Kronik lenfositik lösemili hastalarda sağlık ilişkili yaşam kalitesinin değerlendirilmesi ve bunu etkileyen klinik ve laboratuvar parametrelerin araştırılması
Health related quality of life in patients with chronic lymphocytic leukemia evaluation of clinical and laboratory parameters affecting it investigating
- Tez No: 927453
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FUNDA TANRIKULU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Kronik lenfositik lösemi, yaşam kalitesi, anket, EORTC QLQ-C30, EORTC QLQ-CLL17, Chronic lymphocytic leukemia, quality of life, questionnaire, EORTC QLQ-C30, EORTC QLQ-CLL17
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 80
Özet
Amaç: Kronik lenfositik lösemi(KLL) lenfoproliferatif bir hastalıktır ve monoklonal B lenfositlerin çoğalması sonucu gelişir. Batı ülkelerinde en sık görülen lösemi türüdür. Ortalama görülme yaşı 70 civarı olup, ileri yaş hastalığıdır. KLL'li hastaların bazıları uzun yıllar 'izle ve gör' yöntemi tedavisiz takip edilirek hayatta kalabilir, ancak bazı hastalar yoğun tedaviye rağmen kısa sürede ölmektedir. Bu nedenle bireysel prognoz ve risk değerlendirmesi önem taşımaktadır. Hastalığın en sık görülen belirti ve bulguları; ateş, kilo kaybı, lenfadenopati, hepatosplenomegali ve enfeksiyon öyküsüdür. Kronik lenfositik lösemili olgularda hastalığın sebep olduğu semptomlar, tedavinin yan etkileri ve tedavi edilemez kronik bir hastalıkla yaşamanın hastada oluşturduğu farkındalık, sağlık ile ilişkili yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Öte yandan yaşam kalitesindeki iyileşme, genel sağkalım ve hastalıksız sağkalımla birlikte, hala tedavi edilemez olarak kabul edilen bir hastalık olan kronik lenfositik lösemi hastalığından etkilenen hastalar için önemli bir son noktadır. Çalışmamızda, KLL tanılı olguların demogrofik özellikleri, tedavi durumu, hastalık evresi ve laboratuvar değerlerinin sağlık ilişkili yaşam kalitesi üzerindeki etkisi araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Çalışma, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere Türkiye'deki iki merkezden hastaların katılımı ile kesitsel olarak planlandı. Bu merkezlerde 2020-2024 yılları arasında KLL tanısı ile takip edilen 18 yaş ve üzerindeki olgular taranarak, bu olgulara telefonla ulaşılarak anket uygulandı. Sağlık ilişkili yaşam kalitesini değerlendirmek için EORTC QLQ-CLL17 ve EORTC QLQ-C30(version 3.0) anketleri kullanıldı. Anketlerin çalışmamızda kullanılması için EORTC'den izin alındı ve Türkçe olarak valide edilmiş anketler uygulandı. Araştırmaya katılmayı kabul eden olgulara anket soruları sorularak cevapları kaydedildi. Anketlerin uygulanması sırasında hastalardan alınan bilgilere ek olarak olguların takip edildiği merkezlerdeki elektronik veri tabanı ve hasta dosyaları da taranarak demografik veriler (yaş, cinsiyet, eğitim durumu, aylık gelir düzeyi, medeni hali ve mesleği), hastalık ilişkili veriler (evre ve tedavi durumu), laboratuvar sonuçları (hemogram değerleri, biyokimyasal parametreler, beta-2 mikroglobülin değerleri ve 17p delesyon varlığı) not edilerek analizlere dahil edildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen toplam hasta sayısı 79 idi. Hastaların yaş ortalaması 62,9±10,6 yıldı. Hastaların KLL nedeni ile takip süreleri 6,3±4,2 yıl idi. Kadın ve erkek dağılım oranları benzerdi. Kadın hastalarda erkek hastalara göre belirti yükü, yorgunluk, ağrı ve uykusuzluk semptomlarının daha fazla görüldüğü tespit edildi. Okuma yazma bilmeyenlerin genel sağlık durumunun, fiziksel fonksiyonun ve rol fonksiyonun ilkokul mezunu ve lise üstü mezuniyeti olanlara göre daha iyi olduğu görüldü. Yaş grupları ile yaşam kalitesi arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark görülmedi. Asgari ücretin üstünde gelire sahip olan hastaların asgari ücretin altında gelire sahip olanlara göre genel sağlık durumu, rol fonksiyon ve sosyal fonksiyon daha iyi olduğu ve bu olgularda, dispnenin daha az görüldüğü tespit edildi. Yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan EORTC-CLL17 ve EORTC QLQ-30 anket sonuçları ile olguların tedavi durumu arasında anlamlı fark görülmedi. Hastaların 62'sinde KLL tanısının yanında eşlik eden hastalığı mevcuttu. En sık rastlananan komorbidite hipertansiyondu. Komorbiditesi olan hastalarda olmayanlara göre daha fazla uykusuzluk görüldüğü tespit edildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşam kalitesi ile laboratuvar değerleri arasında anlamlı bir fark görülmedi. Sonuç: KLL'li hastalarda yaşam kalitesi cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyi, ve eşlik eden komorbid hastalık varlığıdan etkilenirken, yaş, hastalık evresi ve tedavi durumunun yaşam kalitesi üzerine etkisi olmadığı görülmüştür. Öte yandan, olguların laboratuvar değerlerinin yaşam kalitesi üzerinde etkisi bulunmamıştır. Ancak, çalışmamızın hasta sayısının kısıtlı olması ve kesitsel dizaynı gibi sınırlılıkları vardır. KLL'nin sağlık ilişkili yaşam kalitesi üzerine etkilerini değerlendirecek geniş ölçekli, aynı hastanın uzun süreli takibini içeren kesitsel yerine uzunlamasına dizayn edilmiş araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmamız, gelecekte planlanacak daha kapsamlı araştırmalara ilham verecek ve ışık tutacaktır.
Özet (Çeviri)
Aim: Chronic lymphocytic leukemia (CLL) is a lymphoproliferative disorder caused by the proliferation of monoclonal B lymphocytes. It is the most common type of leukemia in Western countries. The average age of onset is around 70 and it is a disease of advanced age. Some patients with CLL can survive for many years with the 'watch and see' method without treatment, but some patients die in a short time despite intensive treatment. Therefore, individual prognosis and risk assessment are important. The most common signs and symptoms of the disease are fever, weight loss, lymphadenopathy, hepatosplenomegaly and history of infection. In patients with chronic lymphocytic leukemia, the symptoms caused by the disease, the side effects of treatment and the awareness of living with an incurable chronic disease have a significant impact on health-related quality of life. On the other hand, improvement in quality of life, together with overall survival and disease-free survival, is an important endpoint for patients affected by chronic lymphocytic leukemia, a disease that is still considered incurable. In our study, we aimed to investigate the effect of demographic characteristics, treatment status, disease stage and laboratory values on health-related quality of life in patients with CLL. Material and Methods: The study was planned cross-sectionally with the participation of patients from two centers in Turkey, Çukurova University Faculty of Medicine Balcalı Hospital Health Practice and Research Center and Health Sciences University Adana Şehir Training and Research Hospital. Patients aged 18 years and older who were followed up with a diagnosis of CLL between 2020 and 2024 in these centers were screened and a questionnaire was applied by contacting these patients by telephone. EORTC QLQ-CLL17 and EORTC QLQ-C30 (version 3.0) questionnaires were used to assess health-related quality of life. Permission was obtained from EORTC for the use of the questionnaires in our study and the Turkish validated questionnaires were applied. The patients who agreed to participate in the study were asked the questionnaires and their answers were recorded. In addition to the information obtained from the patients during the administration of the questionnaires, the electronic database and patient files of the centers where the patients were followed up were also scanned and demographic data (age, gender, education level, monthly income level, marital status and occupation), disease-related data (stage and treatment status), laboratory results (hemogram values, biochemical parameters, beta-2 microglobulin values and presence of 17p deletion) were noted and included in the analysis. Results: The total number of patients included in the study was 79. The mean age of the patients was 62.9±10.6 years. The mean duration of the patients with CLL was 6.3±4.2 years. Female and male distribution was similar. Symptom burden, fatigue, pain and insomnia were more common in female patients than male patients. Illiterate patients had better general health status, physical function and role function than those with primary school and high school education. There was no statistically significant difference between age groups and quality of life. Patients with income above the minimum wage had better general health status, role function and social function than those with income below the minimum wage and dyspnea was less common in these patients. There was no significant difference between the EORTC-CLL17 and EORTC QLQ-30 questionnaire results used to assess quality of life and the treatment status of the patients. In addition to CLL diagnosis, 62 of the patients had comorbid diseases. The most common comorbidity was hypertension. Patients with comorbidities had more insomnia than those without comorbidities. There was no significant difference between quality of life and laboratory values of the patients included in the study. Conclusion: In patients with CLL, quality of life was affected by gender, education level, income level, and presence of comorbid diseases, whereas age, disease stage, and treatment status had no effect on quality of life. On the other hand, laboratory values of the patients had no effect on quality of life. However, our study has limitations such as the limited number of patients and cross-sectional design. There is a need for large-scale, longitudinal rather than cross-sectional studies with long-term follow-up of the same patient to evaluate the effects of CLL on health-related quality of life. Our study will inspire and shed light on more comprehensive studies to be planned in the future.
Benzer Tezler
- Kronik lenfositik lösemili hastalarda periferik kandaki çekirdekli eritrosit sayısı ve eritrosit indekslerinin hastalık prognozu ile ilişkisi
The relationship between nucleated red blood cell count and erythrocyte indices in peripheral blood and disease prognosis in chronic lymphocytic leukemia patients
KÜBRA GİZEM PAYASLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
İç HastalıklarıÇukurova Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FUNDA TANRIKULU
- Kronik lenfositik lösemili hastalarda telomer uzunluğu ve telomeraz enzim aktivasyonunun sağlıklı insan popülasyonu ile karşılaştırılması.
Telomere length and telomerase enzyme activation in patients with chronic lymphocytic leukemia with respect to healthy population.
HİLMİ TOZKIR
- Kronik lenfositik lösemili hastalarda XRCC1 (X-ray Cross Complementing Group 1) geninde Arg399Gln ve Arg194Trp polimorfizmlerinin ve kardeş kromatid değişimi sıklığı ile korelasyonlarının araştırılması
Investigation of Arg399Gln and Arg194Trp polymorphisms of XRCC1 (X-Ray Cross Complementing Group 1) gene and its correlation to sister chromatid exchange frequency in patients with chronic lymphocytic leukemia
NİLGÜN DUMAN
- Kronik lenfositik lösemili (KLL) hastalarda AID protein düzeyinin ve mikroRNA ilişkisinin analizi
Investigation of AID protein expression and miRNA in chronic lymphatic leukemia (CLL)
METİN YUSUF GELMEZ
Doktora
Türkçe
2014
Allerji ve İmmünolojiİstanbul Üniversitesiİmmünoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELİH AKTAN
- Kronik lenfositik lösemili (KLL) hastalarda foliküler sitotoksik T (TFC) hücre alt gruplarının ve fonksiyonlarının incelenmesi
Investigation of follicular cytotoxic T (TFC) cell subsets and their functions in patients with chronic lymphocytic leukemia
FATİH AKBOĞA
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Allerji ve İmmünolojiİstanbul Üniversitesiİmmünoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. METİN YUSUF GELMEZ