Geri Dön

Kadınlarda rekürren alt üriner sistem enfeksiyonu prevelansı ve risk faktörlerin belirlenmesi

The prevalence of recurrent lower urinary tract infections among women and determination of risk factors

  1. Tez No: 916046
  2. Yazar: CANSU AKINCI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGENUR HACIOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ebelik, Midwifery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kırklareli Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ebelik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 63

Özet

Rekürren alt üriner sistem enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonlarının tekrarlayan biçimi olup, özellikle kadınlarda yaygın bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yapılacak olan prevelans çalışmaları toplumdaki risk faktörlerinin belirlenmesi açısından önemli bulgular sağlamaktadır. Risk faktörlerin belirlenmesi, alt üriner sistem enfeksiyonlarının rekürren olmasını sınırlamakta ve hastalığa karşı preventif müdahalelerin geliştirilmesine rehberlik edebilmektedir. Tüm bu hususlar doğrultusunda yapılan bu çalışmada kadınlarda rekürren alt üriner sistem enfeksiyonu prevalansı ve risk faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma tanımlayıcı kesitsel tasarımda 405 kadın katılımcıyla yürütülmüştür. Araştırma verileri katılımcılara yöneltilen hastalıkla ilgili soru formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 25.0 kullanılmıştır. Araştırma bulguları incelendiğinde; katılımcılar arasında 33 yaş ve altı kadın sayısının çoğunlukta olduğu görülmüştür. Katılımcıların çoğunluğu hayatlarında en az bir defa idrar yolu enfeksiyonu geçirmiştir. Katılımcıların %70'i bir korunma yöntemi uygulamadığı, mevcut hastalık ve gebelik durumuyla idrar yolu enfeksiyonu görülme oranının paralel olduğu belirlenmiştir. Kadınların %28,6'sının rekürren alt üriner sistem enfeksiyonu geçirdiği saptanmıştır. Katılımcı kadınların üriner sistem şikayetleri sorgulandığında %64,6'sında vajinal akıntı, %69,2'sinde idrarda koku %52,3'ünde idrar yaparken yanma, %49,2'sinde sık idrara çıkma, %47,7'sinde idrara sıkışma hissi, %16,9'unda ağrı semptomları olduğu görülmüştür. Araştırma bulguları neticesinde, sağlıklı toplumun temelini oluşturan kadınların kişisel bakım ve hijyenin önemi hakkında bilinçlendirilmesi gerektiği, eğitim ve bilgilendirme sürecindeki öğrendiklerini günlük hayatlarına katmaları konusunda teşvik edilmesi sonucuna ulaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

Recurrent lower urinary tract infection is a repeated form of urinary tract infection, and it is a common health problem, especially in women. Prevalence studies, in particular, provide important findings in determining the risk factors in the community. Identifying risk factors can limit the recurrence of lower urinary tract infections and guide the development of preventive interventions for the disease. Based on all these aspects, the aim of this study was to investigate the prevalence and risk factors of recurrent lower urinary tract infections in women. The research was conducted with a descriptive cross-sectional design involving 405 female participants. The data were collected using a questionnaire about the disease directed at the participants. SPSS 25.0 was used for data analysis. When the research findings were examined, it was observed that the majority of participants were women aged 33 and under. Most participants had experienced at least one urinary tract infection in their lifetime. It was found that 70% of the participants did not use any preventive methods, and the incidence of urinary tract infections was parallel to the presence of existing diseases and pregnancy. It was determined that 28.6% of the women had recurrent lower urinary tract infections. When the urinary system complaints of the female participants were surveyed, it was found that 64.6% had vaginal discharge, 69.2% had odor in the urine, 52.3% had burning during urination, 49.2% had frequent urination, 47.7% had the feeling of urgency to urinate, and 16.9% had pain symptoms. As a result of the research findings, it was concluded that women, who form the foundation of a healthy society, should be made aware of the importance of personal care and hygiene, and they should be encouraged to incorporate what they learn during the education and awareness process into their daily lives.

Benzer Tezler

  1. Sezaryen doğum yapan kadınlarda rekürren sezaryenin yaşam kalitesi üzerine etkisi

    The effect of recurring cesarean sections on quality of life in women who have undergone cesarean delivery

    CAN ÖZCAN GÜDER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ÇETİN

  2. Depresyonda çocukluk çağı travması, bağlanma biçimi ve empati düzeyi

    Childhood trauma, attachment style and empathy level in depression

    DERYA ÖZKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriErciyes Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SALİHA DEMİREL-ÖZSOY

  3. Tinea pedis ve tinea krurisin klinik ve epidemiyolojik özellikleri ile ikisinin bir arada görülmesinin değerlendirilmesi

    Combination of tinea pedis and tinea cruris, clinical and epidemiological investigation

    SEDA NİŞANCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DermatolojiSağlık Bakanlığı

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUNUS SARAL

  4. Psoriasis hastalarında olumsuz çocukluk çağı deneyimleri

    Adverse childhood experiences in psoriasis patients

    EMİN GÜNDÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DermatolojiMersin Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT TÜRSEN