Geri Dön

Kutanöz malign melanomda prognostik faktörler ve angiogenez

The Prognostic factors in cutaneous malignant melanoma and angiogenesis

  1. Tez No: 103457
  2. Yazar: NUR BÜYÜKPINARBAŞILI (BOYACIOĞLU)
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. CUYAN DEMİRKESEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2001
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 83

Özet

61 ÖZET VE SONUÇLAR Çalışmamızda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir; Kadın / Erkek oranı 1/1,2 olup hafif erkek üstünlüğü gözlenmektedir. Yaş ortalaması 51,6' dır. Kadm olgular 41-50 ve 51-60 yaş gruplarında, erkek olgular 51-60 ve 61-70 yaş gruplarında daha fazla görülmektedir. Olguların primer tümörün anatomik lokalizasyonuna göre en sık yerleşim yerleri baş-boyun (%23,7) ve ayak tabanı (%18,3) dır. Bunu takiben sırt (%16,1), üst ekstremite (%9,7), omuz (%8,6), toraks (%6,5), bacak (%6,5), karın (%5,4), saçlı deri (%5,4) sıralanmaktadır. Malign melanomun erkeklerde daha çok gövde lokalizasyonlu, kadınlarda ise daha çok ekstremite lokalizasyonlu olduğu görülmüştür. Cox regresyon analizine göre bağımsız prognostik faktör olarak belirlenen Breslow kalınlığına göre olgular değerlendirildiğinde; 1 mm altındaki ince melanomlar %21,5, 1-4 mm arasındaki intermediate kalınlıktaki melanomlar %42, 4 mm üzerindeki kalın melanomlar ise %28 oranında görülmektedir. Ayak tabanı yerleşimli olguların %82,3' ü 2 mm üzerinde kalınlık göstermektedir. Breslow kalınlığı ile invazyon derinliği arasında doğru yönde bir korelasyon mevcut olup, olgularımızın ^>81,7' sini Clark Level IV ve V tümörler oluşturmaktadır. Breslow kalınlığı ile ülserasyon arasında yalan bir ilişki mevcuttur ve tümör kalınlığı arttıkça ülserasyon oram artmaktadır. Cox regresyon analizine göre tümör kalınlığı gözardı edildiğinde62 MMN, %2,2 Nevoid malign melanom, %1,1 Verriiköz malign melanom olarak sıralanmaktadır. ALMM %50 ve NMM %43,8 oranında 4 mm üstü kalınlık göstermektedir. Polipoid malign melanom olgularının hepsi 2 mm üzerinde kalınlıktadır. LMM' lu olguların %42,8' i 1 mm ve altı kalınlığa sahiptir. 65 yaş ve yukarısında NMM, 65 yaş altında ise YYMM en sık görülen histolojik subtiptir. YYMM, LMM, polipoid malign melanomda erkek üstünlüğü, NMM' da kadın üstünlüğü bulunmaktadır. Breslow kalınlığı arttıkça tümörü infîltre eden lenfositlerin (TİL) oranı düşmektedir. Ülserasyon ile TIL arasında ise böyle bir ilişki bulunamamıştır. Olguların %86' sı vertikal büyüme fazında, %14' ü radial büyüme fazındadır. Olgularımızın %30,1' i parsiyel regresyon göstermektedir. Olgularımızdan %2,2' si damar invazyonu, %6,5' i lenfatik invazyon, %2,2' si perinöral invazyon göstermektedir. Damar invazyonu gösteren olgularda aynı zamanda organ metastazı mevcuttur. Perinöral invazyon gösteren %50 olguda 10 ay sonra lokal nüks gelişmiştir. Olgularımızın %3,2' sinde mikrosatellit saptanmıştır. Mikrosatellit görülen olguların tümör kalınlıkları 2 mm üzerindedir. Olgularımızın % 1,1' i (1 olgu) in-transit metastaz göstermektedir. İn-transit metastaz gösteren olgunun Breslow kalınlığı 3,4 mm' dir. Olgularımızın %20,4' ünde zeminde nevüs gözlenmektedir. Olgularımızın %20,4' ünde lenf düğümü metastazı gelişmiştir. Lenf düğümü metastazı gösteren olguların %89,4' ünü ayak tabanı yerleşimli olgular oluşturmaktadır. Lenf düğümü metastazh olguların %68,4' ünün tümör kalınlığı 4 mm üzerinde olup, Breslow kalınlığı 1 mm altında olan olguların hiçbirinde lenf düğümü metastazı gelişmemiştir. Bu olguların %94,7' sinde ülserasyon mevcuttur. ALMM' lu olguların %50' sinde lenf düğümü metastazı gelişmiş olup, metastazh olguların %42,1' ini oluşturmaktadır. Olgularımızın %21,5' inde organ metastazı gelişmiştir. Bu olguların %65' i 65 yaş altında, %55' i erkektir. Organ metastazı gösteren olguların %45' i ayak tabanı, %20' si baş-boyun, %15' i gövde, %10' u üst ekstremite, %10' u alt ekstremite yerleşimlidir. Organ metastazı görülen olguların %55' ini Breslow kalınlığı 4 mm üzerinde olan olgular oluşturmaktadır. Olguların %90' ı ülserasyon göstermektedir. Organ metastazı gösteren olguların %40' ı ALMM, %20' si YYMM, %20' si NMM, %10' u polipoid malign melanom, %5' i LMM, %5' i malign mavi nevüsden oluşmaktadır. Olgularımızda en sık metastaz görülen organlar deri, subkutan yağlı doku, karaciğer ve akciğerdir. Olgularımızdan takip süresi içerisinde %9,6' sı kaybedilmiştir. Sürviyi etkileyen faktörler Breslow63 kalınlığı, invazyon derinliği, ülserasyon, mitoz, TİL ve tümör çevresi lenfosit oranı, lenf düğümü ve organ metastazıdır. Yaş, cinsiyet, histolojik tip, anatomik lokalizasyon, regresyon, zeminde nevüs varlığı sürviyi etkilememektedir. Prognozda etkili bir diğer faktör olan vaskülarizasyonu belirlemek amacıyla metastazlı ve metastazsız primer malign melanomlara immünhistokimyasal olarak CD31, vEGF, bFGF uygulanmıştır. CD31/PECAM-1 primer antikoru ile metastazlı olgulardaki mikrodamar sayılan metastazsız olgulara göre belirgin olarak yüksek çıkmıştır. vEGF ile metastazlı grupta tümör hücresi ve tümör çevresindeki lenfositlerin boyanmaları metastazsız gruba göre anlamlı ölçüde üstünlük göstermektedir. TİL' de ise iki grup arasında anlamlı farklılık görülmemiştir. bFGF ile peritümöral damar boyanması metastazlı grupta metastazsız gruba göre anlamlı ölçüde farklılık göstermiştir. Buna karşın tümör hücre sitoplazması, tümör hücre nüvesi, intratümöral damar boyanmaları her iki grupta anlamlı farklılık göstermemiştir. Angiogenezin prognozdaki etkisini araştırmak amacıyla immünhistokimyasal olarak uygulanan CD3 1 ile saptanan yüksek mikrodamar sayılan azalmış sürvi oranını göstermesi bakımından önemli bulunmuştur. vEGF ile tümör hücresi ve peritümöral lenfositik infiltrasyon boyanma yoğunluğunun artışı sürvi oranım anlamlı ölçüde düşürmüştür. bFGF ile saptanan tümör hücre sitoplazması, intratümöral ve peritümöral damar boyanmalan ile sürvi arasında anlamlı ilişki gözlenmiştir.

Özet (Çeviri)

64 SUMMARY THE PROGNOSTIC FACTORS IN CUTANEOUS MALIGNANT MELANOMA AND ANGIOGENESIS In this retrospective study, we analyzed HE stained cross sections of 93 cases which was iiagnosed at Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Pathology Department between the years 1992-2000. tVe have evaluated 21 prognostic parameters; which were sex, age, anatomic localization of the primary esion, tumor thickness, level of invasion, ulceration, mitotic activity, histologic subtype, tumor nfiltrating lymphocytes (TIL), peritumoral lymphocytes, growth phase, regression, local recurrence, nicroscopic satellitosis, in-transit metastasis, invasion of blood vessel, lymphatic and perineural tissue, )re-existent naevus, nodal metastases and organ metastases. In 50 cases, we evaluated the prognostic /alue of angiogenesis. Vascularity was quantified by microvessels count on paraffin sections stained vith anti CD3 1 monoclonal antibody in metastatic and nonmetastatic primary cutaneous melanoma. Vlorover, we investigated vEGF and bFGF.expression in metastatic and nonmetastatic primary ;utaneous melanoma. In our study we have found mild male predominance and superficial spreading malignant nelanoma preponderance. When tumor thickness was concerned intermediate-thickness melanomas vere more frequent. The most common localizations were the plantar arches, head and neck. Breslow hickness was the most important and independent prognostic factor. Tumor thickness was correlated vith age, ulceration, level of invasion, mitotic activity. On the other hand, there was an inverse :orrelation with thickness and the amount of the TIL. The second independent prognostic factor was ilceration. Other than Breslow thickness and ulceration, level of invasion, mitotic activity, TIL, >eritumoral lymphocytes were found as the most important predictors of survival. In our study, microvessel counts that stained with anti CD3 1 monoclonal antibody were ignificanly greater in the metastatic primary melanomas compared to the nonmetastatic group. There vas an inverse correlation with microvessel counts and patient survival. Expression of vEGF in nelanoma cells and peritumoral lymphocytes was more frequent in metastatic primary melanomas. Ugh level of vEGF expression was associated with worse prognosis. Expression of bFGF in peritumoral )lood vessels was more frequent in metastatic primary melanomas. Morever there was an inverse :orrelation with the expression of bFGF within the tumor cell cytoplasms and in peritumoral and ntratumoral blood vessels as well as patient survival.

Benzer Tezler

  1. Malign melanom olgularının prognostik faktörler açısından 6 yıllık retrospektif klinikopatolojik analizi

    Prognostic factors of malignant melanomic cases, 6-year retrospective clinicopathological analysis

    AHU GÜLÇİN SARI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN DENİZ TUNÇEL

  2. Kliniğimizde kutanöz malign melanom nedeniyle tedavi edilen hastaların retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of patients treated for cutaneous malign melanom in our clinic

    HAKAN AKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TEKİN ŞİMŞEK

  3. Malign melanom tanili hastalarda klinikopatolojik özelliklerin prognostik ve prediktif önemi

    Prognostic and predictive importance of clinicopathological features in patients with Malignant Melanoma

    YASEMİN SAĞDIÇ KARATEKE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    OnkolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. LÜTFİYE DEMİR

  4. Kutanöz malign mealanom olgularının retrospektif analizi

    Retrospective analysis of cutaneous malign melanoma cases

    FIRAT ACAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiÇukurova Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN METİN YAVUZ

  5. Sentinel lenf nodu tutulumu olmayan, erken evre, malign melanom hastalarında sağkalımının araştırılması ve prognostik belirteçlerin sağkalıma etkisi

    Research of survival in patients with early malignant melanoma without sentinel lymph node involvement and the effect of prognostic markers on survival

    KIVANÇ EMRE DAVUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiKocaeli Üniversitesi

    Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRAH KAĞAN YAŞAR