Geri Dön

İntihar düşüncesi olan ve olmayan majör depresif bozukluk tanılı hastaların serum tiyol-disülfit düzeyi açısından karşılaştırılması ve serum tiyol-disülfit dengesinin allostatik yük ve psikolojik dayanıklılık ile ilişkisinin incelenmesi

Comparison of serum thiol-disulfide levels in major depressive disorder patients with and without suicidal thoughts and the relationship between serum thiol-disulfide balance and allostatic load and psychological resilience

  1. Tez No: 921059
  2. Yazar: EBRU CEYLAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA UĞURLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Majör Depresif Bozukluk, Serum Tiyol-Disülfit Dengesi, Allostatik Yük, Psikolojik Dayanıklılık, İntihar Davranışı, İntihar Düşüncesi, Major Depressive Disorder, Serum Thiol-Disulfide Balance, Allostatic Load, Psychological Resilience, Suicidal Thoughts, Suicidal Behavior
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 128

Özet

İntihar Düşüncesi Olan ve Olmayan Majör Depresif Bozukluk Tanılı Hastaların Serum Tiyol-Disülfit Düzeyi Açısından Karşılaştırılması ve Serum Tiyol-Disülfit Dengesinin Allostatik Yük ve Psikolojik Dayanıklılık ile İlişkisinin İncelenmesi Giriş ve Amaç: İntiharın biyopsikososyal bir süreç olduğu, oksidatif stresin depresyon ve intihar davranışı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Allostatik yük ve psikolojik dayanıklılığın da intihar riskiyle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Stresli ve travmatik yaşam olaylarına bireysel adaptasyon süreçlerini açıklayan kavramlar, intihar riski değerlendirmesinde dikkate alınması gereken önemli faktörler arasında yer almaktadır. Literatürde, depresyon ile oksidatif stres arasındaki ilişkiyi ele alan çalışmalar mevcut olmakla birlikte, intihar düşüncesi ile oksidatif stres arasındaki bağlantıya ilişkin bulgular tutarsızlık göstermektedir. Benzer şekilde, psikolojik dayanıklılık ve allostatik yük ile intihar davranışı arasındaki ilişkileri değerlendiren çalışmalar arasında da metodolojik farklılıklar ve çelişkili sonuçlar söz konusudur. Bu çalışma, intihar düşüncesi olan ve olmayan Majör Depresif Bozukluk tanılı bireylerde serum tiyol-disülfit dengesinin değerlendirilmesini ve klinik sonuçlarla ilişkilendirilmesini amaçlamaktadır. Yöntem: Çalışma, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği'ne başvurmuş ve en az 1 aydır tedavi kullanmayan, majör depresif bozukluk tanısı almış hasta ile psikiyatrik tanı almayan, 18-65 yaş arası sağlıklı gönüllü katılımcıya sosyodemografik verilerini, Beck depresyon ölçeği, algılanan stres ölçeği, psikolojik dayanıklılık ölçeği, Beck intihar düşüncesi ölçeği, Columbia intihar riski değerlendirme ölçeği ve sosyal yeniden uyum ölçeği ile değerlendirilecektir. Bulgular : Majör depresif bozukluk tanılı hastalar ile sağlıklı kontrol grubu arasında biyokimyasal parametreler (native tiyol, total tiyol, disülfid, D/N, D/T oranları) açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Depresyon, oksidatif stresle ilişkili olmasına rağmen, bireylerin stresle başa çıkma yeteneğine göre biyokimyasal parametreler değişebilir. Kontrol grubunda D/N ve D/T oranları ile stres algısı arasında ilişki bulunmuşken, depresyon grubunda native tiyol ve disülfid gibi parametreler depresyon şiddeti ile ilişkilidir. Ayrıca, intihar düşünceleri ve girişimleri, biyokimyasal parametreler ve psikososyal faktörlerle bağlantılıdır. Özellikle native tiyol, disülfid ve sosyal yeterlilik intihar riskiyle ilişkili bulunmuştur. Sonuç olarak, intihar riski değerlendirilirken biyokimyasal ve psikososyal faktörlerin birlikte ele alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Sonuç : Depresyonun oksidatif stres ile ilişkisini destekleyen bulguları ortaya koymakla birlikte, bu alandaki literatürle karşılaştırıldığında farklılıklar da mevcuttur. Özellikle, tiyol-disülfit dengesinin depresyonun şiddeti, algılanan stres ve psikolojik dayanıklılıkla ilişkisi, biyokimyasal belirteçlerin psikolojik değişkenlerle etkileşimini vurgulamaktadır. Ancak, stresli yaşam olayları ve algılanan stresin intihar düşünceleri üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğu görülmüştür. Bu durum, bireysel adaptasyon ve psikolojik dayanıklılığın daha kritik rol oynadığını düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Objective: Suicide is considered a biopsychosocial process, and oxidative stress has been shown to be associated with depression and suicidal behavior. It is also thought that allostatic load and psychological resilience are connected to suicide risk. Concepts explaining individual adaptation processes to stressful and traumatic life events are important factors to consider in suicide risk assessment. Although there are studies in the literature addressing the relationship between depression and oxidative stress, the findings on the connection between suicidal thoughts and oxidative stress are inconsistent. Similarly, there are methodological differences and contradictory results in studies evaluating the relationships between psychological resilience, allostatic load, and suicidal behavior. This study aims to evaluate the serum thiol-disulfide balance in individuals with Major Depressive Disorder with and without suicidal thoughts and to relate it to clinical outcomes. Method: The study will include patients diagnosed with major depressive disorder who have visited the Psychiatry Clinic and have not used medication for at least 1 month, and healthy volunteers aged 18-65 without psychiatric diagnoses. The sociodemographic data of the participants, along with the Beck Depression Scale, Perceived Stress Scale, Psychological Resilience Scale, Beck Suicidal Thoughts Scale, Columbia Suicide Severity Risk Scale, and Social Reintegration Scale, will be assessed. Results: İn our study, no significant difference was found between patients with major depressive disorder and the healthy control group regarding biochemical parameters (native thiol, total thiol, disulfide, D/N, D/T ratios). Although depression is associated with oxidative stress, biochemical parameters may vary depending on individuals' ability to cope with stress. In the control group, a relationship was found between the D/N and D/T ratios and perceived stress, whereas in the depression group, parameters such as native thiol and disulfide were related to the severity of depression. Furthermore, suicidal thoughts and attempts are associated with biochemical parameters and psychosocial factors. Specifically, native thiol, disulfide, and social competence were found to be related to suicide risk. In conclusion, it is emphasized that both biochemical and psychosocial factors should be considered together when evaluating suicide risk. Conclusion: While supporting the association between depression and oxidative stress, differences exist when compared to the existing literature in this field. Specifically, the relationship between thiol-disulfide balance and depression severity, perceived stress, and psychological resilience highlights the interaction between biochemical markers and psychological variables. However, the effects of stressful life events and perceived stress on suicidal ideation appear to be limited. This finding suggests that individual adaptation and psychological resilience may play a more critical role.

Benzer Tezler

  1. İntihar düşüncesi ve intihar girişimi olan major depresif bozukluk tanılı hastaların klinik-sosyodemografik özellikler bakımından karşılaştırılması

    Comparison of patients diagnosed with major depressive disorder with suicide thought and suicide attempt in terms of clinical-sociodemographic characteristics

    ENİS ÖZKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT KADRİ GÜLTEKİN

  2. Özkıyım girişiminde bulunmuş ve bulunmamış olan major depresif bozukluk tanılı hastaların intihar düşüncesi, kaygı, umutsuzluk ve işlevsellik düzeyleri açılarından karşılaştırılması

    Compari̇son of pati̇ents wi̇th a di̇agnosi̇s of major depressi̇ve di̇sorder wi̇th or wi̇thout hi̇story of sui̇ci̇dal behavi̇our i̇n terms of sui̇ci̇dal i̇deati̇on, anxi̇ety, hopelessness and functi̇onali̇ty levels

    HİLAL KALE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriUludağ Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SALİH SAYGIN EKER

  3. Major depresif bozukluğu olan kişilerin özkıyım girişimlerinde üst bilişsel inanışlarının rolü

    The role of metacognitive beliefs in suicide attempts of PEOPLE

    AHMET EKREM SAVAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ESMA AKPINAR ASLAN

  4. İntihar davranışı ile başvuran ergenlerin sosyal kognisyon ve nörobilişsel özelliklerinin intihar davranışı göstermeyen depresyon tanılı ergenler ve sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması

    A comparison of the social cognition and neurocognitive characteristics of adolescents with suicide behavior, adolescent with depression and healthy controls

    BÜŞRA ECE YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriBursa Uludağ Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞAFAK ERAY ÇAMLI

  5. Majör depresif bozukluk hastalarında özkıyım düşüncesinin eeg alfa dalga gücü ve asimetrisi ile ilişkisi ve sağlıklı bireylerle karşılaştırılması

    Relationship between suicidal ideation and eeg alpha wave power and asymmetry in patients with major depressive disorder and comparison with healthy individuals

    HALİL ŞEHİTOĞULLARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT DEVRİM AKÇAY