Geri Dön

Preemptif ve preemptif olmayan böbrek nakil hastalarında nakil sonuçlarının karşılaştırılması

The comparison of transplant outcomes in preemptive and non-preemptive kidney transplant patients

  1. Tez No: 905321
  2. Yazar: EDA AKTAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN KOÇAK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 60

Özet

Amaç: Kronik böbrek hastalığı mortalite ve morbidite oranının yüksek olduğu önemli bir halk sağlığı sorunudur. Son dönem böbrek hastalığı olan hasta sayısının her geçen gün giderek artmasından dolayı tedavisi önem arz etmektedir. Tedavi seçenekleri arasında olan böbrek nakli hasta sağ kalım süresinde ve yaşam kalitesinde artma sağladığı için diğer tedavi seçeneklerine göre daha avantajlıdır. Böbrek nakli sonrasında greft kaybı önemli bir sorundur. Enfeksiyon, HLA uyumu, ek hastalıklar, donör tipi gibi birçok etken greft sağ kalımı üzerinde etkilidir. Preemptif ve preemptif olmayan böbrek nakilleri arasında rejeksiyon, enfeksiyon, hasta ve greft sağ kalımının karşılaştırılmasını amaçladık. Metod: Çalışmaya Ocak 2021 ve Aralık 2022 tarihleri arasında preemptif nakil olan 121 hasta ve preemptif nakil olmayan 175 hasta çalışmamıza dahil edildi. Çalışmaya 18 yaş üzerinde canlıdan ya da kadavradan hastanemizde nakil yapılan hastalar dahil edildi. Retrospektif bir çalışma olup hastaların verilerine hastane otomasyon sisteminden ve organ nakil birimi hasta dosyalarından elde edilmiştir. Hastaların yaşı, cinsiyetleri, KBH etiyolojileri, canlı veya kadavra donör tipi, nakil tarihi, indüksiyon tedavileri, idame tedavileri, greft kaybı, greft kaybı nedenleri, hasta kaybı, hasta kaybı nedenleri, CMV ve BK virüs PCR sonuçları, HT, DM, HLA, PRA uyumları incelenmiştir. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programı kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Hastaların %40,9'unun preemptif, %59,1'nin preemptif olmayan nakil olduğu tespit edildi. Preemptif nakil olan ve preemptif nakil olmayan hastaların yaş ortalaması istatistiksel olarak benzer bulundu. Preemptif nakil olmayan hastalarda preemptif nakil olanlara göre kıyasla erkek cinsiyet ve kadavradan nakil oranı anlamlı düzeyde yüksek belirlendi. Donör yaşı, donör cinsiyeti, HLA, PRA verilerinde ise anlamlı fark tespit edilmedi. Preemptif nakil olan ile preemptif nakil olmayan hastaların greft sağ kalımı ve genel sağ kalımları arasında anlamlı fark tespit edilmedi. Alıcının yaşı, cinsiyeti, nakil türü, donör türü, donör yaşı ve donör cinsiyeti incelendiğinde greft sağ kalımını ve hasta sağ kalımını etkileyen parametre belirlenememiştir. Sonuç: Böbrek nakli yapılan 296 hasta retrospektif incelendiğinde nakil türüne göre hastaların greft sağ kalımında ve genel sağ kalımında anlamlı fark tespit edilmedi. Preemptif böbrek nakli ve preemptif olmayan böbrek nakli olan hastalar arasında nakil tipine göre BK virüs, CMV, HT, DM, akut rejeksiyon arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Ancak tüm bu parametreler greft ve hasta sağ kalımını nakil türünden bağımsız etkilemektedir. Böbrek nakli, son dönem böbrek yetmezliğinin en etkili tedavisi olmakla birlikte greft sağ kalımı ve hasta sağ kalımını uzatmak büyük önem arz etmektedir. Greft başarısızlığını inceleyen birçok çalışma olmakla birlikte risk faktörlerinin aydınlatabilmesi için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Objective: Chronic kidney disease is a significant public health issue characterized by high mortality and morbidity rates. The increasing number of patients with end-stage renal disease underscores the importance of treatment options. Among these, kidney transplantation is more advantageous than other therapies as it enhances patient survival and quality of life. However, graft loss remains a significant concern post-transplant. Various factors, including infections, HLA compatibility, comorbidities, and donor type, influence graft survival. This study aims to compare rejection rates, infections, and patient and graft survival between preemptive and non-preemptive kidney transplants. Methods: The study included 121 patients who underwent preemptive kidney transplantation and 175 patients who received non-preemptive transplants between January 2021 and December 2022. Patients aged 18 and over, who underwent transplantation from living or deceased donors at our hospital, were included. This is a retrospective study, and data were obtained from the hospital's automation system and the organ transplantation unit's patient files. We examined various factors, including patients' age, gender, etiologies of chronic kidney disease, type of donor (living or deceased), transplant date, induction and maintenance therapies, graft loss, causes of graft loss, patient mortality, causes of patient mortality, and PCR results for CMV and BK virus, as well as hypertension, diabetes mellitus, HLA and PRA compatibility. The data were analyzed using SPSS version 22.0. Results: It was determined that 40.9% of the patients underwent preemptive kidney transplantation, while 59.1% underwent non-preemptive transplantation. The average age of patients who received preemptive and non-preemptive transplants was found to be statistically similar. Among non-preemptive transplant patients, the proportion of male gender and deceased donor transplants was significantly higher compared to those who received preemptive transplants. No significant differences were found in donor age, donor gender, HLA or PRA data. There was no significant difference in graft survival and overall survival between preemptive and non-preemptive transplant patients. When examining the recipient's age, gender, type of transplant, type of donor, donor age, and donor gender, no parameters affecting graft survival or patient survival could be identified. Conclusion: A retrospective analysis of 296 patients who underwent kidney transplantation revealed no significant differences in graft survival and overall survival based on the type of transplant. There were no significant differences in BK virus, CMV, hypertension, diabetes mellitus, or acute rejection between patients who received preemptive and non-preemptive kidney transplants. However, all of these parameters independently affected graft and patient survival. While kidney transplantation is the most effective treatment for end-stage renal disease, extending graft survival and patient survival is of paramount importance. Although numerous studies have examined graft failure, more research is needed to clarify the associated risk factors.

Benzer Tezler

  1. Böbrek grefti kaybı sonrası yeniden böbrek nakli yapılan hastaların uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    İREM ESER SARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    NefrolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞULE ŞENGÜL

  2. Dış merkezde renal transplantasyon yapılmış olan hastalarda posttransplant takip sonuçlarımız

    Our posttransplant results at the renal transplant patients in the center of foreign

    İSMAİL ACAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    NefrolojiYüzüncü Yıl Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN BEĞENİK

  3. Çocuklarda renal transplant sonrası kardiovasküler sistem değerlendirmesi ve risk faktörlerinin belirlenmesi

    Evaluation of the cardiovascular system after renal transplant in children and determination of risk factors

    ÖMER ERGİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET KESKİNOĞLU

  4. Pediyatrik böbrek transplantasyonlarında akut ve kronik rejeksiyonlarda ICAM-1 gen polimorfizminin rolü

    Başlık çevirisi yok

    SERAP NUR ERGÖR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANER KABASAKAL

  5. Preemptif renal transplant hastalarında kardiyovasküler olay gelişme sıklığı ve ilişkili faktörlerin saptanması

    Frequency of cardiovasculer event development and related factors in preemptive renal transplant patients

    ESMA ESEROĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NefrolojiAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN ÇETİNKAYA