Geri Dön

Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun global longitidunal strain'e oranı(SVEF/GLS) ve stabil koroner arter hastalığı ciddiyeti arasındaki ilişki

Left ventricular ejection fraction to global longitudinal strain ratio (SVEF/GLS) and severity of stable coronary artery disease

  1. Tez No: 920401
  2. Yazar: HÜSEYİN AKDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ERHAN TENEKECİOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kardiyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 80

Özet

Amaç Görüntüleme ve fonksiyon testlerindeki gelişmelere rağmen koroner arter hastalığının (KAH) non invazif testlerle belirlenmesi hala yetersiz düzeydedir; koroner anjiyografiye yönlendirilen hastaların %50 den fazlasında non-obstruktif KAH ya da normal koroner arter hastalığı görülmektedir[1]. Son dönemde yaygın olarak kullanılan ekokardiyografik parametre olan global longitudinal strain analizinin subendokardiyal iskemiyle ve ciddi KAH ile ilişkili olduğu gösterilmiştir[2, 3] Daha önce yapılan bir çalışmada sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun global longitudinal strain'e oranı (SVEF/GLS) kardiyak amiloidozu ön gördüren bağımsız bir parametre olarak bulunmuştur[4]. Ancak bu parametrenin KAH ile ilişkisini araştıran literatürde bir çalışma yoktur. SVEF'ın ciddi KAH'ın özellikle erken fazında GLS ye kıyasla normal kalmasından dolayı bu parametre ciddi KAH için bir öngördürücü olabilir[5]. Bu hipotezi değerlendirmek için bu çalışmayı planladık. Gereç ve Yöntem Çalışma tasarım olarak tek merkezde gerçekleştirilen gözlemsel bir çalışmadır. Ekim 2023 ve Ekim 2024 tarihleri arası kliniğimize stabil anjina pektoris ve eşdeğeri semptomlar ile başvuran yapılan görüntüleme ve stres testleri sonrası koroner anjiyografi işlemi yapılması karar verilen hastalardan çalışmaya uygun kriterleri taşıyanlar belirlendi. Hastaların demografik, klinik özellikleri ve koroner anjiyografi işlemi öncesi laboratuvar parametreleri ile transtorasik ekokardiyografi parametreleri (global longitidunal strain, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, sol ventrikül doku doppler S dalgaları, tei indeksi, sol ventrikül diyastolik ve sistolik çapları) kaydedildi. Speckle tracking ekokardiyografi yöntemiyle 2 boyutlu global longitudinal strain (GLS), Modifiye Biplane Simpson yöntemiyle Ejeksiyon Fraksiyonu ve SVEF/GLS oranı hesaplandı. Hastaların koroner anjiografi sonrası dijital ortamda depolanan koroner anjiyografi görüntüleri iki deneyimli invazif kardiyolog tarafından değerlendirildi ve her hasta için online calculator kullanılarak (www.syntaxscore.com, versiyon 2.1) SYNTAX skoru (SS) hesaplandı. Bulgular Bu çalışmada, 200 hasta (ortalama yaş: 58,6 ± 9,9 yıl, %59,5 erkek) incelendi. Hastalar, normal koroner arter (n=39), kritik olmayan KAH (n=60), ve kritik KAH (n=101) olmak üzere üç gruba ayrıldı. Kritik KAH grubunun yaş ortalaması hem kritik olmayan KAH grubundan hem de normal koroner gruptan anlamlı derecede yüksek bulundu. Ayrıca, bu grupta erkek oranı, diyabet ve hipertansiyon sıklığı da diğer gruplardan anlamlı şekilde fazla idi. Kritik KAH grubunda statin kullanımı daha yaygınken, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü/anjiyotensin reseptör blokeri ve beta bloker kullanımı daha sıktı. Ek olarak, bu grupta ortalama beyan kan hücresi (BKH) sayısı normal koroner grubundan anlamlı derecede yüksek, ancak kritik olmayan KAH grubuyla benzerdi. Kreatinin klirensi ise kritik KAH grubunda normal koroner grubuna kıyasla daha düşük bulunurken, kritik olmayan KAH grubuyla fark yoktu. HDL kolesterol düzeyi ise kritik KAH grubunda normal koroner grubuna göre anlamlı düşük saptandı. Ekokardiyografik parametrelerde, kritik KAH grubunda sol ventrikül diyastol sonu volümü, interventriküler septum kalınlığı ve sol atrium çapı normal koroner grubuna göre yüksek bulundu. Ayrıca, septal e' velositesi ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) daha düşük idi. Kritik KAH grubunda GLS (global longitudinal strain) ve SVEF/GLS oranı anlamlı şekilde düşükken, bu oranlar kritik olmayan KAH grubundan farklı değildi. ROC eğri analizine göre, GLS, SVEF ve SVEF/GLS oranı, kritik KAH'yi öngörmede başarılı sonuçlar verdi. En yüksek öngörü gücüne GLS sahipti. Logistik regresyon analizinde, yaş, erkek cinsiyet, diyabet, hipertansiyon varlığı, BKH sayısı, HDL düzeyi, sol atrium çapı, septal e' velositesi ve SVEF/GLS> 3,4 parametreleri ciddi KAH ile anlamlı ilişkilendirildi. Çoklu analizde ise ileri yaş, erkek cinsiyet, BKH sayısı ve SVEF/GLS oranının >3,4 olması ciddi KAH'yi öngörmede bağımsız risk faktörleri olarak belirlendi. Son olarak, ciddi KAH grubunda SYNTAX skoru ortalama 11 olarak saptandı, ancak SYNTAX skoru ile SVEF/GLS değeri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı. Sonuç Çalışmamız, özellikle SVEF/GLS oranının, ciddi KAH'yi öngörmede güçlü bir parametre olabileceğini ortaya koymaktadır. Literatürde ilk kez bu parametrenin KAH ile ilişkisi incelenmiş olup, SVEF/GLS oranının >3,4 olan hastalarda ciddi KAH görülme olasılığı 5,3 kat artmış ve bu parametrenin KAH ile ilişkili olduğu saptanmıştır. GLS'nin, özellikle erken evrelerde SVEF'dan daha düşük değerler göstermesi, bu parametreyi ciddi KAH'nin belirlenmesinde değerli bir öngörücü yapmaktadır. Sonuç olarak, GLS ve SVEF/GLS oranının, özellikle ciddi KAH'nın belirlenmesinde ve tedavi süreçlerinin yönlendirilmesinde önemli bir yardımcı araç olabileceği, koroner arter hastalığının daha hassas ve erken dönemde tanınmasına katkı sağlayabilecek non-invaziv yeni bir yaklaşım sunduğu düşünülmektedir. Çalışmaya dahil edilen hasta sayısı, daha büyük ve daha çeşitli bir grup üzerinde yapılan araştırmalarla karşılaştırıldığında sınırlı olabilir. Çalışmanın kesitsel tasarımı ve sınırlı hasta örneklemi, bu sonuçların daha geniş ve uzun vadeli çalışmalarda doğrulanmasını gerektirmektedir. Bununla birlikte hastaların koroner anjiografi imajları vizüel olarak değerlendirilmiş daha objektif olan fizyolojik/anatomik kantitatif değerlendirme yapılmamıştır.

Özet (Çeviri)

Backround Despite advances in imaging and functional tests, the determination of coronary artery disease (CAD) by non-invasive tests is still inadequate; more than 50% of patients referred for coronary angiography have non-obstructive CAD or normal CAD[1]. Recently, the widely used echocardiographic parameter, global longitudinal strain analysis, has been shown to be associated with subendocardial ischemia and severe CAD[2, 3]. In a previous study, the ratio of left ventricular ejection fraction to global longitudinal strain (LVEF/GLS) was found to be an independent parameter predicting cardiac amyloidosis[4]. However, there is no study in the literature investigating the relationship of this parameter with CAD. Since LVEF remains normal compared to GLS, especially in the early phase of severe CAD, this parameter may be a predictor of severe CAD[5]. We planned this study to evaluate this hypothesis. Method The study design is a cross-sectional study conducted in a single center. Patients who applied to our clinic between October 2023 and October 2024 with stable angina pectoris and equivalent symptoms and who were decided to undergo coronary angiography after imaging and stress tests were determined to meet the criteria for the study. Patients' demographic, clinical characteristics, laboratory parameters before coronary angiography and transthoracic echocardiography parameters (global longitudinal strain, left ventricular ejection fraction, left ventricular tissue doppler S waves, tei index, left ventricular diastolic and systolic diameters) were recorded. 2-dimensional global longitudinal strain (GLS) was calculated with the Speckle tracking echocardiography method, Ejection Fraction and LVEF/GLS ratio were calculated with the Modified Simpson method. The patients' coronary angiography images stored in digital media after coronary angiography were evaluated by two experienced invasive cardiologists, and the SYNTAX score (SS) was calculated for each patient using an online calculator (www.syntaxscore.com, version 2.1). Results Our study demonstrates that the LVEF/GLS ratio in particular can be a powerful parameter in predicting severe CAD. The probability of severe CAD was 5.3 times higher in patients with a LVEF/GLS ratio of >3.4, and this parameter was found to be associated with CAD. The fact that GLS shows lower values than LVEF, especially in the early stages, makes this parameter a valuable predictor in determining severe CAD. In conclusion, it is thought that the GLS and LVEF/GLS ratio can be an important auxiliary tool in determining severe CAD and guiding treatment processes, and that they offer a new non-invasive approach that can contribute to a more sensitive and early diagnosis of coronary artery disease. The number of patients included in the study may be limited when compared to studies conducted on a larger and more diverse group. The cross-sectional design of the study and the limited patient sample require confirmation of these results in larger and longer-term studies. Conclusion In our study, the presence and severity of severe coronary artery disease (CAD) were evaluated using the left ventricular ejection fraction (LVEF), measured by the modified Simpson method, and global longitudinal strain (GLS), obtained by two-dimensional speckle tracking echocardiography (2D-STE), as well as the ratio of these two parameters (LVEF/GLS). Our findings suggest that LVEF/GLS ratios of 3.4 and higher can be used as an independent marker for predicting severe CAD. In our study, an LVEF/GLS ratio above 3.4 was found to be an independent predictor of severe CAD. Additionally, our results showed that GLS, being more sensitive to subendocardial ischemia, deteriorates earlier than LVEF, highlighting the potential of the LVEF/GLS ratio as an early indicator of myocardial dysfunction and severe CAD risk. Although there is limited data in the literature on the LVEF/GLS ratio, it has been associated with poor prognosis in cardiac amyloidosis. Our study contributes significantly to the literature by demonstrating the role of the LVEF/GLS ratio in predicting CAD. In our study, no significant correlation was found between the SYNTAX score and the LVEF/GLS ratio. This can be explained by the fact that most of our patients had single-vessel critical stenosis and no complex lesions. Furthermore, it suggests that there might not always be a parallel relationship between the complexity of anatomical lesions and functional abnormalities. Our findings indicate that the LVEF/GLS ratio reflects early ischemic myocardial dysfunction and may not be directly related to anatomical disease extent. Our study discusses the role of the LVEF/GLS ratio in predicting CAD and shows that these parameters could be an important tool in echocardiographic evaluation. However, further large-scale, multicenter studies, the integration of other parameters, and long-term clinical outcomes are needed for more comprehensive understanding and confirmation of these results.

Benzer Tezler

  1. Primer mitral yetmezliği olan olgularda sol ventrikül fonksiyonlarının 2 boyutlu strain ekokardiyografi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of left ventricular functions in primary mitral regurgitation by 2 dimensional strain echocardiography

    BURCU ZİHNİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiEge Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CAHİDE SOYDAŞ ÇINAR

  2. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu korunmuş asemptomatik organik mitral yetmezlikli hastalarda kantitatif yöntemlerle hesaplanan mitral yetmezliği ciddiyeti ile sol ventrikül mekanik fonksiyonları ve serum PRO-BNP düzeyi arasındaki ilişkinin tespiti

    Determination of relationship between serum levels of PRO-BNP and left ventricle mechanic functions with severity of mitral regurgitation calculated with quantitative methods in asymptomatic patients with organic mitral regurgitation and preserved left ventricular function

    FULYA AVCI DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    KardiyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM DEMİR

  3. Preeklampsili gebelerde sol ventrikül fonksiyonlarının 'speckle tracking' ekokardiyografi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of left ventricular function in peeclamptic pregnant women using 'speckle tracking' echocardiography

    ASHOK PAUDEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    KardiyolojiMarmara Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA KÜRŞAT TİGEN

  4. Atriyal fibrilasyon kateter ablasyonu başarısı ve rekürrensin strain ekokardiyografi ve kardiyak MRG T1 haritalama ile ilişkisi

    Relationship between success of atrial fibrillation catheter ablation and left atrial strain echocardiography and cardiac MRI left atrial T1 mapping

    CEM ÇÖTELİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    KardiyolojiHacettepe Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECLA ÖZER

  5. Kawasaki hastalığı tanılı olguların klinik ve epidemiyolojik özellikleri ve geç dönem kardiyak bulguların 2d strain ekokardiyografi ile değerlendirilmesi

    Clinical and epidemiological features of patients with kawasaki disease and evaluation of myocardial function assessed by 2d strain echocardiography in the later phase of kawasaki disease

    ÖZLEM KAYABEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKocaeli Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KADİR BABAOĞLU