FOMO'nun bilişsel-davranışçı yaklaşım çerçevesinde incelenmesi: FOMO'nun problemli telefon kullanımıyla olan ilişkisinde bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişlerin aracılık rolü
An examination of FOMO within the framework of the cognitive-behavioral approach: The mediating role of cognitive distortions and metacognitions in the relationship between FOMO and problematic smartphone use
- Tez No: 924009
- Danışmanlar: DOÇ. DR. BURÇİN AKIN SARI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Psikoloji, Psychology
- Anahtar Kelimeler: FOMO, problematic smartphone use, cognitive distortions, metacognitions, cognitive-behavioral approach
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Başkent Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Psikoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Klinik Psikoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 144
Özet
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların tamamına yakını akıllı telefon kullanmaktadır. Akıllı telefonlar, insanlara bazı avantajlar sağlamalarının yanı sıra, FOMO (Fear of Missing Out) ve problemli telefon kullanımı gibi birçok psikolojik soruna neden olabilmektedir. Bu psikolojik sorunlar, son zamanlarda özellikle genç yaş gruplarında yaygın olarak görülebilmektedir ve bu grupların sağlığını ciddi anlamda tehdit edebilmektedir. Dolayısıyla, FOMO ve problemli telefon kullanımın altında yatıyor olabilecek mekanizmaların belirlenmesinin ve bu psikolojik sorunlara yönelik tedavi planı geliştirilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu noktadan hareketle, Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB) bilişsel-davranışçı modelinden ilham alan mevcut çalışma, FOMO'yu obsesyonlara eşlik eden kaygıya, problemli telefon kullanımını bu kaygıyı hafifletmek için sergilenen kompulsif davranışa benzetmektedir. Ayrıca, FOMO ve problemli telefon kullanımını bilişsel-davranışçı bir yaklaşımla ele alan mevcut çalışmada, FOMO'nun olumsuz duyguyu, problemli telefon kullanımının ise olumsuz davranışı temsil ettiği varsayılarak, bu ilişkiye zihinsel süreçlerin de eşlik edebileceği düşünülmüştür. Bu nedenle mevcut çalışmanın amacı, FOMO ile problemli telefon kullanımı arasındaki ilişkide, OKB ile de ilişkili olduğu bilinen bilişsel çarpıtmalar, üstbilişler ve bunların alt boyutları gibi zihinsel süreçlerin aracılık etkilerini araştırmaktır. Araştırmaya 18-36 yaş aralığında bulunan ve son 6 ay içerisinde psikofarmakolojik tedavi almamış 386 kişi katılmıştır. Mevcut çalışmanın örneklem grubunun 269'u kadın (%69.7), 117'si erkek (%30.3) katılımcılardan oluşmaktadır ve katılımcıların yaş ortalaması 23.67'dir (SS = 3.79). Mevcut çalışmada veri toplama araçları olarak Demografik Bilgi Formu, Sosyal Ortamlarda Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği (FOMO), Bilişsel Çarpıtma Ölçeği (BÇÖ), Üstbilişler Ölçeği-30 (ÜBÇ-30) ve Problemli Mobil Telefon Kullanım Ölçeği (PMTKÖ) kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre FOMO, problemli telefon kullanımı, bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişler birbirleriyle orta-yüksek düzeyde, pozitif yönde ve anlamlı olarak ilişkilidir. Mevcut çalışmanın bu ana değişkenlerinin yaş ile anlamlı ilişkiye sahip olmadığı anlaşılmıştır. Buna ek olarak, FOMO ve problemli telefon kullanımının cinsiyete, telefon kullanım süresine ve sosyal medya kullanım sıklığına göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Demografik değişkenlere yönelik bulgular detaylarıyla sunulmuştur. Yapılan aracılık analizleri neticesinde bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişlerin, FOMO ve problemli telefon kullanımı arasındaki ilişkide kısmi aracılık etkisine sahip olduğu keşfedilmiştir. Ayrıca, BÇÖ'nün alt boyutu olan umutsuzluğun ve ÜBÖ-30'un alt boyutu olan bilişsel güvenin, FOMO ile problemli telefon kullanımı arasındaki ilişkide kısmi aracılık rolü olduğu tespit edilmiştir. Alanyazında, FOMO ile bilişsel çarpıtmalar arasındaki ilişkiyi inceleyen, bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişlerin birlikte FOMO ve problemli telefon kullanımı arasındaki ilişkideki aracılık etkilerini inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bunun yanı sıra mevcut çalışma, FOMO ve problemli telefon kullanımı arasındaki ilişkinin OKB ile benzerliğini ortaya koyan ve bu ilişkiyi bilişsel-davranışçı yaklaşımla ele alan bilinen ilk araştırmadır. Sonuç olarak mevcut çalışma, FOMO duygusu ve problemli telefon kullanımı davranışı arasındaki ilişkide, bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişleri gibi zihinsel süreçlerin aracılık ettiğini keşfetmiştir. Özellikle umutsuzluk bilişsel çarpıtmasının ve bilişsel güvensizliğin bu ilişkideki rolünü ortaya koymuştur. Dolayısıyla, FOMO ve problemli telefon kullanımın tedavisinde; Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) uygulanmasının, bilişsel çarpıtmalar ve üstbilişlerin ele alınmasının, umutsuzluk ve bilişsel güvensizlik üzerine çalışılmasının faydalı olabileceği öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler. FOMO, problemli telefon kullanımı, bilişsel çarpıtmalar, üstbilişler, bilişsel-davranışçı yaklaşım
Özet (Çeviri)
With the advancement of technology, almost all people use smartphones. Smartphones, in addition to providing some advantages to people, can cause many psychological problems such as FOMO (Fear of Missing Out) and problematic smartphone use. These psychological problems have recently become widespread, especially in young age groups, and can seriously threaten the health of these groups. Therefore, it is thought that it is important to determine the mechanisms that may underlie FOMO and problematic smartphone use and to develop a treatment plan for these psychological problems. From this point on, the current study, inspired by the cognitive-behavioral model of Obsessive-Compulsive Disorder (OCD), compares FOMO to the anxiety that accompanies obsessions, and problematic smartphone use to the compulsive behavior exhibited to alleviate this anxiety. In addition, in the current study, which examines FOMO and problematic smartphone use with a cognitive-behavioral approach, it is assumed that FOMO represents negative emotion and problematic smartphone use represents negative behavior, and that mental processes may also accompany this relationship. Therefore, the aim of the present study was to investigate the mediating effects of mental processes such as cognitive distortions, metacognitions and their subscales, which are known to be associated with OCD, on the relationship between FOMO and problematic smartphone use. A total of 386 individuals, aged between 18 and 36, who had not received psychopharmacological treatment in the last 6 months, participated in the study.The sample group of the present study consisted of 269 female (%69.7) and 117 male (%30.3) participants, and the mean age of the participants was 23.67 (SD = 3.79). The data collection tools in the present study were the Demographic Information Form, Fear of Missing Out Scale (FOMO), Cognitive Distortion Scale (CFS), Metacognitions Scale-30 (MCS-30) and Problematic Mobile Phone Use Scale (PMPTUS). According to the findings, FOMO, problematic smartphone use, cognitive distortions and metacognitions are positively and significantly related to each other at a medium-high level. It was understood that these main variables of the present study were not significantly related to age. In addition, it was observed that FOMO and problematic smartphone use differed significantly according to gender, phone use duration and social media use frequency. The findings regarding demographic variables are presented in detail. As a result of the mediation analyses conducted, it was discovered that cognitive distortions and metacognitions have a partial mediation effect in the relationship between FOMO and problematic smartphone use. In addition, it was determined that hopelessness, a sub-dimension of BCI, and cognitive confidence, a sub-dimension of MCQ-30, have a partial mediation role in the relationship between FOMO and problematic smartphone use. In the literature, no study was found that examined the relationship between FOMO and cognitive distortions, or examined the mediation effects of cognitive distortions and metacognitions together in the relationship between FOMO and problematic smartphone use. In addition, the present study is the first known study to reveal the similarity of the relationship between FOMO and problematic smartphone use to OCD and to address this relationship with a cognitive-behavioral approach. In conclusion, the present study discovered that the relationship between the feeling of FOMO and problematic smartphone use behavior is mediated by mental processes such as cognitive distortions and metacognitions. In particular, it revealed the role of hopelessness cognitive distortion and cognitive insecurity in this relationship. Therefore, it is predicted that the application of Cognitive Behavioral Therapy (CBT), addressing cognitive distortions and metacognitions, and working on hopelessness and cognitive insecurity may be beneficial in the treatment of FOMO and problematic smartphone use.
Benzer Tezler
- Online yeniden satın alma niyetinde FoMO, algılanan kıtlık ve online anlık satın alma davranışının etkisi ve bilişsel uyumsuzluğun düzenleyici rolü
The effect of FoMO, perceived scarcity and online impulse buying behavior on online repurchase intention and the moderating role of cognitive dissonance
NİLAY SAYAN
- Turistlerin gastronomi deneyimlerine ilişkin pişmanlık ve iyi oluş hallerindeki belirleyicilerin incelenmesi: Tüketici trendlerinin rolü
Examining determinants of regret and well-being in tourists' gastronomic experiences: The role of consumer trends
EYLEM ÜSTÜNSOY
Doktora
Türkçe
2025
Gastronomi ve Mutfak SanatlarıNevşehir Hacı Bektaş Veli ÜniversitesiGastronomi ve Mutfak Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BEKİR BORA DEDOĞLU
- The link between the self and the fear of missing out in marketing
Benlik ile gelişmeleri kaçırma korkusunun pazarlamadaki ilişkisi
BEGÜM ÇELİKTUTAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
İşletmeBoğaziçi Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM HESAPÇI KARACA
- FoMO'nun marka bağlılığı üzerine etkisi: kozmetik sektörü üzerine bir araştırma
The impact of FoMO on brand loyalty: A study on the cosmetic industry
DÖNDÜ KÜBRA ÖZDEMİR
- FOMO'nun satın alma davranışlarına etkisi ve bir araştırma
The impact of FOMO on purchasing behavior and a research
ASUMAN BİHTER CİVELEK