Geri Dön

İslam hukukunda kadın erkek ihtilâtı ve kadınların kamudaki görevi

In islamic law between men and women mixing (ikhtilaat) and women work in public space

  1. Tez No: 912985
  2. Yazar: AHMET KÜÇÜK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MUHAMMED LATİF ALTUN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Harran Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

İslam hukukuna göre kadın ve erkeklerin aynı ortamı paylaşmaları durumunda uymaları gereken kurallar bulunmaktadır. Çalışmamızda, İslam hukuk kurallarına göre kadınların ve erkeklerin bir araya geldiklerinde onlara tanınan haklar ele alınmıştır. Kadın ve erkeklerin bir arada bulundukları ortamlarda İslam hukukunun kadın ve erkeklere tanımış olduğu genişlikleri ve sınırlamaları tespit etmek amacıyla bu konuyu tercih ettik. Bu konuda birkaç kitap çalışması varsa da, akademik bir tez olarak daha önce ele alınmış bir konu değildir. Çalışmamızın kapsamını kadınların erkeklerle bir arada bulunmaları (ihtilât) ve kadınların kamusal alanda alabilecekleri vazifeler özelinde sınırlandırdık. Bu çalışmada konuyla ilgili başta ayetler ve hadisler olmak üzere, fıkıh kaynaklarında ifade edilen görüşlerin bir tasnifi yapılmıştır. Böylece“kadın ve erkek ihtilâtı'nın”sınırları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın giriş kısmında kadın ve erkek cinsiyetleri arasındaki farklara değinilmiş ve İslam Hukukunda kadın ve erkeklerin iki farklı cins olarak değerlendirildiğine vurgu yapılmıştır. Birinci bölümde ilgili rivayetlerden hareketle“ihtilât”kelimesinin kavramsal çerçevesi açıklanmış ve benzer kavramlarla ilişkisine dair açıklamalar yapılmıştır. Ayrıca kadınlar ve erkeklerin bir arada bulundukları ortamlarda tesettür ve mahremiyetle ilgili konular irdelenmiştir. İkinci bölümde ise“kamusal alan”ve“özel alan”ayrımına dikkat çekilmiş, konu ile ilgili ayet ve hadisler değerlendirilmiştir. Kadınların kamusal alanda alabilecekleri görevler başlıklar halinde değerlendirilmiştir. İlk dönem İslam hukukçularının konu başlıkları ile görüşleri aktarılmış ve bu görüşler özetlenmeye çalışılmıştır. Kadınların kamusal bir alanda vazife almalarının esas olarak yasaklanmadığı fakat kadınların vazifelerini yerine getirirken tesettür ve mahremiyete uygun davranmaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Aynı zamanda kadınların haysiyet ve kişiliklerine zarar verici görevlerden uzak durmaları ve İslam hukukunun emir ve yasaklarını çiğneyecek bir vazifede çalışmaması gerektiği ortaya konulmuştur.

Özet (Çeviri)

According to Islamic law, there are rules that women and men must follow when they share the same environment. In the light of these rules, the rights granted to women and men are examined. We have chosen this topic in order to identify the widths and limitations that Islamic law recognizes for men and women when they coexist. We have limited the scope of our study to the coexistence of women with men (ikhtilaat) and the duties that women can perform in the public sphere. In this study, a classification of the views expressed in the sources of fiqh, especially the verses and hadiths on the subject, has been made. Thus, the limits of“male-female ikhtilaat”were tried to be set. In the introduction of the study, the differences between male and female genders are mentioned and it was emphasized that women and men are considered as two different sexes in Islamic Law. In the first chapter, the conceptual framework of the word“ikhtilaat”is explained based on the relevant narrations and its relationship with similar concepts is explained. In addition, issues related to hijab and privacy in environments where women and men are together are discussed. In the second part, the distinction between“public space”and“private space”was emphasized, verses and hadiths related to the subject were evaluated. The tasks that women can take in the public sphere are evaluated under headings. The views of the first period Islamic jurists with the titles of the subjects and these views are tried to be summarized. It is concluded that women are not essentially prohibited from holding public office, but that they must observe hijab and privacy in the performance of their duties. At the same time, women should stay away from tasks that harm their dignity and personality and it has been established that he should not work in a position that violates the commandments and prohibitions of Islamic law.

Benzer Tezler

  1. İslâm cezâ hukukunda kadın erkek eşitliği ve şiddet

    Equality of men and women in Islamic criminal law

    FIRAT ULUTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinUşak Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİHAT TOSUN

  2. İslam aile hukukunda kadının mali hakları

    Ислам үй-бүлө укугундагы аялдардын материалдык үлүш укуктары

    ALTINAY KURMANBEKOVA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ YÜKSEK

  3. İslâm Aile Hukuku ve Türk Aile Hukukunda kadın-erkek eşitliğinin istisnâları

    The derogations from female-male equality in İslamic Family Law and Turkish Family Law

    VİLDAN DUMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    DinUludağ Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ KAYA

  4. İslam ve Osmanlı Hukukunda kadın

    Woman in Islamic and Ottoman Law

    DİDEM ÖZALPAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    HukukAnkara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLNİHAL BOZKURT

  5. Dini süreli yayınlarda kadının örtünme konusunun İslam hukuku açısından incelenmesi (1998-2010)

    An examination of the hijab in Islamic law through use of religious periodicals (1998-2010)

    HÜMEYRA SANCAR KAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Dinİstanbul Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULLAH TIRABZON