Geri Dön

Gece yeme davranışının uyku kalitesi, depresyon ve anksiyete düzeyi ile ilişkisinin değerlendirilmesi

Evaluation of the relationship between night eating behavior and sleep quality, depression and anxiety levels

  1. Tez No: 918499
  2. Yazar: SEMİH TAPSIZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. İSMAİL KASIM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 128

Özet

Amaç: Gece yeme sendromu (GYS), ilk olarak 1955'te Stunkard tarafından tedaviye dirençli obezitesi olan hastalarda sabahları anoreksi, akșamları hiperfaji ve insomnia ile karakterize bir bozukluk olarak tanımlanmıştır. GYS'de, yeme ve uykunun sirkadiyen ritmleri birbirinden ayrılmıştır. GYS yeme zamanında gecikme ile karakterize olup akşam hiperfajisi, gece uyanıp yemek yeme, sabah anoreksisi ve uyku bozukluğu gibi belirtilerle tanımlanmaktadır. Zamanla gece yeme sendromunun tanımında bazı değişiklikler olmuştur. Bu sendrom Diagnostik ve İstatistiksel Ruhsal Bozukluklar El Kitabı'nın beşinci baskısında (DSM-5)“tanımlanmış diğer bir beslenme ya da yeme bozukluğu”tanısı altında değerlendirilmiştir. Beslenme ve uyku, sağlığın ve yaşam kalitesinin ana bileşenleri olarak birbirleriyle iç içe geçmiş süreçlerdir. Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar yetersiz uyku süresi ve kalitesiz uykuya sahip olan bireylerin yeme alışkanlıklarında düzensizliklerin görüldüğünü göstermiştir. Depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunları olan bireyler besin tüketim kontrolü, besin tüketim zamanı, dengeli ve yeterli besin miktarını belirleme açısından sağlıklı kişilere göre çok daha fazla zorluk yaşamaktadırlar. Çalışmamızın amacı Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran 18-65 yaş arası yetişkin yaş grubundaki hastaların gece yeme davranışlarının uyku kalitesi, depresyon ve anksiyete düzeyi ile ilişkisini ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Araştırmamız prospektif, gözlemsel ve analitik tipte bir çalışmadır. Araştırmaya Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran 18-65 yaş arası 371 hasta dahil edildi. Katılımcılara beslenme alışkanlıklarını etkileyen sosyodemografik veriler, gece yeme davranışını sorgulayan Gece Yeme Anketi (GYA), uyku kalitesini ölçmeye yarayan Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ), depresyon düzeyini ölçen Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve anksiyete düzeyini ölçen Beck Anksiyete Ölçeğini (BAÖ) içeren anket formu yüz yüze görüşme tekniğiyle uygulandı. İstatistiksel analizler IBM SPSS 27.0 programı kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 32,86 ± 10,31 olan 18-64 yaş aralığında 371 (118 erkek, 253 kadın) katılımcı dahil edildi. Katılımcılar vücut kitle indeksi (VKİ)'ye göre kategorize edildiğinde %4,3'ünün zayıf, %48'inin normal kilolu, %31,3'ünün fazla kilolu, %12,9'unun I. derece obez, %3,5'inin II. derece obez olduğu görüldü. Katılımcıların ana öğün sayısı ortalama 2,37±0,56, ara öğün sayısı ise ortalama 1,37±0,93 olarak bulundu. Katılımcıların GYA'dan aldıkları puana göre 40'ında %10,8 oranında GYS olduğu saptandı. GYS olan hastaların PUKİ, BDÖ ve BAÖ puanları incelendiğinde %92,5'inde kötü uyku kalitesine sahip olduğu, %27,5'inde depresyon olduğu ve %20'sinde hafif düzeyde, %5'inde orta düzeyde ve %22,5'inde şiddetli düzeyde anksiyete olduğu görüldü. Katılımcıların PUKİ puanları değerlendirildiğinde %81,4'ünün kötü uyku kalitesine sahip olduğu saptandı. Katılımcıların BDÖ'den aldıkları puanlar incelendiğinde %30,2'sinde depresyon riskinin yüksek olduğu görüldü. BAÖ'ye göre anksiyete düzeyleri sınıflandırıldığında %41,5'inde anksiyete olmadığı, %29,1'inde hafif düzeyde, %15,9'unda orta düzeyde ve %13,5'inde şiddetli düzeyde anksiyete olduğu saptandı. GYA ile PUKİ puanları karşılaştırıldığında her iki değişken arasında zayıf pozitif yönlü bir korelasyon görüldü. BDÖ ve BAÖ puanları arasında ise orta pozitif yönlü bir korelasyon elde edildi. GYA ile BDÖ ve BAÖ puanları arasında ise istatistiksel anlamlı bir ilişki gözlenmedi. GYA ile gelir durumu, obezite, günlük televizyon seyretme, günlük ekran başında geçirilen süre, ekran maruziyeti sonlandıktan sonra uykuya dalma süresi, sigara kullanımı, öğün saatlerinin düzenli olup olmaması, öğünleri tüketirken içinde bulunulan ruh hali, akşam yemeğinden uyuyana kadar herhangi bir içecek ve kahve tüketimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. PUKİ ile medeni hal, gelir durumu, meslek, ekran maruziyeti sonlandıktan sonra uykuya dalma süresi, uyuyana kadar herhangi bir içecek ve kahve tüketimi, günlük tüketilen kahve miktarı, akşam yemeğinden uyuyana kadar kola kafein ve süt ayran gibi ürünler tüketimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. Sonuç: Gece yeme sendromu uykunun ve gıda alımının sirkadiyen düzensizliği ile karakterize olan dolayısıyla metabolik ve fizyolojik süreçlerde de patolojik sonuçlar doğuran kompleks bir sendromdur. Obezitenin birinci basamak sağlık hizmetlerinde önemli bir yere sahip olması nedeniyle obezite etiyolojisinde yer alan GYS konusunda farkındalıkların arttırılması önemlidir. Katılımcıların GYA'dan aldıkları puanlar değerlendirildiğinde %10,8 oranında GYS olduğu saptandı. GYS olan hastaların daha kötü uyku kalitesine sahip olduğu görüldü. GYS ile depresyon ve anksiyete arasında anlamlı bir ilişki olmadığı saptandı. Kişilerde GYS'nin fark edilmesi ve planlanan takip ve tedavide dikkate alınması, hem mevcut patolojinin daha etkin tedavisine hem de GYS sonucu gelişebilecek kilo fazlalığı ve uyku kalitesinde bozulma gibi yaşam kalitesini azaltabilecek etkenlerin önlenmesine yardımcı olacaktır. Elde edilen bu sonuçlar değerlendirildiğinde yetişkin bireylerde Gece Yeme Sendromu ile uyku kalitesi, depresyon ve anksiyete düzeyleri arasındaki ilişkiyi inceleyen konularda daha kapsamlı araştırmalar yapılması önerilmektedir.

Özet (Çeviri)

Aim: Night eating syndrome was first defined by Stunkard in 1955 as a disorder characterized by anorexia in the morning, hyperphagia and insomnia in the evening in patients with treatment-resistant obesity. In NES, the circadian rhythms of eating and sleeping are separated from each other. NES is characterized by a delay in eating time and is defined by symptoms such as evening hyperphagia, waking up and eating at night, morning anorexia and sleep disturbance. There have been some changes in the definition of night eating syndrome over time. This syndrome was evaluated under the diagnosis of“other specified feeding or eating disorder”in the fifth edition of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5). Nutrition and sleep are intertwined processes as key components of health and quality of life. The results obtained from the studies have shown that individuals with insufficient sleep time and poor quality sleep have irregularities in their eating habits. Individuals with psychological problems such as depression, anxiety and eating disorders have more difficulties than healthy individuals in terms of food consumption control, food consumption time, and determining the balanced and adequate amount of food. The aim of our study is to reveal the relationship between night eating behaviors and sleep quality, depression and anxiety levels of adult patients between the ages of 18-65 who apply to Ankara Bilkent City Hospital Family Medicine outpatient clinics. Material and Method: The research is a prospective, observational and analytical type study. 371 patients between the ages of 18 and 65 who applied to Ankara Bilkent City Hospital Family Medicine outpatient clinics were included in the study. Participants were asked to collect sociodemographic data affecting their eating habits, including the Night Eating Questionnaire (ADL) that questions night eating behavior, the Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) which measures sleep quality, the Beck Depression Scale (BDI) which measures the level of depression, and the Beck Anxiety Scale (BAI) which measures the level of anxiety. The survey form was applied using face-to-face interview technique. Statistical analyzes were analyzed using IBM SPSS 27.0 program. Results: 371 participants (118 men, 253 women) between the ages of 18-64, with an average age of 32.86 ± 10.31, were included in the study. When the participants were categorized according to BMI, 4.3% were underweight, 48% were normal weight, 31.3% were overweight, 12.9% were grade I obese, and 3.5% were grade II. He was found to be extremely obese. The average number of main meals of the participants was 2.37±0.56, and the average number of snacks was 1.37±0.93. According to the ADL scores of the participants, 40 of them were found to have NES at a rate of 10.8%. When PSQI, BDI and BAI scores of patients with NES were examined, 92.5% had poor sleep quality, 27.5% had depression, 20% had mild level, 5% had moderate sleep quality and 22.5% had depression. It was observed that he had severe anxiety. When the PSQI scores of the participants were evaluated, it was seen that 81.4% had poor sleep quality, and when their BDI scores were examined, 30.2% of them had depression. When anxiety levels were classified according to BAI, it was determined that 41.5% had no anxiety, 29.1% had mild anxiety, 15.9% had moderate anxiety and 13.5% had severe anxiety. When ADL and PSQI scores were compared, a weak positive correlation was observed between both variables. A moderate positive correlation was obtained between BDI and BAI scores. No statistical relationship was observed between ADL and BDI and BAI scores. ADLs include income status, obesity, daily television watching, daily screen time, how many minutes does it take to fall asleep after screen exposure ends, smoking, whether meal times are regular or not, mood while consuming meals, any beverages from dinner to sleep. A statistically significant relationship was detected between coffee consumption and consumption. There is a statistically significant relationship between PSQI and marital status, income level, occupation, the time it takes to fall asleep in minutes after screen exposure ends, consumption of any beverages and coffee until falling asleep, amount of coffee consumed daily, consumption of products such as cola, caffeine and milk and ayran from dinner to sleep. A relationship was detected. Conclusion: Night eating syndrome is a complex syndrome characterized by circadian irregularity of sleep and food intake, thus causing pathological consequences in metabolic and physiological processes. Since obesity has an important place in primary health care, it is important to raise awareness about NES in the etiology of obesity. When the participants' ADL scores were evaluated, it was determined that 10.8% had NES. It was observed that patients with NES had worse sleep quality. It was found that there was no significant relationship between NES and depression and anxiety. Recognizing NES in individuals and taking it into account in planned follow-up and treatment will help both more effective treatment of the existing pathology and the prevention of factors that may reduce the quality of life, such as overweight and deterioration in sleep quality, that may develop as a result of NES. When these results are evaluated, it is recommended that more comprehensive studies be conducted on issues examining the relationship between Night Eating Syndrome and sleep quality, depression and anxiety levels in adult individuals.

Benzer Tezler

  1. Üniversite öğrencilerinde uyku kalitesi ve yeme davranışının değerlendirilmesi

    The evaluation of sleep quality and eating behaviour in university students

    GÜLEN SUNA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Beslenme ve DiyetetikHacettepe Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYLİN AYAZ

  2. Obstrüktif uyku apnesi olan hastalarda yeme bozukluklarının görülme sıklığının ve ilişkili etmenlerin araştırılması

    The prevalance of eating disorders and related factorsin patients with obstructive sleep apnea

    MERVE YETİŞGİN YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Psikiyatriİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANA AKSOY POYRAZ

  3. Bipolar bozukluğu olan hastalarda sirkadiyen ritim örüntüsünün yeme davranışı ve işlevsellik düzeyi ile ilişkisinin incelenmesi

    Investigation into relationship between circadian rhythm patterns, eating behavior and functional levels in bipolar disorder

    İREM HACISALİHOĞLU AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Psikiyatriİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CANA AKSOY POYRAZ

  4. Uyku apnesi tanısı olan hastalarda uyku kalitesi ve uykusuzluk şiddeti ile yeme davranışı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

    Evalution of the relationship between sleep quality, severity of insomnia and eating behavior in patients diagnosed with sleep apnea

    ŞEYMA ÖZÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Aile HekimliğiAtatürk Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SUAT SİNCAN

  5. Aile Hekimliği Polikliniğine başvuran hastalarda kardiyovasküler riskin gece yeme sendromu, uyku kalitesi, antropometrik ve sosyodemografik özellikler ile ilişkisinin araştırılması

    Investigation of the relationship between cardiovascular risk and night eating syndrome, sleep quality, anthropometric, and sociodemographic characteristics in patients applying to the Family Medicine Uutpatient Clinic

    MERYEM MECİ ÇİFTCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HİLAL ÖZKAYA

    DR. SİBEL BAKTIR ALTUNTAŞ