermektedir. Yarasa türlerini ve bunların Avrupa ile Asya arasındaki göç yollarını korumak için daha fazla araştırma ve koruma çabasına ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Özet (Çeviri)

Türkiye has one of the richest bat diversity in the Mediterranean region. However, essential ecological information about bat species, such as population sizes, distributions and their migration behaviour is lacking. This information gap is primarily due to the elusive behavior of bats. Most of the bat research in Türkiye is about cave-dwelling species, which are relatively easier to study. Studies on other species, on the other hand, are generally based on opportunistic and non-systematic surveys. In this context, acoustic ecology methods offer an effective approach to investigating bats. This study aims to conduct a systematic acoustic ecology investigation in İstanbul, Türkiye, with a specific focus on the role of Bosphorus as a migratory corridor for bats. In particular, the migration patterns of Pipistrellus nathusii, a long-distance migratory bat species, were investigated. Additionally, the relationship between bat activity and meteorological parameters, as well as moon phases were explored to assess their impact on migration. Ultrasonic sound recordings were collected from four different locations along the Bosphorus, spanning from north to south, between April and November 2022. Recordings were preliminary analysed with Kaleidoscope Pro software and then processed manually. Analysis revealed that bat activity was positively related to temperature. Wind speed and direction affect bat activity in different ways depending on the season. In particular, light winds are positively associated with bat activity. When the effect of moon phases on bat activity was examined, it was found that the P. nathusii activity level in Yıldız City Park and ITU Campus was more affected by the moon phases, and especially the Nathusius Pipistrelle acoustic group activity decreased during the full moon phase. Pipistrellus nathusii activity in Yıldız City Park increased from mid-August and decreased towards the end of October. Activity on the ITU Campus started to increase in mid-August, peaked towards the end of September, and decreased at the end of October. Activity in the Atatürk City Forest started to increase in mid-August, peaked in September, and continued to decrease slightly in the autumn. In the Sarıyer Forest, there was an increase in August, the highest activity was seen in September and decreased with the end of the autumn. These findings show that the Bosphorus is a migratory corridor for P. nathusii. The insights gained from this study will contribute to the conservation of migratory bat routes between Europe and Asia.

Benzer Tezler

  1. İstanbul Boğazı ve çevresinde gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesi

    Prevention of ship-borne pollution in the İstanbul Strait and its surroundings

    UĞRAŞ AKYOL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Deniz Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesi

    Deniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZCAN ARSLAN

  2. Toplu taşıma odaklı gelişme yaklaşımının Marmaray hattı örneği kapsamında değerlendirilmesi

    Evaluation of the transit oriented development approach in the scope of Marmaray line sample

    KÜBRA PİLATİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ulaşımİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PELİN ALPKÖKİN

  3. Uydu verileri ile İstanbul Boğazı ve Haliç'de su kirliliğinin makro düzeyde belirlenmesi

    Intrepretation at macro level as pollution of water resources of remotely sensed data of Bosphorus and golden horn estuary by an unsupervised and supervised classification method

    H.GONCA COŞKUN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. CANKUT ÖRMECİ

  4. Eyüp Nişancı yenileme alanı ve çevresi kentsel sit alanı koruma önerisi

    Eyüp-Nisanci district renovation area and its environment urban site area protection proposal

    TUĞBA KESKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    MimarlıkFatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MİNE TOPÇUBAŞI ÇİLİNGİROĞLU

  5. Türkiye deniz fenerleri bilgi sistemi

    Information system for Turkish lighthouses

    DOĞAN DERVİŞOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    İnşaat MühendisliğiDokuz Eylül Üniversitesi

    Hidrolik Hidroloji ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. YALÇIN ARISOY