Geri Dön

Diyabetes mellituslu hastalarda elektrokardiyografik R dalga tepe zamanı ile subklinik sol ventrikül disfonksiyonu arasındaki ilişki

Relationship between R wave peak time and subclinical left ventricular dysfunction in patients with Diabetes mellitus

  1. Tez No: 928098
  2. Yazar: MEHMET ONUR DOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. REŞİT COŞKUN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Amaç: Diabetes Mellitus (DM), insülin salgısındaki veya insülin etkisindeki bozukluklarla karakterize kronik bir metabolik hastalıktır. Tip 2 Diyabetes Mellitus (T2DM), bu hastalığın en yaygın formudur ve kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi yan etkiler oluşturmaktadır. Diyabetik kardiyomiyopati, DM'ye bağlı olarak gelişen, koroner arter hastalığı ve hipertansiyondan bağımsız bir şekilde miyokardiyal yapısal ve fonksiyonel bozukluklarla karakterize bir durumdur. Diyabetik kardiyomiyopati genellikle subklinik sol ventrikül disfonksiyonu ile başlar ve hastalığın ilk evresini temsil eder. Subklinik sol ventrikül disfonksiyonu, sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarının bozulduğu ancak ejeksiyon fraksiyonunun korunmuş olduğu bir durumdur ve erken dönemde tespit edilmesi, hastalığın ilerlemesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle subklinik sol ventrikül disfonksiyonun tanısında kullanılan parametrelerin geliştirilmesi, diyabetik bireylerde kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler komplikasyonların önlenmesine önemli katkılar sağlayabilir. RWPT (R dalga tepe zamanı), elektrokardiyografik (EKG) ölçülebilen ve sol ventrikül miyokardiyal aktivasyonunun süresini yansıtan bir parametredir. Diyabetik kardiyomiyopati hastalarında artan ventrikül kütlesi ve elektriksel aktivitedeki bozulma ile birlikte RWPT'nin uzayabileceği ve bunun subklinik sol ventrikül disfonksiyonu ile ilişkili olabileceği hipotezinden yola çıkarak bir çalışma tasarladık. Bu çalışmanın amacı, diyabetik bireylerde olası uzamış RWPT'nin diyabetik kardiyomiyopati ile ilişkisini araştırmak ve RWPT'nin uzamasının subklinik sol ventrikül disfonksiyonunun erken tanısında kullanılabilir bir elektrokardiyografik parametre olup olmayacağını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya, dahil edilme kriterlerini karşılayan 75 T2DM hastası alındı, katılımcıların demografik bilgileri kaydedildi. Sol ventrikül fonksiyonları konvansiyonel transtorasik ekokardiyografi ve doku doppler ölçümleri ile incelendi. 12 derivasyonlu EKG'de V5-V6 derivasyonlarından R dalga tepe süresi (RWPT) ölçüldü. Bulgular: Çalışmaya katılan toplam 75 hasta R dalga tepe zamanı (RWPT) ortanca (35 msn) değerden büyük ve küçük olanlar olarak iki grupta incelendiğinde gruplar arasında cinsiyet, boy-kilo, VKI, Hba1c, ejeksiyon fraksiyonu (EF), LV kütle indeksi ve relatif duvar kalınlığı (RWT) değerlerinde anlamlı bir fark saptanmadı. Sol atriyum volüm indeksi (LAVI), uzamış RWPT grubunda (30.05 ± 3.19 cm³/m²) normal RWPT grubuna (27.91 ± 3.86) göre anlamlı şekilde daha yüksek bulundu (p = 0.01061). Ayrıca diyastolik disfonksiyonun en önemli göstergelerinden olan mitral anüler e' hızının uzamış RWPT grubunda daha düşük olduğu saptandı (10.66 ± 1.29 cm/s vs 8.71 ± 1.20 cm/s p < 0.0001). Katılımcılar diyastolik disfonksiyon derecesine göre gruplandırıldığında; diyastolik disfonksiyon derecesi arttıkça 2 RWPT değerlerinin de anlamlı şekilde arttığı belirlenmiştir. Diyastolik fonksiyonları normal olan grupta RWPT değeri 32.17 ± 2.79 ms, Evre 1 diyastolik disfonksiyon grubunda 34.33 ± 3.35 ms, ve Evre 2 diyastolik disfonksiyon grubunda 37.44 ± 1.54 ms olarak ölçülmüş ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p = 0.00007). Yaş, Hba1c, diyabet süresi ve LAVI değişkenlerinin univariate regresyon analizinde RWPT ile istatistiksel anlamlı olarak pozitif ilişkili, ortalama mitral anular e' hızı değişkeni ise istatistiksel anlamlı olarak negatif ilişkili bulunmuştur. Evre 2 diyastolik disfonksiyon ile RWPT arasındaki ilişki çok değişkenli lojistik regresyon analizinde incelendiğinde RWPT'nin güçlü bir öngördürücü olduğu saptanmıştır. RWPT'deki her 1 msn artışın, evre 2 diyastolik disfonksiyon olasılığında (odds) 1.59 kat artış ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Bu çalışmada, transtorasik ekokardiyografi ve elektrokardiyografik ölçümler kullanılarak diyabetik hastalarda subklinik seviyedeki sol ventrikül disfonksiyonunun prevalansı ve uzamış RWPT ile ilişkisi değerlendirildi. Elde edilen sonuçlar, uzamış R dalga tepe zamanının, subklinik sol ventrikül disfonksiyonunun erken tanısında kullanılabilir bir belirteç olabileceğini göstermektedir. Bu bulgular, diyabetik kardiyomiyopatinin erken evrede tanınması ve hastaların prognozunun iyileştirilmesi için yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Ancak, sonuçların doğrulanması için daha geniş kapsamlı ve uzun dönemli çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Objective: Diabetes Mellitus (DM) is a chronic metabolic disease characterized by defects in insulin secretion or insulin action. Type 2 Diabetes Mellitus (T2DM) is the most common form of this disease and has significant impacts on the cardiovascular system. Diabetic cardiomyopathy is a condition characterized by myocardial structural and functional abnormalities that develop due to T2DM, irrespective of coronary artery disease and hypertension. Diabetic cardiomyopathy typically begins with subclinical left ventricular dysfunction, representing the early stage of the disease. Subclinical left ventricular dysfunction is a condition in which left ventricular diastolic functions are impaired, but ejection fraction remains preserved. Early detection of this condition is critical to preventing disease progression. Therefore, developing parameters for the diagnosis of subclinical left ventricular dysfunction could significantly contribute to the prevention of heart failure and other cardiovascular complications in diabetic individuals. RWPT (R wave peak time) is a parameter measurable by electrocardiography (ECG) that reflects the duration of left ventricular myocardial activation. We designed a study to investigate whether RWPT is prolonged in diabetic cardiomyopathy patients as a result of increased ventricular mass and impaired electrical activity to examine its potential association with subclinical left ventricular dysfunction. The aim of this study is to investigate the relationship between prolonged RWPT and diabetic cardiomyopathy in diabetic individuals and to evaluate whether RWPT prolongation can be used as an electrocardiographic parameter for the early diagnosis of subclinical left ventricular dysfunction. Materials and Methods: This study included 75 T2DM patients who met the inclusion criteria. Participants' body mass index (BMI), diabetes duration, and HbA1c levels were recorded. Left ventricular functions were evaluated using conventional transthoracic echocardiography and tissue Doppler imaging. R wave peak time (RWPT) was measured in leads V5-V6 of a 12-lead ECG. Results: The 75 patients were divided into two groups based on the median RWPT value (35 ms): prolonged and normal RWPT groups. No significant differences were found between the groups regarding gender, height, weight, BMI, HbA1c, ejection fraction, LV mass index, and relative wall thickness. However, left atrial volume index (LAVI) was significantly higher in the prolonged RWPT group (30.05 ± 3.19 cm³/m²) compared to the normal RWPT group (27.91 ± 3.86 cm³/m², p = 0.01061). Additionally, the mitral annular e' velocity, a key indicator of diastolic dysfunction, was significantly lower in the prolonged RWPT group (8.71 4 ± 1.20 cm/s vs. 10.66 ± 1.29 cm/s, p < 0.0001). When participants were grouped based on the degree of diastolic dysfunction, RWPT values were found to increase significantly with higher grades of dysfunction. The RWPT was measured at 32.17 ± 2.79 ms in the group with normal diastolic function, 34.33 ± 3.35 ms in Grade 1 dysfunction, and 37.44 ± 1.54 ms in Grade 2 dysfunction (p = 0.00007). In univariate regression analysis, age, HbA1c, diabetes duration, and LAVI were correlated positively with RWPT, while mean mitral annular e' velocity was correlated negatively. The relationship between grade 2 diastolic dysfunction and RWPT was evaluated using multivariate logistic regression analysis, which identified RWPT as a strong predictor. Each 1 ms increase in RWPT was found to be associated with a 1.59-fold increase in the odds of grade 2 diastolic dysfunction. Conclusion: This study evaluated the prevalence of subclinical left ventricular dysfunction in diabetic patients and its association with prolonged RWPT using transthoracic echocardiography and electrocardiographic measurements. The findings suggest that prolonged R wave peak time may serve as a potential marker for the early diagnosis of subclinical left ventricular dysfunction. These results contribute to the early recognition of diabetic cardiomyopathy and may facilitate the development of new approaches to improve patient prognosis. However, further studies with larger cohorts and longer follow-up periods are needed to validate these findings.

Benzer Tezler

  1. Diyabetik ve non-diyabetik hastaların preoperatif ve postoperatif elektrokardiyogramlarının fast fourier transport yöntemi ile analizi

    Analysis of preoperative and postoperative electrocardiograms of diabetic and non-diabetic patients by fast fourier transport method

    BAHAR ÖÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    BiyofizikSelçuk Üniversitesi

    Biyofizik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT AYAZ

  2. Pulmoner emboli hastalarında D3 ve V1 derivasyonlarındaki EKG değişikliklerinin mortalite üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of ECG changes in D3 and V1 leads on mortality in pulmonary embolism patients

    BURAK ERTEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERTUĞRUL ALTINBİLEK

  3. Diyabetik ketoasidozun p dalga dispersiyonu üzerine etkisi

    The effect of diabetic ketoacidosis on p wave dispersion

    CİHAN FİDAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YAŞAR NAZLIGÜL

  4. Orta ve yüksek riskli hastalarda non-kardiak cerrahi sonrası troponin ve ekg değişiklikleri

    Troponin and ECG changes after non-cardiac surgery in intermediate and high-risk patients

    MİRAÇ VURAL KESKİNLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Kardiyolojiİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYTEKİN OĞUZ

  5. Stabil koroner arter hastalığında koroner arter hastalığının yaygınlığı ve ciddiyeti ile P dalga dispersiyonu ve QT dispersiyonu arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Stable coronary artery dissease extent and severity of coronary artery dissease of the relationship between the P-wave dispersion and QT dispersion

    BİNGÜL DİLEKCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kardiyolojiİstanbul Bilim Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÇAVLAN ÇİFTÇİ