Böbrek etkilenmesi olan henoch-schönlein purpura(hsp) hastalarının retrospektif incelenmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 960403
- Danışmanlar: PROF. DR. AYSUN ÇALTIK YILMAZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Hematüri, Henoch-Schönlein purpurası nefriti, Prognoz, Proteinüri, Hematuria, Henoch-Schönlein purpura nephritis, Prognosis, Proteinuria
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Etlik Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 64
Özet
ÖZET Amaç: Henoch-Schönlein purpura (HSP) tanısı ile izlenen ve böbrek etkilenmesi olan çocuk hastaları klinik ve laboratuvar parametrelerine göre retrospektif olarak değerlendirmek, bulgular ve prognoz arasında ilişkiyi araştırmak Gereç ve Yöntem: Böbrek etkilenmesi olan ve Henoch-Schönlein Purpura tanısı ile takip edilen 77 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar demografik özellikleri, klinik, laboratuvar ve renal biyopsi sonuçları, tedavi ve prognozları ile değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 39'u (%50,6) erkek, 38'i (%49,4) kız olup yaş ortalaması 8,36±3,57 yıl idi. Hastaların tam idrar tetkiklerinde 58'inde (%75,3) mikroskopik hematüri, 9'unda (%11,7) makroskobik hematüri, 58'inde (%75,3) proteinüri kaydedildi. Hastaların 7'sinde (%9,1) hipertansiyon saptandı. İlk renal bulgu zamanı ortalama 3,45±4,73 hafta bulundu. Hastaların %100'ünde cilt tutulumu, %41,6'sında gastrointestinal sistem (GİS) tutulumu, %50,6'sında eklem tutulumu ve %1,3'ünde skrotal tutulum mevcuttu. Çalışmamızda hastalarımıza tanı anında bakılan beyaz küre sayısı ve C-reaktif protein (CRP) değerlerinin ortalamasında artış dikkat çekmektedir. Hastaların tanı anındaki spot idrar protein-kreatinin oranı ve 24 saatlik idrarla atılan protein miktarı ortalaması nefrotik düzeyde proteinüri ile uyumlu bulunmuştur. Yirmi beş hastaya renal biyopsi uygulanmış olup biyopsi yapılan hastaların tamamında (%100) mezangial değişiklikler saptanmış, 16 hastada (%64) tübülointerstisyel değişiklik saptanmıştır. Biyopsi yapılan hastalardan 16'sında (%64) kresent yapısı tespit edilmiştir ve tüm olgularda bu oran %50'nin altında kalmıştır. Biyopsi yapılan 25 hastadan 4'ünde (%16) 1+, 6'sında (%24) 2+ ve 15'inde (%60) 3+ IgA birikimi saptanmıştır. Hastaların %48,1'i tedavi almamış, %18,2'si anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ACEİ) veya anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB), %6,5'i yalnızca oral steroid, %18,2'si oral ve pulse steroid, %9,1'i mikofenolat mofetil (MMF), pulse ve oral steroid kombinasyonu kullanmıştır. Çalışmamızda hastalar ortalama 13 ay takip edilmiş olup hastaların %83,1'inde tam remisyon, %16,9'unda parsiyel remisyon saptandı. Son dönem böbrek yetmezliği gelişen hasta olmadı. Makroskopik hematüri ve proteinüri gelişen hastaların, tam remisyon grubuna kıyasla parsiyel remisyon grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek oranda yer aldığı saptanmıştır. Parsiyel remisyon grubunda yer alan hastalarda, spot idrar proteinkreatinin oranı ile 24 saatlik idrarla atılan protein miktarı, tam remisyon grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar: HSP sıklıkla böbreği etkileyen çocukluk döneminin en sık görülen vaskülitidir. Sıklıkla renal etkilenme hematüri ve proteinüri şeklinde görülmektedir. Ağır HSP nefriti çok kısıtlı sayıda olguda gözlenmiştir, son dönem böbrek yetmezliği izlem süreci içinde saptanmamıştır. Proteinürinin şiddeti ile prognoz arasında ters ilişki çalışmamızda da gösterilmiştir. Erken tanı ve düzenli izlem prognozu belirleyen en kritik basamaklar arasında yer almaktadır. Sonuçlarımız, bireyselleştirilmiş hasta yönetimi, risk temelli tedavi yaklaşımı ve uzun dönem izlem gerekliliğini bir kez daha vurgulamaktadır. Bununla birlikte, çalışmamızın tek merkezli oluşu ve hasta izlem süresinin görece kısa olması, özellikle geç dönem böbrek komplikasyonlarının değerlendirilmesini kısıtlayan önemli sınırlılıklardandır. Bu bağlamda, daha geniş katılımlı, çok merkezli ve uzun süreli prospektif çalışmalar, HSP nefritinin doğal seyrini ve uzun dönem böbrek prognozunu daha sağlıklı biçimde ortaya koyacaktır.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Aim: To retrospectively evaluate pediatric patients diagnosed with HenochSchönlein purpura (HSP) and presenting with renal involvement, based on their clinical and laboratory parameters, and to investigate the association between findings and prognosis. Materials and Methods: Seventy-seven patients with renal involvement who were followed with a diagnosis of Henoch-Schönlein purpura were included in the study. The patients were evaluated in terms of demographic characteristics, clinical and laboratory data, renal biopsy findings, treatment regimens, and prognostic outcomes. Results: Among the patients, 39 (50.6%) were male and 38 (49.4%) were female, with a mean age of 8.36±3.57 years. Urinalysis revealed microscopic hematuria in 58 patients (75.3%), macroscopic hematuria in 9 (11.7%), and proteinuria in 58 (75.3%). Hypertension was detected in 7 patients (9.1%). The average time to initial renal findings was 3.45±4.73 weeks. All patients (100%) had skin involvement; gastrointestinal system involvement was observed in 32 patients (41.6%), joint involvement in 39 (50.6%), and scrotal involvement in 1 (1.3%). An increased mean white blood cell (WBC) count and C-reactive protein (CRP) level were noted at the time of diagnosis. The mean spot urine protein/creatinine ratio and 24-hour urine protein excretion levels were consistent with nephrotic-range proteinuria. Renal biopsy was performed in 25 patients, all of whom showed mesangial alterations. Tubulointerstitial changes were reported in 16 patients (64%), and crescent formations were detected in 16 patients (64%), with none exceeding 50% of glomeruli. The intensity of IgA deposition was 1+ in 4 patients (16%), 2+ in 6 (24%), and 3+ in 15 (60%). Of the patients, 37 (48.1%) received no specific treatment, 14 (18.2%) were treated with angiotensin-converting enzyme inhibitors (ACEIs) or angiotensin receptor blockers (ARBs), 5 (6.5%) with oral steroids alone, 14 (18.2%) with a combination of oral and pulse steroids, and 7 (9.1%) with a regimen including mycophenolate mofetil (MMF), pulse, and oral steroids. The mean follow-up period was 13 months. Complete remission was achieved in 64 patients (83.1%), while 13 patients (16.9%) were classified as partial remission. No patients progressed to end-stage renal disease. Macroscopic hematuria and proteinuria were significantly more common in the partial remission group compared to the complete remission group. Both the spot urine protein/creatinine ratio and the 24-hour urine protein levels were significantly higher in the partial remission group. Conclusion: Henoch-Schönlein purpura is the most common childhood vasculitis and frequently affects the kidneys. Renal involvement typically presents as hematuria and proteinuria. Severe HSP nephritis was observed in only a few cases, and no patients progressed to end-stage renal failure during the follow-up period. Our study also demonstrated an inverse relationship between proteinuria severity and prognosis. Early diagnosis and regular follow-up remain critical for favorable outcomes. These results highlight the importance of individualized patient management, risk-based therapeutic approaches, and the need for long-term monitoring. However, the singlecenter design and relatively short follow-up period of our study are limitations, particularly in assessing long-term renal complications. Therefore, multicenter and long-term prospective studies are required to better define the natural course and renal prognosis of HSP nephritis.
Benzer Tezler
- Henoch Schönlein purpurası tanısı ile izlenen çocukların klinik özellikleri,tedavi ve prognozlarının değerlendirilmesi
Evaluation of clinical characteristics, treatment and prognosis of children with Henoch Schönlein purpura
DÖNDÜ NİLAY YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP BİRSİN ÖZÇAKAR
- Henoch Schönlein purpuralı çocuk hastalarda inflamasyon belirteçlerinin değerlendirilmesi
Evaluation of inflammatory markers in children with Henoch Schönlein purpora
FEHİM AKGÜNGÖR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATİH TEMİZ
- Kronik böbrek yetersizliği olan çocuk hastalarda kardiyovasküler belirteç olarak suPAR ve SIRT1'in değerlendirilmesi
Evaluation of suPAR and SIRT1 as Cardiovascular Markers in Pediatric Patients with Chronic Renal Failure
İPEK KAPLAN BULUT
- Obez çocuklarda böbrek etkilenmesi
Influence of obesity on kidneys of children
MEHMET ŞİRİN KAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAdnan Menderes ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERAH SÖNMEZ
- Çocuklarda üreteropelvik bileşke darlığı nedeni ile opere edilen olgularda endikasyon , uygulanan cerrahi girişim ve sonuçların değerlendirilmesi
Retrospective evalution of endi̇cati̇ons, surgical treatment and rersults of children cases diagnosed with ureteropelvic junction obstruction
GÜNAY EKBERLİ AĞIRBAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Çocuk CerrahisiSağlık BakanlığıÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜSEYİN TUĞRUL TİRYAKİ