İlk idrar yolu enfeksiyonu ile başvuran çocuk hastalarındeğerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 950147
- Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE AYÇA VİTRİNEL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 50
Özet
Çocukluk çağında üriner sistem enfeksiyonu ''basit bir ateşli (ya da ateşsiz) hastalık'' değildir. Renal skarlaşma, hipertansiyon ve kronik böbrek yetmezliği gibi uzun dönem etkileri olan çok ciddi bir hastalıktır. Bu yüzden erken tanı, hızlı ve etkin tedavi hayati önem taşır. Bizde bu çalışmayı; hastanemize başvuran 0-14 yaş arası çocuklarda İYE'nin özellikleri, etiyolojisi, etkenlerini tanımlamak, eşlik eden patolojileri saptamak ve İYE'de USG ve VSU'nun rolünü araştırmak amacıyla yaptık. Çalışma ilk kez İYE geçiren ve idrar kültüründe üremesi olan 97 hasta üzerinde yapıldı. Olgularımızın 74'ü kız (%76.3) ve 23'ü erkek (%23.1) idi. Hastalar yaşlarına göre üç gruba ayrıldı. Bir yaş altında hastaların üçte ikisi erkekti. Bir yaşın altındaki hastalar ateş, huzursuzluk gibi nonspesifik semptomlarla başvururken, daha büyük çocuklarda karın ağrısı, poliüri, dizüri gibi spesifik semptomlar ön plana çıkmıştı. Olguların yaklaşık %3'ünde üst ve alt solunum yolu enfeksiyonu, İYE'ne eşlik etmekteydi. Bir yaşın altındaki olguların yaklaşık yarısında ateş tespit edildi. Beş yaş üzerinde bu oran yalnızca %7 idi. Etken patojen olarak en sık E coli (%78.4) saptanırken, Proteus ve Klebsiella spp onu izleyen patojenlerdi. Bu bulgularımız literatür ile uyumlu bulundu. Birinci seçenek kullanılan oral aminopenisilin grubu antibiyotiklere yaklaşık %30 , parenteral 3. kuşak sefalosporinlere ise %7 kadar direnç olduğu görüldü. İYE tanısı alan hastalarda bu iki noktanın göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çalışmamızda, İYE ile başvuran bir yaş altındaki çocukların yaklaşık yarısında ateş saptanması ve bir yaş altında İYE geçiren hastalarda uzun dönem komplikasyonların daha sık görülmesi nedeniyle bir yaşın altındaki tüm hastalarda İYE'nin ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini desteklemektedir. Ancak, çalışmamızda ateş ile akut İYE'de erken dönem USG bulgularında renal parankim hasarı (k= -0.015) ve geç dönem VSU'da VUR varlığı bulgularında ilişki olmadığı gözlemlendi (k=0.069). Çalışmamızda İYE geçiren çocuklara erken dönemde çekilen USG'de renal parankim hasarı ile İYE'de ateş varlığı arasında ilişki bulunamadı. VSU, reflü tespitinde altın standart kabul edilmektedir. Olgularımıza akut İYE döneminde çekilen üriner USG'lerin %55.7'si normal olarak saptanmış, VUR lehine bulgu ise %24.8'inde görülmüştür. Akut İYE 'nin 4-8 hafta sonrasında çekilen VSU değerlendirmesinde VUR %20.6 oranında saptandı. Çalışmamızda erken dönemde VUR tespitinde USG sonuçları ile VSU sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı uyum bulunamadı (k=0.174). Çalışmamız bulguları eşliğinde ilk İYE geçiren tüm çocuklara erken dönemde üriner sistem USG'si çekilmesi, patoloji saptanması ya da ek risk faktörleri varlığında (nörojen mesane, ailede VUR vb ) ileri dönemde VSU ve DMSA değerlendirilmesinin gerekliliğini düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Urinary tract infection (UTI) in childhood is not a“simple febrile (or afebrile) illness.”It is a very serious disease with long-term effects such as renal scarring, hypertension, and chronic renal failure. Therefore, early diagnosis and rapid and effective treatment are of vital importance. We conducted this study in order to define the characteristics, etiology, and causative agents of UTI in children aged 0–14 years admitted to our hospital, to determine accompanying pathologies, and to investigate the role of USG and VCUG in UTI. The study was performed on 97 patients who had their first UTI and a positive urine culture. Of our cases, 74 were girls (76.3%) and 23 were boys (23.1%). Patients were divided into three groups according to their ages. Among patients under one year of age, two-thirds were boys. Patients under one year presented with nonspecific symptoms such as fever and irritability, while older children presented predominantly with specific symptoms such as abdominal pain, polyuria, and dysuria. Approximately 3% of cases had upper and lower respiratory tract infections accompanying UTI. Fever was detected in about half of the patients under one year of age. Above five years, this rate was only 7%. As the causative pathogen, E. coli was most frequently identified (78.4%), followed by Proteus and Klebsiella spp. These findings were consistent with the literature. Approximately 30% resistance was observed to the first-choice oral aminopenicillin group antibiotics, while resistance to parenteral third-generation cephalosporins was about 7%. We think that these two points should not be ignored in patients diagnosed with UTI. In our study, the finding that fever was present in about half of the children under one year presenting with UTI, and that long-term complications are more frequently seen in patients with UTI under one year of age, supports that UTI should be examined in detail in all patients under one year. However, in our study, no correlation was observed between fever and renal parenchymal damage in early USG findings of acute UTI (κ = –0.015), nor between fever and the presence of VUR in late VCUG findings (κ = 0.069). In children with UTI in our study, no relationship was found between the presence of fever and renal parenchymal damage on early USG. VCUG is considered the gold standard for detecting reflux. In our cases, 55.7% of urinary USGs performed during the acute UTI period were reported as normal, while findings suggestive of VUR were seen in 24.8%. In the evaluation of VCUG performed 4–8 weeks after acute UTI, VUR was detected at a rate of 20.6%. In our study, no statistically significant concordance was found between early USG results and VCUG results in the detection of VUR (κ = 0.174). In light of our study findings, we think that urinary system USG should be performed in all children with their first UTI in the early period, and in the presence of detected pathology or additional risk factors (neurogenic bladder, family history of VUR, etc.), further evaluation with VCUG and DMSA should be considered.
Benzer Tezler
- Üriner sistem enfeksiyonlarında reaktif trombositozun değerlendirilmesi
Evaluation of reactive thrombocytosis in urinary tract i̇nfections
BURCU ÇAĞLAR AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBezm-i Alem Vakıf ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. FARUK ÖKTEM
- Ailesel akdeniz ateşi olan hastalarda üst solunum yolu enfeksiyon sıklığı, nedenleri ve mannoz bağlayıcı lektinle ilişkisi
Frequency and causes of respiratory tract infections and its association with mannose-binding lectin in patients with familial mediterranean fever
MELİH HANGÜL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMA AKMAN
- Çocukluk çağında ilk idrar yolu enfeksiyonunda idrar bulguları ve idrar kültür sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of urine test findings and urine culture results in first urinary tract infection of childhood
NURSEL ATAY ÜNAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ARİFE USLU GÖKCEOĞLU
- Bulgu veren ilk idrar yolu enfeksiyonu olan çocuklarda akut piyelonefrit ve böbrek parankim zedelenmesinde MAG3 sintigrafinin tanısal değeri ve DMSA sintigrafi ile karşılaştırılması
Diagnostic vaue of MAG3,scintigraphy in kidney parenchyma damage and acute pyelonephritis, the first urinary tract infection giving the findings in children and comparison with DMSA scintigraphy
BUKET KILIÇASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAtatürk ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HANDAN ALP
- Ateşli idrar yolu enfeksiyonlarında prokalsitoin ve vezikoüreteral reflü ilişkisi
Relationship between procalcitonin levels and presence of vesicoureteral reflux during febrile urinary tract infections in children
EVRİM ŞENKAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULKADİR BOZAYKUT