Polikistik over sendromlu olgularda GPER, kopeptin düzeyleri ile GPER gen polimorfizminin ilişkisinin belirlenmesi
Determination of the relationship between GPER, copeptin levels and GPER gene polymorphism in cases with polycystic ovarian syndrome
- Tez No: 966968
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FİGEN GÜZELGÜL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyokimya, Biochemistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 92
Özet
Polikistik over sendromu, (PKOS) üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin metabolik bozukluklardan biri olup tanımlanması zor heterojen bir hastalıktır. Etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Semptomları hiperandrojenizm, hirsutizm, akne, amenore, oligoamenoredir. Prevalansı %7-8 arasında değişmektedir. PKOS obezite, insülin direnci, diyabet ve dislipidemi gibi metabolik bozukluklarla ilişkilidir. PKOS'da insülin direnci prevalansı %50-75 aralığında değişmekle beraber, bu bireylerde diyabet başlangıç yaşı sağlıklı bireylere göre 10 yaş daha erkendir. Obezite genellikle abdominal obezite olarak görülür ve PKOS'lu kadınların yaklaşık %50'sini etkilemektedir. Üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrinopati olan PKOS, kadınlarda ciddi klinik tablolara yol açmasının yanında ülkemizde infertilitenin nedenleri arasında yer alır. Kadın üreme sistemi oldukça karmaşık hormonal ve fizyolojik mekanizmalar tarafından kontrol edilen kompleks bir sistemdir. Bu sistemdeki aksamalar birçok metabolik sorunu beraberinde getirmektedir. Polikistik over sendromu bu nedenle teşhisi birçok kritere dayanan, tedavisi, nedenleri, genetik geçişi, ilgili genlerin rolleri ve gen regülasyonu tam olarak aydınlatılamamış bir hastalıktır. Her geçen gün üretilen yeni verilerin bir araya getirilerek bu hastalıkta rol oynayan daha fazla genin açığa çıkartılması ve bu genlerin birbirleri ile olan karmaşık ilişkilerinin aydınlatılması öngörülmektedir. Bunun sonucu olarak da hastalığın moleküler biyolojisi çözülebilir ve daha etkin ve ucuz tedavi yöntemleri geliştirilebilir. Östrojenlerin genital sistem, kas-iskelet sistemi, kardiyovasküler sistem, sinir sistemi ve immün sistem üzerinde de önemli etkileri olduğu gösterilmiştir. GPER-1 (G-Protein Bağlı Estradiol Reseptörü), bilinen Östrojen reseptörün (ERalfa/beta reseptör) dışında östrojen reseptörüdür ve çeşitli hastalılarla beraber GPER düzeyinin de azaldığı bildirilmiştir. Bu nedenle çalışmamızda PKOS ve kontrol grubundaki olgularda GPER serum düzeyleri ve gen polimorfizmleri (rs11544331 ve rs3808350) araştırılacaktır. Diğer bir parametremiz olan Kopeptin arjinin vazopresin hormonunun öncülü olup birçok hastalığın yanı sıra oksidatif stresin de önemli nbir ölçütü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kopeptinin PCOS'lu kadınlarda metabolik yanıtta önemli bir rol oynadığı bildirilmiştir. Bu bilgiden hareketle çalışma gruplarımızda Kopeptin'in serum düzeyleri de incelenecektir. Sonuç olarak; çalışmamızda PKOS'u serum GPER, Kopeptin ve GPER gen polimorfizmleri açısından değerlendirerek elde edilen verilerle klinik tablo arasındaki ilişkiyi belirlemeyi hedefliyoruz.
Özet (Çeviri)
Polycystic Ovary Syndrome (PCOS) is one of the most common endocrine-metabolic disorders in women of reproductive age and is a heterogeneous disease that is difficult to define. Its etiology is not fully understood. Symptoms include hyperandrogenism, hirsutism, acne, amenorrhea, and oligomenorrhea. Its prevalence ranges between 7% and 8%. PCOS is associated with metabolic disorders such as obesity, insulin resistance, diabetes, and dyslipidemia. Although the prevalence of insulin resistance in PCOS ranges from 50% to 75%, the onset age of diabetes in these individuals is on average 10 years earlier than in healthy individuals. Obesity in PCOS is usually abdominal and affects approximately 50% of women with the condition. As the most common endocrinopathy in women of reproductive age, PCOS not only leads to serious clinical manifestations but is also among the causes of infertility in our country. The female reproductive system is a complex system controlled by intricate hormonal and physiological mechanisms. Disruptions in this system can lead to many metabolic problems. For this reason, polycystic ovary syndrome is a disease whose diagnosis depends on multiple criteria, and whose treatment, causes, genetic inheritance, the roles of related genes, and gene regulation have not yet been fully elucidated. It is anticipated that the increasing body of new data will help identify more genes involved in the disease and clarify the complex relationships between them. As a result, the molecular biology of the disease could be resolved, and more effective and affordable treatment methods could be developed. Estrogens have also been shown to have significant effects on the genital system, musculoskeletal system, cardiovascular system, nervous system, and immune system. GPER-1 (G-Protein Coupled Estrogen Receptor) is an estrogen receptor other than the well-known ERα/β receptors, and it has been reported that GPER levels are decreased in various diseases. For this reason, in our study, we will investigate serum GPER levels and GPER gene polymorphisms (rs11544331 and rs3808350) in cases from both the PCOS and control groups. Another parameter in our study, copeptin, is a precursor of the hormone arginine vasopressin and is considered an important marker of oxidative stress in addition to various diseases. Copeptin has been reported to play an important role in the metabolic response in women with PCOS. Based on this information, copeptin serum levels will also be examined in our study groups. In conclusion, in our study, we aim to evaluate PCOS in terms of serum GPER, copeptin levels, and GPER gene polymorphisms, and to determine the relationship between these findings and the clinical presentation.
Benzer Tezler
- Polikistik over sendromlu olgularda ovulasyon indüksiyonunda rekombinant FSH ve yüksek saflıkta üriner FSH uygulamalarının karşılaştırılması
Recombinant FSH versus highly-purified urinary FSH for ovulation induction in women with polycystic ovary syndrome
ZELİHA ATAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Kadın Hastalıkları ve DoğumHacettepe ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TİMUR GÜRGAN
- Polikistik over sendromlu olgularda plazma adrenomedullin düzeyi
Plazma adrenomedullin levels in patients with polycystic ovary syndrome
BANU UÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Kadın Hastalıkları ve DoğumKırıkkale ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. VOLKAN NOYAN
- Polikistik over sendromlu olgularda otonom sinir sistemi işlevi ile birlikte anksiyete ve depresyon durumlarının değerlendirilmesi
The evaluation of autonomic nervous system function with anxiety and depression condition in polycystic ovary syndrome patients
YASİN BIYIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Kadın Hastalıkları ve DoğumCumhuriyet ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ÇETİN
- Polikistik over sendromlu olgularda metformin tedavisi öncesi ve sonrası antioksidan sistemlerin araştırılması ve inhibin B düzeyleri
Researching for antioxidan systems in cases with polycystic syndrom before and after treatment of metformin and inhibin B levels
ASUMAN SEVİL KAMACI
- Polikistik over sendromlu olgularda insülin rezistansının insülin tolerans testi ile araştırılması
Searching insulin resistance with insulin tolerance test in policystic ovary sendrome patients
FUAT ZAMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
Kadın Hastalıkları ve DoğumDicle ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. GÖKHAN BAYHAN
Y.DOÇ.DR. AHMET YALINKAYA