Geri Dön

Deneysel enfeksiyon sonrası tedavi edilen ve edilmeyen koyunlarda Babesia ovis'in eliminasyonu ve vektör kenelerle naklinin araştırılması

Investigation of the parasite elimination and transmission via vector ticks in treated and untreated sheep following experimental Babesia ovis infection

  1. Tez No: 954920
  2. Yazar: RECEP FIRAT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SEZAYİ ÖZÜBEK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Parazitoloji, Veteriner Hekimliği, Parasitology, Veterinary Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Babesia ovis, Deneysel enfeksiyon, Kan nakli, İmidokarb dipropionat, Rhipicephalus Bursa, Koyun, Babesia ovis, Experimental infection, Blood transfusion, Imidocarb dipropionate, Rhipicephalus Bursa, Sheep
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Fırat Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Parazitoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Veteriner Parazitoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 90

Özet

Bu çalışmada, Babesia ovis-Alacakaya suşu ile deneysel olarak enfekte edilen ve enfeksiyon sonrası 1.2 mg/kg dozunda imidokarb dipropionat (IMDP) ile tedavi edilen ya da tedavi edilmeden enfeksiyonu atlatan koyunlarda, parazitin eliminasyonu, enfeksiyonun kalıcılığı ve bulaştırıcılık potansiyeli (kan transfüzyonu ve vektör kene yoluyla) deneysel olarak araştırılmış olup; çalışmada toplam 20 adet koyun kullanılmıştır. Deneysel gruplar, tedavi edilmeyen (#021, #668, #671) ve tedavi edilen (#842, #953, #1006) koyunlardan oluşmuştur. Ayrıca, deneysel enfeksiyonun ardından 6 ay boyunca takip edilen koyunlarda, hem kan nakli hem de steril Rhipicephalus bursa larvaları ile enfestasyon deneyleri planlanmıştır. Bu süre, enfeksiyonun kalıcılığını değerlendirmekle kalmayıp, doğada ilkbaharda gelişen klinik babesiosis vakalarının sonbaharda aktifleşen R. bursa larvalarıyla karşılaşma olasılığını modellemek üzere biyolojik olarak da temellendirilmiştir. Her iki grupta da enfeksiyon sonrası yüksek ateş, anemi ve sarılık gibi babesiosise özgü klinik bulgular gözlenmiş, tedavi edilen grupta belirtiler daha kısa sürede baskılanmıştır ancak nPCR ile parazitemi, tedavi edilen grupta 70–144. güne kadar, tedavi edilmeyen grupta ise 59–180. güne kadar dalgalı şekilde tespit edilmiştir. Serolojik olarak ELISA ile spesifik antikorlar, tedavi edilenlerde 153–180. güne, tedavi edilmeyenlerde ise 180. güne kadar izlenmiştir. Her iki grupta da antikor yanıtı erken dönemde oluşmuş ve uzun süre devam etmiştir. xvii Enfekte koyunlardan 180. günde alınan kanlar, alıcı koyunlara (#361, #400, #625, #1763, #1751, #1759) transfüze edilmiştir. Hem tedavi edilen hem de edilmeyen gruptan alınan kanların transfüzyonu sonunda alıcı hayvanlarda enfeksiyon şekillenmiş, bazı alıcılarda (#361 ve #400) yüksek ateş ve nPCR pozitifliği izlenmiştir. Her iki grupta da nPCR/ELISA negatifliğine rağmen latent enfeksiyonların transfüzyon yoluyla bulaşabileceği ortaya konmuştur. Enfekte koyunların R. bursa larvaları için enfeksiyon kaynağı olup olmadığını değerlendirmek amacıyla, enfeksiyondan 6 ay sonra hem tedavi edilen hem de edilmeyen gruptaki koyunlar, steril R. bursa larvaları ile enfeste edilmiştir. Larva ve nimf dönemlerini, enfeksiyonu atlatan koyunlarda tamamlayan ve erişkin safhaya geçen keneler ile duyarlı koyunlar (#H7, #A9, #M26, #4577, #4513, #4520) enfeste edilmiştir. Kene enfestasyonundan sonra duyarlı koyunlar, mikroskobik, serolojik ve moleküler yöntemlerle B. ovis enfeksiyonu yönünden takip edilmiştir. Koyunların hiç birinde B. ovis'e ait enfeksiyon bulgusuna rastlanmamıştır. Ayrıca, koyunlardan kan emip doyan dişi kene karkasları ile bu kenelere ait yumurta havuzlarında B. ovis DNA'sı tespit edilmemiştir. Bu bulgular, klinik enfeksiyonu atlatan koyunların tedavi görüp görmediklerine bakılmaksızın R. bursa larvaları için enfeksiyon kaynağı olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak IMDP tedavisi, klinik iyileşme sağlamakla birlikte enfeksiyonu tam olarak elimine etmemiştir. Tedavi edilen koyunların, kan transfüzyonuyla hastalığı bulaştırma riski taşıdıkları ortaya konmuştur. Ancak gerek tedavi edilen ve gerekse hastalığı kendiliğinden atlatan koyunların, enfeksiyondan 6 ay sonra düşük parazitemi nedeniyle kene larvaları ve nimfleri için enfeksiyon kaynağı olmadıkları belirlenmiştir. Bu bulgular, latent enfeksiyonların tanısında yüksek duyarlılıklı moleküler testlerin xviii önemini ve parazit yükünün bulaşma eşiğinin altında kalması durumunda, vektör kene R. bursa larvaları aracılığıyla enfeksiyonun taşınamadığını göstermiştir.

Özet (Çeviri)

In this study, the elimination of the parasite, the persistence of infection, and the transmission potential (via blood transfusion and vector ticks) were experimentally investigated in sheep that were experimentally infected with the Babesia ovis-Alacakaya strain and either treated with 1.2 mg/kg imidocarb dipropionate (IMDP) following infection or allowed to recover without treatment. A total of 20 sheep were used in the study. The experimental groups consisted of untreated (#021, #668, #671) and treated (#842, #953, #1006) sheep. In addition, in sheep monitored for six months after experimental infection, both blood transfusion and infestation experiments with sterile Rhipicephalus bursa larvae were planned. This period was not only intended to assess the persistence of infection but also biologically designed to model the potential encounter between clinical babesiosis cases emerging in spring and the activation of R. bursa larvae in autumn under natural conditions. In both groups, clinical signs typical of babesiosis such as high fever, anemia, and jaundice were observed following infection, with clinical symptoms subsiding more rapidly in the treated group. However, nPCR revealed fluctuating parasitemia between days 70–144 in the treated group and days 59–180 in the untreated group. Serologically, B. ovis-specific antibodies were detected by ELISA between days 153–180 in the treated group and persisted until day 180 in the untreated group. In both groups, antibody responses developed early and remained detectable for an extended period. xx On day 180, blood was collected from the infected sheep and transfused into naïve recipient sheep (#361, #400, #625, #1763, #1751, #1759). Infection developed in recipients transfused with blood from both the treated and untreated groups, with some recipients exhibiting fever and nPCR positivity. These findings indicate that latent infections can be transmitted via blood transfusion and that nPCR/ELISA negativity does not preclude infectivity. To evaluate whether infected sheep could serve as a source of infection for R. bursa larvae, sterile R. bursa larvae were applied to both treated and untreated sheep six months after infection. The larvae and nymphs completed their development on these sheep, molted into adults, and were used to infest naïve recipient sheep (#H7, #A9, #M26, #4577, #4513, #4520). After tick infestation, recipient sheep were monitored for B. ovis infection via microscopic, serological, and molecular methods. No evidence of infection was detected in any of the recipient animals. Furthermore, B. ovis DNA was not detected in the engorged adult ticks or in pools of eggs laid by these ticks. These results suggest that sheep recovering from clinical infection, regardless of treatment status, did not serve as a source of infection for R. bursa larvae. In conclusion, while IMDP treatment was effective in alleviating clinical signs, it did not result in complete elimination of the parasite. Treated sheep retained the potential to transmit infection via blood transfusion. However, both treated and untreated sheep were found to have parasite loads below the acquisition threshold for vector ticks six months post-infection, and thus were not infectious to R. bursa larvae. These findings highlight the importance of using highly sensitive molecular diagnostic methods in detecting latent infections and suggest that when parasite burden remains below the transmission threshold, R. bursa larvae are unable to acquire and transmit the infection.

Benzer Tezler

  1. The investigation of disease associated NOD2 in human eosinophilic cells in the context of viral immunity by in vitro analysis

    Hastalıkla ilişkili NOD2'nin viral bağışıklık bağlamında insan eozinofil hücrelerinde in vitro araştırılması

    EDANUR BARUTÇU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2025

    Biyolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEREN ÇIRACI MUĞAN

  2. Köpeklerde Echinococcus granulosus'un tanı ve tedavi sonrası takibinde mikroskobik, moleküler ve serolojik yöntemlerin kıyaslanması

    Comparison of microscopic, molecular, and serological methods for the diagnosis and post-treatment monitoring of Echinococcus granulosus in dogs

    MUHAMMED AHMED SELÇUK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    ParazitolojiFırat Üniversitesi

    Parazitoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAMİ ŞİMŞEK

  3. Deneysel kemik defektlerinde ksenogreft ile beraber lokal olarak uygulanan risedronatın iyileşme üzerine etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effects of locally applied risedronate withxenograft on experimental bone defect healing., hacettepe university,department of oral and maxillofacial surgery

    VUSALA GULIYEVA

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Diş HekimliğiHacettepe Üniversitesi

    Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALPER AKTAŞ

  4. Deneysel temas tipi yanıklarda Hyperıcum perforatum (Sarı kantaron) tedavisi ile Alpına offıcınarum ( Havlıcan) tedavisinin yara iyileşmesi üzerine etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of the effects of Hypericum perforatum (St john's wort) treatment and Alpina officinarum (Galangal) treatment on the wound healing in experimental contact burns

    HALİL UĞUR SAVAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    İlk ve Acil YardımEge Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    DOÇ. DR. GÜÇLÜ SELAHATTİN KIYAN

  5. Derin öğrenme ve büyük veri analitiği yöntemleriKullanarak Covid-19 yayılımının ileriye dönük tahmini

    Forecasting the spread of covid-19 using deep learning and big data analytics methods

    CYLAS KIGANDA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolGazi Üniversitesi

    Bilgisayar Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUHAMMET ALİ AKCAYOL