Geri Dön

Oltu narman (Erzurum) havzasının jeopark potansiyeli

Geopark potential of Oltu narman (Erzurum) basin

  1. Tez No: 939992
  2. Yazar: DİRENÇ AZAZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YILDIRIM GÜNGÖR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Jeoloji Mühendisliği, Geological Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 228

Özet

Yeryuvarı oluşumundan günümüze kadar geçen 4.6 milyar yıllık sürede sayısız olay meydana gelmiş, değişim ve dönüşümlere maruz kalmıştır. Bu büyük olayların jeolojik kayıtlarını yeryuvarında, kayaçların oluşumları, dağılımları değişim ve dönüşümlerinin yanı sıra, canlı gelişimleri, yok oluşları ve bölgesel ölçekte farklı morfolojik yapı gelişimlerinden görebilmek mümkündür. Kayaç çevrimi sayesinde kayaçlar birbirine dönüşmektedir. Dönüşüm sırasında birçok olayın kaydı silinirken güncel oluşumlar içine yeni kayıtlar yapılmaktadır. Bu kayıtlar bazen bir kayacın bazen de küçük bir mineralin bünyesinde saklıdır. Tektonizma ve Atmosferik güçlerin yeryuvarı üzerinde yapmış olduğu işlemler birçok sanatsal aşınma veya çökelme şekillerini ortaya çıkarmaktadır. Oluşumları çoğu zaman milyonlarca yılda gerçekleşen, olağanüstü estetik görünüme veya bilimsel değere sahip olan bu oluşumlar, yakın geçmişe kadar insan eliyle hızla yok ediliyordu. Ne yazık ki halen birçok ülkede, önemli birer jeolojik kayıt değeri taşıyan bu oluşumların tahribatı devam etmektedir. Bu bilimsel doğal anıtların korunması için verilen mücadeleler bireysel olmaktan öteye gidemediği için yetersiz kalmıştır. Ancak 1987 yılındaki Birleşmiş Milletler Çevre Raporu ve 1991 yılındaki Digne Bildirisi bu doğal anıtların korunması için kurumsal girişimler başlatmıştır. Böylece kısa süre içinde ortaya Jeolojik miras, Jeosit, Jeopark, Jeoturizm ve Jeokoruma kavramları çıkmış ve hemen benimsenmiştir. Sürdürülebilir kalkınma temelli jeoparklar kısa süre içinde bulundukları bölgenin kalkınmasına hatırı sayılır katkıda bulunmaya başlamışlardır. Böylece hem jeolojik miras öğeleri korunmaya hem de bölge halkı gelir elde etmeye başlanmıştır. Bu çalışma 1991 yılında yayınlanan Digne bildirisi temelinde Erzurum'un Narman ilçesi sınırları içinde bulunan kırmızı aşınım şekillerinin egemen olduğu Narman Kanyonu merkezli bir Jeopark planlaması yapmak için hazırlanmıştır. Çalışma alanı; Erzurum ilinin Narman ilçesi ile Narman'ın 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Oltu ilçesinin Toprakkale köyü arasında kalan ve Kretase'den Kuvaterner'e kadar geniş bir yaş aralığına sahip birimleri içeren 514 km2'lik bir alanı kapsamaktadır. Jeopark olmak için gereken tüm özellikleri barındıran Oltu-Narman Havzası, jeolojik ve jeomorfolojik zenginliğin yanı sıra kültürel, etnoğrafik, arkeolojik ve zengin biyolojik çeşitliliği ile de ön plana çıkmaktadır. Çalışma alanın kuzeydoğu sınırı olan Oltu ile Narman arasında tektonizmanın eşsiz örneklerini görmek mümkündür. Bu tektonik hareketler aynı zamanda Jeoparkın merkezi olan Narman kanyonunun da şekillenmesinde önemli rol oynamışlardır. Çalışmanın merkezi aşınma süreçlerinin ve aşamalarının en güzel süreçlerinin gözlendiği Narman kanyonudur. Narman ilçesi güneydoğusunda yaklaşık 26 km2 lik bir alana yayılmış sekiz ayrı vadi içinde yer alan kırmız aşınım şekilleri, çalışma alanının merkezini de oluşturan önemli aşınım şekilleri olarak dikkati çekmektedir. Bu alan gerek bilimsel gerekse görünüm olarak eşsiz bir özelliğe sahiptir. Bu alanda yapılan çalışmada sedimanter birimler ve volkanik birimlerde 58 adet jeosit envanter olarak kayda geçirilmiş, 11 Jeogezi rotası saptanarak haritalanmıştır. Çalışma alanı olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe ve doğa sporları potansiyeline sahiptir. Bu durum jeopark için büyük bir avantajdır. Bir jeoparkın önemli bileşenlerinden biri olan sürdürülebilir kalkınma bölgede çalışmanın başlangıcından itibaren gelişen bir şekilde artmaktadır. Jeopark turizminin bölgeye katacağı ekonomik fayda etkisini göstermeye başlamıştır. Havzada sürdürülen Jeopark çalışması sonucunda öncelikli olarak bir jeokoruma stratejisi geliştirilmiş, bu jeokorumanın gerçekleşmesi için Jeoparkın sürdürülebilir kalkınma kapsamında bölgeye ne tür katkılar sunacağı ortaya konmuştur.

Özet (Çeviri)

Numerous events have occurred, has been subjected to changes and transformations in the 4.6 billion years that have passed since the formation of the earth. It is possible to see the geological records of these major events on the earth from the formation, distribution, changes and transformations of the rocks, as well as the development and extinction of living species and different morphological structure developments at a regional scale. Thanks to the rock cycle, the rocks are transformed into each other. While many events are deleted during the conversion, new records are made into the current formations. These records are sometimes hidden in rock and sometimes in a small mineral. The processes of tectonic and atmospheric forces on the earth reveal many artistic forms of erosion or deposition. These formations, which had been formed over millions of years and had an extraordinary aesthetic appearance or scientific value, were rapidly destroyed by humans for different reasons. Unfortunately, the destruction of these formations, which are important geological record values, continues in many countries. The struggles for the preservation of these scientific natural monuments have been insufficient because they could not go beyond being individual. However, the United Nations Environmental Report in 1987 and the Digne Declaration in 1991 initiated institutional initiatives to protect these natural monuments. Thus, the concepts of Geological heritage, Geosite, Geopark, Geotourism and Geoprotection emerged in a short time and were immediately adopted. Geoparks based on sustainable development have started to contribute considerably to the development of these regions in a short time. Thus, both geological heritage items started to be protected and the people of the region started to generate income. This study was prepared based on Digne declaration published in 1991 to plan a Geopark centred on Narman Canyon, which is dominated by red erosion patterns within the borders of Narman district of Erzurum. Working area; It covers an area of 514 km2 between Narman district of Erzurum province and Toprakkale village of Oltu district, 21 kilometres northeast of Narman, and includes units with a wide age range from Jura to Quaternary. The Oltu-Narman Basin, which contains all the features necessary to become a geopark, is at the forefront with its geological and geomorphological richness as well as its cultural, ethnographic, archaeological and rich biological diversity. The Oltu-Narman Basin, which has all the features required to be a geopark, stands out with its cultural, ethnographic, archaeological and rich biological diversity as well as its geological and geomorphological richness. It is possible to see the unique examples of tectonism between Oltu and Narman, which is the northeast border of the study area. These tectonic movements also played an important role in shaping Narman canyon, which is the centre of the Geopark. The centre of the study is the Narman canyon, where the most beautiful processes of erosion processes and stages are observed. The red erosion patterns, which are located in eight separate valleys spread over an area of approximately 26 km2 in the southeast of Narman district, attract attention as important erosion forms that also form the center of the study area. This area has a unique feature both scientific and in appearance. In the study conducted in this area, 58 geo-sites in sedimentary units and volcanic units were recorded as inventory, 11 geo-excursion routes were determined and mapped. The field of study has extraordinary biodiversity and extreme sports potential. This situation is a great advantage for the Geopark. Sustainable development, one of the important components of a geopark, has been increasing in the region since the beginning of the work. The economic benefit of geopark tourism in the region has begun to show its effect. As a result of the Geopark study carried out in the basin, a geo-protection strategy has been developed primarily, and what kind of contributions the Geopark will provide to the region within the scope of sustainable development has been revealed for the realization of this geo-protection.

Benzer Tezler

  1. Tortum çayı havzasının beşeri ve ekonomik coğrafyası

    Başlık çevirisi yok

    OSMAN YILMAZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1991

    CoğrafyaAtatürk Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. HAYATİ DOĞANAY

  2. Çoruh havzasında fiziki coğrafya özelliklerinin beşeri ve iktisadi coğrafyaya etkileri

    Başlık çevirisi yok

    SİNAN TABAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    CoğrafyaMarmara Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN ÖZEY

  3. Tortum çayı havzası'nın doğal ve beşeri turizm çekicilikleri

    Natural and human attractions of the basin of Tortum stream

    NESRİN ŞEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    CoğrafyaAtatürk Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEKİ KODAY

  4. Oltu-Balkaya ve Olur Havzalarının (Doğu Anadolu) potansiyel alan verileri ile incelenmesi

    The study of potential area data of the Oltu-Balkaya and Olur Basins (Eastern Anatolia)

    YEŞİM SULTAN TATAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Jeofizik MühendisliğiSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Jeofizik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZCAN BEKTAŞ

  5. Oltu ve narman (Erzurum) ilçelerinde yetişen makromantar üzerinde taksonomik bir araştırma

    A taxonomical research on the macrofungi grown in oltunarman (Erzurum) district

    CEMİL SADULLAHOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    BiyolojiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF UZUN