Geri Dön

Gebelikte hipertiroidizm tanısı ile takip edilen hastaların etiyolojik ve klinik verilerinin retrospektif analizi

Retrospective analysis of etiological and clinical data of patients followed up with the diagnosis of hyperthyroidism during pregnancy

  1. Tez No: 934785
  2. Yazar: MERVE AYDIN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MUHAMMET CÜNEYT BİLGİNER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 48

Özet

Giriş: Gestasyonel geçici tirotoksikoz(GGT), genellikle hiperemezis gravidarumlu kadınlarda görülmekte olup, dolaşımdaki yüksek insan koryonik gonadotropin (hCG) düzeyi ile ilişkilidir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde hCG seviyelerinin düşmesiyle birlikte tirotoksikoz tablosu genellikle kendiliğinden düzelmektedir. Bizim bu çalışmada amacımız; gebelik süresince gestasyonel geçici tirotoksikozun klinik ve biyokimyasal seyrini analiz etmek, anti-tiroid tedavinin etkisini belirlemektir. Bulgular: Çalışmaya Ocak 2016 ve Nisan 2022 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Polikliniği'ne başvuran ve gestasyonel tirotoksikoz tanısı alan 98 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 32,1±5,5 yıldı. Hastaların ortalama gebelik sayısı 2,6±1,5 idi ve %22,5'u (n=22) nullipar, %5,1'i (n=5) multipl gebelikti. TSH düzeyi; birinci trimesterda 0,2±0,2 mIU/L, ikinci trimesterda 0,3±0,4 mIU/L, üçüncü trimesterda 0,5±0,5 mIU/L idi. sT3 değerleri birinci trimesterda 4,1±1,0 mIU/L, ikinci trimesterda 3,6±1,8 mIU/L ve üçüncü trimesterda 3,2±0,5 mIU/L idi. sT4 değerleri birinci trimesterda 1,2±0,6 mIU/L, ikinci trimesterda 0,8±0,6 mIU/L ve üçüncü trimesterda 0,7±0,2 mIU/L idi. Hastaların %9,9'unda (n=8) anti-TPO, %8,8'inde (n=7) anti-TG pozitifliği vardı. Hastaların %33,7'sinin (n=33) USG verisine ulaşılamadı, %37,8'inin (n=37) USG'de tiroid nodülü vardı.Birinci trimesterda aşikar tirotoksikozu olan hastaların tirotoksikoz süresi subklinik tirotoksikozu olanlara göre anlamlı şekilde uzundu (p:0,025). Tiroid nodülü olan hastaların ikinci trimesterdaki TSH değeri (0,25±0,35) tiroid nodülü olmayanlara göre anlamlı şekilde düşüktü (p=0,049). Tiroid nodülü olan hastaların birinci trimesterdaki sT3 değeri (4,39±0,93) tiroid nodülü olmayanlara göre anlamlı şekilde yüksekti (p=0,009). Hastalardan ultrasonografide tiroiditi olanların birinci trimesterdaki sT3 değeri (4,63±0,8) tiroiditi olmayanların sT3 değerinden (4,01±1) anlamlı şekilde yüksekti (p=0,046). Hastalardan tiroiditi olanların üçüncü trimesterdaki sT4 değeri (0,63±0,11) tiroiditi olmayanların sT4 değerinden (0,74±0,18) anlamlı şekilde düşüktü (p=0,025). Multipar gebelerin birinci ve üçüncü trimesterlardaki TSH değeri nullipar gebelere göre anlamlı şekilde düşüktü (p=0,006 ve p=0,008). ATİ kullanan hastaların hipertiroidi süresi ortalama 21,8±11,5 hafta iken kullanmayan hastaların 16,0±9,5 haftaydı ve ATİ kullanan hastaların hipertiroidi süresi kullanmayanlara göre anlamlı şekilde uzundu (p=0,035). Sonuç: GTT tanılı hastalarda tiroid nodülü varlığı serbest T3 düzeyi yüksekliği ile ilişkili bulundu. Özellikle, serbest T3 düzeyi belirgin yüksek olan gebelerde tiroid nodülü varlığı açısından ultrasonografik değerlendirme yapılmalıdır. Multiparite varlığı olan hastalarda gebelik süresince TSH düzeyi nullipar gebelere göre daha düşük bulunmuştur. Buna göre multipar gebelerin ötroidizme ulaşma süresi daha uzun olup tirotoksikozun olası riskleri açısından takibi gereklidir. Gestasyonel diyabet, ATİ tedavisi almayan hastalarda ATİ alan hastalara göre daha sık olduğu görülmüştür. Çalışmamızın sonuçlarının prospektif çok merkezli çalışmalar ile incelenmesi GTT olan hastalara ek katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.

Özet (Çeviri)

Introduction: Gestational transient thyrotoxicosis is commonly observed in pregnant women with hyperemesis gravidarum and is associated with elevated circulating levels of human chorionic gonadotropin (hCG). As pregnancy progresses, the decline in hCG levels typically leads to a spontaneous resolution of the thyrotoxicosis.The aim of this study was to retrospectively evaluate the etiological and clinical characteristics of patients diagnosed with hyperthyroidism during pregnancy, to analyze the clinical and biochemical course of gestational transient thyrotoxicosis throughout pregnancy, and to determine the impact of anti-thyroid treatment on the course of the disease. Findings: A total of 98 patients who were diagnosed with gestational thyrotoxicosis and admitted to the Endocrinology and Metabolism Outpatient Clinic of Karadeniz Technical University Farabi Hospital between January 2016 and April 2022 were included in the study. The mean age of the patients was 32.1±5.5 years, and the average number of pregnancies was 2.6±1.5. Of the participants, 22.5% (n=22) were nulliparous, and 5.1% (n=5) had multiple pregnancies. Hormonal evaluations during pregnancy revealed the following:TSH levels: 0.2±0.2 mIU/L in the first trimester, 0.3±0.4 mIU/L in the second trimester, and 0.5±0.5 mIU/L in the third trimester.sT3 levels: 4.1±1.0 pg/mL in the first trimester, 3.6±1.8 pg/mL in the second trimester, and 3.2±0.5 pg/mL in the third trimester.sT4 levels: 1.2±0.6 ng/dL in the first trimester, 0.8±0.6 ng/dL in the second trimester, and 0.7±0.2 ng/dL in the third trimester.Autoimmune markers were evaluated, and 9.9% (n=8) were positive for anti-TPO, while 8.8% (n=7) were positive for anti-TG. Among patients with available ultrasound data, 37.8% had nodules, 7.1% had both nodules and thyroiditis, 4.1% had thyroiditis alone, and 3.1% had both nodules and goiter. Ultrasonography (USG) data were unavailable for 33.7% (n=33) of the patients, while 37.8% (n=37) had thyroid nodules detected by USG. The duration of thyrotoxicosis was significantly longer in patients with overt thyrotoxicosis during the first trimester compared to those with subclinical thyrotoxicosis (p=0.025). The second trimester TSH level of patients with thyroid nodules (0.25±0.35) was significantly lower than that of patients without thyroid nodules (p=0.049). The first trimester sT3 level of patients with thyroid nodules (4.39±0.93) was significantly higher than in those without thyroid nodules (p=0.009). Patients with thyroiditis had significantly higher first trimester sT3 levels (4.63±0.8) than those without thyroiditis (4.01±1) (p=0.046).Third trimester sT4 levels were significantly lower in patients with thyroiditis (0.63±0.11) compared to those without thyroiditis (0.74±0.18) (p=0.025).Nulliparous women had significantly higher TSH levels in both the first and third trimesters compared to multiparous women (p=0.006 and p=0.008, respectively).The average duration of hyperthyroidism was significantly longer in patients receiving anti-thyroid drugs (21.8±11.5 weeks) than in those who did not receive treatment (16.0±9.5 weeks) (p=0.035). Conclusion: The presence of thyroid nodules in patients diagnosed with gestational glucose intolerance (GTT) was found to be associated with elevated free T3 levels. In particular, ultrasonographic evaluation should be performed to assess the presence of thyroid nodules in pregnant women with markedly elevated free T3 levels. In multiparous patients, TSH levels during pregnancy were found to be lower compared to those in nulliparous pregnant women. Accordingly, the time to achieve euthyroidism is longer in multiparous women, and follow-up is necessary due to the potential risks of thyrotoxicosis. Gestational diabetes was observed more frequently in patients who did not receive antithyroid immunotherapy (ATI) compared to those who did. We believe that our study results could contribute further to the management of patients with GTT when investigated in prospective multicenter studies.

Benzer Tezler

  1. Gestasyonel tirotoksikozun klinik, laboratuvar bulguları, gebelik seyrine etkisi ve antitiroid ilaç başlanması için serbest T4 referans aralıklarının belirlenmesi

    Clinical and laboratory findigns of gestational thyrotoxicosis, determination of free T4 reference intervals for the pregnancy variety effect antithyroid drug start

    MÜSEMMA OĞUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FARUK KUTLUTÜRK

  2. 6-12 haftalık gebeliği olan hiperemezis gravidarum tanılı gebelerin tiroid fonksiyon testleri ve β-HCG değerleri arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi

    Evaluation of the correlation between thyroid function tests and β-HCG values of hyperhemesis diagnosis with 6-12 weekly pregnancy

    SELVİYE HALKSEVER ÖZVATAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CÜNEYT EFTAL TANER

  3. Evre 4 ve evre 5 kronik böbrek hastalığı olan ve diyalize girmeyen hastalardaki biyoimpedans analiz yöntemi ile belirlenen volüm durumu ile obstrüktif uyku-apne sendromu arasındaki ilişki

    The relationship between volum status assessed by bioimpedance analysis and obstructive sleep-apnea syndrome in patients with stage 4 and 5 chronic kidney disease whom have not yet undergone dialysis treatment

    REŞİT YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    NefrolojiDicle Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZÜLFÜKAR YILMAZ

  4. Gestasyonel trofoblastik hastalıklarda tiroid fonksiyonlarının değerledirilmesi, tiroid fonksiyon bozukluklarının takibi

    Evaluation of gestational trophoblastic diseases of thyroid function, thyroid function tracking disorders

    MURAT ÖZGENOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıYüzüncü Yıl Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK

  5. Polikistik over sendromu (PKOS) olan hastalarda antiandrojen olarak kullanılan spironolakton tedavisinin kemik yapım ve yıkım belirteçleri üzerine etkisinin araştırılması

    Investigation of the effect of spironolactone treatment used as antiandrogen on bone formation and removal markers in patients with polycystic ovarian syndrome (PCOS)

    ŞENEL ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ IŞILAY KALAN SARI