Karaciğer yağlanması olan hastalarda, ultrasonografik olarak tespit edilen yağlanma derecesi ile biyokimyasal fibrozis ve inflamasyon belirteçlerinin ilişkisinin incelenmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 915161
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖKTUĞ ŞİRİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Amaç: Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), aşırı alkol tüketimi olmadığı ve karaciğer hastalığının diğer nedenleri bulunmadığı halde, karaciğerde yağ birikiminin var olmasıyla karakterize bir durum olup, birçok popülasyonda yağlı karaciğerin en yaygın nedenidir ve yüksek prevalansı artmaya devam etmektedir. Karaciğer biyopsisi yapılarak karaciğerden doku örneği alınması, alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı tanısı için altın standart olmasına rağmen, kanama ve organ hasarına yol açma potansiyeli ve ek maliyetleri nedeniyle, genel popülasyonu içeren çalışmalarda rutin olarak kullanılması her zaman mümkün olmamaktadır. Alternatif bir yöntem olarak, karaciğerin ultrason ile incelenmesi, invaziv olmayan (doku hasarı oluşturmayan), nispeten ucuz ve yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. NAFLD' ye sahip olduğundan şüphelenilen hastaların taraması amacıyla erken dönemde kullanımı, giderek daha fazla kabul görmektedir. Çalışmamızda, yağlı karaciğer hastalığı bulunan bireylerde, ultrasonografik olarak tespit edilen yağlanma derecesi ile standart olarak hesaplanan biyoşimik karaciğer sertleşmesi (fibrozis) ve inflamasyon göstergeleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Materyal ve metod: 2017-2023 yılları arasında yağlı karaciğer hastalığı tanısı konmuş hastalar tarandı ve çalışmaya dahil kriterlerine uyan 253 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastane otomasyon sistemindeki kayıtları, e nabız verileri, yapılan biyoşimik tetkikler (hemogram, CRP, biyokimya, seroloji, hormon ölçümleri) ve abdomen ultrasonografik görüntülemeleri ve varsa karaciğer biyopsileri retrospektif olarak tarandı. Hastane laboratuvarında kayıtlı biyoşimik (non-invaziv) serum test sonuçları kullanılarak, standart biyoşimik karaciğer sertleşmesi (fibrozis) ve inflamasyon göstergeleri (serum biyobelirteçleri) ((FIB-4, APRİ, NLR (Nötrofil/Lenfosit oranı), CAR (CRP/Albümin oranı), Sistemik İmmün İnflamatuar İndeks(Sİİ)) hesaplandı. Karaciğer yağlanması açısından hastalar, ultrasonografik derecelendirilmesine göre, 3 grupta (grade1-2-3) sınıflanarak incelendi. Bu 3 hasta grubu birbiri içinde, biyoşimik karaciğer sertleşmesi (fibrozis) ve inflamasyon göstergeleri (serum biyobelirteçleri) açısından kıyaslanacak ve istatiksel olarak incelendi. Çalışmamızda, yağlı karaciğer hastalığı bulunan bireylerde, ultrasonografik olarak tespit edilen yağlanma derecesi ile standart olarak hesaplananbiyoşimik karaciğer sertleşmesi (fibrozis) ve inflamasyon göstergeleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi ve incelemeyi amaçladık. Bulgular: Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji polikliniğine 01/01/2017- 31/12/2023 tarihleri arasında başvurmuş ve yağlı karaciğer tanısı almış olan 331 hasta retrospektif incelendi. İnceleme sonucunda çalışmaya dahil etme kriterlerine uyan 253 hasta çalışmaya alındı. Hastalar ultrasonografi karaciğer yağlanma derecelerine göre grade 1, rade 2 ve grade 3 olarak 3 grupta incelendi. 253 hastanın yaş ortalaması 54,7 ± 11,5 olarak bulundu. Hasta sayısı incelendiğinde kadın hastaların sayısı %50,6 (n=128) ve erkek hastaların sayısı %49,4 (n=125) olarak saptandı. Hastaların başvuru ultrasonografik verileri incelendiğinde grade 1 yağlı karaciğer olan hasta sayısı %33,2(n=84), grade 2 yağlı karaciğer görülen hasta sayısı %33,6 (n=85) ve grade 3 yağlı karaciğer görülen hasta sayısı %33,2 (n=84) olarak bulundu. Cinsiyet açısından incelendiğinde kadın cinsiyette 3 grup arasında kıyaslandığında grade 3 grubunda kadın hastaların oranı grade 1'deki hasta oranına göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur(p=0,014). Hastalar kilo açısından değerlendiğinde grade 3 hasta grubu kilo açısından grade 1 hasta grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p
Özet (Çeviri)
Objective: Non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD), a condition characterized by the presence of fatty deposits in the liver in the absence of excessive alcohol consumption and other causes of liver disease, is the most common cause of fatty liver in many populations and its high prevalence continues to increase. Although liver biopsy to obtain a tissue sample from the liver is the gold standard for the diagnosis of non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD), it is not always routinely used in studies involving the general population due to its potential for bleeding and organ damage and its additional costs. As an alternative method, ultrasound examination of the liver is a non-invasive (non-tissue damaging), relatively inexpensive and widely used method. Its early use for screening patients suspected of having NAFLD is becoming increasingly accepted. In our study, we aimed to evaluate the relationship between ultrasonographically detected degree of adiposity and standardly calculated biosimic indicators of liver hardening (fibrosis) and inflammation in individuals with fatty liver disease. Material and method: Patients diagnosed with fatty liver disease between 2017 and 2023 were screened and 253 patients who met the inclusion criteria were included in the study. Their records in the hospital automation system, e-nabız data, biochemical tests (hemogram, CRP, biochemistry, serology, hormone measurements), abdominal ultrasonographic imaging and liver biopsies, if available, were retrospectively reviewed. Standard biosimic indicators of liver hardening (fibrosis) and inflammation (serum biomarkers) ((FIB-4, APRI, NLR (Neutrophil/Lymphocyte ratio), CAR (CRP/Albumin ratio), Systemic Immune Inflammatory Index (SII)) were calculated using biosimic (non- invasive) serum test results recorded in the hospital laboratory. In terms of fatty liver disease, patients were classified into 3 groups (grade1-2-3) according to ultrasonographic grading. These 3 patient groups were compared and statistically analyzed in terms of biosimic liver stiffening (fibrosis) and inflammation indicators (serum biomarkers).In our study, we aimed to evaluate and examine the relationship between ultrasonographically detected degree of fatty liver disease and standardly calculated biosimic liver stiffening (fibrosis) and inflammation indicators in individuals with fatty liver disease. Results: We retrospectively analyzed 331 patients who were admitted to Kocaeli University Faculty of Medicine Hospital Gastroenterology outpatient clinic between 01/01/2017 and 31/12/2023 and diagnosed with fatty liver disease. As a result of the examination, 253 patients who met the inclusion criteria were included in the study. Patients were analyzed in 3 groups as grade 1, grade 2 and grade 3 according to the degree of ultrasonography fatty liver. The mean age of 253 patients was 54.7 ± 11.5 years. The number of female patients was 50.6% (n=128) and the number of male patients was 49.4% (n=125). When the admission ultrasonographic data of the patients were analyzed, the number of patients with grade 1 fatty liver was 33.2% (n=84), the number of patients with grade 2 fatty liver was 33.6% (n=85) and the number of patients with grade 3 fatty liver was 33.2% (n=84). When analyzed in terms of gender, the proportion of female patients in the grade 3 group was found to be significantly higher than the proportion of patients in grade 1 (p=0.014). When the patients were evaluated in terms of weight, grade 3 patient group was significantly higher than grade 1 patient group in terms of weight (p
Benzer Tezler
- Yeni tanı alan kronik hepatit B hastalarında kardiyometabolik risk faktörlerine göre laboratuvar sonuçları, görüntüleme bulguları ve karaciğer histopatolojisinin karşılaştırılması
Comparison of laboratory results, imaging findings, and liver histopathology according to cardiometabolic risk factors in newly diagnosed chronic hepatitis B patients
RUKİYE SAKA TUNA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELİF YORULMAZ
- Diyabetik ve obez olmayan hastalarda leptin, rezistin, adiponektin ve rbp-4 düzeylerinin alkol dışı karaciğer yağlanması ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Relationship assessment of beetween leptin, resistin, adiponectin, and non-alcoholic steatohepatitis rpb-4 in non obes and diabetic patients
MUSTAFA İKİZEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
GastroenterolojiFatih Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CANSEL TÜRKAY
- Prediyabetli hastalarda karaciğer yağlanması ve karaciğer fibrozisinin noninvaziv yöntemlerle değerlendirilmesi ve prevalansı
Evaluation and Prevalence of Fatty Liver and Liver Fibrosis by Noninvasive Methods in Prediabetic Patients
ELVAN SEHER TAŞÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
GastroenterolojiEge Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ILGIN YILDIRIM ŞİMŞİR
- Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı olan kişilerin bel çevresi, vücut kütle indeksi ve kas kütlesine göre karotis intima-media kalınlıklarının karşılaştırılması ve beslenme şekillerinin tespiti
Comparison of carotid intima-media thickness and determination of nutrition types according to the waist circumference, body mass index and muscle mass of people with non-alcoholic fatty liver disease
BENAN ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Beslenme ve DiyetetikBahçeşehir ÜniversitesiBeslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FERHAN MANTAR
- Kronik hepatit B'de biyopsi ile hepatosteatoz tanısı ve biyokimyasal parametreler arası ilişki
Diagnosis of hepatosteatosis by biopsy in chronic hepatitis B and therelationship between biochemical parameters
EMRAH DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞE ÇARLIOĞLU
UZMAN AHMED RAMİZ BAYKAN