Evaluation serum level of malondialdehyde and 4-hydroxynonenal as biomarkers of oxidative stress in breast cancer patients
Meme kanseri hastalarında oksidatif stresin biyobelirteçleri olarak malondialdehit ve 4-hidroksinonenal serum düzeyinin değerlendirilmesi
- Tez No: 954326
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA KARATEPE
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Kimya Mühendisliği, Chemical Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Fırat Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Biyokimya Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 61
Özet
Meme kanseri, oldukça değişken bir kanser türüdür ve dünya genelinde kadınlarda en sık teşhis edilen kanser türüdür. Başka önemli bir nokta ise, 2050 yılına kadar yaklaşık 3,2 milyon meme kanseri vakası olmasının beklenmesidir. Bu çalışma, meme kanserinin farklı yönlerinin kapsamlı bir incelemesi olacaktır. Özellikle meme kanserinde oksidatif stres biyomarkerlerine odaklanacaktır. En önemlisi, bu biyomarkerler çalışmaya göre hastalığın gelişimi hakkında bize bilgi verebilir. Göğüsler, lobüler ve duktal bezlerden oluşur. Ayrıca destekleyici stromal doku ile çevrilidir. Kadının yaşamında hormonal değişim ve gelişim geçirir. Meme kanseri, bir dizi faktörün birleşimiyle oluşur. Bunlar arasında BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları ve hormonlar bulunmaktadır. Diğer nedenler arasında üreme geçmişi, obezite, alkol ve sigara içmek bulunmaktadır. Meme yoğunluğu ve yaş da nedenler arasındadır. Çeşitli meme kanseri türleri arasında DCIS, IDC, lobüler karsinom, IBC ve MBC bulunur ve evre, tümörün boyutuna, lenf nodu tutulumuna ve yayılmaya göre belirlenir. Kendi muayeneleri, mamografi, ultrason, MR ve biyopsi tanı için kullanılır. Kanseri tedavi etmek için cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi gibi birçok seçenek mevcuttur. Reaktif oksijen türlerinin oluşumu, DNA'yı hasarlayarak, mutasyona ve iltihaplanmaya neden olarak kanser oluşumuna yol açabilir. Toplamda 20 ile 65 yaş arasındaki hem meme kanseri hem de kontrol grubundan 90 kadın katılmıştır. Vaka kontrolü, 50 meme kanseri kadını ve 40 sağlıklı kadını içeriyordu. Örnek toplama işlemi Hiwa Kanser Hastanesi'nde gerçekleştirildi ve Malikat Al Rahma Laboratuvarı'nda ELISA Lac ile incelendi. Çalışma, oksidatif stresin iki biyomarkerinin; MDA ve 4 HNE'nin ölçümünü vurguladı. MDA ve 4-HNE seviyeleri, kontrol grubuna göre meme kanseri hastalarında önemli ölçüde daha yüksekti (p
Özet (Çeviri)
Breast cancer is a highly variable type of cancer and it is the most commonly diagnosed cancer in females around the world. Another important fact to note is that it is expected that there will be about 3.2 million incidences of breast cancer by the year 2050. This study will be an extensive examination of different aspects of breast cancer. It will particularly focus on the oxidative stress biomarkers in breast cancer. Most importantly, these biomarkers can tell us about the development of the disease according to the study. Breasts are made up of both lobular and ductal glands. It is further surrounded by supportive stromal tissue. It undergoes hormonal change and development in a woman's life. Breast cancer is caused by a combination of factors. These include BRCA1 and BRCA2 gene mutations, and hormones. Other causes are reproductive history, obesity, alcohol and smoking. Breast density and age are also causes. Various types of breast cancer include DCIS, IDC, lobular carcinoma, IBC and MBC and stage according to size of tumor, lymph node involvement and spread. Self-exams, mammography, ultrasound, MRI and biopsy are used for diagnosis. There are many options available for treating cancer, including surgery, chemotherapy, radiation therapy, and hormone therapy. The formation of reactive oxygen species may cause cancer by damaging the DNA, causing mutation and inflammation. A total of 90 women within the age group of 20 to 65 years of both breast cancer and case control have taken part. Case control involved 50 breast cancer women and 40 healthy women. Sample collection was conducted at Hiwa Cancer Hospital, and examined through ELISA Lac at Malikat Al Rahma Laboratory. The study highlighted the measurement of two biomarkers of oxidative stress; MDA and 4 HNE. Levels of MDA and 4-HNE were significantly higher in breast cancer patients than in controls (p
Benzer Tezler
- Farklı beden kütle indeksi (BKİ)'nde olan kolorektal kanser tanılı bireylerde diyet antioksidan kapasite ve bazı biyogöstergeler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between diet antioxidant capacity and some biomarkers in patients with colorectal cancer with different body mass index (BMI)
BÜŞRA ATABİLEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Beslenme ve DiyetetikGazi ÜniversitesiBeslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GAMZE AKBULUT
- Boks milli takımının avrupa şampiyonasına hazırlık kampları süresince bazı fiziksel ve oksidatif stres parametrelerinin incelenmesi
Investigation of some physical and oxidative stress parameters of boxing national team the during preparation to the european championship camps
RAGIP PALA
Doktora
Türkçe
2011
SporFırat ÜniversitesiBeden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL SAVUCU
- Poliskistik over sendromlu hastalarda oksidatif stress parametrelerinin değerlendirilmesi
Evalution of oxidative stress parameters in patients with polycystic ovary syndrome
BEDRİYE GİZEM TEKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıGaziantep Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SUZAN TABUR
- Akciğer kanserinde oksidatif hasarın ve antioksidan kapasitenin değerlendirilmesi
The evaluation of the oxidative damage and antioxidant capacity at the lung cancer
SABRİ TOPDAĞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2000
Göğüs Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiGöğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. M. KAMİL KAYNAK
- Ratlarda akut pankreatite bağlı gelişen böbrek hasarında lycium barbarum(GOJİ) bitki ekstresinin koruyucu etkilerinin incelenmesi
Investigation of the protective effects of lycium barbarum (goji) plant extracts in rats with acute pancreatitis induced kidney injury
TUĞBA DOĞAN