Geri Dön

Plasma D-dimer düzeyi ve koroner arter hastalığı riski

Plasma D-dimer level and of coronary artery disease

  1. Tez No: 118221
  2. Yazar: BİLGEHAN KARADAĞ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. NERGİS DOMANİÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 25

Özet

ÖZET: Giriş ve Amaç: Aterosklerotik damar hastalıklarının akut dönemi, rüptüre olmuş plak, ve bunu izleyen intraluminal trombus oluşumu ile karakterizedir. Hemostatik sistemin sadece akut koroner sendromlar sırasında değil, aynı zamanda aterosklerozun başlangıcında ve gelişiminde de önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.Akut koroner sendromlu hastaların bazılarında bilinen risk faktörlerinin bir ya da birkaçı eşlik etmekle birlikte olayların tümü açıklanamamaktadır. Bu nedenle bilinen konvansiyonel risk faktörlerinin yanında koroner arter hastalığına neden olan başka etiyolojik faktörlerinin varlığı düşünülebilir. Bu nedenler arasında hemostatik sistem dengesizliği özellikle vurgulanmıştır, örneğin plasma fibrinojen düzeyi, PA1-1, ve von Willebrant faktör düzeyi gibi bazı hemostatik parametrelerin koroner olayları öngördürmede bağımsız bir risk faktörü olduğu lehine deliller bulunmaktadır. Hastalar ve Yöntem: Hasta ve kontrol grupları, Temmuz 2001 ve Şubat 2002 tarihleri arasında tipik ve atipik stabil göğüs ağrıları nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalına başvuran ve elektif şartlarda koroner anjiografi yapılan hastalar arasından seçildi. Yaşları 41-75 arasında 30 kadın.toplam 81 hasta çalışma kapsamına alındı. İki grubu özellikleri genel olarak benzerdi. Grup l'de diabetes mellitus ve inme öyküsü anlamlı olarak fazlaydı. İstatistik anlamı olmamakla birlikte grup I' de yaş,aile öyküsü ve sistemik arter hipertansiyonunu daha sık olarak saptandı. Çalışmamıza anjiyografik verileri mevcut, stabil angina pektoris yakınması olan koroner arter hastaları (Grup l=53 kişi),ve normal bireylerde (Grup H=28 kişi) bir fibrinojen yıkımürünü olan D-dimer plasma düzeyleri incelenmiş, plasma D-dimer düzeyinin tutulan damar sayısı ve bilinen ana risk faktörleri ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Son 12 hafta içinde geçirilmiş akut koroner sendrom, antikoagulan tedavi, ejeksiyon fraksiyon

Özet (Çeviri)

Plasma Fibrin D-dimer Levels and Risk of Coronary Artery Disease The acute syndromes of atherosclerotic artery disease is characterized by a ruptured, vulnarable plaque and subsequent intraluminal thrombus formation. Besides its role in acute coronary syndrome, imbalance of haemostatic system also take part in chronic evolution and progression of often clinically quiscent chronic atheromatous plaque.Although there are several independent risk factors for atherosclerosis.they have nonethless failed to identfy the majority of individuals who will ultimately suffer an acute event.Therefore besides the well known risk factors for atherosclerosis.existence of some other etiological factors may be suggested. Among these risk factors imbalance of the haemostatic system is spesifically taken into account.There is evidence that various hemostatic proteins as plasma fibrin,von Willebrant factor, PAI-I have been found to be associated wih future coronary events. Patients and controls were recruited between July 2001 and February 2002.The participants were admitted to the Department of Cardiology of the Medical School of Cerrahpaşa for elective coronary angiography.A total of 81 patients are enrolled to the study, aged between 41-75 years. 53 patients (group I) were with clinically stable, angiographically confirmed coronary artery disease (>50% diameter stenosis of at least 1 major coronary artery ), 28 patients (group II) had angiographically confirmed normal coronary arteries.Two grups had similar basal characteristics. Patients with acute ischemic syndromes within the previous 8 weeks.those on anticoagulant therapy, acute infectious diease or with evidence of malignant diseases, possibly associated with acute phase reactions were excluded. Patients with normal coronary arteries wiht scar in myocardial scintigraphy or regional wall motion on ventriculography were also excluded. The main aim of this study was to investigate the association between D-dimer and angiographically determined coronary artery disease in patients with stable angina and in controls taken into account its potential relationship with various risk factors related to atherosclerotic disease.we also investigated its association with severity and extend of coronary artery disease. 1QIn the analysis of the plasma D-dimer level in coronary artery disease patients and patients with normal coronary arteries, the plasma D-dimer level was 17 ug/l higher in the case group but this result was not statistically significant. No association between plasma D-dimer levels and extend of coronary artery disease in terms of the number of diseased vessels was found. Plasma D-dimer levels are positively and significantly correlated with plasma fibrinogen level and incidence of stroke,but no correlation with other conventional risk factors was found. In this study, plasma D-dimer levels was not found to be associated with presence of coronary artery disease in patients with stable angina pectoris. on

Benzer Tezler

  1. Koroner ateroskleroz varlığı ve derecesi ile parathormon düzeyi arasındaki ilişki

    The relationship between the existence and grade of coronary atherosclerosis with the level of parathormone

    İSMAİL BEYPINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ALİ ALTUNBAŞ

  2. Hayatı tehdit eden göğüs ağrısı ayırıcı tanısında copeptin düzeyinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the level of copeptin in the differential diagnosis of life threatening chest pain

    ALİ DUMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    İlk ve Acil YardımErciyes Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEDA ÖZKAN

  3. Persistan veya permanent atriyal fibrilasyonu olan hastalarda serum D-dimer düzeyinin sol atriyum hacim indeksi ile ilişkisinin araştırılması

    To investigate the relationship between plasma D-dimer level and Left Atrial Volume Index (LAVI) in patients with persistent and permanent atrial fibrillation.

    ÖMER KIRASLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEHRA BUĞRA

  4. Toplum kökenli pnömonide plazma D-dimer düzeylerinin değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    SERPİL PİRMİT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    İlk ve Acil YardımMarmara Üniversitesi

    İlk ve Acil Yardım Ana Bilim Dalı

  5. Toplum kökenli pnömonisi olan hastalarda D-dimer düzeyi ile hastalığın ağırlığı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi ve ayırıcı tanı açısından pulmoner embolili hastalar ile karşılaştırılması

    Correlation of plasma D-dimer level and severity of community acquired pneumonia and as differantial diagnosis of D-dimer in pulmonary embolism and pneumonia

    ERKAN RODOPLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    BiyokimyaUludağ Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. R. OKTAY GÖZÜ