Pulmoner emboli hastalarında D3 ve V1 derivasyonlarındaki EKG değişikliklerinin mortalite üzerine etkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of ECG changes in D3 and V1 leads on mortality in pulmonary embolism patients
- Tez No: 952046
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ERTUĞRUL ALTINBİLEK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
- Anahtar Kelimeler: Pulmoner Emboli, EKG, D3 derivasyonu, V1 derivasyonu, Mortalite, Pulmonary Embolism, ECG, Lead D3, Lead V1, Mortality
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Amaç: Pulmoner emboli (PE), özellikle acil servislerde karşılaşılan ve mortalite ile seyredebilen klinik bir durumdur. PE seyrinde ortaya çıkan ani hemodinamik bozukluklar ile pulmoner vasküler yatağın değişen durumunun, sağ ventrikül (RV) ve atriyum üzerinde oluşturduğu etkiler hastalığın ciddiyetini gösteren önemli prognostik belirteçler olup, elektrokardiyografi (EKG) üzerinde buna bağlı değişiklikler gözlemlenebilmektedir. D3 derivasyonu kalbin inferior duvarındaki elektriksel aktiviteyi yansıtırken, V1 derivasyonu sağ ventrikül ve interventriküler septumun elektriksel aktivitesini yansıtır. Bu çalışmada PE hastalarında D3 ve V1 derivasyonlarındaki EKG değşikliklerinin 30 günlük mortalite ile ilişkisinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 14.01.2023-06.11.2024 tarihleri arasında İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis'ine başvuran, bilgisayarlı tomografi pumoner anjiografi (BTPA) ile PE tanısı almış hastalar üzerinde yapıldı. Hastaların demografik verileri ve 30 günlük klinik sonlanımları analiz edildi. BTPA'da aksiyal kesitte RV'nin kısa ekseni, triküspit kapak seviyesinden ventrikülün bazal üçte birinde olan en geniş noktada iç duvardan iç duvara ölçüldü. LV'nin kısa ekseni, mitral kapak seviyesinden ventrikülün bazal üçte birinde olan en geniş noktada iç duvardan iç duvara ölçüldü., RV/LV oranları hesaplandı. EKG ölçümleri manuel olarak yapıldı. Değerlendirmeye alınan EKG bulguları ise; EKG Ritmi, EKG Aksı, dal bloğu varlığı, D3 derivasyonunda; Patolojik Q dalgası (Q dalgası >40ms, >0.2mV ya da R dalgasının derinliğinin %25'inden fazlaysa), P Pulmonale varlığı (P dalgası amplitüdü>0.25mV), ST elevasyonu (en az 0.1mV), ST depresyonu (en az 0.1mV), T dalga inversiyonu, V1 derivasyonunda; ST elevasyonu (en az 0.1mV), ST depresyonu (en az 0.1mV), T dalga inversiyonu, QR bulgusu, çentikli S dalgası varlığı'dır. Bulgular: Çalışmada dahil ettiğimiz toplam hasta sayısı 143 olup, hastaların yaş ortalaması 71 ± 14.3 idi. Kadın hastaların oranı %60.1 iken erkek hasta oranı %39.9 ile kadın hastalardan daha azdı. Hasta popülasyonunda bilinen kronik hastalığı olanların oranı %86.7 iken bunlar arasında HT (%53.1) ve DM (%28.0) en sık görülen risk faktörleri olmuştur. Başvuru şikayetleri arasında ilk sırada %74.8 ile nefes darlığı olup bilinç bulanıklığı (%13.3), göğüs ağrısı (%12,6) gibi şikayetler daha az görüldü. 46 hastada mortalite izlenmiş olup mortalite olan ve olmayan gruplar arasında hastaların yaşı, cinsiyet dağılımı anlamlı farklılık göstermemektedir. RV/LV oranı gruplar arasında anlamlı fark göstermemektedir. Mortalite olan grupta V1 derivasyonunda ST segment elevasyonu (p=0.007) mortalite olmayan gruba göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Yine yaptığımız çalışmanın sonuçlarına göre mortalite olan gruptaki V1 derivasyonunda ST depresyonu bulgusu(p=0.024), mortalite olmayan gruba göre daha azdı. EKG ritmi, EKG aksi, sağ dal bloğu, D3 derivasyonundaki EKG bulguları, V1 derivasyonunda T dalga inversiyonu, V1 derivasyonunda QR ve çentikli S dalgası bulgularında ise 30 günlük mortalite açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Sonuç: V1 derivasyonunda ST segment elevasyonu varlığının 30 günlük mortalite ile ilişkili olduğu gösterildi. D3 derivasyonunda gözlemlenen EKG bulguları ile mortalite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. D3 derivasyonuna ait bulguların anlamlı olmaması, bu derivasyondaki EKG değişikliklerinin mortaliteyi öngörmede daha sınırlı kaldığını düşündürmektedir. V1 derivasyonu, PE hastalarında erken risk sınıflamasında potansiyel olarak mortaliteyi öngörmede bir belirteç olarak değerlendirilebilir.
Özet (Çeviri)
Aim: Pulmonary embolism (PE) is a clinical condition frequently encountered in emergency departments and can be associated with high mortality. The acute hemodynamic disturbances and alterations in the pulmonary vascular bed observed during the course of PE have significant effects on the right ventricle (RV) and atrium, serving as critical prognostic indicators of disease severity. These effects may also manifest as observable changes on electrocardiography (ECG). While lead D3 reflects the electrical activity of the inferior wall of the heart, lead V1 represents the electrical activity of the right ventricle and the interventricular septum. This study aims to investigate the association between ECG changes in leads D3 and V1 and 30-day mortality in patients with PE. Material and Method: The study was performed on patients admitted to the Emergency Department of Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital between 14.01.2023- 06.11.2024, involving patients who were diagnosed with PE via computed tomography pulmonary angiography (CTPA). Demographic data and 30- day clinical outcomes of the patients were analyzed.In CTPA, the short axis of the right ventricle (RV) was measured on axial sections from inner wall to inner wall at the widest point of the basal one-third of the ventricle at the level of the tricuspid valve. Similarly, the short axis of the left ventricle (LV) was measured from inner wall to inner wall at the widest point of the basal one-third of the ventricle at the level of the mitral valve. RV/LV ratios were then calculated.ECG measurements were performed manually. The ECG parameters evaluated included: ECG rhythm, axis, presence of bundle branch blocks, and in lead D3—presence of pathological Q waves (Q wave >40 ms, >0.2 mV, or depth exceeding 25% of the corresponding R wave), P pulmonale (P wave amplitude >0.25 mV), ST elevation (≥0.1 mV), ST depression (≥0.1 mV), and T wave inversion. In lead V1, the parameters included ST elevation (≥0.1 mV), ST depression (≥0.1 mV), T wave inversion, QR morphology, and the presence of a notched S wave. Results: A total of 143 patients were included in the study, with a mean age of 71 ± 14.3 years. Female patients constituted 60.1% of the cohort, while male patients comprised 39.9%, indicating a lower representation of males. Among the patient population, 86.7% had known chronic comorbidities, with hypertension (HT, 53.1%) and diabetes mellitus (DM, 28.0%) being the most prevalent risk factors. The most common presenting symptom was dyspnea (74.8%), followed by altered mental status (13.3%) and chest pain (12.6%), which were less frequently reported. Mortality was observed in 46 patients. No statistically significant differences were found between the mortality and non-mortality groups in terms of age and gender distribution. The RV/LV ratio also did not differ significantly between the groups. However, ST segment elevation in lead V1 was significantly more prevalent in the mortality group compared to the non-mortality group (p = 0.007). Conversely, ST segment depression in lead V1 was significantly less frequent in the mortality group (p = 0.024). No statistically significant differences were observed between the groups regarding ECG rhythm, axis deviation, right bundle branch block, ECG findings in lead D3, T wave inversion in lead V1, QR morphology, or the presence of a notched S wave in lead V1 in relation to 30-day mortality. Consclusion: The presence of ST segment elevation in lead V1 was found to be associated with 30-day mortality. In contrast, no statistically significant association was identified between the ECG findings observed in lead D3 and mortality. The lack of significance in D3 findings suggests that ECG changes in this lead may have limited value in predicting mortality. Therefore, lead V1 may serve as a potential marker for early risk stratification and mortality prediction in patients with pulmonary embolism.
Benzer Tezler
- Pulmoner emboli hastalarında elektrokardiyografide QRS fragmantasyonu varlığının prognoz üzerine etkisi
The prognostic impact of the presence of QRS fragmentation on electrocardiography in patients with pulmonary embolism
MEHMET KARACA
- Pulmoner tromboembol hastalarında troponin-T, PRO-BNP(Brain natriüretik peptid),CRP(C-reaktif protein) ,eritrosit sedimantasyon hızı(ESR) ve D-dimer düzeylerinin tanı, prognoz ve sağ ventrikül disfonksiyonunu göstermedeki yerinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
YASİN ABUL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Göğüs HastalıklarıMarmara ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SAİT KARAKURT
- Pulmoner emboli hastalarında qtc süresi vedıspersıyonunun mortalıte üzerıne etkısınındeğerlendırılmesı
Evaluation of the effect of qtc prolongation and dispersion on mortality in pulmonary embolism patients
HÜSEYİN ENES CIDIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Acil TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DERYA ÖZTÜRK
- Pulmoner emboli hastalarında Pulmoner Emboli Şiddet İndeksi, Basitleştirilmiş Pulmoner Emboli Şiddet İndeksi ve Hestia kriterlerinin değerlendirilmesi
Evaluation of Pulmonary Embolism Severity Index, Simplified Pulmonary Embolism Severity Index and Hestia criteria in pulmonary embolism patients
PELİNSU ŞENER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Göğüs HastalıklarıEskişehir Osmangazi ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FÜSUN ALATAŞ
- Pulmoner emboli hastalarında nötrofil-lenfosit oranının prognoz ile ilişkisi
The relationship between neutrophil-to-lymphocyte ratio and prognosis in patients with pulmonary embolism
MEHMET HACIOSMANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SÜLEYMAN AHBAB
DR. SEHER İREM ŞAHİN