Nıetzsche'nin Roberto Esposito ve Vanessa Lemm'in olumlayıcı biyopolitika perspektifi üzerindeki etkisi
Nietzsche's influence on Roberto Esposito and Vanessa Lemm's affirmative biopolitics perspective
- Tez No: 951595
- Danışmanlar: PROF. DR. NEDİM YILDIZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 107
Özet
Bu tezin amacı Çağdaş biyopolitika tartışmalarına olumlu bir bakış açısı geliştiren Roberto Esposito ve Vanessa Lemm'in bu perspektifleri geliştirmelerinin temelindeki Nietzsche etkisini ortaya koyarak çağdaş olumlayıcı biyopolitika tartışmaları literatürüne katkıda bulunmaktır. Nietzsche'nin özellikle ilk dönem felsefesinde okunan bağışıklık teması Esposito'nun olumlayıcı biyopolitika kavrayışının çıkış noktası olmuştur. Bağışıklık fikri modernizmle birlikte artık doğrudan insan bedenini kendine konu edinmesi anlamına gelen biyopolitikanın kendi egemenliğini sürdürmek amacıyla yaşamı kontrol altına alma yöntemidir. Esposito bu bağışıklık (immunitas) paradigmasını çözümleyerek ve Foucault'un felsefesinde net olarak belirtmediği ve sıklıkla birbirinin yerine kullandığı biyoiktidar ve biyopolitika kavramlarını, yaşam üzerindeki güç anlamındaki iktidar ile yaşam politikası arasında net bir ayrım çizerek yaşam politikası temelinde yaşamı kontrol altına almayan olumlu bir biyopolitikaya olanak açacaktır. Bağışıklık (immunitas) fikrini topluluk (communitas) fikri ile linguistik bir dönüşüme uğratan Esposito, yaşam üzerine tahakküm fikrini topluluk ve adaletin tesisine yönelik olumlayıcı bir biyopolitikaya dönüştürmesi bakımından diğer biyopolitika düşünürleri arasında ön plana çıkacaktır. Çıkış noktası Nietzsche felsefesinde hayvan teması olan Lemm ise kültür ve uygarlık arasındaki karşıtlıktan hareketle öncelikle insanlık kavramının uygarlık tarafınca nasıl icat edildiğini ortaya koyar. Ardından kültür kavramının hayvan yaşamındaki çokluğu ve yaratıcılığı temsil etmek üzere insanın özgürlüğü ve yaratımı onaylayan bir yaklaşım ile uygarlık tarafından sınırlandırılmadığı hayvan yaşamına dönüşü biçiminde ele alarak yaratıcı kültürün politikadan ayrı düşünülemeyeceğini ifade eder. Uygarlığın kurduğu insan, hayvan ve iktidar arasındaki hiyerarşiyi yok etmeyi öneren Lemm bu fikri ile her türlü yaşamı olumlayan bir haklar söyleminin geliştirilmesi ve hayvan yaşamının tekil biçimlerinin yaratılması bakımından olumlayıcı biyopolitika için oldukça önemli ve etkili bir adım atacaktır.
Özet (Çeviri)
The aim of this thesis is to contribute to the literature on contemporary affirmative biopolitics by revealing the influence of Nietzsche on Roberto Esposito and Vanessa Lemm, who have developed a positive perspective on contemporary biopolitics debates. The theme of immunity, particularly evident in Nietzsche's early philosophy, has been the starting point for Esposito's understanding of affirmative biopolitics. The concept of immunity is a method of controlling life in order to maintain the dominance of biopolitics, which, with modernism, now directly concerns the human body. By analysing this immunity (immunitas) paradigm and drawing a clear distinction between the concepts of biopower and biopolitics, which Foucault did not clearly articulate in his philosophy and often used interchangeably, Esposito opens up the possibility of a positive biopolitics based on life politics that does not control life in terms of power over life. Esposito, who linguistically transforms the idea of immunity (immunitas) with the idea of community (communitas), stands out among other biopolitical thinkers in that he transforms the idea of domination over life into a positive biopolitics aimed at establishing community and justice. Lemm, whose starting point is the theme of animals in Nietzsche's philosophy, first reveals how the concept of humanity was invented by civilisation, based on the opposition between culture and civilisation. He then argues that the concept of culture cannot be separated from politics, approaching it as a return to animal life, which is not limited by civilisation, with an approach that affirms human freedom and creativity in order to represent the abundance and creativity of animal life. By proposing the elimination of the hierarchy between humans, animals, and power established by civilisation, Lemm takes a significant and influential step toward the development of a rights discourse that affirms all forms of life and the creation of unique forms of animal life, thereby contributing to an affirmative biopolitics.
Benzer Tezler
- Postmoderne Sonderlinge 'Die Demontage des Protagonisten'
Postmodern Garibeler 'Kahramanın Çözülmesi'
GÜLSÜM ATAHAN
Doktora
Almanca
2023
Alman Dili ve EdebiyatıEge ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SANİYE UYSAL ÜNALAN
- Nietzsche and the self: The 'dissolution of the subject' in the man without qualities by Robert Musil and the disconnected by Oguz Atay
Nietzsche ve 'Ben' kavramı: 'Oznenin çözülümü': Niteliksiz Adam, Robert Musil ve Tutunamayanlar, Oguz Atay
ZEYNEP TALAY
Yüksek Lisans
İngilizce
2008
Batı Dilleri ve EdebiyatıBoğaziçi ÜniversitesiDisiplinlerarası Bölümü
PROF. DR. SİBEL IRZİK
- Staging the soul: Eugene O'Neill and American expressionism
Modern Amerikan tiyatrosunun kuruluşu ve gelişiminde Avrupa'nın etkisi ve Eugene O'Neill
SIRMA SORAN
Doktora
İngilizce
2002
Amerikan Kültürü ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUSUF ERADAM
- A comparative study on Ahmet Umit's and Dashiell Hammett's detective novels in terms of crime: Kavim and The Maltese Falcon
Suç açısından Ahmet Umit ile Dashiell Hammett?in dedektif romanları üzerine karşılaştırmalı bir çalışma. Kavim ve Malta Şahini
İLKER ÖZSOY
Yüksek Lisans
İngilizce
2010
Batı Dilleri ve EdebiyatıFırat ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FATMA GÜL KOÇSOY