2008-2022 yılları arasında kliniğimizde takip ve tedavi edilen bazal hücreli ve yassı hücreli kanserlerden elde edilen sonuçlar
Results of basal cell and squamous cell carci̇nomas treated and followed up at our cli̇ni̇c between 2008-2022
- Tez No: 917861
- Danışmanlar: PROF. DR. CEMAL ALPER KEMALOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
- Anahtar Kelimeler: Deri kanserleri, Bazal hücreli deri kanser, Yassı hücreli deri kanser, nüks, metastaz, Skin cancers, Basal cell carcinoma, Squamous cell carcinoma, Recurrence, Metastasis
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 74
Özet
Giriş ve Amaç: Günümüzde cilt kanserleri; sıklığı hem ülkemizde hem de dünyada giderek artmakta olup sıkça tanısı konulup tedavi edilen bir hastalık grubu haline gelmiştir. Derinin kötü huylu tümörleri, klinik seyir, tedavi yaklaşımları ve prognoz açısından farklılıklar göstermektedir. Bu tümörler, bazal hücreli karsinom, bazoskuamöz hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom, malign melanom (MM) ve cildin nadir görülen diğer kötü huylu tümörleri olarak sınıflandırılabilir. Bazal hücreli kanser (BHK) en sık görülen kanser türüdür. İnsidansı oldukça yüksek olup tüm deri kanserlerinin 75% ini, non melanom deri kanserlerinin 80% ini oluşturmaktadır. Yassı hücreli kanser (YHK) yassı epitelden gelişen, BHK den sonra insanoğlunda en sık görülen ikinci sıradaki derinin kötü huylu kanseridir. Bu çalışmada kliniğimizde tanı ve tedavisi yapılan hastalar retrospektif olarak incelenerek bu kanserlerin prognozunu etkileyen özelliklerin ortaya konulması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalında Ocak 2008 ile Aralık 2022 tarihleri arasında BHK ve YHK nedeniyle takip ve tedavi edilen 1550 hastada 1612 lezyon retrospektif olarak incelendi. Her iki kanser için de lezyonlar yaş, cinsiyet, histopatolojik alt tip, vücuttaki yerleşim yeri, tümör büyüklüğü, cerrahi sınır pozitifliği, nüks ve metastaz açısından incelendi. Bulgular: Tümörlerin büyük kısmı BHK idi (%80). BHK ortalama yaş 67 olarak hesaplanmış olup erkeklerde daha çok görülmüştür. En sık burunda, infraorbital ve frontal bölgede yerleşmişlerdir ve en sık nodulokistik alt tip görülmüştür. 29 hastada nüks görüldü. BHK hastalarında cerrahi sınırın nüks gelişmesinde rollü olduğu ve çapın nüks gelişmesinde etkili olmadığı bulundu. YHK hastalarında ise ortalama yaşı 71 olmuştur. En çok scalp, yanak ve alt dudakta görülmüştür.19 hastada nüks görülmüştür ve orta diferansiye lezyonlarda daha çok nüks görülmüştür. Pozitif cerrahi sınırların ve çapın artmasının nüks riskinin artırdığı görüldü. Tümör büyüklüğü nodal metastaz ve uzak organ metastazın risk faktörü olarak görüldü. Sonuçlar: BHK ve YHK hastalarında cerrahi sınır pozitifliği nüks gelişiminde önemli olarak bu kanserlerin inkomplet eksizyonundan kaçınılması gerekmektedir. Yüksek riskli bölgelerde bulunan BHK ve YHK hastalarında nüks ihtimali arttığından dolayı post op takiplerde dikkatli olunmalıdır. 2cmden büyük YHK hastalarında nodal metastaz, uzak metastaz ve nüks açısından dikkatli olunması gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
Introduction and Aim: Skin cancers are increasingly prevalent both in our country and worldwide, making them a frequently diagnosed and treated group of diseases. Malignant skin tumors differ in terms of clinical course, treatment approaches, and prognosis. These tumors can be classified as basal cell carcinoma (BHK), basosquamous cell carcinoma, squamous cell carcinoma (YHK), malignant melanoma (MM), and other rare malignant skin tumors. BHK is the most common type of skin cancer, with a very high incidence, accounting for 75% of all skin cancers and 80% of non-melanoma skin cancers. Squamous cell carcinoma is the second most common malignant skin cancer in humans, after BHK, and develops from squamous epithelium. This study aims to retrospectively analyze patients diagnosed and treated in our clinic to identify the factors affecting the prognosis of these cancers. Materials and Methods: A retrospective review was conducted of 1550 patients with BHK and YHK treated at the Department of Plastic, Reconstructive, and Aesthetic Surgery, Faculty of Medicine, Erciyes University, between January 2008 and December 2022. A total of 1612 lesions were included in the study. For both types of cancer, the lesions were analyzed in terms of age, gender, histopathological subtype, anatomical location, tumor size, surgical margin positivity, recurrence, and metastasis. Results: The majority of the tumors were BHKs (80%). The mean age of BHK patients was 67, and the cancer was more commonly seen in males. The most common sites of BHK were the nose, infraorbital, and frontal regions, with the most frequent subtype being the nodulocystic form. Recurrence occurred in 29 patients. In BHK patients, the positivity of surgical margins was found to play a role in recurrence development, while tumor size did not affect recurrence. The mean age of YHK patients was 71. YHK lesions were most frequently located on the scalp, cheek, and lower lip. Nineteen patients experienced recurrence, with more recurrences occurring in moderately differentiated lesions. Positive surgical margins and larger tumor size were found to increase the risk of recurrence. Tumor size was also identified as a risk factor for nodal metastasis and distant organ metastasis. Conclusion: In BHK and YHK patients, positive surgical margins are an important factor in recurrence. Therefore, incomplete excision of these cancers should be avoided. Postoperative follow-up should be conducted carefully, especially in high-risk areas, as the likelihood of recurrence is higher in these locations. For YHK patients with tumors larger than 2 cm, careful monitoring is required regarding nodal metastasis, distant metastasis, and recurrence risk.
Benzer Tezler
- Biotinidaz eksikliği ile izlenen hastaların klinik, laboratuar ve moleküler genetik özelliklerinin incelenmesi
Examination of clinical, laboratory and molecular genetic features of patients watched with biotinidase deficiency
BEGÜM YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇİĞDEM SEHER KASAPKARA
- IVF programına alınan polikistik over sendromlu hastalarda vücut kitle indeksinin siklus performansı ve gebelik sonuçları üzerine etkileri
The effect of body mass index on cycle performance and pregnancy outcomes in patients with polycystic ovary syndrome admitted to IVF program
BURCU FİDAN
Tıpta Uzmanlık
İngilizce
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RUNA ÖZELÇİ
- Gebelikte geçirilen toksoplazma enfeksiyonunun antenatal takip ve perinatal sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of antenatal follow-up and perinatal results of toxoplazma infection in pregnancy
BURAK ÇAĞLARSU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ TURHAN ÇAĞLAR
- Servikal serklaj uygulamalarının klinik olarak değerlendirilmesi
Clinical evaluation of cervical cerclage applications
CÜNEYT KARAKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumÇukurova ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSMAİL CÜNEYT EVRÜKE
- Yüksek dereceli seröz over kanserlerinde miRNA 1290 ekspresyonu ve FOXM1 mutasyonunun histolojik subtipler ve klinik parametrelerle ilişkisi
THE RELATIONSHIP OF miRNA 1290 EXPRESSION and FOXM1 MUTATION with HISTOLOGIC SUBTYPES and CLINICAL PARAMETERS IN HIGH-GRADE SEROUS OVARY CARCINOMAS
MUSTAFA EMRE GÜLBAĞCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SERDAR ALTINAY