Geri Dön

Resolving the clash between freedom of expression and right toreputation in the light of the european court of human rightscase law

Avrupa insan hakları mahkemesi içtihadı ışığında ifade özgürlüğü ve itibarın korunması hakkı arasındaki çatışmanın çözülmesi

  1. Tez No: 917777
  2. Yazar: BURCU TAŞYAPAN
  3. Danışmanlar: DR. STEVEN PEERS
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: University of Essex
  10. Enstitü: Yurtdışı Enstitü
  11. Ana Bilim Dalı: İnsan Hakları Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 64

Özet

İfade özgürlüğü, pek çok evrensel ve bölgesel insan hakları belgesinde yer alan temel bir haktır. Kendini gerçekleştirme için temel bir koşul ve demokratik bir toplumda bir gereklilik olarak kabul edilmiştir; bu nedenle, geniş kapsamda yorumlanması gerektiği büyük ölçüde kabul görmektedir. Ancak, bu hak mutlak nitelikte olmadığından, genel menfaatler veya başkalarının hakları ile çatıştığında kısıtlanabilir. İfade özgürlüğü hakkı ile bir menfaat arasında çatışma olması durumunda, Mahkeme 8 ila 11'inci maddelere yönelik standart yaklaşımı uyarınca davayı inceler ve müdahalenin kanun tarafından öngörülüp öngörülmediğini, meşru bir amaç olup olmadığını, demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını ve meşru amacın gerçekleştirilmesiyle orantılı olup olmadığını değerlendirir. Bu incelemenin sonucunda genellikle ifade özgürlüğü kamu yararına ağır basmaktadır. Ancak çatışmanın ifade özgürlüğü ile kamu yararı arasında değil, Sözleşme'de düzenlenen iki hak arasında olması durumunda, bu haklardan biri diğerinden üstün olmaz ve insan hakları bölünemez olduğundan, iki hak da eşit ağırlığa sahip olacak şekilde değerlendirilmelidir. İtibarın korunması sadece 10'uncu maddenin ikinci fıkrasındaki ifade özgürlüğü hakkını kısıtlamaya yönelik meşru amaçlardan biriyken, Radio France - Fransa davası ile başlayan süreçte, itibarın korunmasının özel hayata saygı hakkı kapsamına girebileceği değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, mevcut durumda 10'uncu madde kapsamında ifade özgürlüğü hakkı ve 8'inci madde kapsamındaki özel hayata saygı hakkının bir yönü olarak itibarın korunması hakkı bulunmaktadır. İfade özgürlüğü, olumlu söylemde bulunma hakkına ek olarak, hakaret etme, alay etme, utandırma, karalama veya bir kişinin dışlanmasına ve bu kişiden uzak durulmasına neden olma haklarını kapsarken, itibarın korunması hakkı ise kişiyi bu eylemlerden korur. Mahkeme, her iki hakkı aynı anda koruyamayacağından, bunlar için alternatif bir yol bulunmalıdır. Çağımızdaki modern teknolojiler ve yaygın basın göz önüne alındığında, bu haklar arasındaki bu çatışma daha sık ortaya çıkma eğilimindedir. Bu bağlamda Mahkeme, diğer çatışan hak davalarına uyguladığı şekilde, ifade özgürlüğü ve itibarın korunması hakkı dahil olmak üzere, özel hayata saygı hakkı söz konusu olduğunda dengeleyici bir uygulama yürütmektedir. Bu bağlamda Mahkeme, yerel mahkemelerin iki değer arasında adil bir denge kurup kurmadığını tespit eder. Mahkeme, yerel mahkemelere takdir payı verirken, her iki hak için saptanan ilkeler ile birlikte belirli kriterleri kullanır. Bu tez çalışmasında, AİHM içtihadı incelenerek itibarın korunması ile ifade özgürlüğü arasındaki çatışma ele alınacak; Mahkeme'nin bu iki hakkın yer aldığı davaları nasıl ele aldığına cevap aranacaktır. Ayrıca, Mahkeme'nin bu tür davalarda tutarlı ve şeffaf bir yöntem izleyip izlemediği de incelenecektir. Bu tez dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, ifade özgürlüğü hakkı ayrıntılı olarak ele alınacaktır. İfade özgürlüğü taleplerine ek olarak, itibarın korunması hakkına ilişkin iddiaların bulunması durumunda Mahkeme'nin yaklaşımını anlayabilmek için, bu hakka gösterilen değeri bilmek oldukça önemlidir. Ayrıca, kamu yararı veya bir hak söz konusu olduğunda, yapılan değerlendirmeler arasındaki farkı anlamak için, bu hak ile ilgili sınırlamaların genel kapsamı ve bu sınırlamalara yönelik genel yaklaşım da açıklanacaktır. İkinci bölümde, itibarın korunması hakkı ve AİHM'nin bu hakkı Sözleşmenin 8'inci maddesi kapsamında özel hayatın gizliliğinin bir yönü olarak nasıl kabul ettiği incelenecektir. İtibarın korunması hakkının temelinde yatan değerlere yönelik dört temel doktrinsel yaklaşım kısaca ele alınacaktır. Sonrasında, Mahkeme'nin itibarın korunmasını 8'inci madde kapsamında güvenceye alınan bir hak olarak kabul etmek için bu değerlerden hangilerini kullandığı incelenecektir. Sonraki bölümde, itibarın korunması ve ifade özgürlüğü arasındaki çatışma analiz edilecektir. İtibarın korunması 8'inci madde kapsamına girdiğinde Mahkeme, ifade özgürlüğü ve itibarın korunması hakkının bazı durumlarda çatışabileceğini kabul etmekte ve yerel mahkemelerin bu iki hak arasında adil bir denge sağlaması gerektiğini belirtmektedir. Mahkeme, bu dengeyi sağlamak için bazı ölçütler belirlemiştir. İfade özgürlüğü ve itibarın korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulması gereken bu davalar çoğu zaman basın ile ilişkilidir. Bu nedenle, Mahkemenin belirlediği ölçütler yayınlara dayanmaktadır. Mahkeme'nin saydığı ölçütler kamu yararı tartışmasına katkı, söz konusu kişinin tanınırlık düzeyi ve haberin konusu, ilgili kişinin önceki tutumları, yayının içeriği, biçimi ve sonuçları, fotoğrafların çekildiği koşullar, (koşullara bağlı olarak) bilginin elde edilme şekli ve doğruluğu, (uygulamanın 10'uncu madde kapsamında yapılması halinde) uygulanan yaptırımın ağırlığıdır. Ayrıca Mahkeme, ulusal mahkemelerin adil dengeyi bulması için bir takdir yetkisine sahip olduklarını belirtmekte ve neticesinde ulusal mahkemelerin iki değer arasında adil bir denge kurup kurmadıklarını tespit etmektedir. Sonuncu bölümde, tutarlı ve şeffaf bir çerçeve oluşturmak için Mahkeme'nin Axel Springer ve von Hannover (No 2) davalarında ilgili ölçütleri belirlediği, Mahkeme'nin içtihadının bazı davalarda tutarlı olmadığı, hatta ölçütlerden bahsedilmediği ve bazı davalarda ise bu ölçütleri ılımlı bir şekilde uyguladığı sonucuna ulaşılacaktır. Bunun yanı sıra, bazı davalarda yalnızca 10'uncu maddede düzenlenen ilkelere göre karar verilmiştir. Ayrıca, önde gelen bir insan hakları müessesesi olarak Mahkeme'nin, hem bireyler hem de basının bir yayının ve davalarının sonuçlarını öngörebilmelerini sağlayan açıkça anlaşılır bir standart belirlemesi gerektiğine dikkat etmek de önemlidir. Ancak, Mahkeme ölçütleri esnek biçimde uyguladığından, ölçütleri uyguladığında dahi bir davanın sonucunu öngörmek kolay değildir. Bununla birlikte, üçüncü bölümde açıklanan ölçütler hala dengeleme açısından birtakım rehber ilkeler sağlamakta ve esaslı konuları kapsamaktadır.

Özet (Çeviri)

Freedom of expression is a fundamental right taken place in a number of universal and regional human rights instruments. It has been accepted as a basic condition for self-fulfilment and a necessity in a democratic society; therefore, it is broadly accepted that it must be interpreted broadly. However, as this right is not absolute in character, it can be restricted when it conflicts with the general interest or rights of others. When there is a conflict between right to freedom of expression and an interest, the court examines the case in accordance with its standard approach for Articles-8-11 and assesses whether the interference is prescribed by law, whether there is a legitimate aim and whether it is necessary in a democratic society and proportionate to the pursuing of legitimate aim and freedom of expression usually outweighs the public interest. However, when the conflict is not between freedom of expression and a public interest, but between two convention rights, neither of them pre-eminent to the other, and since human rights are indivisible, both rights must be deemed as carrying equal weight. While protection of reputation was merely one of the legitimate aims to restrict the right to freedom of expression in the second paragraph of Article 10, in the process, starting with the Radio France and France case, it has been deemed that protection of reputation may fall in the scope of right to respect for private life. Thus, there is now a right to freedom of expression in Article 10 and a right to reputation as an aspect of right to respect for private life in Article 8. While freedom of expression covers, in addition, the right to express favourable speech, the right to offend, ridicule, embarrass, defame or cause to be shunned and avoided, the right to reputation is protected from these acts. As the Court cannot protect both rights at the same time, there should be found an alternative way. When thinking of the modern technologies and widespread media in this age, this tension between these rights is more likely to frequently arise. In this context, as the Court has applied for other conflicting rights cases, the Court applies a balancing exercise when freedom of expression and right to respect for private life, including right to reputation, are at stake. In this context, the Court ascertains whether the domestic courts struck a fair balance between two values. While the Court leaves a margin of appreciation to domestic courts, it uses certain criteria with the principles established for both rights. In this dissertation, I will deal with the tension between protection of reputation and freedom of expression through analysing ECHR case-law and will try to find an answer as to how the Court deals with the cases where these two rights claims are engaged. It will also be examined as to whether the Court follows a consistent and transparent way in concluding these cases. This dissertation consists of four parts. In the first part, I will look into the right to freedom of expression in detail. To be able to understand the Court's approach when right to reputation claims exist in addition the freedom of expression claims, it is crucial to know the value attached to this right. Moreover, the scope and general approach for limitations in relation to this right will also be explained in order to recognise the difference between the assessments when there is a general interest or a right at stake. In the second part, I will analyse right to protection of reputation and how ECtHR accepted this right as an aspect of right to respect for private life under Article 8 of ECHR. There are four main doctrinal approaches on the underlying value of right to reputation, which I will explain briefly. Then, I will examine which of these values the Court has used to accept reputation as a right guaranteed under Article 8. In the following part, I will analyse the clash between protection of reputation and freedom of expression. When reputation falls within the scope of Article 8, the Court accepts that right to freedom of expression and right to reputation may clash in certain circumstances and it states that domestic courts must strike a fair balance between the two rights. The Court has established certain criteria to apply in balancing exercise. Most of the time, these cases are associated with media. Therefore, the established criteria are based on the publications. The criteria that the Court enumerated are: contribution to a debate of public interest, how well known the person is concerned and the subject of the report, the prior conduct of the person concerned, the content, form and consequences of the publication, the circumstances in which the photographs were taken (depending on the circumstances) the way in which the information was obtained and its veracity, and the severity of the sanction imposed (if the application was lodged under Article 10). Moreover, the Court states that national courts have a margin of appreciation to find the appropriate balance, and ascertains whether the national Courts have struck a fair balance between two values. In the last part, I will conclude that, while, in order to establish a consistent and transparent framework, the Court has established relevant criteria in the Axel Springer and von Hannover (No 2 ) cases, the Court's case law has not been consistent where, in some cases, it did not even mention criteria, in some cases it applied them in moderated ways. Moreover, in some cases it merely determined according to principles embedded in Article 10. Also, it is important to note that, as a leading human rights institution, the Court should provide a clear standard which enables both individuals and media to predict the consequences of a publication and their cases. However, it is not easy to predict the decision of a case even when the Court has applied criteria, as it applies them flexibly. Nevertheless, the criteria which have been explained in the third part still provide some guidelines and cover substantial issues in the balancing exercise.

Benzer Tezler

  1. Biyotelemetri sistemi

    Biotelemetry systems

    SÜLEYMAN ÖZKAPTAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    DOÇ.DR. MEHMET KORÜREK

  2. Near-infrared image based face recognition

    Yakın kızılötesi görüntü tabanlı yüz tanıma

    NİL SERİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2012

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUHİTTİN GÖKMEN

  3. Realisms and working women in the novels of Gaskell and Brontë

    Gaskell ve Brontë'nin romanlarında gerçekçilik ve çalışan kadınlar

    RANA KAHVECİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    İngiliz Dili ve EdebiyatıOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MARGARET J. M. SÖNMEZ

  4. Kontrollü lagrange yöntemleri ve uygulamaları

    Controlled lagrangian methods and applications

    HÜSEYİN ALPASLAN YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Teknik Üniversitesi

    Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AFİFE LEYLA GÖREN

  5. CHP'nin Kemalizm algısı ve sosyal demokrasi: Eleştirel bir analiz

    RPP's Kemalism perception: An analytical analysis

    ADEM ÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Siyasal BilimlerKocaeli Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü

    DOÇ. DR. H. EMRE BAĞCE