Geri Dön

Koroner arter baypas cerrahisinde sternotomi öncesi ve sonrası düzeltilmiş karotis akım zamanı ölçümünün akciğer açma manevrasına bağlı değişimi ile sıvı yanıtlılığının değerlendirilmesi

Evaluation of corrected carotid flow time measurement depending on lung opening maneuver and fluid responsiveness before and after sternotomy in coronary artery bypass surgery

  1. Tez No: 933526
  2. Yazar: RAHİME GÜNEY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÜMİT KARADENİZ, DR. SEDA KURTBEYOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Sıvı yanıtlılığı, akciğer açma manevrası, açık toraks, karotis ultrasonu, düzeltilmiş karotis arter akış zamanı, stroke volüm indeks, ProAQT/Pulsioflex monitörizasyon, Fluid responsiveness, lung recruitment maneuver, open chest, carotid doppler USG, corrected carotid flow time, stroke volume index, ProAQT/Pulsioflex monitoring
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Giriş ve Amaç: Perioperatif dönemde sıvı yönetimi, hastaların hayati organlarının perfüzyonunu sağlamak, hipovolemi, yetersiz doku perfüzyonu ve büyük miktarlarda kan ve kan ürünlerinin infüzyonundan kaynaklanan doku ödemi ve kardiyovasküler komplikasyonları önlemek için kullanılır. Optimal sıvı yönetimi postoperatif sonuçları iyileştirir. Aşırı veya yetersiz infüzyon ise morbiditeyi arttırır. Geleneksel sıvı tedavi stratejileri liberal sıvı tedavisi, restriktif sıvı tedavisi ve hedefe yönelik sıvı tedavisi (GDT) olarak üç gruba ayrılır. Sıvı yanıtlılığı, bir hastanın intravenöz sıvı yüklemesine verdiği hemodinamik cevabı ifade eder ve stroke volümde (SV) veya kardiyak debide (CO) %10 veya daha fazla artış ile tanımlanır. Sıvı yanıtlılığı değerlendirmek için çeşitli parametreler kullanılmaktadır. Statik parametreler, sıvı yanıtlılığını tahmin etmede sınırlı doğruluğa sahiptir. Dinamik Parametreler; atım hacmi değişkenliği (SVV), nabız basıncı değişkenliği (PPV), pasif bacak kaldırma testi (PLR), ekspiryum sonu oklüzyon testi (EEOT) gibi yöntemler, sıvı yanıtlılığını değerlendirmede daha güvenilir bulunmuştur. Çalışmamızda kalp debisi ve atım hacmi ölçümü için Pulse contour analiz yöntemi (PCA) ile, arteriyel basınç dalga formunu analiz ederek kardiyak debiyi sürekli ölçen ProAQT/Pulsioflex cihazını kullandık. Akciğer açma manevrası (LRM), mekanik ventilasyon uygulanan hastalarda atelektaziyi önlemek ve oksijenasyonu artırmak amacıyla kullanılan bir tekniktir. Ayrıca, sıvı yanıtlılığının değerlendirilmesine yardımcı olabileceği gösterilmiştir. LRM yöntemleri; sürekli pozitif basınç yöntemi (SI), kademeli PEEP artışı, kademeli tidal volüm artışı, hedefe yönelik rekrutmandır (Targeted Recruitment). LRM sırasında intratorasik basıncın geçici olarak artması, stroke volüm değişimini etkileyerek sıvı yanıtlılığını değerlendirmek için kullanılabilir. Düzeltilmiş karotis akış süresi (CFTc), karotis arterdeki sistolik ejeksiyon zamanının kalp hızı ile normalize edilerek hesaplandığı non-invaziv bir parametredir. CFTc, dopler ultrason ile ölçülerek sıvı yanıtlılığını değerlendirmek için kullanılabilir. ix Özellikle pasif bacak kaldırma (PLR) veya akciğer açma manevrası (LRM) sırasında ölçülen CFTc değişiklikleri, sıvı yanıtlı hastaların belirlenmesine yardımcı olabilir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, akciğer açma manevrası ile CFTc değişiminin sıvı yanıtlılığını değerlendirmek için güvenilir bir yöntem olabileceğini göstermektedir. Çalışmamızda birincil amacımız elektif Koroner Arter Baypas Greft Cerrahisi yapılacak hastalarda koruyucu akciğer ventilasyonu (6 ml/kg tidal volüm) sırasında akciğer açma manevrası ile indüklenen düzeltilmiş karotis akış süresinin değişiminin, sıvı yanıtlılığını değerlendirmede kullanılabilirliğini araştırmaktır. İkincil amacımız ise sternotomi öncesinde ve sonrasında yapılan ölçümlerin korelasyonunu belirlemektir. Bu sayede sıvı yanıtlılığını değerlendirmek için kullanılan invaziv işlemlerin azaltılması ve ölçümler için ulaşılması zor cihazların kullanımına bir alternatif yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: T.C Sağlık Bakanlığı Ankara Bilkent Şehir Hastanesi KVC Ameliyathanesinde elektif şartlarda, genel anestezi altında koroner arter baypas greft cerrahisi geçirecek ASA II-III, 18-80 yaş arası 50 hasta çalışmaya dahil edildi. 3 hasta verilerin eksik olması ve 2 hasta hemodinamik instabilite nedeniyle çalışma dışı bırakıldı. Hastalar 1 Temmuz 2024 ile 1 Kasım 2024 tarihleri arasında toplandı. Çalışma tek merkezli, prospektif, gözlemsel bir çalışma olarak tasarlandı. Hemodinamik parametreler; kalp atım hızı (HR) (atım/dakika), santral venöz basınç (CVP, mmHg), sistolik arteryel kan basıncı (SAB, mmHg), diyastolik arteryel kan basıncı (DAB, mmHg), ortalama arteryel kan basıncı (OAB, mmHg), stroke volüm indeks (SVI), kardiyak indeks (CI), PPV, SVV ve karotis arter FTc; sternotomi öncesi, sonrası ve sıvı yüklemesi öncesi ve sonrasında, toplam 6 defa değerlendirilerek kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 45 hastadan, sıvı verildikten sonra SVI %10 ve üzeri artan hastalar sıvı yanıtlı (30 hasta, %66,7) ve diğerleri sıvı yanıtsız (15 hasta, %33,3) olarak kabul edildi. x Sternotomi öncesi ΔCFTc (T1-T2 değişim yüzdesi) için optimal kesim noktası ≤ -11,08 olarak belirlenmiştir. Bu noktada duyarlılık %90,0; seçicilik ise %100,0 olarak hesaplanmıştır. Sternotomi sonrası ΔCFTc (T3-T4 değişim yüzdesi) için optimal kesim noktası ise ≤ -9,73 olarak belirlenmiştir. Bu noktada duyarlılık %100,0, seçicilik de %100,0 olarak bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızın bulguları, koroner arter baypas cerrahisi sırasında sıvı yönetiminin optimizasyonunda CFTc ölçümünün klinik pratikte kullanılabileceğini göstermektedir. Non-invaziv ve kolay uygulanabilir bir yöntem olması nedeniyle, yoğun bakım ve ameliyathane koşullarında hasta başı sıvı değerlendirmesi için pratik bir araç olarak düşünülebilir. Çalışmamızda, sternotomi sonrası LRM ile indüklenen CFTc değişiminin sıvı yanıtlılığı belirlemede yüksek duyarlılık ve özgüllük gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu durum, FTc'nin dinamik sıvı değerlendirmesinde geleneksel yöntemlere kıyasla daha güvenilir bir seçenek olabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Objective: Perioperative fluid management is used to maintain the perfusion of vital organs, prevent hypovolemia, inadequate tissue perfusion, and tissue edema and cardiovascular complications caused by the infusion of large amounts of blood and blood products. Optimal fluid management improves postoperative outcomes. However, excessive or inadequate infusion increases morbidity. Traditional fluid therapy strategies are divided into three groups: liberal fluid therapy, restrictive fluid therapy, and goal-directed therapy (GDT). Fluid responsiveness refers to a patient's hemodynamic response to intravenous fluid loading and is defined as an increase of 10% or more in stroke volume (SV) or cardiac output (CO). Various parameters are used to evaluate fluid responsiveness. Static parameters have limited accuracy in predicting fluid responsiveness. Dynamic parameters such as stroke volume variability (SVV), pulse pressure variability (PPV), passive leg raising test (PLR), and end-expiratory occlusion test (EEOT) have been found to be more reliable in assessing fluid responsiveness. The pulse contour analysis method (PCA) continuously measures cardiac output by analyzing the arterial pressure waveform. The ProAQT/PulsioFlex system measures cardiac output by analyzing the arterial waveform without requiring calibration. Lung recruitment maneuvers (LRM) are techniques used in mechanically ventilated patients to prevent atelectasis and improve oxygenation. Additionally, they have been shown to aid in assessing fluid responsiveness. LRM methods include sustained inflation (SI), incremental PEEP increase, incremental tidal volume increase, and targeted recruitment. The temporary increase in intrathoracic pressure during LRM can affect stroke volume variation and be used to assess fluid responsiveness. Corrected carotid flow time (CFTc) is a non-invasive parameter calculated by normalizing the systolic ejection time in the carotid artery to heart rate. CFTc can be measured using Doppler ultrasound to assess fluid responsiveness. CFTc changes xii measured during passive leg raising (PLR) or lung recruitment maneuvers (LRM) may help identify fluid-responsive patients. Recent studies suggest that changes in CFTc during lung recruitment maneuvers may be a reliable method for assessing fluid responsiveness. CFTc may serve as an alternative to invasive fluid responsiveness tests, optimizing perioperative fluid management more safely and improving patient comfort. The primary objective of our study is to investigate the usability of changes in corrected carotid flow time induced by lung recruitment maneuvers during protective lung ventilation (6 ml/kg tidal volume) in patients undergoing elective Coronary Artery Bypass Graft Surgery (CABG) to evaluate fluid responsiveness. The secondary objective is to determine the correlation between measurements taken before and after sternotomy. This study aims to reduce invasive procedures used for assessing fluid responsiveness and develop an alternative method to the use of hard-to-access devices for measurements. Materials and Methods:The study was conducted at the Cardiovascular Surgery Operating Room of the Ministry of Health Ankara Bilkent City Hospital. Fifty patients, aged 18-80 years, classified as ASA II-III, who were scheduled for elective coronary artery bypass graft surgery under general anesthesia, were included in the study. Three patients were excluded due to missing data, and two patients were excluded due to hemodynamic instability, leaving 45 patients in total. The study was designed as a single-center, prospective, observational study and was conducted between July 1, 2024, and November 1, 2024. Hemodynamic parameters, including heart rate (HR) (beats/min), central venous pressure (CVP, mmHg), systolic arterial blood pressure (SAB, mmHg), diastolic arterial blood pressure (DAB, mmHg), mean arterial pressure (MAP, mmHg), stroke volume index (SVI), cardiac index (CI), PPV, SVV, and carotid artery FTc, were assessed and recorded six times: before and after sternotomy and before and after fluid loading. Results: Among the 45 patients included in the study, those with an increase of 10% or more in SVI after fluid administration were classified as fluid responders (30 patients, 66.7%), while the remaining patients were classified as non-responders (15 patients, 33.3%). The optimal cutoff point for ΔCFTc (T1-T2 percentage change) was determined as ≤-11.08, with a sensitivity of 90.0% and specificity of 100.0%. The optimal cutoff point for ΔCFTc (T3-T4 percentage change) was determined as ≤-9.73, with a sensitivity of 100.0% and specificity of 100.0%. Conclusion: The findings of our study suggest that CFTc measurement can be used in clinical practice for optimizing fluid management during coronary artery bypass surgery. As a non-invasive and easily applicable method, CFTc may serve as a practical tool for bedside fluid assessment in intensive care and operating room settings. In our study, CFTc changes induced by LRM after sternotomy demonstrated high sensitivity and specificity in determining fluid responsiveness. This finding suggests that CFTc may be a more reliable alternative to traditional methods in dynamic fluid assessment.

Benzer Tezler

  1. Koroner arter baypas greft cerrahisinde ameliyat öncesi uygulanan pektointerkostal fasyal blok ve serratus anterior plan bloğunda analjezik etkinlik ve quality of recovery -15 skorunun değerlendirilmesi: Prospektif gözlemsel çalışma

    Evaluation of analgesic efficacy and quality of recovery-15 score of preoperative pecto-intercostal fascial block and serratus anterior plane block in coronary artery bypass graft surgery: A prospective observational study

    MEHMET KASIM KOÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ TOLGA KOYUNCU

  2. Koroner arter baypas cerrahisinde eeg ve bis montorizasyonunun beyin kan akım hızı takibi ile karşılaştırılması

    The corellation of eeg and bi̇s monitorisation with cerebral blood flow velocity monitoring in open cardiac surgery

    ERTAY BORAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ÖZCAN ERDEMLİ

    DOÇ. DR. SÜHEYLA ÜNVER

  3. Koroner arter baypas greft cerrahisinde Sevofluran ve Propofol anestezisinin stres yanıt üzerine etkileri

    Effects of Sevoflurane and Propofol anesthesia on stress response in coronary artery bypass graft surgery

    ZELİHA ALICIKUŞ TUNCEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    UZMAN YEŞİM BİÇER

  4. Koroner arter baypas cerrahisinde sternotomi sonrasında akciğer açma manevrası ile sıvı yanıtlılığının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    MELTEM SAKMAN YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT KARADENİZ