40 yaş altı meme kanserlerinde tanısal mamografinin cerrahi planlamaya etkisi
Impact of diagnostic mammography on surgical planning in breast cancers under 40 years of age
- Tez No: 932513
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYTÜL HANDE YARDIMCI, DR. MEHMET ALİ NAZLI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: 40 yaş altı meme kanseri, cerrahi planlama, tanısal MG, mikrokalsifikasyon, Breast cancer under 40, surgical planning, diagnostic mammography, microcalcifications
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 65
Özet
Giriş ve amaç: Meme kanseri, hem dünya genelinde hem de ülkemizde kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türüdür ve sıklığı her yıl artış göstermektedir (1). Meme kanseri yaş ortalaması Türkiye'de 51 yıl iken Dünya genelinde bu ortalama 61 yıldır (2). Özellikle 40 yaş altı meme kanseri oranı ülkemizde giderek artmaktadır (3). Meme kanserinin tedavisinin planlanmasında öncelikle tümörün boyut ve yayılımının, klinik evrelemesinin tam ve doğru şekilde yapılmış olması gerekmektedir. Ayrıca hastanın prognositik faktörlerinin de multidisipliner olarak değerlendirilmesi sonrasında uygun tedavi planı yapılmalıdır. Çalışmamızda 40 yaş altı meme kanser tanısı almış hastalarımızda cerrahi tedavi planı yapılırken operasyon öncesi çekilmiş tanısal mamografinin (MG) yapılacak cerrahi tedavinin şekline ve genişliğine etkisi ve katkısını araştırdık. Bu sayede 40 yaş altında tanısal MG'nin cerrahi öncesi dönemde doğru ve etkili cerrahi için etkilerini araştırarak eksik-yetersiz tedavi planlamasının önüne geçmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza Çam ve Sakura Şehir Hastanesine 1 Ocak 2021-1 Haziran 2023 tarihleri arasında başvuran patoloji ile meme kanseri tanısı almış 40 yaş altı, hastanemizde opere olan ve operasyon öncesi MG görüntülemesi bulunan 68 hasta dahil edildi. Belirtilen tarihte meme kanseri tanılı hastalardan 40 yaş üstü, hastanemizde opere olmayan ve cerrahi öncesi MG görüntülemesi olmayan veya görüntülerine erişilemeyenler, çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen 68 hastanın yaş ortalaması 35 olarak ölçüldü. Hastaların yaş, cinsiyet, tümör tarafı, tümörün radyolojik ve morfolojik görüntüsü, şekil, kontur ve sınır özelliği, MG'de eşlik eden kalsifikasyon distorsiyon gibi ek özellikleri, lokal yayılım ve nodal tutulum özelliklerine bakıldı. Ayrıca biyopsi doku ve immünohistokimyasal sonuçları incelendi. Tümör boyut ve yaygınlığı Ultrasonografi (USG), MG ve Manyetik Rezonans Görüntüleme ( MRG)'de ayrı ayrı ölçüldü ve karşılaştırıldı. Mamografi öncesi ve sonrası cerrahi yaklaşım karşılaştırıldı. Preoperatif mamografinin nihai cerrahi karara, yani meme koruyucu cerrahi (MKC) mi yoksa mastektomi mi olacağına olan etkisi değerlendirildi. Mamografi değerlendirmeye alınmadan, hastaların %72,1'ine meme koruyucu cerrahi (MKC) yapılmasına karar verilmişken, bu oran mamografi değerlendirmeye alındıktan sonra %60,3'e düştü. Mamografi kullanımıyla mastektomi oranında istatistiksel olarak anlamlı bir artış (%11,8) gözlendi (p=0,008). Sonuç: 40 yaş altında tarama MG'si rutin ulusal programda yer almaz ancak tanısal MG, semptomatik hastalarda meme kanseri tanısı araştırılırken veya histopatolojik olarak meme kanseri tanısı konulduktan sonra tümör yaygınlığını ve eşlik eden ek bulguları değerlendirmede önemli bir yere sahiptir. Özellikle tedavi planlanırken kalsifikasyonların değerlendirilmesinde temel görüntüleme olup bu açıdan mutlaka yapılması gereken radyolojik incelemedir. Meme MRG günümüzde özellikle tümörün lokal evrelemesinde başvurulan en etkili radyolojik modalite olup MG ve USG ile karşılaştırıldığında tümör yayılımını değerlendirmede daha üstündür. Kansere eşlik eden DCIS (Duktal Karsinoma In Situ) komponentin temel göstergesi olan patolojik mikrokalsifikasyonları değerlendirmede MG temel vazgeçilmez modalitedir. Özellikle memede DCIS'ın çok yüksek oranda kalsifikasyonlarla kendini gösterdiği göz önüne alındığında hastanın uygun cerrahi şekline karar verilmesinde MG'nin katkısını bu çalışmamızda objektif olarak gösterdik. Meme kanserin cerrahi planlamasında tümör yaygınlığının radyolojik olarak doğru şekilde gösterilmesi hastanın tedavisinin eksik kalmaması ve uzun vadede oluşacak nüks veya uzak organ metastazlarının önüne geçmek açısından temel gerekliliktir. Çalışmamızda memede temel tarama yöntemi olarak kabul edilen MG'nin yoğun meme yapısına sahip genç yaş grubu hastalarda bile kanserin tedavisinin doğru ve eksiksiz yapılmasındaki etki ve katkıları bir kez daha ortaya konmuştur.
Özet (Çeviri)
Aim: Breast cancer is the most common type of cancer among women both globally and in our country, and its incidence continues to increase each year (1). The average age of breast cancer diagnosis is 51 in Turkey, while it is 61 worldwide (2). Particularly, the rate of breast cancer in individuals under 40 is steadily increasing in our country (3). In planning the treatment of breast cancer, it is essential to accurately assess the tumor's size, spread, and clinical staging. Additionally, the patient's prognostic factors should be evaluated through a multidisciplinary approach before determining the appropriate treatment plan. In our study, we investigated the impact and contribution of preoperative diagnostic mammography on the type and extent of surgical treatment in patients diagnosed with breast cancer under 40. By examining the effects of diagnostic mammography in the pre-surgical period, we aimed to prevent incomplete or insufficient treatment planning and ensure accurate and effective surgery. Materials (Patients) and Methods: Our study included 68 patients diagnosed with breast cancer under 40 years of age, who presented to Çam and Sakura City Hospitals between January 1, 2021, and June 1, 2023, had undergone surgery at our hospital and had preoperative mammography images available. Patients over the age of 40, those who were not operated on at our hospital and did not have preoperative mammography images or whose images were not accessible during the specified period were excluded from the study. Results: The average age of the 68 patients included in our study was measured as 35 years. The patients age, gender, tumor side, radiological and morphological appearance of the tumor, shape, contour and border characteristics, additional features such as calcifications and distortion observed on mammography, local spread, and nodal involvement were examined. Additionally, biopsy tissue and immunohistochemical results were analyzed. The tumor size and extent were measured separately by ultrasound (USG), mammography (MG), and magnetic resonance imaging (MRI), and these measurements were compared. Surgical approach before and after mammography was compared. The effect of preoperative mammography on the final surgical decision, whether it would be breast-conserving surgery (BCS) or mastectomy, was evaluated. Before mammography, 72.1% of patients were decided to undergo breast-conserving surgery (BCS), while this rate decreased to 60.3% after mammography. A statistically significant increase of 11.8% in the mastectomy rate was observed with the use of mammography (p=0.008). Conclusion: Although screening mammography is not routinely used in the national program for women under 40, diagnostic mammography plays a crucial role in evaluating tumor spread and accompanying findings when investigating breast cancer or after a pathological diagnosis has been made. In particular, mammography is the primary imaging modality for assessing calcifications, making it essential in treatment planning. Breast MRI is currently the most effective radiological modality for evaluating tumor localization, particularly in local staging, and is superior to mammography and ultrasound in assessing tumor spread. Mammography is the fundamental and irreplaceable modality for evaluating pathological microcalcifications, which are key indicators of the DCIS (Ductal Carcinoma In Situ) component associated with cancer. Given that DCIS in the breast frequently presents with calcifications, our study objectively demonstrated the contribution of mammography to surgical planning. Accurate radiological assessment of tumor spread is essential in surgical planning for breast cancer to ensure complete treatment and prevent long-term local recurrence or distant metastases. In our study, the contribution of mammography, which is considered the primary screening method for breast cancer, was again demonstrated, even in young patients with dense breast tissue, in ensuring correct and comprehensive treatment of cancer.
Benzer Tezler
- Primer meme kanserlerinde ve çevre meme dokularında wwox gen metilasyonunun WWOX ve FHIT protein ekspresyonu ve prognozla ilişkisi
WWOX gene methylation, WWOX and FHIT protein expression in primary breast tumors and breast parenchymal tissues and their relationship to prognostic and epidemiological data.
ÇİĞDEM UŞŞAKLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Moleküler TıpHacettepe ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLNUR GÜLER
- İnvaziv duktal meme kanserlerinin ameliyat öncesi mamografi ve ultrason görüntülerinin ameliyat sonrası patolojik bulgularla karşılaştırılması.
Correlation of preoperatif ultrasonograhy and mamographic findings with post operative pathologic results of invasive ductal carcinoma;
İSMET ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Genel CerrahiKaradeniz Teknik ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AKİF CİNEL
- 40 yaş altı meme kanseri tanısı alan hastaların dinamik meme Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) özellikleri ve patolojik korelasyonu
Dynamic breast Magnetic Resonance Imaging (MRI) features and pathological correlation of pati̇ents diagnosed with breast cancer under the age of 40
VELİCAN GÜNDOĞDU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULLAH SOYDAN MAHMUTOĞLU
- Genç kadınlarda (<40 y) meme kanserinin karakteristik görüntüleme bulgularının moleküler subtipleri ile ilişkisi
Relationship between molecular subtypes and characteristic imaging findings of breast cancer in young women (<40 y)
EMİRHAN TEMEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EDA ELVERİCİ
- Synthesis of dye-conjugated PD-L1 targeted peptides for use in pet/ct in diagnosis of lung cancer
Akciğer kanseri teşhisi için PET/CT sistemlerinde kullanılacak PD-L1 proteini hedefli boya takılı peptitlerin sentezi
SAADET YEŞİLMEN
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Biyokimyaİstanbul Teknik ÜniversitesiKimya Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ONUR ALPTÜRK
DR. ÖZGÜR YILMAZ