Steatotik karaciğer hastalığının tanısı ve izleminde noninvaziv testlerin kullanımı ve klinik pratiğin güncel kılavuzlarla uyumu
The utilization of non-invasive tests in the diagnosis and management of steatotic liver disease and their concordance with current clinical guidelines
- Tez No: 949686
- Danışmanlar: PROF. DR. MÜJDAT ZEYBEL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Gastroenteroloji, İç Hastalıkları, Gastroenterology, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Steatohepatit, fibrozis, portal hipertansiyon, transient elastografi, Steatohepatitis, fibrosis, portal hypertension, transient elastography
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Koç Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 61
Özet
Amaç: Ülkemiz popülasyonu, demografik özellikleri ve komorbiditeleri ile değerlendirildiğinde steatotik karaciğer hastalığı açısından yüksek risk grubundadır. Sinsi ilerleyiş gösteren bu hastalığın, erken evrede tanınması ve düzenli takipler ile gerekli müdahalelerin zamanında uygulanmasıyla doğurabileceği ciddi medikal ve ekonomik sorunların önüne geçilebilir. Bu çalışmada hastanemize steatotik karaciğer hastalığı ile başvuran ya da hastanemizde takip edilen hastaların karakterizasyonun yapılması, güncel literatür ve rehberler ışığında takip ve tedavisinin değerlendirilmesi ve klinik pratiğimizde yapabileceğimiz strateji değişikliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız kesitsel gözlemsel bir çalışmadır. Araştırmamızın popülasyonu, Koç Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Gastroenteroloji Bilim Dalı Polikliniklerine steatotik karaciğer hastalığı sebebiyle tedavi edilen hastalar arasından seçildi. Katılımcılara ait demografik bilgiler, klinik veriler (karaciğer fibrozis ve steatozis parametreleri, ultrasonografik ve endoskopik görüntüleme sonuçları) kurumumuzda kullanılan hastane bilgi yönetim sisteminden elde edildi. Katılımcı kohortunun karakterizasyonu yapıldıktan sonra, klinik çıktıların güncel öneriler ve kriterler ile ne kadar örtüştüğü karşılaştırıldı. Bulgular: Steatotik karaciğer hastalığı saptanan 570 hastadan 115'inin (%73.0'ı erkek, medyan yaş 51) verileri analiz edilmiş olup, en yaygın tanı MAFLD (%61.7) ve MASH sirozu (%19.1) olmuştur. FIB-4 ile karaciğer sertliği arasında anlamlı pozitif korelasyon (ρ = 0.484, r = 0.581, p < 0.001) gözlenirken, steatoz ile zayıf ters ilişki (r = –0.199, p = 0.033) saptanmıştır. FIB-4 risk grupları ve ultrasonografik steatoz dereceleri, steatoz şiddeti veya fibrozis evreleriyle anlamlı ilişki göstermemiştir (p > 0.05). Ancak, FIB-4 ve USG steatoz derecesi birlikte CAP'ı anlamlı şekilde tahmin etmiş (F(3,111), p < 0.001) ve LSM varyansının %38.4'ünü açıklamıştır (R² = 0.384, p < 0.001). Portal hipertansiyonlu hastalarda FIB-4 (medyan 3.12 vs 1.47, p < 0.001) ve LSM (medyan 17.8 vs 6.4 kPa, p < 0.001) anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Sonuç: Steatotik karaciğer hastalığı ile klinik pratikte gün geçtikçe daha fazla karşılaşılmaktadır. Bu hasta popülasyonunda, risk değerlendirilmesi yapılması ve bu değerlendirilmeye göre takip edilerek doğru tanı ve tedavi yöntemlerinin seçilmesi gerekmektedir. Her ne kadar invaziv yöntemler -mükemmel olmayan- altın standart olsa da noninvaziv yöntemlerin de bu hastaların yönetiminde yeterli ve başarılı olduğu görülmektedir. Hem kaynakların düzgün kullanımı hem de gereksiz invaziv işlemlerden kaçınılması açısından noninvaziv yöntemlerin klinik pratikte daha fazla yer bulması ve bu yöntemlerle ilgili daha fazla validasyon çalışmaları yapılması gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
Objective: Given the demographic characteristics and comorbidities of the Turkish population, it is evident that there is a high risk for steatotic liver disease. The insidious progression of this condition can lead to significant medical and economic burdens. Early recognition and timely interventions through regular follow-ups are crucial to prevent severe medical and economic consequences. This study aims to characterize patients who present to Koç University Hospital with complaints and complications related to steatotic liver disease or who are being followed up for this condition. Furthermore, it seeks to evaluate their follow-up and treatment in light of current literature and guidelines and to identify potential strategic modifications in our clinical practice. Materials and Methods: This study is a cross-sectional observational investigation. The study population was selected from patients with steatotic liver disease who were seen at the Internal Medicine and Gastroenterology Outpatient Clinics of Koç University Hospital. Demographic information and relevant clinical data (liver fibrosis and steatosis parameters, ultrasonographic and endoscopic imaging results) of the participants were obtained from the hospital clinical portal used in our institution. Following the characterization of the participant cohort, the alignment of clinical outcomes with current recommendations and criteria was compared. Results: Data from 115 out of 570 patients (73.0% male, median age 51) diagnosed with steatotic liver disease were analyzed. The most prevalent diagnoses were MAFLD (61.7%) and MASH cirrhosis (19.1%). A significant positive correlation was observed between FIB-4 and liver stiffness (ρ = 0.484, r = 0.581, p < 0.001), while a weak inverse relationship was found with steatosis (r = –0.199, p = 0.033). FIB-4 risk groups and ultrasonographic steatosis grades did not show a significant association with steatosis severity or fibrosis stages (p > 0.05). However, FIB-4 and USG steatosis grade together significantly predicted CAP (F(3,111), p < 0.001) and explained 38.4% of the variance in LSM (R² = 0.384, p < 0.001). In patients with portal hypertension, FIB-4 (median 3.12 vs 1.47, p < 0.001) and LSM (median 17.8 vs 6.4 kPa, p < 0.001) were significantly higher. Conclusion: Steatotic liver disease is increasingly encountered in clinical practice. In this patient population, risk assessment and subsequent follow-up according to this assessment are necessary for accurate diagnosis and selection of appropriate treatment methods. Although invasive methods remain the imperfect gold standard, non-invasive methods appear to be adequate and successful in the management of these patients. To ensure efficient resource utilization and avoid unnecessary invasive procedures, non-invasive methods should be more widely adopted in clinical practice, and further validation studies related to these methods are warranted.
Benzer Tezler
- Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığında irisin düzeyinin elastografi ile karşılaştırılması
Comparing irisin levels with elastography in nonalcoholic fatty liver disease
BETÜL KUZEYLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
GastroenterolojiAtatürk Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜLENT ALBAYRAK
- Fazla tartılı ve obez olan çocuklarda histopatolojik steatozis/fibrozis bulguları ile çeşitli görüntüleme ve kan steatozis/fibrozis göstergeleri arasındaki ilişkinin karşılaştırılması
Comparison of the relationship between histopathological steatosis/fibrosis findings and various imaging methods and blood steatosis/fibrosis parameters in overweight and obese children
BİLGİHAN AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
GastroenterolojiMarmara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENGİN TUTAR
- Subklinik Cushing Sendromunda nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı gelişiminin noninvaziv yöntemlerle araştırılması
Investigation of the development of nonalcoholic fatty liver disease in Subclinical Cushing's syndrome using non-invasive methods.
EMRE KABACA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUHAMMED MASUM CANAT
- Wilson hastalarında serum değişken ve göreceli değişken bakır düzeylerinin klinik parametreler ve multiparametrik karaciğer MRI bulgularıyla karşılaştırılması
The evaluation of exchangeable and relative exchangeable copper with clinical parameters and multiparametric liver MRI findings in patients with wilson disease
BEKİR MERT DURUKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
GastroenterolojiHacettepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE YASEMİN BALABAN
- Transaminazları yüksek alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığında metabolik sendrom sıklığı
Prevalence of metabolic syndrome in nonalcoholic fatty liver disease with high transaminase levels
FİGEN ÖZMEN YARDIMCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAfyon Kocatepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YUSUF AKCAN