Geri Dön

Nonalkolik steatohepatitte fibrinojen-like protein-2 (FGL-2 ) düzeylerinin klinik önemi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 916877
  2. Yazar: DENİZ IŞIK
  3. Danışmanlar: UZMAN MAHMUT ARABUL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Gastroenteroloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) sık görülen bir karaciğer hastalığıdır. Obezite ve tip 2 diyabetin sıklığı arttıkça, bu hastalığın sıklığı da artmaya devam edecektir. NAFLD'ın doğal seyri belli değildir, histolojik tipine göre farklılık gösterir. Sadece yağlı karaciğer hastalığı masum seyretse de, nonalkolik steatohepatit (NASH) ilk 10 yılda % 25 oranında siroza ilerleyebilir. Öte yandan bazı çalışmalarda NAFLD'nın kriptojenik sirozun nedeni olabileceği bildirilmiştir. NAFLD tespit edilen hastaların büyük bir kısmında serum lipid düzeylerinde yükseklik, koroner arter hastalığı geliştirme riski, insulin rezistansı, diyabetes mellitus gibi başka patolojiler de olaya eşlik edebilmektedir. NAFLD obez kişilerde %60-95, tip 2 diyabetiklerde %28-55 ve hiperlipidemiklerde %20-92 sıklıkla görülür. Metabolik sendromlu hastalarda NASH tespiti genellikle beklenen bir patolojidir. NASH, primer olarak kendisinin neden olabileceği sorunlar dışında, birliktelik gösterebileceği bu hastalıklar nedeniyle de önem arz etmektedir. Fibrinojen-like protein 2 (FGL-2), fibroleukin olarak da bilinmektedir. İlk olarak sitotoksik T lenfositlerden klonlanmıştır ve fibrinojen beta ve alfa zincirleri ile %36 benzerlik gösterdiğinden dolayı, fibrinojen süperfamilyasının bir üyesi olarak sınıflandırılmıştır. FGL-2 gen, insanda kromozom 5 ve sıçanda kromozom 7'ye translokedir. Bir intron ile ayrılan 2 eksona sahiptir. FGL-2 promoterleri cis element içerir ve Ets, AP1, Sp1, TCF1, Ikaros ve CEBP gibi çeşitli transkripsiyon faktörlerine bağlanabilir. FGL-2 primer membran-associated protein olarak Makrofaj ve endotelial hücrelerin yüzeyinde bulunur. Bu protein, protrombinaz aktivitesine sahip olup, direkt olarak protrombinden trombin oluşumunu sağlar. Mutagenez ve kopan proteinlerin kombine etksi ile N-terminal uçtaki 89 serin rezidüsü, protrombinaz aktivitesinde kritik rol oynar. FGL-2 protrombinaz aktivitesi, insan çalışmalarında ve deneysel modellerde, viral hepatitlerin, xeno ve allograft rejeksiyonunun ve fetal loss sendromunun patogenezini etkiler. FGL-2, Treg hücrelerce sekrete edilir, Dendritik cell (DC) maturasyonunu ve fonksiyonunu engeller, B lenfosit apoptozisini indükler. FGL-2'nin C-terminal globüler kısmı, molekülün immünmodülatuar fonksiyonunu üstlenir. FGL-2 regülatuar aktivitesini Fcγ 52 reseptörlerlere bağlanarak gösterir. Fcγ reseptörler, monosit/makrofaj, DC, B hücreler ve endotelial hücreleri içeren APC hücrelerince eksprese edilir. FGL-2'nin regülatuar aktivitesi allograft rejeksiyonunu, otoimmüniteyi, insan ve deneysel viral enfeksiyon modellerini, HIV enfeksiyonunda gidişi ve ARDS ve hepatit B enfeksiyonunda süreci etkiler. FGL-2 innate ve adaptif immüniteye aracılık eder. Treg hücreler, FGL-2 sekrete eder. FGL-2, DCde eksprese edilen inhibitör reseptörlere bağlanır. FGL-2, bu reseptörlere bağlanarak DC'nin immün aktivasyonunu inhibe eder. Bu hadiseyi, DC'nin maturasyon markerları olan CD 80, CD86 ve MHC II azalması ile izleyebiliriz. DC de FGL-2'nin supressif etkisine, NF-kappa β nükleer transkolasyonu aracılık eder. FGL2'ye maruz kalan DC, T helper ve sitotoksik T lenfositlerin efektör fonksiyonları daha az etkindir. Yardımcı T hücre aktivasyonunun supresyonu ve FGL-2 tarafından DC maturasyonu, T- bağımlı B hücre cevaplarına T bağımsız B hücrelerine indirekt olarak öncülük eder. İn vitro olarak FGL-2, inhibitör FcγRIIB reseptörler üzerinden, B hücrelere bağlanarak apoptozis fonksiyonlarını direkt etkiler. Bu çalışmaya 2010-2011 yılında Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı nedeniyle takipte olan 30 hasta ve 21 kişilik sağlıklı kontrol grubu dahil edildi. Biopsiyle gösterilmiş NAFLD olan hastalarda serum FGL-2 düzeyleri 47±12 ng/ml ve kontrol grubunda 37 ±10 ng/ml saptandı. İstatistiksel değerlendirme Mann-Whitney U testi ile yapıldı. Biopsiyle basit yağlanma, border-line NASH, kesin NASH olarak sınıfladığımız hastalar ile kontrol grubu arasında anlamlı fark saptandı (p=0.002). Bu dört grub kendi arasında değerlendirildiğinde de anlamlı fark görüldü. (Kruskal – Wallis test, p=0.012). Hastaların serum FGL-2 düzeylerinin NAFLD hastalarını öngörmedeki etkinliğini değerlendirmek için yapılan ROC analizinde, AUC:0.759, p=0.002 olarak saptandı. FGL-2 düzeyleri 41 ng/ml olduğunda %67 duyarlılıkta, %72 özgüllükte NAFLD hastalarını öngörebilir. Hastaların yapılan korelasyon analizinde FGL-2 ile bel çevresi (r=0.52, p=0.001), BMI (r=0.44, p=0.003), TG (r=0.37, p=0.016), HOMA-IR (r=0.37, p=0.016) 'nin korele olduğu saptandı. 53 NASH hastalarında FGL-2 düzeyleri, özellikle regülatuar T hücrelerinin dengeleyici rolünü yansıtabilir ve hepatik hasarı mikroinflamasyon düzeyinde iken gösterebilir. Hastalık şiddetinin tahmini, hastalık seyrinin biopsisiz gözden geçirilmesi, tedavi açısından agresif yaklaşılacak hastaların seçimi, siroz ve HCC takip aralıklarının sıklaştırılması açısından önemli olabilir.

Özet (Çeviri)

Nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD) is a commonly seen liver disorder. Prevalence of this disorder will certainly keep increasing as that of obesity and type II diabetes rises. Natural course of NAFLD may be vague and differs with respect to the histologic type. Although steatohepatitis alone may be self-limited and innocent, 25% of NASH cases may progress into cirrhosis within first 10 years. Besides, it has been shown in some studies that NAFLD may be a cause of cryptogenic cirrhosis. In majority of patients with NAFLD, some disorders including high serum lipid levels, high risk of coronary artery disease, insulin resistance and diabetes mellitus may accompany. NAFLD is seen in 60-95% of obese patients and in 28-55% - 20-92% of type II diabetics and those with hyperlipidemia, respectively. NASH is an expected accompanying disorder particularly in those with metabolic syndrome. NASH should be taken heed of owing to aforementioned accompanying disorders other than some problems secondary to it's own. FGL-2 is also known as fibroleukin. It was first cloned from cytotoxic T lymphocytes and since it showed a 36% similarity to beta and alpha chains of fibrinogen, it was considered a member of fibrinogen superfamily. FGL-2 gene is translocated to chromosome 5 and 7 in human beings and rats, respectively. It has two exons divided by an intron. FGL-2 promoters contain cis elements and some transcriptive factors may attach to it which include Ets, AP1, Sp1, TCF1, Ikaros and CEBP. FGL-2 takes place on the surface of macrophages and endothelial cells as primary membrane-associated protein. Having prothrombinase activity, this protein enables formation of thrombin from prothrombin in a direct way. Found in N-terminal tip, 89 serine residue has a critical role in prothrombinase activity by means of mutagenesis and combined impact of detached proteins. FGL-2 prothrombinase activity was shown in in-vivo and vitro trials to affect pathogenesis of viral hepatitis, xeno and allograft rejections along with that of fetal loss syndrome. FGL-2 is secreted by Treg cells. It blocks dentritic cell maturation and functioning while promoting B cell apoptosis. C-terminal globular part of FGL-2 undertakes immunomodulatory function of the molecule. FGL-2 demostrates its regulatory impact by attaching Fcγ receptors. Fcγ receptors are expressed by APC cells containing dentritic, B and 55 endothelial cells. Regulatory activity of FGL-2 has an influence on allograft rejections, autoimmunity, human and experimental viral infection models, course of HIV infection, ARDS along with hepatitis B infection. FGL-2 mediates innate and adaptive immunity. Treg cells secrete FGL-2. FGL-2 attaches to inhibitor receptors expressed by dendritic cells. FGL-2 inhibits immune activation of dendritic cells by attaching to these receptors. We can observe this event with a decrease in CD 80, CD 86 and MHC II which are all maturation markers of dendritic cells. Nuclear translocation of NF- kappa B mediates suppressive impact of FGL-2 in dendritic cells. Effector functions of dendritic cells, T helper and cytotoxic T lymphocytes which are exposed to FGL-2 are less active. Suppression of T helper cell activation and dendritic cell maturation by FGL-2 pioneers T-dependent and independent B cell responses indirectly. FGL-2, however, directly affects apoptotic function of B cells in vitro via inhibitor FcγRIIB receptors on B cell surfaces. The study included 21 healthy controls along with 30 patients diagnosed with NAFLD and followed-up in University of Katip Celebi Ataturk Hospital of Research and Training, Department of Gastroenterology between 2012-2011. Serum FGL-2 levels were 47+/-12 ng/ml and 37+/-10 ng/ml in patients whose NAFLD had been confirmed by biopsy and in controls, respectively. Groups were assessed with Mann-Whitney U test. A significant difference was observed between groups (p=0,002). A significant difference was also detected when four groups were compared between (Kruskal Wallis test, p=0,012). In ROC analysis conducted to evaluate the efficacy of FGL-2 levels on forecasting NAFLD patients, AUC was found 0,759 and p=0,002. It was concluded that when FGL-2 level is 41 ng/ml, it forecasts NAFLD patients with 67% sensitivity and 72% specifity. It was also observed in correlation analyses that FGL-2 had been correlated with waist circumference (r=0,52, p=0,001), BMI (r=0,44, p=0,003), TG (r=0,37, p=0, 016) and HOMA IR (r=0,37, p=0,016). FGL-2 levels may reflect balancer role of regulatory T cells in particular and demonstrate hepatic damage in micro inflammation level in patients with NASH. Prediction of disease severity may be of importance particularly in terms of reviewing disease course 56 without biopsy, picking patients to be approached in an aggressive manner and increasing the frequency of visits in those with cirrhosis and HCC.

Benzer Tezler

  1. Ailevi akdeniz ateşi hastalarında portal hipertansiyon sıklığının araştırılması

    Investigation of the frequency of portal hypertension in patients with familial mediterranean fever

    BAHRİ ÖZTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ADİLE İRFAN ORTAKÖYLÜOĞLU

  2. Non alkolik steatohepatitte erken aterosklerotik değişiklikler

    Başlık çevirisi yok

    ŞERİFE SİVRİDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    GastroenterolojiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ALPER YURCİ

  3. Non-alkolik steatohepatitde peroksizom proliferatörleri ile aktive olan reseptör-alfa ekspresyonun klinik ve histopatolojik parametreler ile ilişkisi

    The relationship between PPAR-α expression, the clinical and the histopathological parameters of the nonalcoholic steatohepatitis

    METİN RAHŞAN OLGA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    GastroenterolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. HAKAN BOZKAYA

  4. Nonalkolik steatohepatit hastalarında noninvaziv fibrozis testlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the noninvasive fibrosis tests in nonalcoholic steatohepatitis patients

    BAHADIR KÖYLÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    GastroenterolojiHacettepe Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ONUR KESKİN

  5. Nonalkolik steatohepatitte ursodeoksikolik asit tedavisi

    Ursodeoxycholic acid treatment in non-alcoholic steatohepatitis

    ATİLLA BEKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    GastroenterolojiGATA

    Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı