Geri Dön

Nietzsche's will to power in George Bernard Shaw's Plays Man and Superman and Heartbreak House

George Bernard Shaw'un İnsan, Üstün İnsan ve Kırgınlar Evi oyunlarında Nietzsche'nin güç istenci

  1. Tez No: 927428
  2. Yazar: ŞAMİL İMİRHAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SEDAT BAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Language and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Güç İstenci, Çürüme, Friedrich Nietzsche, George Bernard Shaw, İnsan, Üstün İnsan, Kırgınlar Evi, Will to power, Decadence, Friedrich Nietzsche, George Bernard Shaw, Man and Superman, Heartbreak House
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 115

Özet

Bu yüksek lisans tezi, George Bernard Shaw'un İnsan, Üstün İnsan (1903) ve Kırgınlar Evi (1919) adlı oyunları ile Friedrich Nietzsche'nin 'güç istenci' felsefesi arasındaki paralellikleri vurgulamayı amaçlamaktadır. Birincil ve ikincil kaynakların analizi yoluyla, İnsan, Üstün İnsan'ın baş karakteri John Tanner'ın, evlilik, toplumsal normlar ve geleneksel değerler hakkındaki eleştirileri ile, 'güç istenci' kavramını temsil ettiği gözlemlenmiştir; Kırgınlar Evi'ndeki karakterlerin ise, Nietzsche'nin 'çürüme' kavramını yansıtarak, güç istencinin çarpık bir biçimini temsil ettiği gözlemlenmiştir. Bu tez, bu iki oyunun Nietzsche'nin fikirleriyle nasıl etkileşime girdiğini inceleyecektir. John Tanner, süper fikirler ve Süper Adam kavramlarıyla tanışık olmayan Edward dönemi toplumuna aykırı olağanüstü davranışlar ve düşünceler sergilemektedir. İnsan, Üstün İnsan oyunundaki karakterlerin hiçbirinin hoş karşılamadığı evlilik konusundaki görüşleri ve Hristiyanlık gibi yaygın toplumsal normlara yönelik eleştirileri, onu Nietzsche'nin sözcüsü yapar. Tanner'ın duygusal ustalığa ve rasyonel düşünceye yaptığı savunuculuğuyla, tez, Shaw'un çağdaş Britanya toplumunun yaygın köle ahlakını eleştirdiğini, bazı inançların bireysel özerkliği ve 'kendini gerçekleştirme' kavramını nasıl engellediğini göstermektedir. Buna karşılık, Kırgınlar Evi'nde yer alan Kaptan Shotover, Shaw'un toplumsal kayıtsızlık ve Birinci Dünya Savaşı sonrası hayal kırıklığına dair eleştirilerinin bir sesi olarak hizmet etmektedir. Shotover'ın yorumları, savaş sonrası Britanya üst sınıfının tepkisini karakterize eden ahlaki değerlerin çöküşünü ve yüzeyselliği açığa çıkararak, nihilizmle damgalanmış daha geniş bir kültürel bozukluğu ortaya koymaktadır. Bu ise, Kırgınlar Evi'ndeki karakterleri, yaşam gücünün, iradenin ve bireyi güçlü iradeli kılan özelliklerin baskılandığı bir bozulma durumu olan Nietzsche'nin 'çürüme' kavramının yansımaları yapar. Bu tez, Kırgınlar Evi'nin (İngiltere) ahlaki iflas ve varoluşsal umutsuzlukla boğuşan bir ulusu simgelediğini öne sürmekte ve bunun sonucunda Shaw'un savaş sonrası toplumsal manzaraya dair keskin farkındalığını yansıtmaktadır. Ayrıca, tez, 20. yüzyılın sıradanlıkla dolu demokratik sistemlerin, insanda doğal olarak var olan anlam ve irade arzusundaki devrimci ruhu bastırdığını savunarak, Kırgınlar Evi'ndeki çürümüş modernizmin politik sonuçlarını ele alır. Bireysel ve kolektif iradeler arasındaki etkileşim incelenerek, toplumsal çürüme ortasında bile devrim ve dönüşüm potansiyelinin görülür olduğu gözlemlenmiştir. Shaw'un Nietzscheci felsefe ile olan bu etkileşiminin incelenmesi, bu fikirlerin özerklik, ahlaki sorumluluk ve hızla değişen bir dünyada anlam arayışı konularındaki çağdaş tartışmalarda süregelen önemini aydınlatmaktadır. Sonuç olarak, bu yüksek lisans tezi, Shaw'un modern tiyatrosunun nasıl toplumsal normları ve tabuları sorgulamak için bir araç olarak hizmet ettiğini ve bunun sonucunda eski inanç sistemlerinin reddedilmesinin gerekliliği üzerine dönüştürücü bir diyalog sağladığını incelemektedir. Yapılan araştırmalar, nihayetinde Shaw'un eserlerini, yozlaşmış bir dünyada kendini aşmanın gerekliliğine dair eleştirel yansımalar olarak konumlandırmaktadır.

Özet (Çeviri)

This master's thesis aims to highlight the parallels between Shaw's plays Man and Superman (1903) and Heartbreak House (1919) and Nietzsche's philosophy of 'will to power.' Through an analysis of primary and secondary sources, it is observed that John Tanner, the protagonist of Man and Superman, embodies the concept of will to power in his critiques of marriage, societal norms, and conventional values, while the characters in Heartbreak House reflect Nietzsche's concept of decadence, a distorted form of will to power. This thesis will explore the ways in which these two plays engage with Nietzsche's ideas. John Tanner exhibits extraordinary attitudes and thoughts that do not align with Edwardian society, a society unfamiliar with super ideas and the concept of Superman. His views on marriage and his critique of widely accepted societal norms such as Christianity, which are not well-received by any other character in Man and Superman, position him as a spokesperson for Nietzsche. Through Tanner's advocacy for emotional mastery and rational thought, the thesis argues that Shaw critiques the pervasive slave morality of contemporary British society, illustrating how certain beliefs hinder individual autonomy and the concept of self-realization. In contrast, Captain Shotover from Heartbreak House serves as a voice for Shaw's critiques of societal indifference and the disillusionment following World War I. Shotover's commentary exposes the decay of moral values and the superficiality that characterized the British upper class's response to the war, illustrating a broader cultural malaise marked by nihilism, making the characters in Heartbreak House reflections of Nietzsche's concept of decadence, a state of decline where vitality, power, and the traits that make a person strong-willed are suppressed. This thesis posits that Heartbreak House (England) symbolizes a nation grappling with moral bankruptcy and existential despair, reflecting Shaw's keen awareness of the post-war societal landscape. Furthermore, the thesis addresses the political implications of decadent modernism in Heartbreak House, arguing that the democratic systems of the 20th century, steeped in mediocrity, stifled the revolutionary spirit inherent in the human desire for meaning and agency. By examining the interplay between individual and collective wills, it is observed that the potential for upheaval and transformation, even amidst societal decay is conspicuous. This investigation of Shaw's engagement with Nietzschean philosophy illuminates the enduring relevance of these ideas in contemporary discussions about autonomy, moral responsibility, and the quest for significance in a rapidly changing world. In conclusion, this master's thesis explores how Shaw's modern theatre serves as a vehicle for challenging societal norms and taboos, allowing for a transformative dialogue on the necessity of rejecting outdated belief systems. The research conducted ultimately positions Shaw's works as critical reflections of the necessity for self-overcoming in a world rife with decadence.

Benzer Tezler

  1. Evil in Nietzsche and its reflections in the speeches of George W.Bush and Osama bin Laden after September 11

    Nietzsche'de kötü ve bunun George W.Bush ve Osama bin Laden'in 11 Eylül'den sonraki demeçlerindeki yansımaları

    ZEYNEP İNANÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2004

    Felsefeİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BANU HELVACIOĞLU

  2. Die Suche nach einer terminologischen Äquivalenz zum Begriff Der Metapher im Türkischen durch Vergleich von Rhetorik und belâgat

    Metafor Kavramına Retorik- Belâgat Mukayesesi İçinde ve Belâgat Terminolojisinde Kavramsal Karşılık Arayışları

    MEHMET AKİF DUMAN

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    2018

    DilbilimJohannes Gutenberg-Universität Mainz

    Türkoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HENDRİK BOESCHOTEN

  3. Friedrich Nietzsche ve Hans-Georg Gadamer'de hakikat kavramı

    The concept of truht explained by Friedrich Nietzsche and Hans-Georg Gadamer

    NURSEL AKÇAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    FelsefeSüleyman Demirel Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEJDET DURAK

  4. Nietzsche ve Foucault'da güç istenci ve iktidar üzerine bir çalışma

    A study on will to power and power in Nietzsche and Foucault

    GÜLİSTAN ERDEM TAŞKIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    FelsefeHacettepe Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NAZİLE KALAYCI

  5. Nietzsche'de güç istenci kavramı ve realist paradigma

    The concept of will to power in Nietzsche and realist paradigm

    UFUK SERHAT YÜKSEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Felsefeİstanbul Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET EMRE ATEŞ