Geri Dön

Böbrek hasar markerlarının preeklempsideki rolü; neutrophil gelatinase-associated lipocalin (NGAL)

The role of kidney injury markers in preeclampsia: Neutrophil gelatinase-associated lipocalin (NGAL)

  1. Tez No: 952820
  2. Yazar: İLAY ATALAY
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. NİL ATAKUL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Preeklampsi, NGAL, böbrek hasarı, biyobelirteç, erken preeklampsi, gebelik komplikasyonları, Preeclampsia, NGAL, renal injury, biomarker, early-onset preeclampsia, pregnancy complications
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Hamidiye Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 49

Özet

ÖZET Amaç: Preeklampsi, gebeliğin özellikle ikinci yarısında ortaya çıkan ve maternal-fetal morbidite ile mortalitenin önde gelen nedenlerinden biri olan ciddi bir obstetrik sendromdur. NGAL, renal tübül hücrelerinden hasar sonrası hızla salınan ve idrar ile kanda saptanabilen, AKI'nın erken bir belirteci olarak değerlendirilen bir glikoproteindir. Çalışmamız preeklampsi tanılı gebelerde serum ve idrar NGAL düzeylerini değerlendirmek ve bu biyobelirtecin preeklampsiye bağlı renal etkilenimi saptamada tanısal ve prognostik değerini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, Kasım 2024 – Ocak 2025 tarihleri arasında, Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde prospektif vaka-kontrol çalışması olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya, 50 preeklampsi tanılı gebe ile yaş, gebelik haftası ve BMI açısından eşleştirilmiş 70 sağlıklı gebe dahil edilmiştir. Bulgular: Preeklampsi grubunda serum ve idrar NGAL düzeyleri, kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (sırasıyla p0,05). Sonuç: Çalışmamızda, preeklampsi tanılı gebelerde serum ve idrar NGAL düzeylerinin sağlıklı gebelere kıyasla anlamlı derecede düşük olduğu gösterilmiş ve NGAL'ın klasik akut böbrek hasarındaki davranışından farklı olarak preeklampside daha karmaşık mekanizmalarla regüle edildiği ortaya konmuştur. Serum NGAL düzeyleri ile ürik asit arasında pozitif bir korelasyon izlenirken, 24 saatlik proteinüri ile anlamlı bir ilişki saptanmamış; bu da NGAL'ın yalnızca glomerüler protein kaybını değil, proteinüriden bağımsız tübüler stres ve sistemik süreçleri de yansıtabileceğini göstermektedir. TİT proteinüri düzeyleri arttıkça serum NGAL'ın azalması ise, aşırı protein yüküne karşı gelişen adaptif mekanizmaların ve tübüler koruyucu yanıtların bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, erken başlangıçlı preeklampsi olgularında idrar NGAL düzeylerinin geç başlangıçlı olgulara kıyasla anlamlı derecede yüksek bulunması, hastalığın alt fenotipleri arasında farklı renal etkilenim düzeylerini desteklemektedir. Bulgularımız, NGAL'ın preeklampside klasik böbrek belirteçlerini tamamlayan çok boyutlu bir biyobelirteç olabileceğini ve prognostik değerinin ileri çalışmalarla daha net biçimde ortaya konulması gerektiğini vurgulamaktadır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Objective: Preeclampsia is a serious obstetric syndrome that typically arises in the second half of pregnancy and is one of the leading causes of maternal and fetal morbidity and mortality. NGAL is a glycoprotein rapidly released from injured renal tubular epithelial cells and can be detected in both urine and serum, making it a promising early biomarker for acute kidney injury. This study aimed to evaluate serum and urinary NGAL levels in pregnant women diagnosed with preeclampsia and to investigate the diagnostic and prognostic potential of this biomarker in assessing renal involvement related to preeclampsia. Materials and Methods: This prospective case-control study was conducted between November 2024 and January 2025 at the University of Health Sciences, Istanbul Training and Research Hospital, Department of Obstetrics and Gynecology. Fifty pregnant women diagnosed with preeclampsia and seventy healthy pregnant women matched for age, gestational week, and body mass index were included. Results: Serum and urinary NGAL levels were significantly lower in the preeclampsia group compared to the control group (p0.05). Conclusion: In our study, serum and urinary NGAL levels were found to be significantly lower in preeclamptic patients compared to healthy controls, indicating that NGAL behaves differently in preeclampsia than in classical acute kidney injury. While serum NGAL showed a positive correlation with uric acid levels, no significant relationship was observed with 24-hour proteinuria, suggesting that NGAL reflects not only glomerular protein loss but also tubular stress and systemic processes independent of proteinuria. Interestingly, as dipstick (urinalysis) proteinuria increased, serum NGAL levels decreased, which may indicate adaptive mechanisms and protective tubular responses against excessive protein load. Furthermore, urinary NGAL levels were significantly higher in early-onset preeclampsia compared to late-onset cases, supporting the presence of distinct renal involvement between disease phenotypes. Our findings suggest that NGAL is a multifaceted biomarker that complements traditional renal indicators in preeclampsia and emphasize the need for prospective studies to better clarify its prognostic value and clinical significance.

Benzer Tezler

  1. Böbrek hasar markerlarının preeklampsideki rolü ; KIM-1

    Role of kidney injury markers in preeclampsia: KIM-1

    EMİNE ÖNGÜÇ ECE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİL ATAKUL

  2. Sıçanlarda doksorubisin kaynaklı nefrotoksisite karşısında tannik asit'in koruyucu potansiyelinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the protective potential of tannic acid against doxorubicin-induced nephrotoxicity in rats

    ESRA NUR YEŞİLKENT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    BiyokimyaAtatürk Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HAMİD CEYLAN

  3. Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı ile sistatin c, neutrophil gelatinase-associated lipocalin (NGAL) arasındaki ilişki

    Başlık çevirisi yok

    İLYAS PIRTI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    GastroenterolojiBozok Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ELİF BÖREKCİ

  4. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı'nın şiddeti ile prolidaz ve oksidatif stres düzeyi arasındaki ilişkinin araştırılması

    The researching of the relation between copd's severity and prolidase-oxidative stress level

    ELVİN ÇETİNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Göğüs HastalıklarıHarran Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FUNDA YALÇIN

  5. Deneysel böbrek iskemi/reperfüzyon hasarı oluşturulan sıçanlarda myrtenal'in etkilerinin araştırılması

    Investigation of the effects of myrtenal in rats with experimental renal ischaemia/reperfusion injury

    LEYLA BEYTUR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Anatomiİnönü Üniversitesi

    Anatomi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EVREN KÖSE