Geri Dön

Prognostic reserve estimation for potential reservoirs where geochemical methods proven the hydrocarbon presence by Monte Carlo simulation: Case studies from Turkiye

Hidrokarbon varlığı jeokimyasal yöntemlerle kanıtlanan potansiyel rezervuarlar için Monte Carlo simülasyonu ile prognostik rezerv tahmini: Türkiye'den vaka çalışmaları

  1. Tez No: 894573
  2. Yazar: VUGAR ASLANOV
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YILDIRAY PALABIYIK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği, Petroleum and Natural Gas Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 107

Özet

Petrol endüstrisinin varolduğu günden bugüne araştırmacılar tarafından en çok zaman ve yatırım yapılan alanlar, hidrokarbon rezervuarının yeri, hacmi ve kalitesi (dolayısıyla yatırıma uyumluluğu) olmuştur. Hidrokarbon hacminin, yatırım yapılmadan önce bilinmesi, özellikle yatırımcı şirketler için oldukça önemli bir durumdur. Çünkü, hidrokarbon hacmi yapılacak yatırımın ne kadar sürede geri kazanılabileceğini belirlemekle birlikte, ne kadar kar edilecek sorusuna da aydınlık getirmektedir. Özellikle, günümüz dünyasında siyaset de bile önemli olan hidrokarbon rezervinin hacmi dolaylı yolla bile olsa hem ülkeler için güç gösterisi, hem de dünya genelinde hidrokarbon türlerinin fiyatlarına direkt etki etmektedir. Antik dönemlerde ise, petrol vb. gibi hidrokarbon türleri neredeyse hiç kazı yapılmadan kendiliğinden yeryüzüne çıkmıştır. Ancak, bu ürünlere artan talep üzerine üretim giderek artmıştır. Çünkü, bu hidrokarbonların ürünleri, günlük hayattan iş hayatına, fabrikalardan araç yakıtlarına, ilaç ürünlerinden cilt bakım ürünlerine kadar giderek hayatımızın her alanına girmiştir. Bundan dolayı, taleple beraber üretim artmaya başlamış ve zaman geçtikçe petrol ürünlerini artık üretmek için sanayi yöntemi evresine geçilmiştir. Ancak talebin artması nedeniyle, daha çok petrole ve dolayısıyla da daha çok kuyuya ihtiyaç duyulmuştur. Bu durum, hidrokarbon rezervlerinin yerinin belirlenmesi için yeni yöntemlerin geliştirilmesine sebep olmuştur. Bununla beraber, hidrokarbon rezervlerinin yerlerinin bulunabilmesi için teknoloji ve bilimin de yardımıyla yeni yöntemler geliştirilmiştir. Bu jeolojik veya sismik yöntemler, her geçen gün daha da ilerlemiştir. İkinci sorun, yeraltındaki hidrokarbon rezervinin hacminin ne kadar olduğudur. Öyle ki, bugüne kadar petrol endüstrisinde yeraltındaki petrol hacminin belirlenmesi için farklı yöntemler kullanmıştır. Ancak bu yöntemler, yalnızca ilk keşif kuyusu, bazen de diğer kuyuların kazılmasıyla beraber yapılabilmektedir. Yani, yeraltındaki petrolün hacminin buluna bilmesi adına, artık bazı yatırımların yapılması gerekmektedir. Bu yöntemler volümetrik, üretim tarihçesi veya materyal balans yöntemleri olarak bilinir. Bunun yapılabilmesi için hidrokarbon ürününün yanı sıra, rezervuar kayanın da bazı test ve analizlerden geçirilmesi ve daha sonra hesaplamalar yapılabilmesi gereklidir. Kuruluşlar ve şirketler, yatırım yapmadan önce yeraltı hidrokarbonunun kalitesi ve yeraltı hacmi ile ilgilenmektedir. Petrol ve doğalgaz sahalarına yapılan yatırımların yüz milyonlarca dolar olarak ölçüldüğü düşünüldüğünde, şirketler ve hatta hükümetler için bu yatırımdan sonra yatırılan paranın ne kadar sürede geri dönüştürülebileceği ve yatırım yapılan rezervuarın ne kadar hidrokarbon hacmi sağladığı çok önemlidir. Bu tezin amacı, daha önce sondaj ve üretim yapılmamış alanlarda prognostik rezervin hesaplanabilmesidir. Dünya genelinde 100`den fazla kuyu ve rezervuar kayacının literatür derlemesi, rezervuar kayacı aynı olan sahalarda rezerv hesaplamasının hacimsel yöntemi için bilinen değerlerin sadece iki minimum ve maksimum değer arasında değiştiğini göstermektedir. Bazen, bu rakamlar birbirinden çok farklı olsalar bile, aynı rezervuar kayacına sahip sahaların %80 dolaylarında bir değer olduğunu göstermektedir. Bu sebepten dolayı, yapılan çalışmada daha önce sondaj yapılmamış Türkiye'deki 7 potansiyel hidrokarbon rezervuar alanında hiçbir laboratuvar veya üretim verisi kullanılmadan, sadece potansiyel rezervuar kayaç tipleri (silisiklastik ve karbonat) ve potansiyel rezervuar alanının yüzölçümü kullanılarak, literatürden aynı kayaçlar (silisiklastik ve karbonat) için toplanan değerler yardımıyla bilgisayar simülasyonu kullanılarak yeraltındaki prognostik rezerv hacmi hesaplanmıştır. Araştırmaya başlamak için öncelikle her alan için yapılan ve literatürde bulunan makaleler ışığında alanların TPH değerleri incelenmiş ve kabul edilen düzeyin üzerinde olduğu kanıtlanmış, rezervuar kayaçlarının tipleri sınıflandırılmıştır. Daha sonra silisiklastik ve karbonat olarak sınıflandırılan bu kaya tipleri için dünya literatüründeki gözeneklilik, doygunluk ve rezervuar kalınlığı değerleri toplanmıştır. Tez çalışması için dünya üzerindeki açık kaynak literatürden toplanan rezervuar kayaçları, silisiklastik ve karbonatlar olarak iki ayrı sınıfa ayrılmıştır. Çalışmalar, silisiklastik ve karbonat kayaçları için toplanan gözeneklilik, rezervuar kalınlığı ve hidrokarbon doymuşluğu değerlerinin çoğunun benzer değerler olduğunu göstermektedir. Öncelikle, toplanmış gözeneklik, rezervuar kalınlığı ve hidrokarbon doygunluğu değerlerinin istatistik açıklamaları verilmiştir. Bu değerlerin ortalama, standart sapma ve diğer istatistik değerleri dünya genelinden toplanmış verilerle hesaplanmıştır. Tablo ve grafik şeklinde verilen bu istatistik sonuçlarından dünya genelinde silisiklastik ve karbonat kayaçlar için dağılım haritası ve ortalama değerleri çıkarılmıştır. Rezervuarlardaki değerlerin dağılımının belirsizliği göz önüne alındığında, araştırmayı yürütmek için Monte Carlo Simülasyonu kullanılmıştır. Hesaplamalar, her site için kaya türü dikkate alınarak ayrı ayrı gerçekleştirildi. Diğer makalelerde ise TPHanalizlerinin olması gerekenden daha yüksek olduğunun ispatlanmış olması, bu alanlarda arama ve üretim çalışmaları için uygun miktarda hidrokarbon bulunduğunu göstermiştir. Tezin sonrakı kısmında bu değerler kullanılarak Monte Carlo Simülasyonu ile tahmin hesaplaması yapılmıştır. Bunun için Excel yazılımı kullanılmıştır. Öncelikle dünya genelinde toplanmış parametrlerin istatistik değerlerinden ortalama ve standart sapma değerleri bilgisayara tanıtılmıştır. Bu değerlerin yanı sıra önceki yıllarda yayınlanmış makalelerden Türkiyede bulunan ve bu tezin de araştırma konusu olan 7 sahanın jeofizik hesaplamalarına dayalı alan değerleri alınmıştı ve bikgisayara tanıtılmıştır. Sonrakı adımda alan değeri sabit tutularak, literatürden toplanmış gözeneklik, rezervuar kalınlığı ve hidrokarbon doygunluğu değerlerinin ortalama ve standart sapma değerleri kullanılarak normal dağılımlı sümulasyon gerçekleştirilmiştir. Sonuçların daha kesin olması için 10000 iterasyonlu bir simülasyon yapılmıştır. Simülasyondan elde edilmiş bu değerler kullanılarak volumetrik hesaplama ile her bir iterasyon değeri için prognostik rezerv tahmini gerçekleştirilmiştir. Elde edilen prognostik değerler için analiz gerçekleştirilerek PDF, CDF ve Inverse CDF grafikleri oluşturulmuştur. Daha sonra bu grafikler yorumlandırılarak sonuçlar elde edilmiştir. Türkiye'de 7 farklı alanda kapsamlı bir literatür taraması ve Monte Carlo Simülasyonu kullanılarak gerçekleştirilen bu araştırma sonucunda, %90 olasılıkla 3 çok küçük gaz kaynağı, 1 küçük gaz kaynağı ve 3 süper dev petrol kaynağı; %50 olasılıkla 1 orta, 2 küçük, 1 çok küçük gaz ve 3 süper dev petrol kaynağı; ve son olarak, 1 büyük, 2 orta, 1 çok küçük gaz kaynağı ve 3 adet süper dev petrol kaynağının %10 olasılıkla bulunabileceği belirlenmiştir. Günümüz petrol fiyatları göz önüne alındığında Türkiye'de araştırılan sahaların toplamında arama çalışmaları ve yatırımlar yapmak mümkündür. Gelecekte yapılacak bu olası faaliyetler, enerji ithalatının azaltılmasında ve ülkenin enerji ihracatının geliştirilmesinde önemli bir rol oynayabileceği gibi, uluslararası petrol literatürüne de açık bilimsel katkı sağlayabilir. Sonuç olarak, Türkiye'de yeni gelecek vaat eden alanlar da bu metodolojiden yararlanılarak çok daha fazla miktarda hidrokarbon potansiyeli ortaya çıkarmak için araştırılabilir

Özet (Çeviri)

The aim of this thesis is to calculate the prognostic reserve in areas where drilling and production have not been done before. A literature review of more than 100 wells and reservoir rocks around the world shows that the known values for the volumetric method of calculating reserves in sites with the same reservoir rock range only between two minimum and maximum values. Sometimes, even though these figures are very different from each other, they show that sites with the same reservoir rock are worth around 80%. Reservoir rocks collected from the open source literature around the world for the thesis study are divided into two separate classes as siliciclastic and carbonates. Studies show that most of the porosity, reservoir thickness and hydrocarbon saturation values collected for siliciclastic and carbonate rocks are similar values. For this reason, in this study, the same rocks (siliciclastic and carbonate) from the literature were obtained from the literature, using only potential reservoir rock types (siliciclastic and carbonate) and potential reservoir area, without using any laboratory or production data in 7 potential hydrocarbon reservoir areas in Turkey where drilling has not been done before. The underground prognostic reserve volume was calculated using computer simulation with the help of the values collected for As a result of this research, which was carried out by using Monte Carlo Simulation and a comprehensive literature review in 7 different areas in Turkey, 3 very small gas resources, 1 small gas resource and 3 super giant oil resources with 90% probability; 50% probability 1 medium, 2 small, 1 very small gas and 3 super giant oil resources; and finally, it has been determined that 1 large, 2 medium, 1 very small gas resources and 3 super giant oil resources can be found with 10% probability.

Benzer Tezler

  1. Karpal tünel sendromunda sempatik deri yanıtı ve akson sayımı

    Başlık çevirisi yok

    AYŞE OYTUN BAYRAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    NörolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. HACER ERDEM TİLKİ

  2. Antimüllerian hormon ve folikül stimüle edici hormon diskordansının oosit kalitesi ve canlı doğum oranlarına etkisi

    The effect of antimullerian hormone and follicule stimulating hormone discordance on oocyte quality and live birth rate

    SERAY KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK

  3. IVF yapılan düşük over rezervli hastalarda serum sRAGE düzeylerinin değerlendirilmesi

    IVF yapılan düşük over rezervli hastalarda serum sRAGE düzeylerinin değerlendirilmesi

    ESMIRA AHMADOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN ZEYNEP SOYMAN

  4. Sistatin C antenatal tanılı infravezikal obstrüksiyonda renal fonksiyonu ne ölçüde belirliyor?

    Is cystatin C a reliable prognostic parameter in terms of renal functional reserve for antenatally diagnosed infravesical obstruction

    ÖMER ACAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Ürolojiİstanbul Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN ZİYLAN

  5. Over rezerv testlerini değerlendirirken FSH ve AMH diskordansı bulunan olgularda FSHR ve ER gen polimorfizmlerinin araştırılması

    FSHR and ER gene polymorfism research among women diagnosed with FSH and amh discordance during ovary reserve evaluation

    GÖRKEM AKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSelçuk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZLEM SEÇİLMİŞ