Geri Dön

Değişik yaşlarda uygulanan kimi zorla tüy değiştirme yöntemlerinin yumurtacı sürülerde verimle ilgili çeşitli özelliklere etkileri üzerinde araştırmalar

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 10308
  2. Yazar: Z. SERVET YALÇIN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÇETİN KOÇAK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ziraat, Agriculture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1990
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Zootekni Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 106

Özet

Bu araştırma ile temelde, değişik yaşlarda uygulanan iki farklı zarla tüy değiştirme yönteminin kahverengi yumurtacı hibritlerde yu murta verimi ile ilgili çeşitli özelliklere ve zarla tüy değiştirme ile ortaya çıkan kimi fizyolojik değişikliklere etkisinin araştırıl ması amaçlanmıştır. Araştırma Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Tavukçuluk Biriminde yürütülmüştür. Yaş grubu olarak 68 ve 76. haf talar ele alınmıştır. Her yaş grubuna 2 farklı zorla tüy değiştirme yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemler, 1. kısa süreli açlık yöntemi; 6 gün açlık döneminden sonra yumurta yemi verilmiştir. 2. Uzun sü reli açlık yöntemi; 10 gün açlık döneminden sonra, 21 gün buğday ve daha sonra yumurta yemi verilmiştir. Tavuklara su ve ışık sınırlaması uygulanmamıştır. Çalışma S ayda tamamlanmıştır. İkinci verim dönemin de fizyolojik değişimlerin incelenmesi amacıyla deneme gruplarında canlı ağırlık, karaciğer, dalak, ovidukt, uterus, karın yağı ağırlık ları, serum toplam kalsiyum, serum inorganik fosfor düzeyleri, femur- da ağırlık, özgül ağırlık, ham kül, kalsiyum ve fosfor düzeyleri öl çülmüştür. Zorla tüy değiştirmeye başlama yaşının ve yöntemlerin yu murta verimi (tavuk-gün esasına göre), yumurta kabuk niteliği, yem tüketimi, yemden yararlanma (yem tüketimi/düzine yumurta) ve ölüm o- ranları üzerine etkileri irdelenmiştir. Elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. Açlık döneminde canlı ağırlıkta % 14.3-24.8 karaciğer ağırlı ğında %38.1-52.6, ovidukt ağırlığında %4 9.9-61.4, uterıiıs ağırlığın da % 34. 1-48.3 karın yağı ağırlığında % 69. 2-82. 5 oranında kayıp or taya çıkmıştır. Dalak ağırlığında ise ortalama % 5.4 oranında artış saptanmıştır. Ağırlık kayıplarının uzun süreli açlık yönteminde, kısa süreli açlığa oranla daha fazla olduğu anlaşılmıştır. Yumurta verimi nin başlamasıyla birlikte tüm gruplarda canlı ağırlık ve sözü edilen organların ağırlıklarında artma, dalak ağırlığında azalma ortaya çık mıştır. Canlı ağırlık, ovidukt ve uterus ağırlıkları deneme sonuna kadar artmaya devam etmiştir. Deneme sonunda karaciğer ve dalak-71- ağırlıklarmda azalma saptanmıştır. Açlık döneminde serum kalsiyum düzeyi 6.50-8.80 mg/dl, serum inorganik fosfor düzeyi 3.56-4.05 mg/dl arasında değişmiştir. Serum kalsiyum ve inorganik fosfor düzeyleri yumurta veriminin başlamasıyla birlikte artmıştır. Verim tepe noktasına ulaştığında serum kalsiyum ve inorganik fosfor düzeylerinin de en yüksek değere eriştiği saptan mıştır. Verim dönemi sonunda serum kalsiyum ve inorganik fosfor dü zeylerinde tekrar azalma olduğu anlaşılmıştır. Açlık döneminde femur ağırlığı, özgül ağırlığı ve ham kül dü zeylerinde azalma bulunmuştur. Femurda ortaya çıkan bu değişmelere! paralel olarak kalsiyum düzeyi ortalama % 16.86 dan % 14.97' e, fos for düzeyi ortalama % 7.38 ' den % 6. 40' a düşmüştür. Femurda incelenen tüm özelliklerin düzeylerinde, yumurta veriminin başlangıcında ve verim tepe noktasına ulaştığı hafta artma, verim dönemi sonunda azal ma olduğu bulunmuştur. Yumurta veriminin açlığın 4-5. günlerinde tam olarak durduğu saptanmıştır. Deneme gruplarında tekrar yumurtlamaya başlama 10-36 günler arasında değişmiştir. En erken yumurtlamaya başlama 76. haf tada kısa süreli açlık yöntemiyle tüy değiştirmeye giren grupta ol muştur. Yumurtlamaya en geç başlayan grup 68. haftada uzun süreli açlık yöntemiyle tüy değiştirmeye girenlerdir. Zorla tüy değiştirme ye başlama yaşının yumurta verimi üzerine etkisinin önemli olduğu an laşılmıştır. Tüy değiştirmeye 76. haftada giren tavuklar, 68. haftada girenlere aranla 7.45 adet daha az yumurta üretmişlerdir. Verim dönemi sonunda (6 ay) en fazla yumurta (93.82 adet) 68. haftada kısa süreli açlık yöntemiyle tüy değiştirmeye giren gruptan alınmıştır. Ancak sağ lam yumurta miktarı dikkate alındığında, 68. haftada kısa ve uzun süreli açlık yöntemleriyle tüy değiştirmeye giren gruplar arasında fark.' olmadığı anlaşılmıştır. Bu durum, 68. haftada uzun süreli açlık yön temiyle tüy değiştirmeye giren grupta kabuk dayanıklılığının daha iyi olması nedeniyle kırık yumurta miktarının azalması sonucunda ortaya çıkmıştır. Verim dönemi, 68. haftada tüy değiştirmeye giren grupta 8 aya kadar uzatıldığında uzun süreli aç bırakılan grubun yumurta ve rimi bakımından en iyi sonucu verdiği anlaşılmıştır (120.26 adet).-72- Bu grupta yemden yararlanmanın da en iyi olduğu sonucuna varılmıştır (2.39). Ölüm oranları bakımından deneme grupları arasında fark bulu namamıştır. Sonuç olarak, serum ve femur, kalsiyum düzeylerinde, tüy değiş tirme başlangıcına göre artma olması, tüy değiştirme ile kalsiyum me tabolizmasının hızlandığı görüşünü kuvvetlendirmektedir. Kabuk nite liğinin önemli olduğu ve ikinci verim döneminin 6-8 ay arasında uzatıl mak istendiği durumlarda, tavukların erken yaşta, uzun süreli açlık yöntemiyle tüy değiştirmeye sokulmasının önerilebileceği sonucuna varılmıştır.

Özet (Çeviri)

The study was undertaken ta investigate the effect of the different moulting methods at different ages ofi the : post-moulting performance of brown egg layers. In addition, certain parameters were examined to characterize physiological changes of the layers in response to the moulting procedure. The experiment was carried out at Ege University, Agriculture Faculty, Department of Animal Husbandry. Hens were divided into two. groups as 68 and 76 weeks of age. The following moulting methods were applied to the hens in each age groups. Method 1: Hens were force moulted by witholding food for 6 days and then returned to a layer ration. Method 2: Hens were force moulted by witholding food for 10 days and then they were given a grain (wheat) for 3 weeks and returned to a layer ration. Water was ad libitum during the experiment. Light was maintained at 16 hours until the end of the experiment. The experiment lasted for B months. The following characteristics were examined during the moulting and laying periods: Body weight, liver weight, spleen weight, oviduct weight, uterus weight, abdominal fat weight, 'serum calcium, serum inorganic phosphorus, femur weight, specific gravity of femur, ash of femur, femur calcium, femur phosphorus, egg production, egg shell quality, food consumption, food utilisation (kg/doz) and mortality. The results were summarized as below : During the food withdrawal period the percent losses of body weight and the weight of liver, oviduct, uterus, abdominal fat were found between 1^.3-24.8%, 38.1-52.6%, W. 9-61.^4%, 3t*. 1-^8.3%, 69.2-82.6% respectively. Spleen weight was increased about 5. W. The weight losses of the hens food withdrawn for 10 days were higher than those food withdrawn for 6 days. The weights of body, liver, oviduct, uterus and abdominal fat were increased while weights of spleen were decreased during the laying period. There was a decrease of the liver weight at the end of the laying period.-74- SsTum total calcium were changed from 6.50 to 8.80 mg/dl and serum inorganic phosphorus were changed from 3.56 to 4.05 mg/dl at the end of the food withdrawal period. The increasing in serum calcium and inorganic phosphorus were coincident with the increasing in egg production. A significant decrease in serum calcium and inorganic phosphorus were found at the end of the laying period. The weight of femur, specific gravity of femur and ash of femur were exhibited a similar significant decreasing at the end of the food withdrawal period. Femur calcium and phosphorus levels were also depressed. Femur calcium level was decreased from 16. 86 % to 14.97 % and femur phosphorus level were decreased from 7.38 to 6.40 %. The level of the all of the characteristics related to femur were increased at the beginning of the egg production period. Hens ceased to lay in 4-5 days in all the treatments. Resumption of lay changed between 10 and 36 days. Molted hens at 76 weeks of age by witholding food for 6 days have began to lay sooner than those moulted at 68 weeks of age by witholding food for 1D days. Egg production was affected by moulting age. During the experiment 7.45 more eggs were laid by the hens moulted at 68 weeks of age. The highest number of eggs (93.82) was produced by the hens moulted at 68 weeks of age by witholding food for 6 days (during 6 month). But when the cracked eggs was taken into consideration it was shown that the hens moulted at -68 weeks of age by witholding food for 6 days produced the highest number of cracked eggs. Then, there was no significant difference for marketable eggs between hens moulted at 68 weeks of age by witholding food 6 or 10 days. The hens in this group had the most efficient of food utilisation. There was no significant difference between groups for the rate of mortality. In conclusion, induced moulting of laying hens improved subsequent shell strenght. These finding indicate that a post-moult improvement in shell quality compared to values prior to moulting was probably related a passible improvement in calcium metabolism by moulting. The results suggested that force moulted the hens at early ages by the longer period of food withdrawal resulted in increased number of eggs in 6-8 months post-moult period.

Benzer Tezler

  1. Maerchen im fremdsprachenunterricht

    Yabancı dil öğretiminde masal

    LERNA KARENS

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    1996

    Eğitim ve Öğretimİstanbul Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜLİN POLAT

  2. Konjenital infantil esotropyada cerrahi sonrası sinoptoskopik değerlendirme

    Synoptoskopic evaluation in congenital infantile esotropia after surgery

    REMZİ TANIDIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Göz Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYATİ TOLUN

  3. Elektromanyetik alanların insan sağlığı üzerindeki zararlı etkileri

    Hazards of EMF's on the people

    SERGÜL ÖZÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Fizik ve Fizik MühendisliğiÇukurova Üniversitesi

    Fizik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KERİM KIYMAÇ

  4. Sağlıklı ve dominant agresyonlu köpeklerde monoamin düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of monoamine levels in healthy and dominant aggressive dogs

    EBRU ÖZAYTEKİN AKBAŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Veteriner Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. H. TAMER DODURKA