Geri Dön

Ebeveyni bipolar bozukluğa sahip olan ergenlerde uyku kalitesi, kronotipi tercihi ve sosyal jetlagın bilişsel işlevler üzerine etkisi

The impact of sleep quality, chronotype preference and social jetlag on cognitive functions in adolescents with bipolar disorder-afflicted parents

  1. Tez No: 925211
  2. Yazar: GÜLGÜN BATAN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN ALİ GÜLER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Bipolar Yavruları, Ergen, Uyku, Kronotip, Bilişsel İşlevler, Bipolar Offspring, Adolescent, Sleep, Chronotype, Cognitive Functions
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 110

Özet

Giriş ve Amaç: Bipolar bozukluk (BB), manik ve depresif nöbetlerle karakterize edilen, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Bu bozukluğun ailevi geçiş gösterdiği, birinci derece akrabalarda hastalık öyküsünün varlığının en büyük risk faktörü olduğu bilinmektedir. BB üzerine yapılan çalışmalar, uyku bozukluklarının akut ataklar sırasında meydana geldiğini ve BB hastalarının çoğunda ataklar arasında devam ettiğini tutarlı bir şekilde göstermektedir. BB riski taşıyan bireylerde de uykunun önemli ölçüde bozulduğu ve BB'li ebeveynlerin çocuklarında BB'nin başlangıcını önemli ölçüde tahmin ettiği düşünülmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, BB'nin sadece duygudurum dalgalanmaları ile değil aynı zamanda kalıcı bilişsel işlev kayıplarıyla da karakterize olduğunu göstermiştir. BB'deki nörobilişsel farklılıkların hastalık öncesi dönemde başlayıp başlamadığını saptamak son çalışmalarda dikkat çekici olmuştur. BB'li ebeveynlerin çocuklarında uyku, kronotip ve bilişsel işlevlerin değerlendirilmesi ve bu değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi, bozukluğun erken teşhisi ve erken müdahale stratejilerinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın etik onayı alındıktan sonra, gönüllülük esasına göre, dahil edilme kriterlerini karşılayan 47 BB'li ebeveyni olan ergen ile yaş ve cinsiyet olarak eşleştirilen 47 ebeveyninde psikiyatrik bozukluk olmayan sağlıklı ergen çalışmaya alındı. Çalışmaya dahil edilen çocuklar için klinisyen tarafından yarı yapılandırılmış görüşme ile psikiyatrik değerlendirme yapıldı. Çocukluk Dönemi Kronotipi Anketi (ÇDKA) çocuk ve ebeveyn formu ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) kullanıldı. Klinisyen tarafından ergenlere nörobilişsel testlerden Stroop testi ve Sayı Dizileri Öğrenme Testi (SDÖT) uygulandı. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre yüksek riskli gruptaki ergenlerin daha fazla uyku gecikmesi yaşadığı, uyku verimliliklerinin daha düşük olduğu, uyku nedeniyle gündüz işlevlerinin daha fazla bozulduğu ve total uyku kalitesi indeksinin daha kötü olduğu saptanmıştır. Kontrol grubuna kıyasla BB'li ebeveyne sahip ergenlerde hem özbildirim hem de ebeveyn bildirimine dayalı kronotipi tercihleri akşamlılığa doğru daha fazla eğilim göstermekteydi. Yürütücü işlevlerden kısa süreli belleği ve öğrenme yeteneğini ölçmeye yarayan SDÖT skorları BB yavrularında anlamlı derece düşük saptanmış, kötü SDÖT performansının BB tanısı açısından riskli grupta olmayı yordayıcı faktörler olduğu her bir puan azalmanın bu grupta olma riskini 1,118 kat artırdığı bulunmakla birlikte diskriminasyon için yapılan ROC analizinde SDÖT skorunun diskiriminatif olduğu ve kesme puanının 16,5 olduğu saptanmıştır. Tartışma: Bulgular, BB'li ebeveynlerin yavrularında uyku kalitesi, kronotip ve bilişsel işlevlerin etkilendiğini düşündürmektedir. Sonuçlarımız kısa süreli belleğin ve öğrenme işlevinin BB için riskli grupta olmak için diskriminatif olduğunu göstermekte ve BB'li bireylerin çocuklarında yürütücü işlevlerden özellikle sözel öğrenme bozukluklarının daha erken yaşanabileceği görüşüyle uyumludur. Bu bulgular, BB'nin erken belirtilerinin tespit edilmesi ve bu çocuklara yönelik erken müdahale programlarının geliştirilmesi açısından önemlidir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Bipolar disorder (BD), characterized by manic and depressive episodes, is a severe mental health condition that affects millions of people worldwide and significantly diminishes quality of life. It is well-established that BD exhibits familial transmission, with a family history of the disorder, particularly in first-degree relatives, being the most significant risk factor. Studies on BD consistently show that sleep disturbances occur during acute episodes and persist in the majority of patients even between episodes. Individuals at risk for BD also experience significant sleep disruptions, and it is believed that the presence of BD in parents strongly predicts the onset of BD in their children. Recent research has demonstrated that BD is characterized not only by mood fluctuations but also by persistent cognitive function impairments. These cognitive deficits can persist even during remission phases, negatively impacting the daily lives and functionality of individuals with BD. A noteworthy focus of recent studies has been determining whether the neurocognitive differences associated with BD emerge during the preclinical stage of the disorder. Evaluating sleep, chronotype and cognitive functions in the offspring of parents with BD and examining the relationships between these variables are critical for the early diagnosis of the disorder and the development of early intervention strategies. Materials and Methods: Following ethical approval, the study included 47 adolescents with a parent diagnosed with BD and a matched control group of 47 adolescents whose parents had no psychiatric disorders. Participants were selected based on inclusion criteria and provided informed consent. A semi-structured psychiatric interview was conducted by clinicians for diagnostic evaluations. The Children's Chronotype Questionnaire (CCQ) was administered to both children and their parents, while the Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) was used to assess sleep quality. Adolescents were also evaluated using neurocognitive tests, including the Stroop Test and the Digit Span Learning Test (DSLT). Results: Findings revealed that adolescents in the high-risk group experienced significantly greater sleep latency, lower sleep efficiency, more impaired daytime functioning due to poor sleep, and worse overall sleep quality index scores compared to controls. Chronotype preferences, as reported by both adolescents and their parents, were more inclined toward eveningness in the high-risk group. Regarding cognitive functions, the high-risk group exhibited significantly lower scores on the DSLT, a measure of short-term memory and learning ability. Poor DSLT performance emerged as a predictive factor for being in the high-risk group, with each one-point decrease in the DSLT score increasing the likelihood of high-risk status by 1.118 times. Receiver operating characteristic (ROC) analysis revealed that the DSLT score was discriminative, with a cutoff point of 16.5. Discussion: The findings suggest that the offspring of parents with BD experience significant impairments in sleep quality, chronotype, and cognitive functions. Our results indicate that short-term memory and learning functions are discriminative markers for identifying individuals at risk of BD, aligning with the view that verbal learning impairments, as part of executive dysfunctions, may manifest earlier in the children of individuals with BD. These results underscore the importance of detecting early markers of BD and developing early intervention programs tailored to at-risk children.

Benzer Tezler

  1. Bipolar bozukluğu olan ebeveynlerin çocuklarında algılanan ebeveyn tutumu, mizaç ve kronotipi arasındaki ilişki

    The relationship between perceived parental attitude, temperament, and chronotype in children of parents with bipolar disorder

    SEZAYİ ATABEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HATİCE AKSU

  2. Ebeveyni bipolar bozukluğa sahip olan ergenlerde algılanan aile ikliminin ve evlilik uyumunun duygu regülasyonu ve psikiyatrik semptom şiddeti üzerine etkisinin araştırılması

    Investigation of the effects of perceived family climate and marital adjustment on emotion regulation and psychiatric symptom severity in adolescents with bipolar disorder parents

    YAŞAM OMURTAĞ YAYLACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSelçuk Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN ALİ GÜLER

  3. Bipolar bozukluğu olan annelerin çocuklarında sosyal-duygusal beceriler ile ebeveyn çocuk etkileşimi ilişkisi

    The relationship between social-emotional skills and parent-child interaction in children of mothers with bipolar disorder

    HANDE KIRIŞMAN KELEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YASİN ÇALIŞKAN

  4. Ergenler için duygudurum bozuklukları ölçeği-ebeveyn formu'nun geçerlilik çalışması

    Başlık çevirisi yok

    EBRU ÇATUK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriEge Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TEZAN BİLDİK

  5. Bipolar bozukluk ve psikotik bozukluk erken dönemde aile odaklı terapinin etkilerinin incelenmesi

    Investigation of the effects of family-focused therapy in the early period of bipolar disorder and psychotic disorder

    TEVHİDE EKİN SÜT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA NESLİHAN İNAL

    PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA