Geri Dön

Periton diyalizi uygulanan hastalarda, rezidüel renal fonksiyonun azalmasını etkileyen faktörler

Factors affecting residual renal function in peritoneal dialysis patients

  1. Tez No: 906630
  2. Yazar: CEREN ÇEVİK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYÇA İNCİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Antalya Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 74

Özet

Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH), tüm dünyada ve ülkemizde yaygınlaşmış önemli bir sağlık sorunu olup, erken tanı ve uygun takiple birlikte önlenebilecek veya ilerlemesi yavaşlatılabilecek olan bir hastalıktır. Son dönem böbrek hastalığı (SDBH) aşamasında ise hastalarda renal replasman tedavilerine (RRT) gereksinim gelişmektedir. Bunlardan periton diyalizi (PD) önemli bir seçenek olup, iki temel türü SAPD (sürekli ayaktan periton diyalizi) ve APD (aletli periton diyalizi) modaliteleridir. Rezidüel renal fonksiyon (RRF) ise SDBH'de olan rezidüel glomerüler filtrasyon hızının karşılığıdır. Diyaliz hastalarında RRF korunması, uzun yaşam süresi ve iyi bir hayat kalitesi ile ilişkilidir. Amaç: Çalışmada PD uygulanan hastalarda rezidüel renal fonksiyonun azalmasını etkileyen faktörlerin belirlenmesi, PD modalite farklılığının ve diyalizde kullanılan solüsyonlardaki glikoz yükünün karşılaştırılarak değerlendirilmesiyle RRF üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Periton diyalizi uygulanan hastalara ait dosyalar incelenerek; başlangıçta 245 hasta taranmış, çalışma kriterlerine göre 132 hasta çalışma dışı bırakılmış ve toplam 113 hasta çalışmaya alınmıştır. Hastaların PD modaliteleri, PD devam süreleri, PD solüsyonlarına bağlı olarak maruz kaldığı glikoz yükü, peritonit geçirme durumu ve 0. 1. 2. yıllardaki idrar miktarları üzerinden RRF ile buna etki eden faktörler incelenmiştir. Çalışmadaki hastalara ait demografik veriler; PD'ye başlama yaşı, cinsiyet, kilo, boy, vücut kitle indeksi, vücut yüzey alanı, primer böbrek hastalığı nedenleri, komorbid hastalıkları, başlangıçtaki PD modaliteleri, PD modalite değişimleri, klinik ve laboratuvar verileri, PET geçirgenlik, haftalık kt/V ve kreatinin klirensi sonuçları taranarak kaydedilmiştir. Bu veriler ile PD modaliteleri karşılaştırılarak RRF üzerine etkilerinin görülmesi amaçlanmıştır. Çalışma retrospektif gözlemsel bir çalışma olarak yürütülmüştür. Bulgular: Çalışmaya kriterlere uygun olan 113 hasta dahil edilmiştir. Demografik verilerin PD modalitelerine göre karşılaştırmalarında anlamlı fark bulunmamıştır. PD modaliteleri ile komorbiditeler ve primer böbrek hastalığı nedenleri arasında ise anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. PD başlangıcındaki bazal günlük idrar miktarı ortalaması ve PD modaliteleri ile karşılaştırılmasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. PD modaliteleri ile yıllara ait eGFR sonuçları değerlendirildiğinde; başlangıç, 1. ve 2. yıl eGFR değerleri arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. SAPD ve APD grupları, takip eden yıllara göre değişen idrar miktarları açısından karşılaştırıldığında; 1. Ve 2. Yıl ortalamaları arasında ise fark görülmemiş, ancak istatiksel olarak anlamlı bir fark olmamakla birlikte APD'de SAPD'ye kıyasla 1. yılın ardından başlayarak idrar miktarlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Tüm PD izlem sürecinde idrar miktarı 200 ml altına düşen ve pratikte anüri gelişen hastaların oranı %28,30 olarak saptanmıştır. Hastalarda RRF etkileyemesini beklediğimiz faktörler için yaptığımız bu analizde; PD başlangıç yaşı (p=0,680), başlangıçtaki PD modalitesi (p=0,751), DM tanısı olması (p=0,134), ACEi/ARB kullanımı olması (p=0,691) ve VKİ değerleri (p=0,611) ile idrar miktarında 200 ml altına düşme/anüri gelişme durumu arasında risk olarak anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür. PD modalite grupları arasında ile yıllara göre glikoz miktarı arasında anlamlı bir ilişki olup; başlangıçtaki bazal glikoz miktarı (p=0,020), 1. yıl glikoz miktarı (p

Özet (Çeviri)

Introduction: Chronic Kidney Disease (CKD) is a common and important health problem in our country and all over the world, and it can be prevented or its progression can be slowed down with early diagnosis. In end-stage kidney disease (ESKD), patients need renal replacement therapies (RRT). Peritoneal dialysis (PD) is an important treatment among these, and its two main types are CAPD (continuous ambulatory peritoneal dialysis) and APD (instrumental peritoneal dialysis). Residual renal function (RRF) is the residual glomerular filtration rate in ESRD. Protection of RRF in dialysis patients is associated with longevity and quality of life. Aim: In this study, we aimed to determine the factors affecting the decrease in residual renal function in PD patients. We aimed to investigate the effect on RRF by comparing the PD modality difference and the glucose load in the solutions used in dialysis with RRF measurements. Materials and Methods: 245 patients from the archive were evaluated among peritoneal dialysis patients. 132 patients were excluded from the study according to the study criteria. A total of 113 patients were included in the study. PD modalities, PD time courses, glucose load exposed to PD solutions, peritonitis and urine volumes of peritoneal dialysis patients were reviewed. Their effects on RRF were evaluated. Demographic data of the patients in the study; Age at PD initiation, gender, weight, height, body mass index, body surface area, primary kidney disease causes, comorbidity, initial PD modalities, PD modality changes, clinical and laboratory data, PET permeability, weekly kt/V and creatinine clearance results were scanned and recorded. It was aimed to compare these data with PD modalities to see their effects on RRF. The study is a retrospective study. Findings: 113 patients were included in the study. No significant difference was found in the comparison of demographic data and PD modalities. No significant relationship was found between PD modalities and comorbidities and primary kidney disease causes. No significant difference was found in the comparison of the mean daily urine volume at the beginning of PD and PD modalities. No significant difference was found between the PD modalities and eGFR results; between the beginning, 1st and 2nd year eGFR. When the CAPD and APD groups were compared in terms of urine volumes that changed according to the following years; no difference was found between the 1st and 2nd year means, but although there was no statistically significant difference, it was observed that urine volumes were lower in APD compared to CAPD starting after the 1st year. The rate of patients whose urine volume decreased below 200 ml during the entire PD follow-up period was determined as 28.30%. In this analysis we conducted for the factors that we estimated to affect RRF in patients; It was observed that there was no significant relationship between the age of onset of PD (p=0.680), initial PD modality (p=0.751), DM diagnosis (p=0.134), ACEi/ARB use (p=0.691) and BMI results (p=0.611) and the decrease in urine volume below 200 ml. There is a significant relationship between the PD modality groups and glucose amount; according to the initial basal glucose amount (p=0.020), 1st year glucose amount (p

Benzer Tezler

  1. Acil periton diyalizine başlanan hastalar ile elektif periton diyalizine başlanan hastaların diyaliz yararlanımı ve olası komplikasyonların karşılaştırılması

    Comparison of dialysis benefits and possible complications of patients WHO begin emergency periton dialysis and patients beginning elective periton dialysis

    MURAT BALKOCA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İç HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRİYE SAYARLIOĞLU

  2. Periton diyalizi hastalarında plazma homosistein düzeyini etkileyen faktörler ve kardiyovasküler hastalık göstergeleri ile ilişkisi

    The factors that affect the plasma homocysteine levels and their relationship with cardiovascular risk factors in peritoneal dialysis patients

    SİBEL ERTEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    NefrolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. KENAN ATEŞ

  3. Hastanemizde 11 yıldır izlenmekte olan periton diyalizi hastalarında peritonit sıklığı, etyolojisi, ilişkili faktörler ve prognozun değerlendirilmesi

    Evaluation of peritonitis incidence, aetiology, associated factors and prognosis of CAPD patients who had been followed up for 11 years in our hospital

    NEFİSE ÖZBALCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıSüleyman Demirel Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLER YAYLI

    PROF. DR. MEHMET TUĞRUL SEZER

  4. Periton diyalizi hastalarında serum fibroblast growth factor-23 (Fgf-23) düzeyi ile sol ventrikül hipertrofisi arasındaki ilişki

    Relationship between serum fibroblast growth factor-23 (Fgf-23)level and left ventricular hypertrophy in peritoneal dialysis patients

    NECMİ EREN

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    NefrolojiKocaeli Üniversitesi

    Nefroloji Bilim Dalı

    PROF. DR. BETÜL KALENDER GÖNÜLLÜ

  5. Sürekli periton diyalizi hastalarında periton geçirgenlik gruplarının yeniden tanımlanması ve önceki sonuçlarla karşılaştırılması

    Redefining of solute transport groups in continuous peritoneal dialysis patients and comparison with previous reports

    BÜLENT TOKGÖZ

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    NefrolojiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CENGİZ UTAŞ