Geri Dön

Psikiyatri servisinde yatışı yapılan hastalarda istemsiz tıbbı uygulamaların travma sonrası stres bozukluğu riski ve ilaç uyumuna etkisi

The effect of coercive measures on the risk of posttraumatic stress disorder and treatment compliance after discharge in patients hospitalized in psychiatric ward

  1. Tez No: 907339
  2. Yazar: SİMGE ERGÜN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EZGİ İNCE GULİYEV
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

Amaçlar: Zorlayıcı uygulamalar psikiyatride dünya çapında önem taşıyan bir konudur ve kişinin iradesi dışında müdahalede bulunulması olarak tanımlanmaktadır. Resmi zorlama genellikle istemsiz kabulü, istemsiz tedaviyi, tecriti ve kısıtlamayı içerir. Çalışmalar zorlayıcı uygulamaların, hastaları gelecekte psikiyatrik yardım aramaya daha az istekli hale getirerek veya onları TSSB'ye karşı savunmasız hale getirerek ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Çalışmamızda, psikiyatri servisinde yatan hastalarda zorlayıcı uygulamaların; TSSB riski ve tedavi uyumu üzerine etkisini araştırmak, ayrıca geçmiş travma yükü ile zorlayıcı uygulamalara maruziyetin ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Araştırmaya İstanbul Üniversitesi İstanbul tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalı yataklı servisine yatışı yapılan, DSM-5'e göre psikotik bozukluk ya da duygudurum bozukluğu tanısı konmuş ve yatış süresince zorlayıcı uygulamaların (istemsiz yatış, tecrit, mekanik kısıtlama, kimyasal kısıtlama) en az birine maruz kalmış 31 hasta ile yatış süresince herhangi bir zorlayıcı uygulamaya maruz kalmamış 29 hasta dahil edildi. Hastalar sosyodemografik, klinik özellikleri açısından değerlendirildi. Geçmiş travma değerlendirmesi için ÇÇTÖ ve KTÖ yapıldı. Hastalarda, hastane çıkışı sonrası TSSB gelişimini ve tedavi uyumunu değerlendirmek için IES-R ve İUBÖ yapıldı. Hastalar zorlayıcı uygulamalara maruziyetlerine göre iki gruba ayrılarak gruplar arası farklılıklar incelendi. Zorlayıcı uygulamalara maruziyetin yanı sıra maruz kalınan zorlayıcı uygulama sayısının uygulanan ölçeklerle ilişkisi de incelendi. Ayrıca zorlayıcı uygulamaya maruziyetle ilişkili faktörleri saptamak için regresyon analizi yapıldı. Bulgular: Zorlayıcı uygulamalara maruziyet ile IES-R ve İUBÖ puanı arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Bulgular, zorlayıcı uygulamalara maruziyetin geçmiş travma yükü ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Zorlayıcı uygulamalara maruziyetin KTÖ toplam, sıklık ve tüm alt ölçekleri; ÇÇTÖ toplam ve tüm alt ölçekleri ile pozitif ilişkili olduğu bulunmuştur. Zorlayıcı uygulama sayısının ÇÇTÖ fiziksel istismar alt ölçeği hariç ÇÇTÖ alt ölçekleri ve toplamı; KTÖ alt ölçekleri, toplamı ve sıklığı ile pozitif ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Zorlayıcı uygulamalara maruziyetin, yatış homisid düşüncesi; geçmiş başkalarına zarar verici davranış öyküsü, madde kullanım öyküsü, önceki yatış sayısı, zorlayıcı uygulamalara maruziyet öyküsü, PANNS pozitif ve YMRS puanı ile pozitif; yatış içgörü düzeyi, yatış GAF, HAMD, ÇBASDÖ aile alt ölçeği ve ÇBASDÖ toplam puanı ile negatif ilişkili bulunmuştur. Zorlayıcı uygulama sayısının ise PANNS pozitif, YMRS, CGI-Şiddet ve ASÖ puanı ile pozitif; yatış GAF, HAMD puanı ile negatif ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızın sonucunda, zorlayıcı uygulamalara maruziyetle; TSSB ve tedavi uyumu açısından bir ilişki saptanmamıştır. Öte yandan, geçmiş travmatik yaşantılar ve artan kümülatif travma; zorlayıcı uygulamalara maruziyetle ilişkilendirilmiştir. Zorlayıcı uygulama sayısındaki artışın da geçmiş travma yükünün ağırlığıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Önceki yatış sayısındaki yüksekliğin, yatış homisid düşüncesinin, başkalarına zarar verici davranış öyküsünün, madde kullanımı öyküsünün, geçmiş zorlayıcı uygulamalara maruziyet öyküsünün, hastalığın yüksek klinik şiddetinin ve zayıf sosyal desteğin; zorlayıcı uygulamalara maruziyet riskini arttırdığı tespit edilmiştir.

Özet (Çeviri)

Objectives: Coercive measures are defined as interventions against the person's will, and represent an issue of worldwide importance in psychiatry. Formal coercion often includes involuntary admission, involuntary treatment, seclusion, and restraint. Studies show that coercive measures can negatively impact mental health by making patients less willing to seek psychiatric help in the future or making them vulnerable to PTSD. In our study, we aimed to investigate the effect of coercive measures on PTSD risk and treatment adherence in patients hospitalized in a psychiatric ward and to examine the relationship between past trauma burden and exposure to coercive measures. Patients and Methods: The study included 31 patients who were admitted to the inpatient ward of Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine, Department of Mental Health and Diseases, diagnosed with psychotic disorder or mood disorder according to DSM-5 and exposed to at least one of the coercive measures (involuntary hospitalization, isolation, mechanical restraint, chemical restraint) during hospitalization and 29 patients who were not exposed to any coercive measures during hospitalization. Patients were evaluated in terms of sociodemographic and clinical characteristics. CTQ and CTS were performed for past trauma assessment. IES-R and MARS were conducted to assess the development of PTSD and treatment compliance in patients after hospital discharge. Patients were categorized into two groups according to their exposure to coercive measures, and the differences between the groups were analyzed. In addition to exposure to coercive measures, the relationship between the number of coercive measures and the scales applied was also examined. Logistic regression analysis was also performed to determine the factors associated with exposure to coercive measures. Results: No relationship existed between exposure to coercive measures and IES-R and MARS scores. The findings showed that exposure to coercive measures was associated with past trauma burden. Exposure to coercive measures was positively associated with CTS total, CTS frequency, and all CTS subscales, as well as CTQ total and all subscales. It was found that the number of coercive measures was positively associated with the CTQ subscales and total, except for the CTQ physical abuse subscale, and with the CTS subscales, total, and frequency. Exposure to coercive measures was found to be positively associated with homicidal ideation, history of violent behavior, history of substance abuse, number of previous hospitalizations, history of exposure to coercive measures, PANNS positive and YMRS score; and negatively associated with inpatient insight level, inpatient GAF, HAMD, MSPSS family subscale, and MSPSS total score. The number of coercive measures was positively associated with PANNS positive, YMRS, CGI-Severity, and PSS scores and negatively associated with inpatient GAF and HAMD scores. Conclusion: As a conclusion of our study, no association was found between exposure to coercive measures and PTSD and treatment adherence. On the other hand, past traumatic experiences and increased cumulative trauma were associated with exposure to coercive measures. The increase in the number of coercive measures was also found to be related to the severity of past trauma burden. A high number of previous hospitalizations, homicidal ideation, history of violent behavior, history of substance abuse, history of exposure to coercive measures, high clinical severity of the disease, and poor social support were found to increase the risk of exposure to coercive measures.

Benzer Tezler

  1. Bipolar duygudurum bozukluğu manik epizod hastalarının akut alevlenme ve remisyon dönemlerinde serum galektin-1 ve galektin-3 düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of serum galectin-1 and galectin-3 levels in acute exacerbation and remission periods in manic episode patients with bipolar mood disorder

    MERYEM YÜKSEL AYTEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EROL GÖKA

    DR. AYBENİZ CİVAN KAHVE

  2. Bipolar duygudurum bozukluğu manik epizod hastalarının akut alevlenme ve remisyon dönemlerinde serum N-Metil-D-Aspartat reseptör ve alt birimleri düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of serum N-Methyl-D-Aspartat receptor and sub-units levels in acute flave and remition periods of patients with bipolar mood disorder manic episod

    YASEMİN ÖKTEM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İHSAN TUNCER OKAY

  3. Başka türlü adlandırılamayan psikoz tanısı ile yatarak tedavi edilen ergen ve genç erişkin hastalarda klinik gidiş, tanı sürekliliği, yaşam kalitesi ve bunları etkileyen faktörler

    Research of diagnostic stability, clinical prognosis, quality of life and related factors in adolescents and young adults diagnosed with psychosis not otherwise specified

    CENK VARLIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. AHMET TÜRKCAN

  4. Şizofreni hastalarında CRP/albumin, platelet/lenfosit, nötrofil/lenfosit, lenfosit/ monosit ve monosit/hdl değerlerinin klinik parametrelerle ilişkisinin incelenmesi

    Examination of the relationship of CRP/albumin, platelet/lymphocyte, neutrophil/lymphocyte, lymphocyte/monocyte and monocyte/hdl values with clinical parameters in schizophrenia patients

    ELİF BALTACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriAdıyaman Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BEHİCE HAN ALMİŞ

  5. Şizofrenide akut dönemde nöroplastisite ile ilişkili etmenler

    Factors related to neuroplasticity in acute period in schizophrenia

    BETÜL TÜRKMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriSakarya Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ESRA YAZICI