Geri Dön

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde aritmi tanısı ile izlenen bebeklerin retrospektif olarak değerlendirilmesi tek merkez deneyim sonuçları

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 939930
  2. Yazar: EMRE ŞENEL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HASİBE CANAN SEREN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Neonatal, aritmi, yenidoğan yoğun bakım, Neonatal, Arrhythmia, neonatal intensive care unit
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 84

Özet

Amaç: Neonatal aritmiler, yenidoğan döneminde nadiren görülen ancak mortalite ve morbiditeye yol açabilen klinik durumlardır. Bu aritmiler genellikle fetal dönemdeki aritmilerin devamı olarak ortaya çıkar ve yenidoğan yoğun bakım ünitesine başvuran bebeklerde %1-5 oranında görülebilir. Neonatal aritmilerin etiyolojisi, tanı ve tedavisi, diğer pediatrik yaş gruplarından farklılık gösterir; bu nedenle tedavi stratejileri, yenidoğanların fizyolojik ve elektrokardiyografik özelliklerine uygun şekilde planlanmalıdır. Aritminin prognozu, altında yatan neden, tipi ve tedaviye yanıtına bağlı olarak değişmekle birlikte, çoğunlukla benign seyreder ve hayatı tehdit eden durumlar nadiren görülür. Bu çalışmada hastaların klinik ve demografik özellikleri ile elektrokardiyografik ve ekokardiyografik bulguları aynı zamanda uygulanan tedaviler, tedavi yanıtları, yatış süreleri ve taburculuk sonrası tedavi ihtiyaçları değerlendirilecek; bu veriler ışığında, yaygın olarak görülen aritmi tipleri ve tedaviye yanıtlar arasında karşılaştırmalar yapılacaktır. Yöntem: Bu çalışmada Ocak 2003 ve Aralık 2024 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi YYBÜ'ne aritmi ön tanısıyla yatırılan ve/veya yatışları sırasında aritmi saptanan 62 hastanın kayıtları incelendi ve neonatal yoğun bakım ünitesine aritmi nedeniyle yatırılan ya da yatışı sırasında aritmi saptanan bebeklerin cinsiyet, doğum ağırlığı, gestasyonel hafta, doğum şekli, maternal ilaç kullanımı, tanı anındaki yaşı, hastanede yatma süresi, solunum desteği alıp almaması ve eşlik eden sistemik ya da kardiyak hastalıkları belirlenip; EKO ve EKG bulguları incelenerek sıklıkla görülen aritmi tipleri ve tedaviye yanıtları kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya 62 hasta dâhil edilmiş olup aritmi insidansı %0,43 olarak saptanmıştır. Ortalama doğum ağırlığı 3117 gr, ortalama doğum haftası 37 haftadır. Tanı anında bebeklerin yaşı 6,16 gün; hastanede yatış süresi ortalama 12,14 gündür. Erkek bebek sayısı 36 (%58,06), kız bebek sayısı 26 (%41,94)'dır. Maternal hastalık bulunmayan hasta sayısı 42 (%67,74) dir. 20 hastada (%32,26) ise maternal hastalık izlenmiştir. Maternal hastalıklar arasında en yaygın görülen durum, 6 hastanın annesinde (%9,68) taşikardi olarak belirlenmiştir. 34 hasta (%54,84) EKO'da patolojik bulgulara sahipken, 20 hasta (%32,26) normal EKO bulguları göstermiştir. Patolojik kardiyak bulgular arasında en yaygın olanı, 13 hasta ile patent foramen ovaledir. Çalışma grubunda en sık rastlanan aritmi SVT'dir: 24 hasta (%38,71). 62 hastanın 29'unda (%46,77) ek sorun yoktur. Ek sorunlardan en yaygın olanı 7 hasta (%11,29) ile geç neonatal sepsistir. Erken neonatal sepsis ise 6 hasta (%9,68) ile ikinci en sık sorundur. 40 hasta (%64,51) solunum desteğine ihtiyaç duymamıştır. Geri kalan 22 hasta arasında, %12,9'u entübe edilirken, %9,68'si nazal CPAP ve hood ile oksijen desteği almıştır. Serbest oksijen desteği ise yalnızca %3,23 oranında kullanılmıştır. Taburculukta antiaritmik ilaç kullanımına gerek olmayan 33 hasta (%53,23) vardır. Taburculukta en sık kullanılan kombinasyon Amiodaron ve Propranolol'dür: %12,9. Hastalardan beşine (%8,06) anjiyografi işlemi yapılmış, iki hastaya (%3,23) kardiyoversiyon uygulanmıştır. Kardiyoversiyon uygulanan ve anjiografi yapılan hastaların tamamında SVT mevcuttur. 17 hastaya taburculuk sonrasındaki kontrollerde Holter monitörizasyonu yapılmıştır. Holter ile değerlendirilen bu hastaların 12'sinde (%70,6) bulgular normal olup, iki hastada (%11,76) VES, bir hastada (%5,88) VT ve iki hastada (%11,76) AV tam blok izlenmiş ve AV tam blok izlenen hastalardan birine pacamaker takılmıştır. Sonuç: Aritmiler YYBÜ'de nadiren karşılaşılsa da, çeşitli kardiyak, sistemik ve metabolik hastalıklarla birlikte gelişebilir ve bu durum mortaliteyi artırabilir. Bu nedenle, tüm pediatristler ve neonatologlar, yenidoğanlarda EKG'yi doğru bir şekilde değerlendirebilmeli ve aritmileri doğru şekilde tanıyabilmelidir. Ayrıca, mevcut tedavi seçenekleri konusunda bilgi sahibi olmaları büyük önem taşımaktadır. Hayati tehlike taşıyan aritmiler neonatal dönemde nadiren görülse de, doğru tanı ve tedavi sürecinin etkin bir şekilde yönetilmesi, prognozu belirleyen en önemli faktördür ve bu neonatal bakımın kalitesini doğrudan etkileyen kritik bir unsurdur

Özet (Çeviri)

Aim: Neonatal arrhythmias are clinical conditions that are rarely seen in the neonatal period but can lead to mortality and morbidity. These arrhythmias usually occur as a continuation of arrhythmias in the fetal period and may be seen in 1-5% of infants admitted to the neonatal intensive care unit. The etiology, diagnosis and treatment of neonatal arrhythmias differ from other paediatric age groups; therefore, treatment strategies should be planned in accordance with the physiological and electrocardiographic characteristics of neonates. Although the prognosis of arrhythmia varies depending on the underlying cause, type and response to treatment, it usually has a benign course and life-threatening conditions are rarely seen. In this study, clinical and demographic characteristics, electrocardiographic and echocardiographic findings of the patients, as well as the treatments administered, treatment responses, length of hospitalisation and post-discharge treatment needs will be evaluated; in the light of these data, comparisons will be made between the common types of arrhythmia and responses to treatment. Method: In this study, the records of 62 patients who were admitted to the NICU of Ondokuz Mayıs University, Faculty of Medicine, Research and Application Centre between January 2003 and December 2024 with a prediagnosis of arrhythmia and/or who were found to have arrhythmia during their admission were analysed. Gender, birth weight, gestational week, mode of delivery, maternal drug use, age at the time of diagnosis, length of hospital stay, whether they received respiratory support or not, and accompanying systemic or cardiac diseases of the infants who were admitted to the neonatal intensive care unit for arrhythmia or who were found to have arrhythmia during their admission were determined; ECHO and ECG findings were analysed and common types of arrhythmias and their responses to treatment were recorded. Results: The study included 62 patients and the incidence of arrhythmia was found to be 0.43%. Mean birth weight was 3117 g and mean gestational age was 37 weeks. The mean age of the babies at the time of diagnosis was 6.16 days and the mean duration of hospitalisation was 12.14 days. The number of male infants was 36 (58.06%) and the number of female infants was 26 (41.94%). The number of patients without maternal disease was 42 (67.74%). In 20 patients (32.26%), maternal diseases were observed. The most common maternal disease was tachycardia in the mothers of 6 patients (9.68%). 34 patients (54.84%) had pathological findings on ECHO, while 20 patients (32.26%) showed normal ECHO findings. The most common pathological cardiac finding was patent foramen oval in 13 patients. SVT was the most common arrhythmia in the study group: 24 patients (38.71%). 29 of 62 patients (46.77%) had no additional problems. The most common additional problem was late neonatal sepsis with 7 patients (11.29%). Early neonatal sepsis was the second most common problem with 6 patients (9.68%). 40 patients (64.51%) did not need respiratory support. Among the remaining 22 patients, 12.9% were intubated and 9.68% received oxygen support with nasal CPAP and hood. Free oxygen support was used in only 3.23%.There were 33 patients (53.23%) who did not require antiarrhythmic medication at discharge. The most commonly used combination at discharge was Amiodarone and Propranolol: 12.9%. Angiography was performed in five patients (8.06%) and cardioversion was performed in two patients (3.23%). All patients who underwent cardioversion and angiography had SVT. 17 patients underwent Holter monitoring at the post-discharge controls. The findings were normal in 12 (70,6%) of these patients evaluated with Holter, VES was observed in two patients (11,76%), VT was observed in one patient (5,88%) and AV complete block was observed in two patients (11,76%). Conclusion: Although arrhythmias are rarely encountered in the NICU, they may develop in association with various cardiac, systemic and metabolic diseases and may increase mortality. Therefore, all paediatricians and neonatologists should be able to accurately assess ECG and correctly recognise arrhythmias in neonates. In addition, it is of great importance that they are knowledgeable about the available treatment options. Although life-threatening arrhythmias are rarely seen in the neonatal period, the correct diagnosis and effective management of the treatment process is the most important factor determining the prognosis and this is a critical factor that directly affects the quality of neonatal care.

Benzer Tezler

  1. Doğumsal kalp hastalığı olan yenidoğanlarda erken dönem prognozun retrospektif değerlendirilmesi

    Early period prognosis in newborns with congenital heart disease retrospective evaluation

    MÜŞERREF KASAP

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGE ALTUN KÖROĞLU

  2. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital kalp hastalığı nedeniyle takip edilen hastalarda sık kullanılan ilaçların yan etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the side effects of frequently used drugs on follow-up patients in the newborn intensive care unit DUE to congenital HEART disease

    SETENAY ALTUNTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK DİLLİ

  3. Yenidoğan ve erken süt çocukluğu dönemindeki supraventriküler taşikardilerin klinik izlemi ve tedavi yanıtlarının geriye dönük olarak incelenmesi

    Review of clinical follow-up and response to the treatment of supraventricular tachycardias in the newborn and early infancy

    FATMA NUR AYMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Medipol Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL AKDENİZ

  4. Konjenital kalp hastalığı nedeniyle yenidoğan döneminde opere edilen hastalarda preoperatif ve postoperatif serum iskemi modifiye albumin düzeylerinin mortalite ve erken dönem morbidite üzerine etkisi

    The effect of preoperative and postoperative serum ischemia modified albumin levels on mortality and early morbidity in patients operated in the neonatal period due to congenital heart disease

    DİDEM GÜNEŞ KORKUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERDA ÖZLÜ