Geri Dön

Rinoplasti sonrası malpraktis iddiası olan hastaların psikolojik incelenmesi

Psychological examination of patients with malpractice litigations after rhinoplasty

  1. Tez No: 939768
  2. Yazar: MUHAMMED ODUNCU
  3. Danışmanlar: ÖĞR. GÖR. YUSUF ATAN, DOÇ. DR. MEHMET ÇELİK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Adli Tıp, Kulak Burun ve Boğaz, Psikiyatri, Forensic Medicine, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat), Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Adalet Bakanlığı
  10. Enstitü: Adli Tıp Kurumu
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

ISAPS Küresel Anket 2023 raporunda rinoplasti Türkiye'de en çok tercih edilen estetik cerrahi ameliyatı olarak tespit edilmiştir. Rhinoplasti hastaları arasında fonksiyonel ve estetik beklentilerle ameliyat olanların sayısı arttıkça, hasta memnuniyetsizliği ve buna bağlı malpraktis davaları yaygınlaşmaktadır. Bu durum, özellikle beden dismorfik bozukluğu (BDB) gibi psikiyatrik sorunları olan bireylerde belirgindir. Araştırmalar, BDB'nin estetik cerrahi isteyen hastalar arasında yaygın olduğunu ve bu kişilerin cerrahi sonuçlardan memnuniyetsizlik yaşama ve hekimleri dava etme oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu hastalarda somatizasyon gibi psikolojik durumlar cerrahi sonrası komplikasyonları ve ek ameliyat taleplerini artırmaktadır. Artan malpraktis davaları, sağlık ve adalet sisteminde önemli bir yük oluşturarak zaman, maliyet ve enerji kaybına neden olmaktadır. Bu tez çalışması, rinoplasti ameliyatı sonrasında malpraktis iddiası ile dava açan ve açmayan hasta gruplarını karşılaştırarak, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Elde edilen bulgularla, hekimlerin farkındalığını artırmak, malpraktis süreçlerinde adli değerlendirme sürecine katkı sağlamak ve sağlık sisteminde gereksiz kayıpların önlenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmada, 01/02/2023-01/02/2024 tarihleri arasında rinoplasti veya septorinoplasti sonrası malpraktis iddiasıyla Adli Tıp Kurumu Yedinci İhtisas Kurulundan hakkında rapor talep edilen 55 kişi ile herhangi bir malpraktis iddiası olmayan ve benzer kriterlere sahip 85 kişilik bir kontrol grubu karşılaştırılmıştır. Her iki gruba sosyodemografik ölçekler, SCL90-R psikolojik belirti tarama testi, Beden Bölgelerinden ve Özelliklerinden Memnuniyet Ölçeği (BBÖMÖ), Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği ve Beden İmgesinin Yaşam Kalitesine Etkisi Envanteri (BIQLI) uygulanmıştır. Psikolojik değerlendirme sonuçlarına göre, vaka grubunda somatizasyon oranı (%49,1) olup somatizasyon puanı kontrol grubundan anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Ayrıca vaka grubunun BIQLI, BBÖMÖ ve RBSÖ ölçek puanları kontrol grubuna göre anlamlı şekilde daha düşük saptanmıştır. Genel yüz ve burun değerlendirme puanlarında da vaka grubunun kontrol grubuna kıyasla daha xii düşük puanlar aldığı gözlemlenmiştir. Hekimlerin müdahalelerinin %83,6'sının tıbben uygun olduğu, %10,9'unun tıbben uygun olmadığı ve %5,5'inde değerlendirme yapılamadığı görülmüştür. Malpraktis olarak değerlendirilen vakalarda özen eksikliği (%33,3), komplikasyon yönetimi yetersizliği (%16,7) ve cerrahi teknik hatası (%50) olduğu belirtilmiştir. Vaka grubunda düşük BIQLI puanı, somatizasyon ve psikolojik belirtiler malpraktis iddiası için önemli risk faktörleri olarak düşünülmüştür. Ayrıca hastaların yaşadıkları bölge ve ameliyatı yapan hekimin ünvanı da malpraktis davası riskini etkileyen faktörler arasında yer almıştır. Bu bulgular, malpraktis davalarının psikolojik ve sosyodemografik belirleyicilerinin önemini vurgulamaktadır. Rinoplasti talebi arttıkça, cerrahların uygun hasta seçimi yapması önemlidir. Estetik operasyon olmak isteyen hastaların psikolojik durumları doğru şekilde değerlendirilmelidir. Özellikle BDB gibi psikolojik rahatsızlıkları olan hastalarda cerrahlar, gerçekçi beklentiler oluşturmalı ve gerekirse psikiyatrik konsültasyon istemelidir. Ameliyat öncesi bu ve benzeri değerlendirme, cerrahın tedavi planlamasında ve hastanın beklentilerinin yönetilmesinde kritik rol oynar. Etkili hekim-hasta iletişimi, ameliyat sonrası memnuniyeti arttırır ve olası yasal sorunları önler. Ameliyat sonrası bakım, başarılı sonuçlar için önemli bir faktördür. Tıbbi ve hukuki açıdan dokümantasyon ve iyi iletişim becerileri önemli rol oynamaktadır.

Özet (Çeviri)

According to the ISAPS Global Survey 2023 report, rhinoplasty has been identified as the most preferred aesthetic surgical procedure in Turkiye. As the number of patients undergoing rhinoplasty for functional and aesthetic reasons increases, patient dissatisfaction and associated malpractice claims are becoming more prevalent. This is particularly evident in individuals with psychiatric issues, such as Body Dysmorphic Disorder (BDD). Research indicates that BDD is common among patients seeking aesthetic surgery, and these individuals are more likely to experience dissatisfaction with surgical outcomes and file lawsuits against their doctors. Furthermore, psychological conditions such as somatization in these patients increase the risk of postoperative complications and additional surgical requests. The rise in malpractice claims significantly burdens the health and justice systems, leading to time, cost, and energy loss. This thesis aims to evaluate the psychological and social factors influencing malpractice lawsuits by comparing patient groups who filed malpractice claims with those who did not. The goal is to increase awareness among healthcare providers, contribute to the forensic evaluation process in malpractice cases, and reduce unnecessary losses in the healthcare system. In this study, 55 individuals who were referred to the Council of Forensic Medicine due to malpractice claims after rhinoplasty or septorhinoplasty between 01/02/2023 and 01/02/2024 were compared with a control group of 85 individuals who did not file malpractice claims but met similar criteria. Sociodemographic scales, the SCL90-R psychological symptom checklist, the Body Areas Satisfaction Scale (BASS), Rosenberg Self-Esteem Scale, and the Body Image on Quality of Life Inventory (BIQLI) scale were applied to both groups. According to the psychological evaluation results, the incidence of somatization in the case group (49.1%) and their somatization scores were significantly higher than in the control group. Furthermore, the BIQLI, BASS, and Rosenberg scale scores of the case group were significantly lower than those of the xiv control group. Additionally, the case group showed lower scores in both the general face and nose evaluation compared to the control group. It was reported that 83.6% of the interventions by doctors were medically appropriate, 10.9% were deemed medically inappropriate, and 5.5% could not be evaluated. In cases deemed medically inappropriate, issues such as lack of diligence (33.3%), inadequate complication management (16.7%), and surgical technique errors (50%) were identified. A low BIQLI score, somatization, and psychological symptoms in the case group were identified as significant risk factors for malpractice claims. Moreover, factors such as the patient's region and the surgeon's title were found to affect the risk of malpractice lawsuits. These findings underscore the importance of psychological and sociodemographic determinants in malpractice claims. As the demand for rhinoplasty increases, surgeons must select suitable patients. The psychological status of patients seeking aesthetic surgery should be properly assessed. Surgeons should particularly manage realistic expectations for patients with psychological disorders such as BDD and collaborate with psychiatrists when necessary. Preoperative evaluation plays a critical role in treatment planning and managing patient expectations. Effective doctorpatient communication improves surgical outcomes and helps prevent legal issues. Postoperative care is an important factor for successful results. From a medical-legal perspective, precise documentation and good communication skills are essential.

Benzer Tezler

  1. Rinoplasti sonrası verilen farklı yatak başı yüksekliğinin ödem, ekimoz, solunum fonksiyonu ve uyku kalitesine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of different bed head heights on edema, echymosis, respiratory function and sleep quality after rhinoplasty

    ŞEVVAL POLAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HemşirelikBartın Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ELİF KARAHAN

  2. Rinoplasti sonrası hasta memnuniyetinin özbildirim yöntemi ile değerlendirilmes: Bir toplum araştırması

    Rinoplasti sonrasi hasta memnuniyetinin özbildirim yöntemi ile değerlendirilmes: Bir toplum araştirmasi

    SÜLEYMAN ÖZER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiUfuk Üniversitesi

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SARPER YILMAZ

  3. Rinoplasti sonrası postoperatif dönemde iki farklı nazal tampona verilen sitokin cevabı

    Cytokine response which given two different nasal stypes after rhinoplasty in postoperative period

    EMRAH SÖZEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MURAT LİVAOĞLU

  4. Rinoplasti sonrası farklı soğuk uygulama sürelerinin ağrı, göz kapağı ödemi ve ekimoz üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effects of different cold application periods on pain, eyelid edema and ecchymosis after rhinoplasty

    YASEMİN EDA TEKİN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HemşirelikSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİNE İYİGÜN

  5. Rinoplasti yapılan hastalarda farklı kortikosteroidlerin periorbital ekimoz ve ödem üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    ALPAY FARİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahiİnönü Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ALİ GÜRLEK