Geri Dön

Çok kan transfüzyonu alan hastalarda eritrosit yaşam süresini etkileyen faktörler

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 91808
  2. Yazar: IŞIK KAYGUSUZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MAHMUT BAYIK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Onkoloji, Hematology, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 76

Özet

ÖZET Kan transfüzyonu, tıbbi tedavinin önemli bir parçası olmasına karşın bir çok komplikasyonu beraberinde getirmektedir. Volüm yüklenmesi, masif transfüzyona bağlı metabolik etkiler, hipotermi, dilüsyonel etkiler, mikroagregatlara bağlı pulmoner mikroembolizm, demir yüklenmesi, çeşitli infeksiyöz ajanların bulaşması gibi nonimmunolojik komplikasyonlar ve alloimmunizasyon, hemolitik reaksiyonlar, allerjik ve anafilaktik reaksiyonlar, febril ve pulmoner reaksiyonlar gibi immun reaksiyonlar transfüzyonun iyi tanımlanmış çeşitli komplikasyonları arasındadır. Hemoglobinopatiler, miyelodisplazi, kemik iliği aplazisi, çeşitli hematolojik maligniteler, kemik iliğinin infiltrasyonu gibi hastalık gruplarında, düzenli olarak belirli aralıklarla transfüzyon ihtiyacı olmaktadır. Tekrarlanan transfüzyonlara bağlı olarak bu hastalar özellikle alloimmunizasyon riskiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Allosensitizasyon hastalara uygun kan bulunmasını güçleştirebilir. Ayrıca hastanın serumundaki alloantikorun, transfüze edilen eritrosit antijenleriyle etkileşimide hemolize ve eritrosit yaşam süresinde kısalmaya yol açabilmektedir. Kronik kan transfüzyonu alan hastalarda, eritrosit yaşam süresi üzerine alloantikor gelişimi yanında başka parametrelerde etkili olabilmektedir. Bunlar arasında splenomegali, eşlik eden mikroanjiopatik hemoliz, kanama, transfüze edilen eritrositlerin yaşı, cinsiyet yer alabilir. Bu çalışmada sık kan transfüzyonu uygulanan hastalarda alloantikor gelişim sıklığı ve demir yükü, splenomegali gibi diğer parametrelerle birlikte eritrosit yaşam süresi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya MDS, Talasemi, Aplastik Anemi, KLL, KML nedeniyle düzenli olarak transfüzyon ihtiyacı olan veya akut lösemi nedeniyle kemoterapi uygulanarak kemik iliği aplazisi gelişen ve transfüzyon ihtiyacı olan ve son 6 ay içinde 5 veya daha fazla 54sayıda transfüzyon uygulanan hastalar alındı. Her hastanın serum ferritin seviyesi, ultrasonogram* ölçümle dalak boyutları belirlendi. Hastalar laboratuvar tetkikleri ve sorgulama yoluyla hemoliz, kanama, renal yetmezlik gibi eritrosit yaşam süresini etkileyebilecek faktörler yönünden değerlendirildi. Alloantikor taraması için uygun kan örneğinin alınmasının ardından Cr-51 ile işaretlenmiş eritrositler transfüze edildi ve belirli aralıklarla alınan kan örneklerinde Cr^un radyoaktivite ölçümü yapılarak T50 süresi ( Dolaşımdaki krom konsantrasyonunun başlangıç değerinin %50'sine düşme süresi), her hasta 21 gün takip edilerek belirlendi. 18 hastadan oluşan Grup 1 Akut ve Kronik lösemi, MM, MDS, Aplastik Anemi gibi immunsuprese durumdaki hastaları içermekteyken, Grup 2, Talasemi tanısıyla takip edilen immun sistemleri normal 10 hastadan oluşmaktadır. Tüm hastalarda alloantikor geliştirme oranı %10,71 bulundu. 3 hastada Rh ve Keli grup antijenlerine karşı gelişmiş anti-D, anti-E, anti-Kpa antikorları bulundu. 1. Grupta biri alloantikor geliştirmiş hasta olmak üzere 8 hastanın T50 değeri kısalmış bulundu. 2. Grupta ise tüm hastaların, antikor geliştirenlerde dahil olmak üzere T50 süreleri normal bulundu. Tüm hastalarda alloantikor gelişimi ile T50 süresi arasında istatistiksel anlamlılığa ulaşan bir ilişki gösterilemedi (p:0,652). Yaş, cinsiyet, dalak büyüklüğü ve ferritin düzeyinin T50 süresi üzerine önemli bir etkisi gösterilemedi (p:0,40, p:0,155, p:0,28). Transfüze edilen kanların yaşı 1. Grupta ortalama 10,9 iken 2.Grupta 2,9 gündür. Verilen kanların yaşı ile T50 süresi arasında ters bir korelasyon olduğu görülmüştür (korelasyon katsayısı:- 0,2778). iki grup karşılaştırıldığında T50 süreleri arasında istatistiksel anlamı olan bir fark olduğu saptandı (p:0,0251). T50 süresinin daha düşük olduğu 1. Gruptaki hastalara saklama süresi daha uzun olan kanlar verilmiştir (1 gün ile 28 gün arasında). 10 günden daha uzun süredir saklanan kanları almış hastalar çıkarılıp 2 55gaip karşılaştırıldığında T50 süreleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür (p:0,08). Çalışmamızda gösterildiği gibi, uzun süreli saklanan kanlar alıcının dolaşımından taze kana göre daha hızlı temizlenmekte ve hastayı daha sık ve daha fazla miktarda transfüzyon ihtiyacı ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu durum özellikle kan transfüzyonuna bağımlı hastalarda önem taşımaktadır. Sonuçlarımız hayatları kan tedavisine bağlı olan hastalara taze kan verilmesinin önemini özellikle vurgulamaktadır. 56

Özet (Çeviri)

SUMMARY Although blood transfusion is an important component of various therapies, it is also associated with many complications. Volume overload, metabolic consequences of massive transfusions, hypothermia, dilutional effects, pulmonary embolism associated with microaggregates, iron overload, non-immunologic complications like transmission of several infectious agents and immune reactions like alloimmunisation, hemolytic reactions, allergic and anaphylactic reactions and febrile and pulmonary reactions are among well established complications of blood transfusions. In some medical conditions including hemoglobinopathies, myelodysplasia, bone marrow aplasia, a variety of hematological malignities and infiltration of bone marrow, there is a need for repeated transfusions. As a result of that, these patients are especially prone to the risk of alloimmunisation. In addition, the interaction between the alloantibodies in the patient's serum and the transfused antigens on erythrocytes may shorten the life span of erythrocytes. Apart from alloantibodies, some other factors- particularly splenomegaly, coexisting microangiopathic hemolysis, bleeding, the age of transfused erythrocytes, and gender- may also influence the life span of erythrocytes in patients receiving repeated transfusions. Patients who need blood transfusions on a regular basis due to MDS, thalassemia, aplastic anemia, CLL, CML or patients with acute leukemia who needed >5 transfusions in the last 6 months due to bone marrow aplasia were recruited into the study. Serum ferritin levels were determined and the size of spleen was assessed by ultrasonography in each patient. Factors that can influence the life span of erythrocytes (eg. hemolysis, bleeding, renal disfunction) were assessed by laboratory 57tests and history taking. After appropriate blood specimens were collected for alloantibody screening, Cr-51 labelled erythrocytes were transfused and T50 (time needed for the Cr concentration to decrease by 50 percent) was determined by measuring the Cr radioactivity in blood specimens obtained at certain time points during 21 days of follow up. Group 1 consisted of 18 immunosupressed patients with acute and chronic leukemias, MM, MDS, aplastic anemia and Group 2 consisted of 10 thalessemia cases with normal immune function. Overall, alloantibodies were detected in 10,71% of patients. In 3 patients, anti-D, anti-E and anti-Kpa antibodies against Rh and Kell group antigens were determined. Including one patient in Group 1 with alloantibodies, 8 patients had decreased T50 values. On the other hand, in Group 2, all patients including those with antibody development had normal T50 values. No significant relationship between antibody development and T50 was detected in any patient (p:0,652). Age, gender, the size of the spleen and ferritin concentrations had no significant effect on T50 value (p:0,40, p:0,155, p:0,28). The age of transfused blood was 10,9 and 2,9 days in Group 1 and Group 2 respectively. There was an inverse correlation between the age of transfused blood and the T50 value (correlation coefficent:0,2778). When the T50 values in two groups were compared, a significant difference was observed (p:0,0251). In Group 1, bloods that were stored for longer periods of time (range: 1-28) were used. When bloods stored for more than 10 days were excluded, no significant difference was detected with regard to T50 values (p:0,08). As our study shows, bloods that were stored for longer periods of time are cleared more quickly from the circulation compared to bloods that were stored for shorter periods of time and cause an increased need of transfusions. This is particularly 58important for transfusion - dependent patients. Our results underlie the importance of using fresh blood in patients whose lives are dependent on blood therapy. 59

Benzer Tezler

  1. Beta talasemi majör tanılı pediatrik ve adolesan yaş grubundaki hastalarda eritrosit transfüzyonunun kan basıncına etkisinin yaşam içi kan basıncı izlemi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of the erythrocyte transfusion on blood pressure with ambulatory blood pressure monitoring at pediatric and adolescent beta thalassemia major patients

    MELİS AYDIN MUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ EMİNE TÜRKKAN

  2. Malign solid tümörlü çocuklardaki aneminin tedavisinde rekombinant insan eritropoetini kullanımının etkinlik ve güvenilirliğinin araştırılması

    Recombinant human erythropoietin for the treatment of anemia in children with solid malignant tumors

    METİN BİÇER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. İNCİ YILDIZ

  3. Rekombinan human eritropoietin kullanımının hematolojik maliyniteli ve solid tümörlü anemik çocuklarda etkinliği

    Başlık çevirisi yok

    DENİZ YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENAY ÖZTOP

    PROF. DR. NAZAN ÇETİNGÜL

  4. Çocukluk çağı lösemilerinde kan ürünü kullanımının kemoterapi bloklarına göre dağılımı ve kan parametrelerine etkileri

    The use of blood product distribution by chemotherapy block and the effects of blood parameters in childhood leukemia

    ELİF YAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DAVUT ALBAYRAK

  5. Cerrahi tedavi yapılan pelvis ve asetabulum kırıklarında kan yönetimi

    Blood management in surgically treated pelvis and acetabulum fractures

    EMRE SÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZHAN PAZARCI