Operational and behavioral interventions to jointly manage telemedicine and in-person channels in epidemic contexts
Salgın dönemlerinde teletıp ve yüz yüze hizmet kanallarının eşgüdümlü yönetimine yönelik operasyonel ve davranışsal müdahaleler
- Tez No: 946516
- Danışmanlar: PROF. DR. ZEYNEP AKŞİN, DR. ÖĞR. ÜYESİ ERHUN ÖZKAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Koç Üniversitesi
- Enstitü: İşletme Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Operasyon ve Bilgi Sistemleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 179
Özet
Bu tez, salgın dönemlerinde, çok kanallı sağlık hizmeti sağlayıcısının kararlarını ve hastaların yüz yüze ve uzaktan sağlık (teletıp) kanallarına olan talebini yönetmeye yönelik operasyonel ve davranışsal müdahaleleri incelemektedir. Tezin ilk bölümünde, sağlayıcının gelirini maksimize etmek amacıyla kanallar için optimal kapasite tahsisi ve fiyatlandırma kararlarını belirleyen bir optimizasyon modeli geliştirilmiştir. Modelin temel yeniliği, yüz yüze kanalın sağlık merkezinde hastalığa yakalanma korkusu kaynaklı olumsuz etki (bulaş olumsuzluğu) içermesidir. Bulaş olumsuzluğu iki bileşenden oluşmaktadır: hastaların bulaş farkındalığını yansıtan davranışsal bir parametre ve bulaş fonksiyonu. Bulaş olumsuzluğu, yüz yüze randevu sayısı arttıkça yükselmekte ve bu durum hastaların kanal tercihlerini içsel (endojen) hâle getirmektedir. Optimizasyon modeli birkaç ilginç sonuç sunmaktadır. Eğer bulaş olumsuzluğu varsa ve teletıp sunulmuyorsa, sağlayıcının geliri potansiyel talep (hasta havuzu) karşısında logaritmik olarak artar. Buna karşılık, teletıp hizmeti sunuluyorsa, gelir potansiyel taleple doğrusal olarak artar. Dolayısıyla, bulaş olumsuzluğundan kaynaklanan gelir kaybını azaltmak için teletıp gereklidir. Ayrıca, yalnızca yüz yüze kanal sunulduğunda hasta erişimi (toplam randevu sayısı) önemli ölçüde azalmaktadır. Teletıp randevusunun optimal fiyatının yüz yüze randevudan daha düşük olduğu ve fiyat farkının, hastaların bulaş farkındalığı arttıkça büyüdüğü ispatlanmıştır. Modele doktorların hastalığı hastalardan kaparak hastalanması durumu dahil edildiğinde, sosyal faydayı maksimize eden bir sosyal planlayıcının, geliri maksimize eden bir sağlayıcıya kıyasla teletıp kanalına daha fazla kapasite ayırdığı ve bunun da doktorları koruduğu görülmektedir. Tezin ilk bölümü, hastaların bulaş olumsuzluğunu dikkate alan kapasite tahsisi ve fiyatlandırma kararlarının, salgınlar sırasında sağlık hizmeti sağlayıcılarının yaşadığı gelir kayıplarını azaltabileceğini ortaya koymaktadır. Bu sonuç, bazı teletıp randevularının yüz yüze takip randevusu gerektirdiği durumlarda da geçerliliğini korumakta; ancak bu geçerlilik, takip randevusu olasılığı belirli bir eşik değerin altında kaldığında sürmektedir. Ayrıca, sağlayıcının ya da sosyal planlayıcının amaç fonksiyonuna hasta bireylerin hastalık maliyeti (hastalık yükü) doğrudan dahil edildiğinde ve bulaş riski farkındalığının yeterince yüksek olduğu durumlarda bu farkındalık sağlayıcının gelirini ya da sosyal faydayı artırabilir. Bu, hastaların bulaş riski farkındalığının seviyesini doğru biçimde yönlendirmenin önemine işaret etmektedir. Bulaş riski bağlamında teletıbbın faydaları göz önünde bulundurularak, tezin ikinci bölümünde salgınlar sırasında teletıp kullanımını artırmaya yönelik çeşitli operasyonel ve davranışsal müdahalelerin etkinliğini test edilmiştir. Bu amaçla, her birinde bir operasyonel ve bir davranışsal boyutun birlikte ele alındığı bir dizi laboratuvar/platform deneyi yürütülmüştür. Operasyonel boyutlar, tezin ilk bölümünde incelenen optimal kapasite tahsisi ve fiyatlandırma kararlarından ilham almakta olup randevu fiyatları ve bekleme sürelerini kapsamaktadır. Davranışsal boyutlar ise bulaş korkusu ve zamanla kötüleşen sağlık durumu gibi unsurları içermektedir. Deneylerin yeniliği, bu iki boyutu bir arada ele alarak bir salgın bağlamında katılımcıların yüz yüze ve uzaktan randevu seçenekleri arasında aktif seçim yapmalarına olanak tanımasıdır. Çalışmamız, salgın bağlamında hasta talebini kanal bazında yönetmek amacıyla bilgi temelli müdahaleleri öneren ve kontrollü deneylerle test eden ilk çalışmadır. Deneysel kurgu, aynı zamanda kanal tercihlerini etkileyebilecek risk algısı ve kanallara yönelik bireysel tutumlar gibi davranışsal özellikleri kontrol etmeye olanak sağlamaktadır. İncelediğimiz ilk operasyonel boyut, yüz yüze randevu fiyatının teletıp randevu fiyatından %25 daha yüksek olduğu bir fiyat farkı müdahalesidir. Teletıp kullanımında yönsel bir artış gözlense de, bu etkinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Bu sonucu açıklayabilecek olası nedenler arasında sigorta kapsamı ile ilgili beklentiler, müdahalenin yeterince dikkat çekici olmaması (düşük belirginlik) ya da daha büyük bir fiyat farkına ihtiyaç duyulması yer almaktadır. İkinci operasyonel boyut ise, teletıp kanalının randevu bekleme süresi açısından sağladığı avantajtır. Randevu bekleme süresi konusuna hem sistem düzeyinden hem de hasta perspektifinden yaklaşılmaktadır. Sistem düzeyinde, sağlayıcının kapasite/kaynak tahsis politikası nedeniyle teletıp randevuları daha kısa bekleme süresi ile sunulmaktadır. Hasta perspektifinde ise, her iki kanal için benzer randevu bekleme süreleri söz konusu olduğunda dahi, teletıp randevuların sağlık kuruluşuna fiziksel olarak gitmeyi gerektirmemesi, hastaların kendi programlarına daha kolay entegre edilebilmesini sağlayabilir. Bu da hastaların doktora daha erken ulaşabilmesine olanak tanıyabilir. Operasyonel müdahalelere ek olarak, çeşitli davranışsal (bilgilendirici) müdahalelerin etkinliği test edilmiştir. Tezin ilk bölümünde hastaların bulaş riski farkındalığının artırılmasının sağladığı faydayla tutarlı olarak, ilk grup bilgilendirici müdahaleler, bu farkındalığı artırmayı ve hastaları teletıp kanalına yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu bulaş temalı mesajlar, çerçeveleme biçimine (olumsuz ya da olumlu) ve risk odağına (sadece kişinin kendisi için risk ya da hem kendisi hem başkaları için risk) göre farklılık göstermektedir. Randevu bekleme süresi farkına yönelik mesajlarda ise, teletıp randevuların hastaların doktora daha erken ulaşmasını sağladığı vurgulanmaktadır. Sağlık hizmeti sağlayıcısının kapasite/kaynak tahsis politikası nedeniyle oluşan bekleme süresi farkı durumunda, bilgilendirici müdahaleler hastaları teletıp kanalına yönlendirme konusunda ek bir katkı sağlamamaktadır. Ancak sağlayıcının her iki kanal için benzer bekleme süreleri sunduğu durumda, bilgilendirici müdahaleler teletıp kullanımını artırmada etkili olabilmektedir. Deneylerimizde, olumsuz çerçevelenmiş bulaş mesajı (yüz yüze kanalın hem bireyin kendisi hem de diğerleri için oluşturduğu bulaş riski vurgusu) ve olumlu çerçevelenmiş kolaylık mesajı (teletıp kanalının programlamadaki esnekliği vurgusu) teletıp kullanımını anlamlı biçimde artırmaktadır. Kolaylık mesajı ayrıca, salgın olmayan bağlamlarda da kullanılabilme potansiyeline sahip olması sayesinde daha geniş bir uygulama alanına sahiptir. Genel olarak, tezin ikinci bölümünün bulguları, sağlık hizmeti sağlayıcılarının uygulaması kolay bilgi temelli mesajlarla hasta talebini yönetebileceğini göstermektedir. Bu tez çalışmasının bulguları, çok kanallı sağlık hizmeti sağlayıcılarına hem kanal yönetimi hem de hasta talebi yönetiminde kullanılabilecek somut ve uygulanabilir yöntemler sunmaktadır.
Özet (Çeviri)
This thesis investigates a multichannel healthcare system and studies operational and behavioral interventions to manage provider decisions and patient demand for telemedicine and in-person channels in the presence of an infection risk. The first part of the thesis formulates an optimization model that determines optimal capacity allocation and pricing decisions for the channels to maximize the provider's revenue. The main novelty in our model is that the in-person channel has a contagion disutility driven by patients' fear of contracting the disease in the healthcare center. The contagion disutility has two components: a behavioral parameter capturing the contagion awareness of patients and a contagion function. The contagion disutility is increasing in the number of in-person appointments, which makes the patient's choice endogenous. The optimization model offers several interesting results. We prove that if there is a contagion disutility and the telemedicine channel is not offered, the revenue grows logarithmically in potential demand (patient pool). However, the revenue grows linearly in potential demand if the telemedicine channel is offered. Therefore, the telemedicine channel is necessary to mitigate the provider's revenue loss due to contagion disutility. Additionally, when only the in-person channel is offered, patient access (total number of appointments) decreases significantly. We prove that the optimal telemedicine appointment price is strictly less than that of the in-person appointment, and the price gap increases as the patients become more contagion-aware. When we include the physician's sickness due to contracting the disease from patients in our model, we see that a social planner maximizing the welfare allocates more capacity to telemedicine than a revenue-maximizing provider, making physicians better off. The first part of the thesis shows that capacity allocation and pricing decisions that incorporate patients' contagion disutility can mitigate revenue losses experienced by healthcare providers during epidemics. This result continues to hold when some telemedicine appointments may require follow-up in-person appointments if the likelihood of a follow-up appointment is under a certain value. We study a setting where we include the direct cost of sick patients (disease burden) in the provider's/social planner's objective. When the disease burden is sufficiently large, high contagion awareness among patients can increase revenue/welfare. This indicates the importance of modulating patients' contagion awareness levels. Considering the benefits of telemedicine in a context of infection risk, in the second part of the thesis, we test the effectiveness of several operational and behavioral interventions in increasing the use of telemedicine during epidemics. We conduct a series of laboratory/platform experiments, in which each study considers an operational dimension alongside a behavioral one. The operational dimensions are motivated by the optimal capacity allocation and pricing decisions we studied in the first part of the thesis and include appointment prices and wait times. The behavioral dimensions include infection fear and health condition deterioration over time. The novelty of our experiments is that they include both dimensions in an epidemic context and let participants actively choose between the telemedicine and in-person appointment options. Our study is the first to propose and test informational interventions to manage patient demand between channels in an epidemic context via controlled experiments. Our experimental setting also allows us to control for behavioral characteristics such as risk perception and inherent attitudes toward the channels that can impact channel choice. The first operational dimension that we study is a price difference intervention where the price of an in-person appointment is 25% higher than that of a telemedicine appointment. Although we observe a directional increase in the use of telemedicine, the impact is not significant. Insurance considerations, a need for increased saliency, or a larger price difference can be potential explanations. The second operational dimension is the appointment wait time advantage of the telemedicine channel. We approach appointment wait time from two different perspectives: the systems perspective and the patient's perspective. In the systems perspective, due to the provider's capacity/resource allocation policy, telemedicine appointments have shorter appointment wait times. In the patient's perspective, the provider offers similar appointment wait times for the channels. Yet, telemedicine appointments can easily fit into the schedule of patients due to their convenience in eliminating the need to travel to a healthcare facility. That can allow patients to see the doctor sooner. In addition to the operational interventions, we test the effectiveness of several behavioral (informational) interventions. In line with the benefit of increasing patients' contagion awareness in the first part of the thesis, the first set of informational interventions aims to increase the infection risk awareness of patients and nudge them to choose the telemedicine channel. The infection messages differ in their framing (negative or positive) and risk focus (only self-risk or including the risk for others). For the messages regarding the appointment wait time difference, we emphasize that telemedicine appointments allow patients to see the doctor sooner. When there is an appointment wait time difference due to the provider's capacity/resource allocation policy, informational interventions do not further nudge patients toward the telemedicine channel. When the provider offers similar appointment wait times, the informational interventions can be effective in increasing the use of telemedicine. We observe that a negatively framed infection message (emphasizing the infection risk associated with the in-person channel for self and others) and a positively framed convenience message (emphasizing the ease of scheduling for the telemedicine channel) effectively increase telemedicine use. The convenience message has the advantage of being further used in non-epidemic contexts, increasing its generalizability. Overall, the results of the second part of the thesis show that healthcare providers can manage patient demand with easy-to-apply informational messages. Together, the findings of this thesis offer actionable insights for healthcare providers to manage channel decisions and patient demand in multichannel healthcare systems.
Benzer Tezler
- Sosyal sermaye odaklı kentsel canlandırma yaklaşımı: Yeldeğirmeni örneği
Social capital led urban revitalization approach: Yeldegirmeni case
ALP CAN ARISOY
Doktora
Türkçe
2019
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURBİN PAKER KAHVECİOĞLU
- Building sensor-based real-time predictive maintenance system by utilizing artificial intelligent techniques
Yapay akıllı teknikleri kullanarak sensör tabanlı gerçek zaman tahminli bakım sistemi kurulması
RAGHAD MOHAMMED KHORSHEED
Doktora
İngilizce
2021
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖMER FARUK BEYCA
- Kampüs ölçeğinde sürdürebilir su yöntemi, su ayak izi ve net sıfır su yaklaşımları
Sustainable water management at the campus scale, water footprint, and net-zero water approaches
MINAHIL FATIMA
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Çevre MühendisliğiSakarya ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ÇELEBİ
- Reducing food waste through experimental interventions: Consumer choice and retail strategy for near-expiry products
Deneysel müdahalelerle gıda israfının azaltılması: Son kullanma tarihi yaklaşan ürünler için tüketici tercihi ve perakende stratejisi
KEMAL BERKAY TÜZÜN
- Makine öğrenmesi yöntemleri ile yangın verilerinin analizi ve sınıflandırılması
Analysis and classification of fire data using machine learning methods
ZEYNEP NAZLI ASLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
İlk ve Acil YardımSakarya ÜniversitesiAfet Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BEYTULLAH EREN