Geri Dön

Respiratuvar distres sendromu prognostik faktörlerin değerlendirilmesi

Evaluation of prognostic factors in respiratory distress syndrome

  1. Tez No: 957667
  2. Yazar: AYŞEGÜL KÖR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. UFUK ÇAKIR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Respiratuvar Distres Sendromu, prematürite, prognostik faktörler, Respiratory Distress Syndrome, prematurity, prognostic factors
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Neonatoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 132

Özet

ÖZET Amaç: Respiratuvar Distres Sendromu (RDS) ile ilişkili çeşitli risk faktörleri literatürde tanımlanmış olmakla birlikte, bu faktörlerin hastalığın komplikasyonları ve prognozu üzerindeki etkilerine yönelik veriler sınırlıdır. Çalışmamızda, RDS tanısı alan olguları, postnatal dönemde sürfaktan tedavisi uygulananlar ve uygulanmayanlar olmak üzere iki gruba ayırarak sınıflandırdık. Bu doğrultuda, belirlenen prognostik faktörlerin, sürfaktan tedavisi alan ve almayan gruplar üzerinde farklı etkiler gösterip göstermediğini değerlendirmeyi amaçladık. Elde edilen veriler doğrultusunda RDS risk faktörlerini saptayarak daha sonraki uygulamalarda klinik yaklaşımlar ile tedavi süreçlerinin iyileştirilmesi,hastalık ile ilişkili morbidite ve komplikasyonların ileride en aza indirilmesini hedefledik. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Hastanesi ve Kadın Doğum Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde, 1 Eylül 2019 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasında yatırılan, gebelik haftası ≤32 hafta veya doğum ağırlığı ≤1500 gram olan yenidoğanların, RDS açısından antenatal, natal ve postnatal döneme ait prognostik faktörlerinin retrospektif, kesitsel ve tanımlayıcı araştırma yöntemiyle değerlendirilmesi planlanmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen bireylerin %38.5'inde (n=156) sürfaktan ihtiyacı yok iken, %61.5'nin (n=249) sürfaktan ihtiyacının var olduğu belirlenmiştir. Bireylerin %45.2'si (n=183) kız, %54.8'i (n=222) erkektir. 28 hafta altında doğmak ve düşük doğum ağırlığına sahip olmak RDS ile ilişkili bulunan ana parametrelerdir. Düşük 1. ve 5. dakika apgar skorları, düşük yatış MAP kan basıncı değerleri, yüksek ilk FiO2 değeri, gecikmiş tam enteral beslenmeye geçiş günü, yüksek CRIB II ve SNAP-PE II skoru, uzun süre MV ve O2 desteği alma süresi, düşük ilk ph, pCO2, HCO3, ilk BE, yüksek ilk laktat, PRC, IL-6 ortalaması, doğumda canlandırma,ilk gün mayi miktarı, 7.gün enteral beslenme miktarı, ENS, GNS varlığı,PN 28.gün ve düzeltilmiş 36.haftada solunum desteği varlığı,PN 28.günündeki Fİ02 yüzdesi, pnömotoraks, pulmoner kanama, PDA, BPD, NEK, ROP, IVK,mortalite durumu RDS ile ilişkili saptanmıştır. Sonuç: İlerleyen tıbbi olanaklar ve üniteler arasındaki RDS prognostik faktörlerinin değişmesi nedeniyle ünitemizde RDS için güncel prognostik faktörleri değerlendirilmiştir. Hastalarımızda RDS için en önemli prognostik faktörü düşük doğum ağırlığı, ilk Fi02 değerinin yüksek olması, ilk gün mayi miktarı arttıkça RDS olan hastalarda sürfaktan alma ihtiyacının gerçek risk faktörü olduğunu bulduk. Sürfaktan alan bireylerde hemodinamik anlamlı duktus olup medikal tedavi medikal tedavi ihtiyacı artmaktadır. Çok düşük doğum ağırlığındaki prematüre bebeklerin sağ kalımındaki artan sıklık nedeniyle RDS' nin daha uzun yıllar toplumun önemli sağlık sorunlarından biri olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bu hastalıkla ilgili prognostik faktörlerinin belirlenmesi ile hem tedaviyi hem de erken tanı konulmasını hedefleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Objective: Although various risk factors associated with Respiratory Distress Syndrome (RDS) have been identified in the literature, data regarding their impact on disease complications and prognosis remain limited. In our study, we classified cases diagnosed with RDS into two groups: those who received surfactant therapy in the postnatal period and those who did not. Accordingly, we aimed to evaluate whether the identified prognostic factors have different effects on the groups that did and did not receive surfactant therapy. Based on the data obtained, our goal was to identify RDS risk factors and, in future practices, improve clinical approaches and treatment processes to minimize morbidity and complications associated with the disease Materials and Methods: In this study, it was planned to evaluate the antenatal, natal, and postnatal prognostic factors related to RDS in newborns with a gestational age of ≤32 weeks or a birth weight of ≤1500 grams, who were admitted to the Neonatal Intensive Care Unit of the Children's and Maternity Hospitals at the University of Health Sciences Ankara Bilkent City Hospital between September 1, 2019, and December 31, 2024. A retrospective, cross-sectional, and descriptive research method was used. Results: It was determined that 38.5% (n=156) of the individuals included in the study did not require surfactant therapy, whereas 61.5% (n=249) did. Of the individuals, 45.2% (n=183) were female and 54.8% (n=222) were male. Being born before 28 weeks of gestation and having a low birth weight were identified as the main parameters associated with RDS. The following variables were found to be significantly associated with RDS: low 1st- and 5th-minute Apgar scores, low MAP values at admission, high initial FiO2 levels, delayed initiation of full enteral feeding, high CRIB II and SNAP-PE II scores, prolonged mechanical ventilation and oxygen support durations, low initial pH, pCO2, HCO3, BE, high initial lactate, PRC, and IL- 6 levels, need for resuscitation at birth, fluid volume on day 1, enteral nutrition volume on day 7, presence of early-onset sepsis and late-onset sepsis, presence of respiratory support on postnatal day 28 and at corrected 36 weeks, FiO2 percentage on postnatal day 28, and the occurrence of pneumothorax, pulmonary hemorrhage, PDA, BPD, NEK, ROP, IVK and mortality. Conclusion: Due to advancing medical capabilities and variations in prognostic factors for RDS across different neonatal intensive care units, current prognostic factors for RDS were evaluated in our unit. In our patient population, the most significant prognostic factors for RDS were found to be low birth weight, high initial FiO2 levels, and increased fluid volume on the first day of life—each identified as true risk factors for requiring surfactant therapy among infants diagnosed with RDS. In infants receiving surfactant therapy, the presence of a hemodynamically significant ductus arteriosus was more frequent, along with an increased need for medical treatment. Considering the growing survival rates of very low birth weight preterm infants, we believe that RDS will remain a major public health issue for years to come. Further studies are needed to define the prognostic factors associated with this condition in order to improve treatment approaches and facilitate early diagnosis.

Benzer Tezler

  1. 32 gebelik haftasından önce doğan prematüre bebeklerde nörogelişimsel sorunlar ve etki eden faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of neurodevelopmental problems and affecting factors in premature babies born before 32 weeks of gestation

    CANSEL DAMAR KISAKÜREK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURAN ÜSTÜN

  2. Hastanemizde İzlenen Neonatal Kolestaz Olgularının Değerlendirilmesi

    Evaluation of neonatal cholestasis cases in our hospital

    MUSTAFA YASİR AKYILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEVİM ÜNAL

  3. 1000 gram altı prematürelerde birden fazla sürfaktan kullanım risk faktörleri ve morbidite üzerine etkisi

    Risk factors and the impact on morbidity of multiple surfactant doses in preterm infants under 1000 grams

    MERVE KÜSKÜ POLAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ELİF ÖZALKAYA

  4. Yenidoğan yoğun bakım ünitesi kan kültür sonuçlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of newborn intensive care unit results blood cultures

    AHMET YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İLYAS YOLBAŞ

  5. Solunum sıkıntısı olan yenidoğanlarda kurtarıcı yüksek frekanslı titreşimli ventilasyon (HFOV) uygulanmasının prognoza etkileri

    Prognostic effects of rescue high-frequency oscillatory (HFO) ventilation in neonatal respiratory failure

    ECE MEKİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER ERDEVE