Kant'ın transendental idealizminde dış dünyanın varlığı problemi
The problem of the existence of the external world in kant's transcendental idealism
- Tez No: 953494
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YAKUP HAMDİOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Transendental İdealizm, dış dünya, numen, fenomen, bilgi, Transcendental Idealism, external world, noumenon, phenomenon, knowledge
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 126
Özet
Felsefe tarihi boyunca, dış dünyanın ontolojik statüsü ve insan zihninin bu dünyaya ilişkin bilgiye ulaşma imkânı, epistemoloji, metafizik ve ontolojinin kesişiminde yer alan temel problemlerden biri olarak ele alınmıştır. İnsan zihni, duyusal deneyim aracılığıyla dışsal gerçeklik hakkında bilgi edinme iddiasında bulunur; ancak, bu deneyimlerin nesnel gerçekliği temsil edip etmediği sorusu, felsefi sorgulamanın merkezinde yer alır. Söz konusu problem, köklerini Antik Yunan felsefesine, özellikle de Platon'un idealar öğretisi çerçevesinde, hakikat ve görünüş ayrımı üzerine inşa ettiği düşünsel zemine kadar götürmektedir. Modern felsefe geleneği içinde, Descartes'ın (1596-1650) metodolojik şüpheciliğinden başlayarak, Spinoza'nın (1632-1677) töz metafiziği, Locke'un (1632-1704) ampirizmi, Leibniz'in (1646-1716) monad teorisi, Berkeley'nin (1685-1753) immateryalizmi ve Hume'un (1711-1776) nedensellik eleştirisi gibi çeşitli yaklaşımlar, dış dünya meselesini farklı kavramsal çerçevelerde tartışmaya açmıştır. Bu filozofların her biri, kendi bilgi teorisi bağlamında, dışsal gerçekliğin varlığına ve bu gerçekliğin bilinebilirliğine ilişkin belirli varsayımlardan hareketle, problemi çözümlemeye yönelik özgün epistemolojik modeller geliştirmiştir. Kant ise, bu tartışma geleneğini devralarak, 18. yüzyıl felsefesinin eleştirel momentini inşa ettiği transendental idealizm sistemi aracılığıyla, dış dünya sorununa niteliksel olarak yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu doğrultuda, özellikle 18. yüzyılda Immanuel Kant tarafından geliştirilen transendental idealizm, söz konusu sorunsalın yeniden temellendirilmesinde, felsefi bir kırılma noktası teşkil etmektedir. Dış dünya problemi üzerinde, Kant'ın felsefi/düşünsel süreci içerisinde gerçekleşen bu epistemolojik kırılma, günümüz felsefi tartışmalarda etkisini sürdürmeye devam etmektedir.
Özet (Çeviri)
Throughout the history of philosophy, the ontological status of the external world and the possibility of human cognition in accessing knowledge about it have been treated as fundamental problems situated at the intersection of epistemology, metaphysics, and ontology. The human mind claims to acquire knowledge of external reality through sensory experience; however, whether these experiences accurately represent objective reality remains a central question in philosophical inquiry. This problem can be traced back to Ancient Greek philosophy, particularly to the conceptual framework established by Plato's theory of ideas, which is grounded in the distinction between truth and appearance. Within the tradition of modern philosophy, a range of approaches—beginning with Descartes' (1596–1650) methodological skepticism, Spinoza's (1632–1677) substance metaphysics, Locke's (1632–1704) empiricism, Leibniz's (1646–1716) theory of monads, Berkeley's (1685–1753) immaterialism, and Hume's (1711–1776) critique of causality—have explored the issue of the external world through distinct conceptual frameworks. Each of these philosophers developed original epistemological models aimed at resolving this issue, drawing on specific assumptions about the existence and knowability of external reality within their respective theories of knowledge. Immanuel Kant, inheriting this rich tradition, introduced a qualitatively new dimension to the problem of the external world through his system of transcendental idealism, which constitutes the critical turning point of 18th-century philosophy. In this respect, Kant's transcendental idealism represents a philosophical rupture that reconfigures the foundational premises of the problem. The epistemolojical rupture that took place in Kant's philosophical development concerning the problem of the external world continues to maintain its influence in contemporary philosophical discussions.
Benzer Tezler
- Sujet et histoire: la fondation de la transcendance dans l'idéalisme allemand
Özne ve tarih: Alman idealizminde aşkınlığın kuruluşu
ÖMER BEHİÇ ALBAYRAK
- Kant'a göre bilgi ve metafiziğin imkânı
Accordi̇ng to Kant knowledge and possibility of metaphysics
AYKUT KÜÇÜKPARMAK
Doktora
Türkçe
2014
FelsefeErciyes ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN ERTÜRK
- Hegel's ontological thinking in the wake of Kant
Kant'ın ardından Hegel'in ontolojik düşüncesi
SERKAN GÜNAY
- Kant's combat against empirical idealism
Kant'ın empirik idealizmle mücadelesi
KUTLU TUNCEL
Yüksek Lisans
İngilizce
2025
FelsefeOrta Doğu Teknik ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF ÇIRAKMAN