Geri Dön

Evaluation of the clinical utility of psychopathologicaldimensions on long-term clinical and functional outcomes infirst episode psychosis

İlk epizod psikozda semptom boyutlarının uzun dönem klinik ve fonksiyonel sonuçlar üzerindeki klinik yararlılığının değerlendirilmesi

  1. Tez No: 912135
  2. Yazar: EGE İDİL BOR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ROBİN M MURRAY, DOÇ. DR. SINAN GULOKSUZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Belirtilmemiş.
  6. Anahtar Kelimeler: longitudinal study, first episode psychosis, symptom dimensions, bifactor model, global functioning, hospitalisation
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Universiteit Maastricht
  10. Enstitü: Yurtdışı Enstitü
  11. Ana Bilim Dalı: Psikoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 32

Özet

Background. The clinical utility of diagnostic categories in patients with psychosis has been much debated. Alternative symptom-based dimensional approaches have been introduced, but research on their utility and longitudinal stability is at its early phases. The aims of this prospective study were: 1) to test the stability of structure of symptom dimensions in first episode psychosis; 2) to explore the utility of symptom dimensions predicting clinical and functional outcomes. Methods. This study included a total of 208 patients with first episode of psychosis-spectrum disorders aged 18-65 years. A subsample of 114 were traced and interviewed after a mean of 6.5 years. Psychopathology was assessed at baseline and at follow-up using OPCRIT and tested with bifactor model, encompassing one general psychosis dimension and five specific symptom dimensions (positive, negative, disorganisation, mania, and depression). Follow up measures included GAF scale, and clinical outcomes. Confirmatory factor analysis tested the statistical fit of the bifactor model versus multidimensional model to the structure of symptom dimensions both at baseline and follow-up. For predictor role of symptom dimensions at baseline, multiple regression analyses were conducted global functioning outcome, negative binomial regression analyses for clinical outcomes and logistic regression analyses for the overall risk of hospitalisation as the outcome. All analyses were adjusted for age, gender, ethnicity and length of follow-up. Results. The bifactor model gave the best fit to the symptom data model both at baseline and follow-up. Factor loadings of disorganisation dimension were most likely to change longitudinally while loadings of positive dimension the least. As expected, positive symptoms significantly improved over time as did disorganised and depressive symptoms. Manic symptoms at baseline were associated with reduced risk of hospitalisation, reduced length of hospitalisation and better global functioning at follow up. Baseline positive symptoms were associated with increased risk of hospitalisation and depressive symptoms were associated with reduced length of hospitalisation. Conclusions. This study provides new evidence on the longitudinal stability of bifactor model of psychosis, with some reliability. All but manic and negative symptoms significantly improved. Affective symptoms, including mania and depression were associated with good prognosis, while positive symptoms with some poor clinical outcomes. The particular influence of affective and psychotic symptoms on the long-term functional and clinical outcomes may have implications for treatment choice and encourages further work to incorporate symptom-based approaches on investigating overlapping and distinct conditions of psychopathology, as this study give some support to their clinical utility.

Özet (Çeviri)

Arka Plan. Psikoz hastalarında tanısal kategorik yaklaşımların klinik faydası hala tartışılmaktadır. Alternatif olarak semtpom odaklı boyutsal yaklaşımlar ortaya çıkmış fakat bu boyutların faydası ve uzun dönem tutarlılığı henüz tam iyi anlaşılmamıştır. Bu ileriye dönük çalışmanın amaçları şunlardır: ilk epizot psikozunda semptom boyutlarının yapısal tutarlılığını incelemek ve semptom boyutlarının klinik ve işlevsellik faktörlerini ne ölçüde öngörebildiğini araştırmak. Yöntem. Bu çalışma 18 ile 65 yaş arası 208 ilk epizot psikotik spektrum bozukluklarına sahip hastalarla yapılmıştır. Bu hastalardan 114 kişi ortalama 6.5 yıl sonra izi sürülmüş ve görüşülmüştür. Psikopatolojik semptomlar hem baz hem takip dönemlerinde OPCRIT değerlendirmesi yapılarak değerlendirilmiş ve iki faktör modelde (1 genel boyut ve 5 spesifik boyut) test edilmiştir. Takip ölçümleri Global Değerlendirme Ölçeği ve hastane başvuruları ve hastane yatış süresi gibi klinik sonuçları içermektedir. Doğrulayıcı faktör analizi iki faktör model ile çok boyutlu faktör modellerinin uygunluğunu değerlendirmek için kullanılmıştır. Semptom boyutlarının öngörücü rolünü test etmek için regresyon analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları yaş, cinsiyet, etnik köken ve takip süresine göre düzeltilmiştir. Sonuç. İki faktörlü modelin geçerliliği 6.5 yıl takibinde doğrulanmıştır. Deorganizasyon boyutu faktör yüklerinde en çok dalgalanmayı gösterirken, pozitif semtpom boyutu en az dalgalanmayı göstermiştir. Tüm pozitif, deorganizasyon ve depresyon semptomlarında zamanla iyileşme görülmektedir. Başlangıçtaki manik semptomlar uzun dönemde düşük hastaneye yatırılma riski, düşük hastanede kalış süresi riski ve daha iyi global işlevsellikle ilişkili bulunmuştur. Başlangıçtaki pozitif semptomlar ise yüksek hastaneye yatırılma riski ile ilişkili olurken, depresif semptomlar daha kısa hastanede yatış süresiyle ilişkili bulunmuştur. Sonuç.Bu çalışma psikozun iki faktörlü modelinin uzun döenm tutarlılığına yeni bir kanıt sunmaktadır. Manik ve negatif semptomlar hariç diğer tüm semptomlarda zamanla iyileşme görülmektedir. Manik ve depresyon gibi afektif semptomlar iyi prognoz ile ilişkili iken, pozitif semptomlar zayıf klinik sonuçlarla ilişkili olduğu görülmektedir. Afektif ve psikotik semptom boyutlarının prognostik faktörlere olan farklı etkileri tedavi seçiminde önemli bir rol oynayabileceği gibi bu çalışma semptom odaklı yaklaşımların klinik faydasını bir ölçüde göstermiş olup, araştırmacıların bu modeli de değerlendirmelerini önermektedir.

Benzer Tezler

  1. Sağlık hizmeti kökenli pnömoni tanısında genişletilmiş CURB-65 skorlama sisteminin klinik yararlılığı ile 30 ve 90 günlük mortalite üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the healthcare associated pneumonia the effect of clinical purpose of the extended CURB-65 scoring system on the 30 and 90 days mortality

    ERDEM KURT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TUBA CİMİLLİ ÖZTÜRK

  2. Preeklampsi şüphesi olan hastalarda ardışık zamanda toplanan 8 saatlik idrar protein miktarlarının birbirleriyle ve toplamdaki 24 saatlik idrar protein miktarı ile korelasyonunun ve klinik kullanırlılığının değerlendirilmesi

    Evaluation of the correlation of 8-HOUR urine protein amounts collected in consequential time with each and total 24-HOUT urine protein amount and clinical usage in patients with suspected preeclampsia

    IŞIL OKUYAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMRE SİNAN GÜNGÖR

  3. Tiroid papiller karsinomlarında tanısal uygulamaların retrospektif karşılaştırılması

    Retrospective comparison of diagnostic applications in papillary carcinoma of the thyroid

    ALİCAN GÜREŞİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıKocaeli Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİHAT ZAFER UTKAN

  4. İzole oküler semptomlarla başvuran hastaların tanısal değerlendirilmesinde tek lif elektromiyografisinin yeri

    Utility of single fiber electromyography in the diagnostic evaluation of patients with isolated ocular symptoms

    PINAR KAHRAMAN KOYTAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NörolojiMarmara Üniversitesi

    Nörolojik Bilimler Ana Bilim Dalı

    PROF. KAYIHAN ULUÇ

  5. Antrasiklinlere bağlı gelişen erken kardiyotoksisitenin doku doppler görüntüleme yöntemi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of the Early Onset Anthracycline Cardiotoxicity by Tissue Doppler Imaging in Children

    ABDULLAH KOCABAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    KardiyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GAYAZ AKÇURİN