Essays on the micro foundations of monetary policy
Para politikasının mikro temelleri üzerine denemeler
- Tez No: 937660
- Danışmanlar: Prof. MEHMET YÖRÜKOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Koç Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Ekonomi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ekonomi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 199
Özet
İlk makale, teknolojik devrimler ile ardından gelen reel ve nominal ekonomik faaliyet oynaklığının ılımlaşması arasındaki bağlantıyı araştırmaktadır. Yeni teknolojilerin kullanılmasında yaparak öğrenmeyi içeren Yeni Keynesyen bir model geliştirerek, öğrenme sürecinin ekonomik değişkenlerin oynaklığı üzerindeki etkisi inceleniyor. Yeni teknolojilerin kullanılmasında öğrenme ve yeniden yapılanma süreci, özellikle yüksek teknolojik sınıra daha yakın ekonomilerde, ekonomik dalgalanmaları hafifletmektedir. Merkez bankası, potansiyel çıktıyı ve çıktı açığını ölçerken bu öğrenme sürecini hesaba katmazsa, şoklara daha agresif yanıt vermekte ve bu da ekonomik dalgalanmaları daha da yumuşatmaktadır. Bu durum, ölçülen Phillips eğrisinin yataylaşmasına neden olmaktadır. Ülkeler arası verileri kullanan ampirik analiz, modelin ana sonuçlarını desteklemektedir. Örneklem ülkelerde gözlemlenen ılımlılığın önemli bir kısmı, ülkelerin teknolojik sınıra yakınlığını temsil eden bir endeksle açıklanabilmektedir. Modelin de öne sürdüğü gibi, daha yoğun öğrenme süreçleri gerektiren teknolojik sınıra daha yakın ülkeler, gerçek ve nominal ekonomik faaliyetlerde daha büyük bir ılımlılaşma sergilemektedir. Dış ticarete açıklık, merkez bankası bağımsızlığı gibi diğer faktörlerin ise daha az önemli olduğu gözlenmektedir. İkinci makale, merkez bankası güvenilirliğinin, ajanların enflasyon beklentilerini ve dolayısıyla enflasyon eğilimlerini etkilemedeki rolünü incelemekte ve merkez bank- ası güvenilirliğinin mikro temeline katkıda bulunmaktadır. Ajanların merkez bankası hedefleri hakkında eksik bilgileri olan Yeni Keynesyen çerçeve bağlamında bir merkez bankası güvenilirliği ölçüsü elde edilmektedir. Ajanlar merkez bankasının gerçek enflasyon hedefini ve çıktı açığına göre fiyat istikrarı üzerindeki etkin ağırlığını bilmemektedir. Bu şekilde, merkez bankası güvenilirliğinin, ajanların merkez bankasının fiyat istikrarına etkin bir şekilde odaklanması ve para politikası yönetimi hakkındaki inançlarının bir ürünü olduğu gösterilmekte ve bu tanım, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ve ajanların tahminlerini açıklayabilmektedir. Daha sonra model, ABD ve Türkiye için profesyonellerin enflasyon beklentilerine ilişkin anketlerin yanı sıra TÜFE'ye ilişkin resmi veriler kullanılarak Bayesyen teknikler aracılığıyla tahmin edilmektedir. Sonuçlar, son dönemdeki uzun vadeli enflasyon tahmin eğilimlerinin her iki ülkede de merkez bankasının güvenilirlik düzeyiyle açıklanabileceğini göstermektedir. Özellikle son dönemde yaşanan enerji fiyatları şokunda merkez bankasının artan güvenilirliği sayesinde ABD enflasyon beklentileri istikrarlı kaldı. Aynı zamanda Türkiye, merkez bankasının güvenilirliğinde bir bozulma yaşadı ve bunun sonucunda sabit olmayan ve oldukça değişken enflasyon tahminleri ortaya çıktı. Son olarak model, merkez bankası güvenilirliğinin arttırılmasının beklentilerin sabitlenmesine yol açtığını ve enflasyon oranını istikrara kavuşturduğunu göstermektedir. Üçüncü makale, Phillips eğrisinin eğimi hakkında kanıt sağlamak için heterojen firmaların marjinal maliyet eğrilerini tahmin etmektedir. Bu çalışmada, Yeni Keynesyen ekonomik çerçeve, üretim teknolojisi açısından heterojen firmaları kapsayacak şekilde genişletildi ve böylece kaynakların yeniden tahsisi için açık bir rol sunuldu. Bu şekilde, çalışma, gerekli parametreleri belirlemek için Fransız ve Hollandalı imalat firmalarının fiyatları ve çıktı miktarları ile faktör girdilerinin yanı sıra küresel girdiçıktı ve ticaret verilerinden dışsal alt talep araçlarını kullanarak firmaların fiyatlandırma denklemlerini tahmin etmektedir. Firma düzeyindeki veriler, AB Teknik Destek Aracı projesi kapsamında yeni oluşturulan mikro veri altyapısı (MDI) veritabanından alınmıştır. Model heterojenliği, firmaları üretim teknolojilerine ve gözlemlenen maliyet şoklarının geçişkenliğine göre sınıflandırmak için bir kümeleme yöntemi kullanılarak ele alınmaktadır. Bu nedenle, daha üretken firmaların daha düz marjinal maliyet eğrilerine sahip olduğu ve üretimdeki değişikliklere daha düşük fiyat tepkisi sergiledikleri bulunmuştur. Daha üretken firmalar talep şoklarının daha büyük bir kısmını absorbe ettiğinde toplam Phillips eğrisi genellikle gözlendiği gibi daha düz olur. Son olarak, çeşitli Avrupa ülkelerinden alınan CompNet mikro tabanlı verileri, tarım dışı iş sektörü için bu bulguları desteklemektedir.
Özet (Çeviri)
The first essay explores the connection between technological breakthroughs and the subsequent moderation of real and nominal economic activity. By developing a New Keynesian DSGE model that incorporates vintage technology adoption and learning, the impact of learning on the volatility of economic variables is examined. The process of learning and reorganization during the adoption of new technology moderates economic fluctuations, especially in economies closer to the technological frontier. If the central bank does not account for this learning process when measuring potential output and the output gap, it will respond more aggressively to shocks, further attenuating economic fluctuations. This leads to a flattening of the measured Phillips curve. The empirical analysis, which uses cross-country data, supports the main implications of the model. A significant portion of the observed moderation in the sample countries can be explained by an index that proxies a country's proximity to the technological frontier. As the model suggests, countries nearer to the technological frontier, which require more intensive learning processes, exhibit greater moderation in real and nominal economic activity. Other factors, such as openness to trade, central bank independence etc. turn out to be less important. The second essay studies the role of central bank credibility in affecting agents' inflation expectations and, hence, inflation trends and it contributes to the micro foundation of central bank credibility. A measure of central bank credibility is derived in the context of a New Keynesian framework with agents' imperfect knowledge about the central bank targets. Agents do not know the central bank's actual inflation target and the effective weight on price stability relative to the output gap. This way, central bank credibility is shown to be the product of agents' beliefs about the central bank's effective focus on price stability and the conduct of monetary policy, and this definition can explain inflation and agents' forecasts in both developed and emerging countries. The model is then estimated through Bayesian techniques, employing surveys about professionals' inflation expectations, as well as official data on CPI, for the case of the US and Turkey. Results indicate that recent long-term inflation forecast trends can be explained by the central bank's credibility level in both countries. In particular, during the recent energy price shock, US inflation expectations remained stable thanks to increased central bank credibility. At the same time, Turkey experienced a deterioration in central bank credibility, with consequent unanchored and highly volatile inflation forecasts. Finally, the model shows that improving central bank credibility leads to anchored expectations and stabilizes the inflation rate. The third essay estimates the marginal cost curves of heterogeneous firms to provide evidence on the slope of the Phillips curve. The New Keynesian framework is extended to incorporate heterogeneous firms in terms of production technology, thereby delivering an explicit role for resource reallocation. This way, the study estimates firms' pricing equations, utilizing prices and quantities of outputs and factor inputs of French and Dutch manufacturing firms along with exogenous downstream demand instruments from global input-output and trade data to identify the parameters. Firm-level data are from the micro-data infrastructure (MDI) database, newly built under the EU Technical Support Instrument project. Model heterogeneity is addressed using a clustering method to classify firms according to their production technology and observed cost shock pass-through. It is, hence, found that more productive firms have flatter marginal cost curves and exhibit a lower price response to changes in output. The aggregate Phillips curve is flatter when the more productive firms absorb a larger portion of demand shocks, which is generally the case. Finally, CompNet micro-based data from several European countries support these findings for the non-farm business sector.
Benzer Tezler
- Three essays on monetary policy modeling: Applications of inflation targeting
Para politikası modellemesi üzerine üç makale: Enflasyon hedeflemesi uygulamaları
EBRU YÜKSEL
Doktora
İngilizce
2008
Ekonomiİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesiİktisat Bölümü
DOÇ. DR. KIVILCIM METİN ÖZCAN
- Gelenekçi ütopya ve mimarlıktaki izdüşümlerinin değerlendirilmesi
Traditionalist utopia and evaluation of its architectural projetions
ÖZGE CAN BALABAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEMİLE TİFTİK
- Three essays on firm performance constraints: Empirical evidence from European and Central Asia countries
Firma performansı kısıtları üzerine üç makale: Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde empirik kanıtlar
ARAB DAHIR HASSAN
Doktora
İngilizce
2023
Ekonomiİbn Haldun Üniversitesiİktisat (İngilizce) Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUHİTTİN KAPLAN
- Empirical essays on R&D, innovation and productivity in Turkish firms
Türk firmalarında Ar&Ge, inovasyon ve verimlilik üzerine ampirik çalışmalar
SİDAR ELHAKAN
Doktora
İngilizce
2022
İşletmeAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiYönetim ve Organizasyon (İngilizce) Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN ENGİN ŞENER