Geri Dön

Kadın tipi saç dökülmesine endokrin biyobozucular ve oksidatif stresin etkisi

The impact of endocrine disruptors and oxidative stress on female pattern hair loss

  1. Tez No: 957055
  2. Yazar: DEVRİM DENİZ KUŞÇU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HATİCE ŞANLI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 138

Özet

Amaç: Kadın tipi saç dökülmesi (KTSD), genellikle ön saç çizgisi korunurken verteks ve pariyeto-temporal bölgelerdeki kıl foliküllerinin minyatürizasyonu ve dökülmesi ile seyreden non-skatrisyel bir alopesidir. Etyopatogenizinde multifaktöriyel nedenlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Patogenezinin tam olarak aydınlatılabilmesi için daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmamızda, KTSD patogenezinde endokrin biyobozucuların, oksidatif stresin ve serum androjenlerinin rolü, endokrin biyobozucuların oksidatif stres ve serum androjenleri ile ilişkisi, endokrin biyobozucu maruziyeti ile yaşam alışkanlıkları arasındaki bağlantıların araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2024 – Ağustos 2024 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalına başvuran klinik ve dermatoskopik olarak KTSD tanısı konulmuş 46 kadın hasta ve saç dökülme şikâyeti bulunmayan 46 sağlıklı kadın kontrol prospektif olarak değerlendirildi. Hasta ve kontrol gruplarında; bisfenol analogları ve fitalat metabolitlerinin idrarda tespit edilme sıklığı, maruziyeti bulunan olguların ise idrar bisfenol ve fitalat konsantrasyonları hesaplandı. Oksidatif stres, serum malondialdehit ve ksantin oksidaz düzeyleri ile; antioksidan kapasite ise serum glutatyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri ile değerlendirildi. Her iki grubun da serum androjen düzeyleri hesaplandı. Endokrin biyobozucuların oksidatif stres ve serum androjenleri ile ilişkisi değerlendirildi. Her iki gruptaki olguların bisfenol maruziyet ve bilgisini değerlendiren anket cevapları, demografik özellikleri, sigara kullanımı, kutanöz androjenizm bulguları değerlendirildi ve istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Hasta grubu yaş ortalaması 34,94±9,70 iken kontrol grubu yaş ortalaması 34,33±8,45 idi. Hasta grubunun Bisfenol A (BPA) maruziyeti %37 iken, kontrol grubunda bu oran %8,7 idi (p=0,001) ve BPA maruziyeti bulunması KTSD riskini 6,155 kat arttırmaktaydı (p=0,03). Hasta grubunun Bisfenol S (BPS) maruziyeti %23 iken kontrol grubunda bu oran %3'idi (p0,05). Ancak, DHEP maruziyeti bulunan olgularda, DHEP metabolitleri olan Mono(5-karboksi-2-etilhekzil) Fitalat (MCEHP), Mono (2-etil-5-oxohekzil) Fitalat (MEOHP), Mono(2-etil-hidroksihekzil) Fitalat (MEHHP) konsantrasyonları, hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla daha yüksek bulundu (sırasıyla p0,05). Serum androjen konsantrasyonları açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu (p>0,05). Serum serbest testosteron konsantrasyonu ile endokrin biyobozucu maruziyeti arasında ilişki saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Sonuçlarımız, endokrin biyobozuculara maruziyetin ve oksidatif stresin KTSD patogenezinde rol oynayabileceğini ve hastalık riskini artırabileceğini düşündürmektedir. Endokrin biyobozucu maruziyeti ile oksidatif stres parametreleri ve serum androjenleri arasında anlamlı ilişki gösterilememiştir.

Özet (Çeviri)

Aim: Female pattern hair loss (FPHL) is a non-scarring alopecia characterized by miniaturization and loss of hair follicles in the vertex and parieto-temporal regions while preserving the frontal hairline. Studies on its etiopathogenesis suggest that FPHL is a multifactorial disorder, potentially influenced by unidentified factors. Comprehensive research is needed to fully elucidate the pathogenesis of FPHL. This study aims to investigate the role of endocrine disruptors, oxidative stress, and serum androgens in FPHL pathogenesis, as well as the relationship between endocrine disruptors, oxidative stress, and serum androgens. Materials and Methods: This prospective study included 46 female patients diagnosed clinically and dermatoscopically with FPHL and 46 healthy women without hair loss complaints, who were evaluated at the Department of Dermatology and Venereology, Ankara University Faculty of Medicine, between January 2024 and August 2024. In both patient and control groups, the frequency of detection of bisphenol analogs and phthalate metabolites in urine was determined. The urinary bisphenol and phthalate concentrations were calculated for exposed individuals. Oxidative stress was assessed through serum malondialdehyde and xanthine oxidase levels, while antioxidant capacity was evaluated via serum glutathione peroxidase and catalase levels. Serum androgen levels were measured in both groups, and the relationship between endocrine disruptors, oxidative stress, and serum androgens was analyzed. Additionally, survey responses assessing bisphenol exposure, demographic characteristics, smoking status, and cutaneous androgenic manifestations were statistically compared between the two groups. Results: The mean age was 34.94±9.70 years in the patient group and 34.33±8.45 years in the control group. Bisphenol A (BPA) exposure was detected in 37% of the patient group compared to 8.7% in the control group (p=0.001), with BPA exposure increasing the risk of FPHL by 6.155 times (p=0.03). Bisphenol S (BPS) exposure was observed in 23% of the patient group and 3% of the control group (p0.05). However, among individuals exposed to DHEP, concentrations of its metabolites—Mono(5-carboxy-2-ethylhexyl) phthalate (MCEHP), Mono(2-ethyl-5-oxohexyl) phthalate (MEOHP), and Mono(2-ethyl-hydroxyhexyl) phthalate (MEHHP)—were significantly higher in the patient group than in the control group (p0.05). Serum androgen concentrations did not differ significantly between groups (p>0.05), and no association was found between serum free testosterone concentration and endocrine disruptor exposure (p>0.05). Conclusion: Our findings suggest that exposure to endocrine disruptors and oxidative stress may play a role in the pathogenesis of FPHL and potentially increase the risk of developing the disorder. However, no significant associations were found between endocrine disruptors exposure and oxidative stress parameters or serum androgen levels.

Benzer Tezler

  1. Alopesi areata tanılı hastalarda intralezyonel triamsinolon asetonid tedavisi ve trombositten zengin plazma (prp) tedavisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of intralesional triamcinolone acetonide treatment and platelet-rich plasma (PRP) treatment in patients diagnosed with Alopecia areata

    RAMAZAN ÜLKER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    DermatolojiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İLKNUR YORĞUN ÖZDEMİR

  2. Kadınlardaki diffüz saç kaybının sınıflandırılmasında etyolojik faktörlerin rolü

    The role of etiological factors in classification of diffuse hair loss in women

    BELMA ARABACI ARSLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    DermatolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURHAN SARAÇOĞLU

    PROF. DR. İLHAM SABUNCU

  3. Kadın androgenetik alopesi hastalarında klinik alt tiplere göre epidemiyolojik verilerin ve komorbid hastalıkların incelenmesi

    Prospective analysis of the demographics and comorbid diseases of female pattern hair loss patients according to the clinical subtypes

    DEFNE ÖZKOCA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Dermatolojiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BURHAN ENGİN

  4. Saç hücrelerini indükleyici biyoaktif ekstrakt yüklü hidrojel geliştirilmesi

    Fabrication of bioactive extract loaded hydrogel for inducing hair cells

    MERVE PERPELEK ARIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    BiyomühendislikDokuz Eylül Üniversitesi

    Biyomekanik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET KARAKAŞLI

  5. Saçlı deri frontal bölge alopesilerinin ayırıcı tanısında trikoskopinin yeri

    The role of trichoscopy in the differential diagnosis of frontal alopecia of the scalp

    MUHAMMED ALİ GÖKKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    DermatolojiSüleyman Demirel Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İJLAL ERTURAN