Aristoteles ve Kant'ta yaratıcı muhayyilenin tarihselliği sorunu
The problem of the historicity of creative imagination in Aristotle and Kant
- Tez No: 947345
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN ATSIZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 139
Özet
Felsefe öncesi mitik dönemde temel işlevi kehanet olan bir tür sezgi yetisi olarak anlaşılan muhayyile bu dönemde henüz kavramsal dilin kontrolü altına girmemiştir. Kavramsal dilin teşekkülü mitolojiden felsefeye doğru bir mesafe süreci olarak gerçekleşirken özellikle orijinal-kopya karşıtlığı bağlamında Platon'da ifadesini kopyanın kopyası şeklinde bulan ve hakikatten iki derece uzaklaştırılan imajların, Aristoteles ile birlikte sadece dışsal taklitler olmadıklarının, aynı zamanda zihni imajlar olarak psikolojik bir rol üstlendiklerinin daha kapsamlı bir şekilde ortaya koyulması ve formların imajlar olmadan zihnen temsil edilemeyeceğinin kabulü ile muhayyile hakikate bir derece yaklaşmıştır. Böylece temsilin temsili olmaktansa salt temsil olarak muhayyile Aristoteles felsefesinde artık bilgi edinmenin zorunlu aracı olarak tanınmıştır. Bu çalışmanın birinci bölümü kapsamında Aristoteles'in muhayyileye yaklaşımının hem düşüncenin olmazsa olmaz unsuruna dönüştürerek ona başat bir rol atfeden, hem de hakikat talebi karşısında onu halen araçsallaştıran paradoksal bir görünüm arz edip etmediği tartışılmış ve muhayyilenin otonomluk talebine giden yolun ancak Kant'ın devrimsel felsefesi ile gündeme geldiği ileri sürülmüştür. İkinci bölümde Kant'ın, muhayyileyi zihin ile beden arasındaki ikincil bir aracı olarak yorumlama yanlışını gidermek için prodüktif-reprodüktif ayrımını geliştirmesinin, görünüşlerin kendi başlarına temsil/tasavvur kudretimizin dışında var olmaya yetenekli nesneler olmayışları bakımından temellendiği ileri sürülmüştür. Böylece tahayyül gücünün, onsuz hangi ad ve nam altında olursa olsun hiçbir bilgiye sahip olamayacağımız bir işlev olarak karşımıza çıktığı ve Aristoteles'in phantasia'yı bilgi edinmenin zorunlu aracı olarak ortaya koyan yaklaşımı gibi Kant'ın da muhayyileyi ve onun orijinal sentez gücünü bilginin aşkınsal koşullarının kökensel birliği olarak ortaya koyduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Aristoteles sonrası Kant'a gelene kadar muhayyilenin özellikle Ortaçağ düşünürlerince konumlandırıldığı pejoratif anlamının, Kant'ın felsefesi ile eriştiği kökensel öneme nasıl evrildiği irdelenmiş ve muhayyilenin kavramsal bilmeden kendini tanımaya (self-recognition) uzanan serüveni içerisinde kazandığı otonomluğun sınırları tortu, bakiye ve zemin metaforlarına referansla gösterilmeye çalışılmıştır.
Özet (Çeviri)
In the mythical period preceding philosophy, imagination was understood as a kind of intuitive faculty primarily associated with prophecy and had not yet been brought under the dominion of conceptual language. As conceptual discourse gradually emerged through a distancing from mythological thought—particularly in relation to the original–copy dichotomy—images, which Plato had dismissed as second-order copies and thus twice removed from the truth, gained renewed philosophical significance in Aristotle. He demonstrated more comprehensively that such images are not merely external imitations, but also function as mental representations with a psychological role. With the recognition that no form can be mentally represented without images, imagination thus came one degree closer to truth. In Aristotle's philosophy, imagination ceases to be a mere representation of representation and is instead acknowledged as a necessary medium for the acquisition of knowledge. The first part of this study examines whether Aristotle's approach to imagination results in a paradox: on one hand, it elevates imagination to an indispensable component of thought; on the other, it still treats it as an instrumental faculty in service of truth. It is argued that the path toward acknowledging the autonomy of imagination only became possible with Kant's revolutionary philosophy. In the second part, the study explores Kant's productive–reproductive distinction, introduced to overcome the misinterpretation of imagination as a secondary mediator between mind and body. This distinction is grounded in the claim that appearances are not objects that can exist independently of our power of representation. Accordingly, imagination is presented as a faculty without which no cognition—regardless of name or form—can arise. Like Aristotle's view of phantasia as a necessary means of acquiring knowledge, Kant posits imagination and its original power of synthesis as the primordial unity of the transcendental conditions of knowledge. The study further investigates how the pejorative connotations attributed to imagination by medieval thinkers evolved, through Kant, into a foundational epistemological significance. Finally, the limits of the autonomy attained by imagination in its journey from conceptual knowing to self-recognition are analyzed through reference to the metaphors of residue, surplus and ground.
Benzer Tezler
- Aristoteles ve Kant'ta karşılaştırmalı erekbilim incelemesi
A comparative analaysis of the teleologies of Aristotle and Kant
ALKAN KARAÇAM
- Aristoteles ve 1. Kant'ta bilginin kaynağı ve hakikate uygunluğu problemi
A Discussion on the genesis of knowledge in Aristotle and I. Kant its correspondence to reality
NEVZAT CAN
- Spinoza ve Kant'ta teleoloji anlayışı bağlamında ahlak ve özgürlük
Spinoza and Kant's teleological reading of the ethics and freedom
NEŞE AKSOY
Doktora
Türkçe
2022
FelsefeMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN BÜLENT GÖZKAN
- David Hume ve Kant'ta nedensellik sorunu
By David Hume and kant the problem of causality
NURİ GECEGİDER
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
FelsefeSüleyman Demirel ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NEJDET DURAK
- Aristoteles, Spinoza ve Kant'ta ekolojik praksis üzerine varlık bilimsel bir inceleme
An ontological investigation concerning the possibility of ecological praxis in Aristotle, Spinoza and Kant
SEVİNÇ TÜRKMEN