Geri Dön

Hafız Esad Dönemi Türkiye-Suriye ilişkileri

Turco-Syrian relations during the era of Hafız Asad

  1. Tez No: 117848
  2. Yazar: MECİD GAFUR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OSMAN METİN ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 165

Özet

164 ÖZET Suriye-Türkiye ilişkileri, gerginliklerin ve soğuklukların hakim renk olduğu yarım yüzyıllık bir kronolojinin adıdır. Yaşanan süreç ta başından beri çözülememiş bir sorun olan Hatay Sorunu'nun ipoteği altında kalmış ve bunun yanında, ikili ilişkilerin bozulmasına etki eden bir dizi faktör daha mutlaka var olmuştur. Osmanlı mirasının olumsuz etkileri, bu ek faktörler arasında etkisi en yaygın olanı olarak kabul edilebilir. Osmanlı Devleti'nin dağılma ve yıkılma sürecinde beliren milliyetçi eğilimler, en sonunda Arap ve Türk elitlerinin tutumlarına da yön vermeye başlamıştır. Dönemin süper güçlerinin yoğun müdahaleleri ve etkin katılımlarıyla Osmanlı bünyesindeki Arap topluluklarının milliyetçi-ayrılıkçı hareketleri ortaya çıkmış; bu durum, savaş şartlarının etkisiyle izleri uzun zaman silinmeyecek sosyo-psikolojik sonuçlar doğurmuştur. ikinci Dünya Savaşı sonrasında bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkan Suriye'nin, iki kutuplu bir döneme giren uluslararası ilişkiler ortamında Türkiye'yle zıt kutuplarda yer alması da ilişkileri olumsuz etkileyen bir başka faktör olmuştur. Etkisi 1990'lara kadar devam eden bu faktör, Soğuk Savaş'ın bitmesiyle birlikte kaybolmuş gözükmektedir. Ancak yeni dönemde görülen Suriye'nin batıyla yakınlaşma çabaları, henüz bu ülkenin küresel ve bölgesel dengelerdeki yerini netleştiren bir nitelik kazanmış değildir. Suriye'nin Rusya ile var olan stratejik bağlarının yeni dönemde ne derece sürdürüleceği ve etkili olacağı henüz bilinmemektedir. İki kutuplu dönemin ortalarında beliren su sorunu da ikili ilişkilere etki eden önemli bir faktör olmuştur. Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki kullanım hakkının sadece Türkiye'ye ait olmadığı iddiasıyla konuyu bir uluslararası hukuk meselesi haline getirmeye çalışan Suriye, Türkiye'nin sunduğu güvenceleri göz önüne almaksızın muhalefetini sürdürmüştür. İlişkileri olumsuz etkilemiş olan bir diğer unsur ise, Suriye-terör bağlantısıdır. Suriye'nin Türkiye karşıtı terörist oluşumlara destek vererek yürüttüğü“vekalet yoluyla savaş”, Türk kamuoyunun ciddi tepkisini toplamıştır. Tüm bu faktörlerin yanında gündeme getirilmesi gereken bir başka olumsuzluk ise, Suriye Türklerinin durumudur. Suriye toplumunun geneline karşı baskıcı politikalar uygulayan Suriye yönetimi, bu toplum içerisinde Suriye Türklerini sosyal, siyasi ve kültürel kısıtlamalarla ikinci bir yönden de ezmektedir. Bu bağlamda Suriye rejiminin üzerinde durduğu toplumsal yapıyı ele almak ikili ilişkileri anlamak bakımından önem taşımaktadır. Çatışma ortamına kaymaya müsait farklı toplumsal alt gruplardan oluşan Suriye toplumu, Hafız Esad yönetiminde Nusayri azınlığın hakimiyetine dayalı totaliter bir yapı çerçevesinde uyumlu yaşaması sağlanmış ve kimliğini yeni yeni kazanan bir toplumdur. Hafız Esad'ın dışa yönelik sert politikalarının da ülke içindeki baskıya dayalı istikrarı sağlama almak amacıyla“dış düşmanlar”kavramına duyulan ihtiyaçtan kaynaklandığına inanılmaktadır. Arap israil çatışmasında öne çıkan Suriye için israil, müzmin bir“dış düşman”olarak iç politikada yeterince işe yaramaktadır. Dolayısıyla Türk-İsrail yakınlaşması, sadece Suriye'nin dış politika karar alıcılarını değil bu ülkenin kamuoyunu da ilgilendiren bir faktör niteliğiyle Türkiye-Suriye ilişkilerine etkide bulunmaktadır. Soğuk Savaş sonrası dönemde Sovyet desteğini yitiren Suriye, ABD'nin baskıları karşısında Ortadoğu barış sürecine dahil olmuşsa da henüz İsrail'le uzlaşamamıştır. Barış görüşmelerinin uzlaşmayla sonuçlanması her ne kadar yakın vadede muhtemel değilse de, böyle bir durumda Suriye'nin, İsrail'e yönelmiş siyasi ve askeri yoğunluğunu Türkiye'ye yöneltmesi, bir ihtimal olarak gündeme gelmektedir. Hafız Esad sonrası Suriye'de çok ciddi ve köklü değişikliklerin kısa vadede gerçekleşmeyeceği anlaşılmaktadır. Ancak etkileri dış politikada da görülebilecek bir takım dönüşümlerin başladığı söylenebilir. Hafız Esad'ın kişiliğinden ve uzun süren iktidarının bütünlüğünden etkilenen ikili ilişkiler, Beşşar Esad yönetimindeki Suriye ile farklı ilişkiler geliştirilmesi açısından bir engel teşkil etmeyebilir. Bu konuda Türkiye'nin olumlu bir bakış açısı taşıdığı söylenebilirse de Suriye tarafında görülen dışa açılma yönündeki genel yaklaşımın, Türkiye-Suriye ilişkilerinde ne derece etkili olacağı bilinmemektedir.

Özet (Çeviri)

165 ABSTRACT The Turco-Syrian Relations'^ the title of a half century- chronology in which the dominant colours are tension and coldness. The past process has been under the morgage of Hatay Question, an unsolved problem, and a number of problematic factors are also existed in addition. The negative effects of Ottoman heritage can be taken as the most evereffective factor. Nationalist inclinations that arised during the falling process of the Ottoman State had finally begun to shape the attitudes of Turkish and Arab elites. Nationalist-seperatist movements of the Ottoman Arab societies emerged by the intensive interventions and acvtive participations of the super powers of the era. This lately caused some socio-psychological consequences that has long living traces. Syria got its independency in the end of World War II, a critical era after which the international environment turned to a bipolar situation. That Syria and Turkey appeared in opposite poles was another negative factor which seems as if it had disappeared after the 90's by the end of the Cold War. Nevertheless, Syrian eagerness to become closer to the West, isn't sharp enough to clarify the position of this country in the regional balance and international system. That is also uncertain if what grade the stratgic ties between Syria and Russian Federation will continue to exist and be effective. The water Question remaining as the constant topic of the regional agenda since the midst of the Cold War era, is also another significant component of the bilateral relations. That“the right of use on Tigris and Euphrates doesn't belong to Turkey only”has been the main assertion of Syria. Since the Syrian authorities aimed to made the issue a matter of internaional law.the guaranties put forward by Turkey hasn't been meaningful for Syria. The relationship between some terrorist organisations and Syria has been another negative factor for the bilateral relations. The warlike attacks of terrorist organisations backed by Syria, has really drawn the reactions of Turkish public. The living conditions of Turkish population in Syria, must also be mentioned as another negative point. As a result of restructions on social, cultural and political rights of Turkish minority, the totalitarian policies of Syrian authorities are doubled against Turkish population. In this context, understanding the social base on which Syrian regime is build will be useful to comprehend the Turco-Syrian relations. Being compound of potentially conflicting parts syria is forcibly kept together under the dictatorship of Hafez Asad, a member of ruling Alawi minority. Syrian society is just getting a naitonal identity and this strenghtens the need for a“foreign enemy”in order to keep the country steady by the way of oppressive policies. Israel, as a foreign enemy, has now an enough presence, so it si actually of use for the internal policy. Not only the ruling Syrian elites but also a large amount of the public is actually concerned on the recent closeness between Israel and Turkey. This affects the relations as a negative factor as well. Being deprive of Soviet support in the post-Cold War era, Syria unwillingly accepted to take part in the Middle East Peace Process. However, although any reconcilation seems impossible, at least in the near future, in such a case a concentration of Syrian political and military attention on Turkey is probable. For the post Hafez Asad Syria a considerably serious and radical transformation isn't expested in the short term. But a number of moderate changes are taken up. As they are no longer under the shadow of Hafez Asad's personality and his entirely dominant sovereignity, the relations between the two countries are now free of many obstacles to be builded in a new way. It is possible to say that Turkey has a positive approach to become closer to its southern neighbour. However it isn't clear whether the common desire of Syrians to become more open and transparent and to put out to the world will efficiently affect the relations between the two countries or not. t*- fcttEitl

Benzer Tezler

  1. Milli güvenlik stratejisi açısından Hafız Esad dönemi Türkiye-Suriye ilişkileri(1970-2000)

    National security strategy in terms of the period of Turkish-Syrian relations Hafez al-Assad (1970-2000)

    MEHMET ÇİMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    TarihYeditepe Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YUNUS EMRE TANSÜ

  2. Hafız Esad sonrası Türkiye-Suriye ilişkilerinin güvenlik politikalarına etkisi

    The effects of Turkish-Syrian relations on security policies in the post-Hafez al-Asad period

    MEHMET TİRAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Uluslararası İlişkilerBeykent Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAYYAR ARI

  3. Beşar Esad Dönemi Suriye Dış Politikası ve Türkiye'nin Güvenliğine Etkileri

    Syria Foreign Policy in Bashar Asad Period and It's Effects on Turkey's Security

    YEŞİM ÖZGEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri Komutanlığı

    Strateji ve Stratejik Araştırmalar Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KENAN DAĞCI

  4. Kopuştan günümüze Suriye Türkmenleri (1918-2014)

    Syrian Turkmen from disengagement until today (1918-2014)

    ABDULLAH AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ŞAHİNGÖZ

  5. Hatay, su ve terör sorunları ekseninde Türkiye - Suriye ilişkileri

    Turkey - Syria relations on the axis of Hatay, water and terror problems

    KAHRAMAN GÜRBÜZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İHSAN ŞERİF KAYMAZ