Elastografinin bruksizm hastalarının tanı ve tedavi takibindeki yeri
The role of elastography in the diagnosis and treatment follow-up of bruxism patients
- Tez No: 899973
- Danışmanlar: DOÇ. DR. EMRE OCAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Radyoloji ve Nükleer Tıp, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat), Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Bruksizm, Botulizm Toksin Tip A, Masseter, Bruxism, Botulism Toxin Type A, Masseter
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 86
Özet
Amaç: Bruksizm hastalarının tanı sürecinde net olarak tanımlanmış objektif bir tanı yöntemi bulunmamaktadır. Bu da tanı sürecinde zorluklara yol açmaktadır. Shear vawe elastografi kolay uygulanabilir, ucuz, tekrarlanabilir bir yöntem olup bu hastalarda arada kalındığında kullanılabilecek bir tanı yöntemi olabilir. Ayrıca tedavi sonrası da hastaların takiplerinde kullanılabilir. Materyal Metot: 41 bruksizm hastası ve 20 kontrol grubu çene cerrahisi tarafından bruksizm tanı kriterleri kullanılarak seçildi. Bütün hastalar ve kontrol grubu tek uygulayıcı tarafından USG ve SWE ile sırt üstü yatar pozisyonda masseter ve temporal kasların istirahatte kalınlık, sertlik, alan ölçümleri yapıldı ve kontraksiyon sırasında masseter kasının sertliği değerlendirildi. Bruksizm hastalarının her iki massetere 4 noktadan olacak şekilde toplam 20 ünite botulizm toksin tip A uygulandı ve hastalar 3 hafta sonra kontrole çağrılarak tekrar masseter ve temporal kasların istirahatte kalınlık, sertlik, alan ölçümleri yapıldı ve kontraksiyon sırasında masseter kasının sertliği değerlendirildi. Bulgular: Bruksizmli hasta grubunda kontraksiyon sırasında masseter kas sertliği sağda 54,29±27,32 kPa ve solda 54,15±29,44 kPa olarak ölçüldü. Sağlıklı gönüllülerden oluşan kontrol grubunda yapılan ölçümlerde ise kontraksiyon sırasında masseter kas sertliği sağda 34,15±15,49 kPa iken solda 32,81 ±19,98 kPa idi. Bruksizmli hasta grubunda kontraksiyon sırasında kas sertliğini sağlıklı gönüllülere göre anlamlı derecede yüksek bulduk (p=0,003). Ayrıca tedavi sonrası hasta grup ile kontrol grubu değerleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olarak kontrol grubunda yüksek bulundu. (p=0,001) Çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular, bruksizmli hastalarda kontraksiyon sırasında masseter kas sertliğinin kontrol gurubna göre belirgin olarak yüksek olduğunu ve tedavi sonrası da kontrol grubundan daha düşük değerlere geldiğini göstermektedir. Ayrıca tedavi sonrası temporal kas sertlik ve kalınlık değerlerinde düşme izlenmiştir ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Sonuç: Çalışmamızda özellikle bruksizm hastalarının kontrol grubu hastalara göre kontraksiyon sırasında masseter kas sertlikleri yüksek bulunmuştur. SWE yöntemi bruksizm hastalarını ayırmak için veya anı konulmasında güçlük yaşanan durumluarda kullanılabilecek bir yöntem olduğu bulunmuştur. Botoks tedavisi uygulanan hastaların takiplerinde de özellikle kontraksiyon sırasında masseter kas sertliğinin bellir bir değerde düşmesinin görülmesi ile tedavi cevabının takip edilebileceği görülmüştür. Özellikle objektif bir yöntem olması ile hastaların daha güvende hissetmesini sağlamaktadır ve arada kalınan hastaların tanı ve takip sürecinde kullanılabilecek bir yöntem olabileceği görülmüştür.
Özet (Çeviri)
Purpose: There is no objective identification method with a clearly defined identification process for bruxism patients. This causes difficulties in the encounter process. Shear vawe elastography is an easy-to-apply, cheap and repeatable method, and it can be a different method of recognition when used individually. It can also be used to follow up patients after treatment. Material-Method: 41 bruxism patients and 20 control groups were selected by maxillofacial surgeon using bruxism diagnostic criteria. All devices and the control group were measured by a single scan with USG and SWE while lying on their back, and measurements of the masseter and temporal muscles were performed at rest, thickness and area, stifness measurements were made, and the stiffness of the masseter muscle during contraction was evaluated. A total of 20 units of botulism toxin type A medical and medications were applied to the bruxism patients ; two masseters from 4 places. They were called for a control check after 3 weeks, evaluated area, thickness and stifness masseter and temporal muscles at rest and measurements were performed and the stifness of the masseter muscle during contraction was evaluated. Results: In the patient group with bruxism, masseter muscle stiffness during contraction was measured as 54.29±27.32 kPa on the right and 54.15±29.44 kPa on the left. In the measurements made in the control group consisting of healthy volunteers, masseter muscle stiffness during contraction was 34.15±15.49 kPa on the right and 32.81 ±19.98 kPa on the left. We found muscle stiffness during contraction to be significantly higher in the bruxism patient group than in healthy volunteers (p=0.003). Additionally, when the values of the patient group and the control group were compared after the treatment, they were found to be statistically significantly higher in the control group. (p=0.001) The findings of our study show that masseter muscle stiffness during contraction in patients with bruxism was significantly higher than the control group, and after treatment, it reached lower values than the control group. Additionally, a decrease in temporal muscle stiffness and thickness values was observed after the treatment, but it was not found to be statistically significant. 20 Conclusion: In our study, masseter muscle stiffness during contraction was found to be higher especially in bruxism patients compared to the control group patients. It has been found that the SWE method is a method that can be used to separate bruxism patients or in in- between cases. In the follow-up of patients who received Botox treatment, it was observed that the treatment response could be monitored by observing that the masseter muscle stiffness decreased to a certain value, especially during contraction. It makes patients feel safer, especially since it is an objective method, and it has been seen that it can be a method that can be used in the diagnosis and follow-up process of patients in need.
Benzer Tezler
- Meme kitlelerinin değerlendirilmesinde gerçek zamanlı elastografinin yeri
The role of real time elastography in breast lesions
KAMİL TEKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Radyoloji ve Nükleer TıpAdnan Menderes ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FÜSUN TAŞKIN
- Tiroid nodullerinin ayırıcı tanısında elastografinin tanıya katkısının değerlendirilmesi ve histopatolojik korelasyonu
Başlık çevirisi yok
MEHMET ARİF AKÇAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpMarmara ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. M. ERKİN ARIBAL
- Tiroid nodüllerinin ayırıcı tanısına elastografinin katkısının değerlendirilmesi ve histopatolojik sonuçlarla korelasyonu
Evaluating the role of elastography in the differential diagnosis of thyroid nodules and correlation with histopathological results
MAKHAMAT PASHALİEV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Radyoloji ve Nükleer TıpNecmettin Erbakan ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ALAEDDİN VURAL
- Tiroid nodüllerinin tanısında US-elastografinin etkinliği
The efficiency of US-elastography in the differential diagnosis of thyroid nodules
NURCAN ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpGazi ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CEM YÜCEL
- Meme kitlelerinin ayırıcı tanısında elastografinin tanıya katkısının değerlendirilmesi ve histopatolojik korelasyon
Differential diagnosis of breast masses and histopathologic correlation elastografinin diagnostic evaluation of contribution
AYSUN OKAR ATABEY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpMarmara ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERKİN ARIBAL