Geri Dön

Supraventriküler ve ventriküler aritmili hastalarda radyofrekans kateter ablasyonunun fonksiyonel ve morfolojik kardiyak etkilerinin ekokardiyografik olarak araştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 108445
  2. Yazar: RECEP GÜNDOĞDU
  3. Danışmanlar: Belirtilmemiş.
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2001
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 130

Özet

ÖZET Radyofrekans kateter ablasyonu (RFA), supraventriküler ve ventriküler aritmilerin tedavisinde başarıyla kullanılmakta ve komplikasyon oram kabul edilebilir düzeylerde kalmaktadır. Ekokardiyografi ile RFA komplikasyonlarının tamamma yakmı belirlenebilmektedir. RFA komplikasyo olarını bildiren çalışmalar gözden geçirildiğinde işlem öncesi, işlem sonrası ve geç dönemdeki ekokardiyografi bulgularının karşılaştırıldığı prospektif çalışma sayısının oldukça az olduğu görülmektedir. Çalışmamızın amacı RFA endikasyonu konulan supraventriküler ve ventriküler aritmili hastalarda işlem öncesi, işlem sonrası ve işlemden sonra geç dönem ekokardiyografi bulgularının karşılaştırılarak RFA'nın fonksiyonel ve morfolojik kardiyak etkilerinin araştırılması ve ekokardiyografinin bu hastalarda optimal uygulama şeklinin belirlenmesidir. Tüm hastalara RFA öncesi, RFA' dan sonra ve geç dönemde (ortalama 14.6±4.3 ay sonra) M-Mod, iki boyutlu,“pulsed”,“continuous”ve renkli Doppler incelemelerini içeren tam bir ekokardiyografik tetkik uygulanmıştır. Ekokardiyografik inceleme Ultramark VII (Advanced Technology Laboratories) cihazı ile ve 2.5 Mhz'lik prob kullanılarak gerçekleştirilmiş; tüm incelemeler video kasetlere kaydedilmiştir. M-Mod incelemede kalp boşlukları, duvar kalınlıkları ve valvül hareketleri belirlenmiştir. Çalışmaya RFA endikasyonu konulan 29 Wolff Parkinson White (WPW) sendromlu, 5 atriyo ventriküler nodal reentran taşikardi (AVNRT)'li, 2 ektopik atriyal taşikardi (EAT)'li ve 4 ventriküler taşikardi (VT)'li,15 (% 37)'i kadın, 25 (% 63)'i erkek, toplam 40 hasta alınmıştır (yaş ortalaması 35.9±11.07 yıl, yaş aralığı 13-54 yıl). RFA öncesi ekokardiyografilerde 29 WPW sendromlu hastanın (yaş ortalaması: 36.6±10.4 yıl, yaş aralığı: 15-54 yıl) 23 'ünde (% 79) RFA öncesi ekokardiyografik değerlendirilmesinde çeşitli anormallikler tespit edilmiştir. WPW sendromlu hastaların 10'unda (% 34) mitral kapak prolapsusu, 8'inde (% 27.5) hipertansif kalp hastalığı, 3 'ünde (% 10) romatizmal kalp kapak hastalığı, 4 'ünde (% 13) dejeneratif kalp kapak hastalığı, l'inde (% 3) hipertrofik obstruktif kardiyomiyopati, 4'ünde (% 13) hafif triküspid yetersizliği tespit edilmiştir. AVNRT'li 5 hastanın (yaş ortalaması: 41.2±9.6 yıl, yaş aralığı: 26-52 yıl) RFA öncesi ekokardiyografilerinde, hastaların 3'ünde (% 60) hipertansif kalp hastalığı, 2 'sinde (% 40) dejeneratif kalp kapak hastalığı, l'inde (% 20) mitral kapak prolapsusu, 2' sinde (% 40) hafif triküspid yetersizliği belirlenmiştir. Ektopik atriyal 107taşikardîli iki hastanın (yaş ortalaması: 14+1.4 yıl, yaş aralığı: 13-15 yıl) RFA öncesi ekokardiyografilerinde uzun süreli ve sürekli (“incessant”) taşikardiye sekonder olarak gelişen dilate kardiyomiyopati tespit edilmiştir. Ventriküler taşikardili 4 hastanın (yaş ortalaması: 14±1.4 yıl, yaş aralığı: 13-15 yıl) RFA öncesi ekokardiyografilerinde, 1 hastada (% 25) iskemik kalp hastalığı, geçirilmiş miyokard infarktüsü, inferior ve posterior akinezi, sol ventrikül sistolik disfonksiyonu, başka bir hastada ise aritmojenik sağ ventrikül displazisi belirlenmiştir. Çalışmaya alman 40 hastada toplam 50 RFA işlemi (36 aksesuar yol ablasyonu, 5 selektif yavaş yol ablasyonu, 2 atriyal ektopik odak ablasyonu, 4 ventriküler odak ablasyonu) gerçekleştirilmiş ve bunlardan 46'sında (% 92) başarılı olunmuştur. Elektrofizyoloji işlemi 32 kanallı“BARD”ve RFA ise EPT cihazı ile yapılmıştır. WPW sendromlu 29 hastaya (33 aksesuar yol nedeni ile) 36 RFA işlemi uygulanmış, 32'sinde (% 88) başarılı olunmuş ve 30 (% 90) aksesuar yol ortadan kaldırılmıştır. Diğer hastaların tamamında RFA başarılı olmuştur. Toplam 50 RFA işleminin 4 'ünde (% 8) RFA' dan hemen sonra yapılan ekokardiyografilerde yeni ortaya çıkan (2 perikardiyal efüzyon, 1 trombüs ve 1 triküspid yetersizliğinde hafif artış) bulgular tespit edilmiş, diğer hastalarda herhangi bir değişiklik gözlenmemiştir. Ablasyondan sonra 3. ve 7. gün yapılan ekokardiyografilerde de bir farklılık bulunmamıştır. RFA' dan ortalama 14.6±4.3 ay sonra yapılan ekokardiyografilerde hastalarda önceden var olmayan, yeni herhangi bir anormal bulguya rastlanmamıştır. Ektopik atriyal taşikardili iki hastanın RFA'dan sonra geç dönemde (11.5+3.5) ay sonra yapılan ekokardiyografilerinde ise uzun süreli ve sürekli taşikardiye sekonder olarak gelişen dilate kardiyomiyopati bulgularının tamamen düzeldiği görülmüş, bu iki hastanın RFA öncesi sol ventrikül diyastolik çapı 6.2±0.56 cm, sistolik çapı 5.1±0.56 cm, ejeksiyon fraksiyonu % 41.5 ±2.1 bulunurken; geç dönemde bu değerler sırasıyla, 5.7 ±0.5cm, 4.1±0.6 cm, % 50±2.8 bulunmuştur. Çalışma grubunun RFA öncesinde sol ventrikül diyastol sonu çaplarının ortalaması 4.83±0.64 cm, sol ventrikül sistol sonu çaplarının ortalaması 3.08±0.73 cm, ejeksiyon fraksiyonlarının ortalaması % 64.9±10 bulunmuş ve RFA'dan 14.6 ±4.3 ay sonra ise, bu değerler sırasıyla 4.8±0.59 cm, 3.02±0.59 cm ve % 65.6±8.4 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla RFA yapılan hastalarda ablasyonun sol ventrikül fonksiyonlarım etkilemediği görülmüştür. Sonuç olarak çalışmamızda, ekokardiyografık inceleme ile supraventriküler ve ventriküler aritmilerin tedavisinde kullanılan radyofrekans kateter ablasyonuna ilişkin komplikasyonların hemen hemen tamamının belirlenebileceği gösterilmiştir. Diğer yandan bulgularımız işlemden sonra yapılan tek ekokardiyografik incelemenin komplikasyonları belirlemede yeterli olduğunu ve RFA sonrası ekokardiyografik kontrollerin gereksiz olduğu kanısına varılmıştır. Yanısıra, işlem öncesi ekokardiyografik incelemede pekçok hastada subklinik anormalliklerin 108belirlenmesi, işlem öncesi kontrol ekokardiyografisinin gerekli bir inceleme olduğunu göstermektedir. Ayrıca çalışmamızda, radyofrekans kateter ablasyonunun supraventriküler ve ventriküler aritmilerin tedavisinde başarıyla kullanılan güvenilir bir tedavi yöntemi olduğu da teyid edilmiştir. 109

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı'nda 2000-2017 yılları arasında ebstein anomalisi tanısı ile izlenilen hastaların değerlendirilmesi

    Assessment of patients diagnosed as ebstein anomaly in between years 2000 and 2017 at Hacettepe University Pediatric Cardiology Department

    AYDIN ADIGÜZEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU AYPAR

  2. Yenidoğan ve erken süt çocukluğu dönemindeki supraventriküler taşikardilerin klinik izlemi ve tedavi yanıtlarının geriye dönük olarak incelenmesi

    Review of clinical follow-up and response to the treatment of supraventricular tachycardias in the newborn and early infancy

    FATMA NUR AYMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Medipol Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL AKDENİZ

  3. Köpeklerde kalp hastalıklarında holter monitorizasyon tekniği ile aritmilerin tanısı ve sınıflandırılması

    Diagnosis and classification of arrhythmias detected by holter monitoring in dogs with heart disease

    EKREM ÇAĞATAY ÇOLAKOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Veteriner HekimliğiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ŞAHAL

  4. Tip 2 diyabetli hastalarda sessiz miyokard iskemisi taraması ve sessiz iskemi saptanan hastalarda kardiyovasküler risk faktörlerinin değerlendirilmesi

    Screening for silent myocardial ischemia in patients with type 2 diabetes and evaluation of cardiovascular risk factors in patients with silent ischemia

    MUHAMMED MASUM CANAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. RAHİME ÖZGÜR

  5. Kalp yetmezliğinde aritmi sıklığı ile tenaskin-c ve nt-probnp arasındaki ilişki

    The association between tenascin-c and nt-probnp levels and arrhythmia prevalence in heart failure

    ÇAĞLAR ÖZMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    KardiyolojiÇukurova Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET KANADAŞI