Obsesif-kompülsif bozukluk hastalarında dissosiyasyon eştanısı ve çocukluk çağı travmalarının sağlıklı gönüllülerle karşılaştırılması
Comparison of dissociation comorbidity and childhood traumas in patients with obsessive-compulsive disorder and healthy controls
- Tez No: 940214
- Danışmanlar: UZMAN JÜLİDE KENAR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 145
Özet
Amaç: OKB hastalarında sağlıklı gönüllülerle karşılaştırarak dissosiyatif belirti ve bozukluklar ile çocukluk çağı travmalarının görülme sıklığı, dissosiyasyonun çocukluk çağı travmaları ile ilişkisi ve dissosiyasyonla çocukluk çağı travmalarının OKB hastalarında klinik özellikleri nasıl etkilediğini belirlemektir. Method: Çalışmaya Eylül 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi psikiyatri polikliniğinde ayaktan takipli, daha önce DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre OKB tanısı almış 50 hasta ile herhangi bir psikiyatrik tanısı olmayan 50 sağlıklı gönüllü dahil edilmiştir. Çalışmadaki katılımcıların her birine, SCID-I ve SCID-D uygulanarak sosyodemografik veri formu ile birlikte DES, ÇÇKKİSL ve CTQ-28 verilmiş olup OKB grubuna ek olarak Y-BOCS ve HAM-D uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya 50 OKB hastası ile 50 sağlıklı kontrol dahil edilmiştir. Gruplar arasında sosyodemografik verilere bakıldığında sigara ve alkol kullanımı OKB grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük bulunmuştur (sırasıyla p = 0.043, p = 0.023). OKB ve kontrol grupları arasında ortalama DES ve CTQ-28 toplam puanları açısından anlamlı fark saptanmıştır (her ikisi için p < 0.001). OKB ve kontrol gruplarının CTQ-28 toplam puanı ve DES alt ölçeklerinden amnezi, depresonalizasyon-derealizasyon ve patolojik dissosiyasyonu gösteren DES-T puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. SCID-D ile yapılan değerlendirmede OKB grubunda en az bir dissosiyatif bozukluk eşlik etme oranı % 14 olarak saptanmış olup en sık eşlik eden dissosiyatif bozukluk % 8 oranla depersonalizasyon, en sık eşlik eden dissosiyatif belirti de % 24 oranla depersonalizasyon olarak bulunmuştur. Dissosiyatif bozukluk eştanısı olan OKB hastalarının DES alt ölçeklerinden depersonalizasyon-derealizasyon ve patolojik dissosiyasyonu gösteren DES-T puanları ile CTQ-28 alt ölçeklerinden cinsel istismar puanı anlamlı derecede yüksek bulunmuş, aile öykülerinde psikotik bozukluk daha sık saptanmış ve biriktirme kompülsiyonu daha fazla oranda görülmüştür. OKB ve kontrol grupları arasında CTQ-28 alt ölçeklerinden duygusal ihmal, duygusal istismar ve fiziksel istismar ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken (duygusal ihmal için p < 0.001, duygusal istismar için p < 0.001, fiziksel istismar için p = 0.01), cinsel istismar ve fiziksel ihmal alt ölçekleri ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (cinsel istismar için p = 0.083, fiziksel ihmal için p = 0.267). Ayrıca OKB grubunda en az bir tip çocukluk çağı travması görülme sıklığı % 70, en az iki ya da daha fazla tipte çocukluk çağı travması görülme sıklığı % 40 olarak saptanmıştır. OKB grubunda çocukluk çağı travmalarının alt tiplere göre dağılımı; % 50 duygusal ihmal, % 38 duygusal istismar, % 32 fiziksel istismar, % 30 cinsel istismar ve % 20 fiziksel ihmal şeklinde bulunmuştur. Gruplar ÇÇKKİSL uygulanarak çocukluk çağı travması varlığı açısından karşılaştırıldığında, OKB grubunda en az bir tip çocukluk çağı travması, duygusal ihmal, duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismar istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptanırken (en az bir tip ÇÇT için p = 0.041, duygusal ihmal için p = 0.006, duygusal istismar için p = 0.011, fiziksel istismar için p = 0.013, cinsel istismar için p = 0.048), gruplar arasında fiziksel ihmal açısından anlamlı fark bulunmamıştır (fiziksel ihmal için p = 0.414). OKB grubunda CTQ-28 toplam ve alt ölçeklerinden duygusal ihmal puanı ile eğitim süresi arasında negatif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. Tartışma: OKB hastalarının dissosiyatif yaşantılar ve çocukluk çağı travması açısından sağlıklı gönüllülerle karşılaştırılarak gruplar arasında anlamlı farklılık saptanması ve OKB hastalarının % 14' ünde en az bir dissosiyatif bozukluk, % 70' inde ise en az bir tip çocukluk çağı travması bulunması ile dissosiyatif bozukluk eştanısı olan OKB hastalarında CTQ-28 alt ölçeklerinden cinsel istismar puanının daha yüksek saptanması çalışmamızın temel bulgularıdır. Çalışmamız, bu konuda ülkemizde yapılmış çalışmalardan kontrol grubuna sahip olması ve dissosiyatif bozukluk eştanısı olan ve olmayan OKB hastalarının karşılaştırılması yönlerinden farklılaşmış olup bulgular bu açıdan da önemsenmesi gereken verilerdir. Bütün bu veriler değerlendirildiğinde; OKB, dissosiyasyon ve çocukluk çağı travmaları arasında bir ilişki olabileceği düşünülmüştür. Sonuç: OKB hastalarında dissosiyatif yaşantılar ve çocukluk çağı travmalarına kayda değer ölçüde rastlanmaktadır. Dissosiyasyon ve çocukluk çağı travma öyküsü varlığı, OKB hastalarında belirti şiddetini etkilemiyor görünmekle birlikte her ikisinin, özellikle dissosiyatif bozukluk eştanısının olasıllıkla psikopatoloji yükünü artırması sebebiyle OKB' nin kliniği üzerine etkilerini daha net biçimde değerlendirebilmek için daha büyük örneklem gruplarıyla yapılacak prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Objective: To determine the frequency of dissociation and childhood trauma among obsessive-compulsive patients by comparing with healthy controls, the relationship between dissociation and childhood trauma and the effects of dissociation and childhood trauma on the clinical features of those patients. Method: This study comprises of a group of 50 patients attending to Sisli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital psychiatric outpatients department who had been diagnosed as obsessive-compulsive disorder according to DSM-IV-TR before and a control group of 50 people with no psychiatric diagnosis. The groups were collected between September 2014 and January 2015. SCID-I, SCID-D, DES, CTQ-28 and a short instrument gathering qualitative information about childhood traumatic experiences were administered to all attendees with a sociodemographic form. Y-BOCS and HAM-D were also administered to obsessive-compulsive patients in the study. Results: There were statistically significant differences between OCD and control groups for cigarette smoking and alcohol consumption. Smoking and alcohol consumption prevalence rates in OCD group were significantly lower than those found in healthy controls (p = 0.043 and p = 0.023, respectively). Mean DES and CTQ-28 total scores were determined as significantly different between these groups (p < 0.001 and p < 0.001, respectively). There was positive correlation between CTQ-28 total score and amnesia, depresonalization-derealization and DES-T scores in DES subscales. In the OCD group evaluated by SCID-D, the percentage of existence of at least one type of dissociative disorder was 14 %. The most frequent dissociative symptom seen in OCD patients was depersonalization (24 %), and the most frequent dissociative disorder was also depersonalization disorder (8 %). OCD patients with comorbid dissociative disorder have significantly higher depersonalization-derealization and DES-T scores in DES subscales, have significantly higher sexual abuse scores in CTQ-28 subscales, have significantly more hoarding compulsions and also have significantly higher prevalence rates of psychotic disorders in their family history than the OCD patients with no comorbid dissociative disorder. In CTQ-28 subscales scores, there were significant differences between OCD and control groups for emotional neglect, emotional abuse and physical abuse (for emotional neglect p < 0.001, emotional abuse p < 0.001, physical abuse p = 0.01), but there were no significant differences for sexual abuse and physical neglect (for sexual abuse p = 0.083, physical neglect p = 0.267). Moreover, 70 % of the OCD group has had at least one type of chilhood trauma and 40 % of this group has had at least two or more types of childhood trauma. Childhood trauma subscales of this group were 50 % for emotional neglect, 38 % for emotional abuse, 32 % for physcial abuse, 30 % for sexual abuse and 20 % for physical neglect. In childhood trauma subscales, there were also significant differences between OCD and control groups for at least one type of childhood trauma, emotional neglect, emotional abuse, physical abuse and sexual abuse (for at least one type of childhood trauma p = 0.041, emotional neglect p = 0.006, emotional abuse p = 0.011, physical abuse p = 0.013, sexual abuse p = 0.048), but there was no significant difference for physical neglect (for physical neglect p = 0.414). Among OCD group, there was a negative correlation between CTQ-28 total, particularly emotional neglect subscale scores and education periods of the patients. Discussion: Findings of statistically significant differences between OCD patients and healthy controls according to dissociative experiences and chidhood trauma, 14 % of at least one type of dissociative disorder and 70 % of at least one type of childhood trauma in OCD patients, and also significantly higher score of sexual abuse in CTQ-28 subscales of OCD patients with comorbid dissociative disorder are main findings of this study. Our study differentiates from other studies in our country that its having a control group and also comparing OCD patients with and without comorbid dissociative disorder. Considering above findings, a positive correlation between existence of dissociation, childhood trauma and OCD can be established. Conclusion: Existence of dissociative experiences and childhood trauma with OCD is not rare. Although it seems like that the presence of dissociation and childhood trauma does not affect the severity of OCD symptoms in this study, there is a need to conduct prospective studies that have larger sample size in order to evaluate the effects of dissociation and childhood trauma, particularly comorbid dissociative disorder on the clinical features of OCD because of the increase in psychopathologic burden probably.
Benzer Tezler
- Obsesif-kompulsif bozuklukta çocukluk çağı travmatik yaşantıları, dissosiyatif yaşantılar ve bilişsel süreçler
Childhood traumatic experiences, dissociation and cognitive processes in obsessive-compulsive disorder
CİHAT ÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
PsikiyatriYüzüncü Yıl ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LÜTFULLAH BEŞİROĞLU
- Obsesif kompulsif bozukluk olgularında silik nörolojik bulguların obsesif kompulsif belirtiler ve dissosiyasyon ile ilişkisi
The relationship of neurological soft signs with obsessive compulsive symptoms and dissociation in obsessive compulsive disorder cases
ZAFER TAPANCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
PsikiyatriYüzüncü Yıl ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH YILDIRIM
- Obsesif kompulsif bozukluk tanısı almış kişilerde çocukluk çağı travmatik yaşantılarının, bu bozukluğun gelişimi ve belirti şiddetiyle ilişkisi
The relationship of symptom dimension and development of obsessive-compulsive disorder with childhodd traumatic experiences
MUSTAFA TATLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PsikiyatriSağlık BakanlığıRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖZLEM ZEKİYE ÇETİNKAYA
- Otojen ve reaktif obsesif kompulsif bozukluk hastalarında nesne ilişkileri, savunma düzenekleri, mizaç/karakter özelliklerinin karşılaştırılması
The comparison of object relations, defense mechanisms, temperament/character properties in autojen and reactive obsessive compulsive disorders
REFİKA YAMANEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
PsikiyatriGazi ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ASLI KURUOĞLU
- Obsesif kompulsif bozukluk tanısı alan hastalarda hastalık şiddetinin psikotik semptomlar, şizotipal kişilik özellikleri, dissosiyasyon, ve çocukluk çağı travmaları ile ilişkisi
The relationship of disease severity with psychotic symptoms, schizotypal personality traits, dissociation and childhood traumas in patients diagnosed with obsessive compulsive disorder
HÜSEYİN KÖSE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN BELLİ