Subaraknoid kanama erken döneminde manyetik rezonans görüntüleme ile beyin omurilik sıvısı akımının değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 88808
- Danışmanlar: PROF. DR. TURGUT TALI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2000
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
80 8. ÖZET: Amaç: SAK sonrası hidrosefali gelişimi önemli ve erken girişim gerektiren bir problemdir. Bu komplikasyonun teşhisi amacıyla noninvaziv bir yöntem olan MRG kullanılarak BOS dinamiği ve paterni değerlendirilmeye çalışıldı. Gereç ve Yöntem: Klinik olarak SAK şüphesi olan 12 hastaya (23-75 yaş) BBT uygulandı. 12 hasta ve 13 normal gönüllü (30-79 yaş) daha sonra BOS akımı incelemesi için MRG'ye alındı. Sine faz kontrast gradient eko sekansı uygulanarak aquaduktus orta kesiminden lümen uzun aksına tam dik aksİyel oblik kesitler alındı. VENC değeri 10cm/sn olarak uygulandı. Bulgular: SAK'lı hastalar ve normal gönüllüler arasında demografik özellikler açısından fark saptanmadı. Hastalarda en sık görülen klinik tablo bilinç düzeyindeki değişiklikler, baş ağrısı ve kusma idi. 1 1 hastanın BBT'sinde SAK'la uyumlu görünüm mevcuttu. Bir hastada BBT'de belirgin bulgu saptanmamasına rağmen kliniğinin SAK'ı kuvvetle düşündürmesi üzerine yapılan LP'sinde eritrositlere rastlandı ve çalışma grubuna dahil edildi. SAK'lı hastalar ve normal gönüllülerin akım çalışmaları öncelikle kalitatif (görsel) olarak değerlendirildi. Hepsinde aquaduktusta akım tespit edildi. Normal kişilerin akım grafikleri incelendiğinde akım paterninin bifazik ve sinüzoidal olduğu saptandı. Tümünde adequaduktusta BOS akımı sistolde kaudal (antegrad), diyastolde rostral (retrograd) yöne idi. Kantitatif değerlendirme de, bir kardiyak siklus boyunca kaudal ve rostrale doğru olan peak debi ve peak hızlar karşılaştınldığında, bunların hasta grubunda, normal gönüllülere göre istatistiksel öneme sahip olarak daha yüksek olduğu tespit edildi. SAK' a ilaveten subdural kanaması da olan bir hastanın kantitatif BOS akım değerleri, diğerlerinden aşın derecede yüksek bulunduğundan istatistiki analize dahil edilmedi. Sonuç: Hastaların şanta gereksinimleri olup olmadığını belirleyebilecek akım paterni kriterlerinin tespiti açısından bu çalışma, bu aşamada bir basamak teşkil etmektedir. 80
Özet (Çeviri)
81 ABSTRACT purpose: Hydrocephalus following SAH is a common and serious complication that necessitates urgent intervention. In order to accomplish the early diagnosis of this pathology we studied the MRI findings of CSF flow dynamics and patterns following SAH was performed. Material and Method: Twelve patients with clinically and radiologicaly proven SAH were examined by MRI for the CSF flow dynamics and patterns. The control group of 13 volunteers were also examined with the same method. The axial oblique sections of the central aquaductal region were obtained with the VENC: 10 cm/sec. For the quantitative evaluation, the peak velocity and the flow in a cardiac cycle were measured by using flow analysis software. The most common presenting symptoms of the SAH were alterations in consciousness, headache and vomiting. The CT scan showed SAH in 11 of 12 patients. The remaining patient had no obvious sign of SAH in the CT examination. Following the detection of SAH at LP, this patient was also included to the study group. First of all, the CSF flow studies of both groups were evaluated qualitatively. Aquaductal flow was observed in both patient and control group.The flow graphics of control group revelaed sinusoidal and biphasic pattern. Aqaductal flow was towards caudal (antegrad) in systol and rostral (retrograde) in diastole. In the quantitative evaluation, caudal peak velocity, rostral peak velocity, caudal peak flow, rostral peak flow of the SAH group were found to be significantly higher than the control group. Conclusion: CSF flow dynamics and pattherns by MRI seem to be a valuable technique to predict the hydrocephalus following SAH. 81
Benzer Tezler
- Çocuk yoğun bakım ünitesinde izlenen orta ve ağır kafa travmalı profilaktik levetirasetam başlanan hastaların prospektif değerlendirmesi ve nöbet profilaksisinde levetirasetamın etkinliği
Prospective evaluation of patients with moderate and severe head trauma who were followed up in the pediatric intensive care unit and received prophylactic levetiracetam and efficacy of levetiracetam in seizure prophylaxis
ZEYNEP GİZEM GÜNDÜZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NAZİK YENER
- Anevrizmaya bağlı subaraknoid kanamalarda tedavi (cerrahi klipleme-koil embolizasyon) sonrası yoğun bakım ünitesinde gelişen elektrolit denge bozuklukları ve yapılan tedavilerin retrospektif olarak gözden geçirilmesi
The retrospective study of electrolyte imbalance occuring in intensive care unit after treatment (surgical clipping-coil embolization) of subarachnoid hemorrhage due to aneuryms and medical treatment strategies of them
BANU ERTEN TOL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Anestezi ve Reanimasyonİstanbul ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YUSUF TUNALI
- Deneysel subaraknoid kanama modelinde erken beyin hasarında mir-30A ve MİR-143 ekspresyonları üzerinde progesteronun doz bağımlı terapötik etkinliği
Dose-dependent therapeuti̇c i̇nhi̇bi̇tory effect of progesterone by expressi̇ng MİR-30a and MİR-143 i̇n EARLY brai̇n damage after experi̇mental subarachnoi̇d hemorrage
AHMED YASİN YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
NöroşirürjiSağlık Bilimleri ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SUAT EROL ÇELİK
- Subaraknoid kanamada kan-beyin bariyeri disfonksiyonuna magnezyumun etkisi
Başlık çevirisi yok
ZERRİN EMANET
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Anestezi ve Reanimasyonİstanbul ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF.DR. FİGEN ESEN
PROF.DR. LÜTFİ TELCİ